Hadislerin Listesi

‌Büyük günahların en ağırını size haber vereyim mi?
عربي İngilizce Urduca
Biriniz kardeşini (Allah için) seviyorsa ona sevdiğini söylesin
عربي İngilizce Urduca
Büyük günahlar; Allah'a şirk koşmak, ana babaya asi olmak, adam öldürmek ve yalan yere yemin etmektir
عربي İngilizce Urduca
Dul ve yoksulların ihtiyacını gidermek için gayret gösterip çabalamak Allah yolunda cihat etmek ya da gece namaz kılıp gündüz oruç tutmak gibidir
عربي İngilizce Urduca
Helak eden yedi şeyden sakının!
عربي İngilizce Urduca
Ben şirk konusunda kendisine ortak koşulanların şirkten en uzak olanıyım. Her kim bir amel işler de benimle birlikte başkasını ona ortak ederse onu ve işlemiş olduğu şirkini terk ederim
عربي İngilizce Urduca
Evlerinizi kabirlere çevirmeyin. Benim kabrimi de çokça ziyaret edilen bayram yerine çevirmeyin. Bana salat getirin, nerede olursanız olun bana salatlarınız ulaşır
عربي İngilizce Urduca
her ne amel üzere olursa olsun Allah, onu Cennet'ine koyacaktır
عربي İngilizce Urduca
Kim, Allah'ın karşısına O'na hiçbir şeyi şirk koşmadan çıkarsa Cennet'e girer. Kim de şirk koşarak Allah'ın karşısına çıkarsa o, Cehennem'e girer
عربي İngilizce Urduca
Kim bana iki çenesi arasındaki (dili) ile iki bacağı arasındaki (üreme organını haramdan) koruma sözü verirse, ben de ona Cennet sözü veririm
عربي İngilizce Urduca
Zikrin en faziletlisi: “Lâ ilâhe illallah, duanın en faziletlisi ise: Elhamdulillah sözüdür
عربي İngilizce Urduca
Cennet size, ayakkabınızın bağından daha yakındır. Cehennem de öyledir
عربي İngilizce Urduca
Büyük günahlardan kaçınıldığı sürece beş vakit namaz, iki Cuma ve iki Ramazan, aralarında işlenen günahlara kefaret olur
عربي İngilizce Urduca
Yorgunluk, sürekli hastalık, tasa, keder, sıkıntı ve gamdan, ayağına batan dikene varıncaya kadar Müslümanın başına gelen her şeyi Allah, onun hatalarını bağışlamaya vesile kılar
عربي İngilizce Urduca
Cehennem, nefse hoş gelen şeylerle kuşatılmış; Cennet ise, nefsin istemediği şeylerle çepeçevre sarılmıştır
عربي İngilizce Urduca
Müslümanın, Müslüman üstündeki hakkı beştir: Selamını almak, hasta ziyaretine gitmek, cenazesine katılmak, davetine icabet etmek ve hapşırınca (Elhamdulillah dediğinde) yerhamukallah (Allah sana rahmet etsin) demektir
عربي İngilizce Urduca
Satarken, alırken, alacağını isterken, kolaylık gösteren kimseye Allah rahmet etsin
عربي İngilizce Urduca
İnsanlara borç para veren bir adam vardı. O hizmetçisine şöyle derdi: Darda kalmış bir fakire vardığında onu affediver. Umulur ki Allah da bizim günahlarımızı affeder
عربي İngilizce Urduca
«İlim tahsil etmek için (evinden) çıkan kimse, dönünceye kadar Allah yolundadır.»
عربي İngilizce Urduca
İki Müslüman, kılıçları ile (birbirlerini öldürmek için) karşı karşıya gelirlerse, ölen de öldürülen de ateştedir
عربي İngilizce Urduca
Helal olan şeyler belli, haram olan şeyler de bellidir
عربي İngilizce Urduca
Allah her bir şey üzerine iyilik yazdı
عربي İngilizce Urduca
Allah sizin dış görünüşünüze ve mallarınıza bakmaz. Ama o sizin kalplerinize ve amellerinize bakar
عربي İngilizce Urduca
Ameller niyetlere göredir
عربي İngilizce Urduca
«Kızma/öfkelenme!
عربي İngilizce Urduca
Eğer Allah’a hakkıyla tevekkül etseydiniz, O; sabah aç çıkıp akşam tok dönen kuşları rızıklandırdığı gibi sizi de rızıklandırırdı
عربي İngilizce Urduca
Bir kul bir günah işlediğinde; Allah'ım! Günahımı bağışla! derse,
عربي İngilizce Urduca
Adaletli davrananlar, Allah katında Rahman’ın sağındaki nurdan minberler üzerindedir. Allah'ın iki eli de sağdır
عربي İngilizce Urduca
Gıybet nedir bilir misiniz?» Ashâb: "Allah ve Rasûlü daha iyi bilir." dediler. Bunun üzerine Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-: «Kardeşini hoşlanmadığı bir şeyle anmandır.» buyurdu
عربي İngilizce Urduca
Şüphesiz ki, haksız olarak Allah’ın malını kullanan kimseler, kıyamet gününde Cehennem'i hak ederler
عربي İngilizce Urduca
Zandan sakınınız. Çünkü zan (yersiz itham), sözlerin en yalan olanıdır
عربي İngilizce Urduca
«Her ademoğlu çokça hata eder. Çokça hata edenlerin en hayırlısı çokça tövbe edenlerdir.»
عربي İngilizce Urduca
Her iyilik bir sadakadır
عربي İngilizce Urduca
Din kardeşini güler yüzle karşılaman gibi bir iyiliği (yapmayı bile) sakın küçük görme!
عربي İngilizce Urduca
Gerçek babayiğit, güreşte rakibini yenen değil, öfkelendiği zaman nefsine hâkim olandır
عربي İngilizce Urduca
Kim bir hayra (iyiliğe) vesile olursa o kimseye hayrı yapan kimsenin ecri gibi ecir vardır
عربي İngilizce Urduca
Ölülere sövmeyin. Çünkü onlar (sağ iken hayırdan ve şerden) gönderdiklerine kavuştular
عربي İngilizce Urduca
Bir Müslümanın, din kardeşini üç geceden (yani üç günden) fazla terk edip onunla küs durması helal değildir. İki Müslüman karşılaşırlar, biri bir tarafa, öteki öbür tarafa döner. Hâlbuki o ikisinin en hayırlısı önce selam verendir
عربي İngilizce Urduca
Akrabalarıyla ilişkiyi kesen Cennet'e giremez
عربي İngilizce Urduca
Kovculuk yapan Cennet'e giremez
عربي İngilizce Urduca
Kim; rızkının genişletilmesini, ecelinin uzatılmasını isterse akrabalık bağlarını gözetsin
عربي İngilizce Urduca
Kulun Allah'a en yakın olduğu an, secdedeki anıdır. O halde secdede Allah'a çokça dua edin
عربي İngilizce Urduca
Allah’a ve ahiret gününe iman eden kişi ya hayır söylesin ya da sussun
عربي İngilizce Urduca
Kim insanlara merhamet etmezse; Allah -Azze ve Celle- de ona merhamet etmez
عربي İngilizce Urduca
Allah katında erkeklerin en sevimsizi husumet ve düşmanlığı şiddetli olandır
عربي İngilizce Urduca
Allah'a en sevimli gelen dört söz vardır: Allah'ı bütün noksanlıklardan tenzih ederim. Hamt, yalnızca Allah'adır. Allah'tan başka hak ilah yoktur. Allah en büyüktür. Herhangi birinden başlamanın bir zararı yoktur
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-’e: "İnsanları Cennet'e en fazla götürecek şey nedir?" diye soruldu. Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-: «Allah’a karşı takvalı olmak ve güzel ahlaktır
عربي İngilizce Urduca
Hayâ imandandır
عربي İngilizce Urduca
Dua ibadetin ta kendisidir
عربي İngilizce Urduca
İki kelime vardır ki dile kolay, mizanda ağır gelir ve Rahman'a sevimlidir
عربي İngilizce Urduca
Allah Teâlâ'nın katında, duadan daha üstün (kıymetli) bir şey yoktur
عربي İngilizce Urduca
Kim; din kardeşinin ırzını onun gıyabında müdafaa ederse, Allah da kıyamet günü onu Cehennem ateşinden uzaklaştırır
عربي İngilizce Urduca
Kim, bir günde yüz defa: Subhânallâhi ve bi-hamdihî (Allah'a hamt ederek O'nu tüm noksanlıklardan tenzih ederim) derse, günahları deniz köpüğü kadar bile olsa bağışlanır
عربي İngilizce Urduca
Her kim on kere
عربي İngilizce Urduca
Allah kimin için hayır dilerse onu dinde fakih (anlayış sahibi) kılar
عربي İngilizce Urduca
Şüphesiz ki, Allah; takva sahibi, (gönlü) zengin ve gizli (şöhretsiz, gösterişsiz, riyasız, samimi) kulu sever
عربي İngilizce Urduca
Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- güzel kokuyu geri çevirmezdi
عربي İngilizce Urduca
Müminlerin iman bakımından en kâmil olanları ahlak bakımından en hayırlı olanlarıdır ve sizin en hayırlınız, eşlerine karşı en hayırlı olanınızdır
عربي İngilizce Urduca
Nerede yumuşak huyluluk, kolaylık varsa orada güzellik vardır. Kolaylığın bulunmadığı her şey çirkindir
عربي İngilizce Urduca
Şüphe yok ki Allah, kulunun bir şey yedikten sonra hamdetmesinden ve bir şey içtikten sonra hamdetmesinden razı olur
عربي İngilizce Urduca
Muhakkak ki Mümin, güzel ahlakı sayesinde (gündüzleri) oruç tutan (geceleri) namaz kılan kimsenin derecesine erişir
عربي İngilizce Urduca
Sizin en hayırlınız, ahlakı en güzel olanınızdır
عربي İngilizce Urduca
Allah Teâlâ, zalime vakit verir, bir kerede ansızın onu yakaladı mı, artık bırakmaz (onun için kurtuluş yoktur
عربي İngilizce Urduca
Benden sonra erkekler için kadınlardan daha zararlı hiçbir fitne bırakmadım
عربي İngilizce Urduca
Kolaylaştırınız, zorlaştırmayınız. Müjdeleyiniz, ürkütmeyiniz
عربي İngilizce Urduca
Her kim bir konaklama yerine iner de şu duayı okursa oradan ayrılıncaya kadar kendisine hiçbir şey zarar veremez: Allah’ın yarattığı mahlukatın şerrinden, Allah’ın eksiksiz tam kelimelerine sığınırım
عربي İngilizce Urduca
Sizden biriniz, beni, kendisinden, annesinden, babasından, çoluk çocuğundan ve herkesten daha çok sevmedikçe gerçek manasıyla iman etmiş olmaz
عربي İngilizce Urduca
Bana (Allah'ı bütün noksanlıklardan tenzih ederim. Hamt, yalnızca Allah'adır. Allah'tan başka hak ilah yoktur. Allah en büyüktür) sözünü söylemek, güneşin üzerine doğduğu her şeyden daha sevimli gelir
عربي İngilizce Urduca
Her kim Bakara Suresi'nin son iki ayetini geceleyin okursa ona yeter
عربي İngilizce Urduca
Kim Allah'ın kitabından bir harf okursa ona bir sevap (hasene) vardır. Sevap (hasene) ise on kat karşılığıyla verilir
عربي İngilizce Urduca
«Kim bir şeye bağlanırsa, o şeyle başbaşa bırakılır.»
عربي İngilizce Urduca
Merhametli olanlara Rahman merhamet eder. Siz yeryüzündekilere merhamet edin ki, gökteki de size merhamet etsin
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- kaza' türü tıraşı yasakladı
عربي İngilizce Urduca
Ömer -radıyallahu anh-’ın yanındaydık o şöyle dedi: «Tekellüf (etmek) bize yasak edildi
عربي İngilizce Urduca
Kim Allah’tan başka (hak) ilah olmadığına ve Muhammed’in, Allah’ın kulu ve rasûlü olduğuna içinden gelerek samimiyetle şehadet ederse, Allah onu Cehennem'e haram kılar
عربي İngilizce Urduca
Oğlum, besmele çek! Sağ elinle ye! Hep önünden ye!”
عربي İngilizce Urduca
Biriniz yediği zaman sağ eliyle yesin, içtiği zamanda da sağ eliyle içsin. Çünkü Şeytan, sol eliyle yer ve sol eli ile içer
عربي İngilizce Urduca
Temizlik imanın yarısıdır. "Elhamdülillah" mizanı doldurur, “Subhânallâhi velhamdulillâh" sözleri ise yer ile gökler
عربي İngilizce Urduca
Allah’ın kulları üzerindeki hakkı, yalnızca O'na ibadet etmeleri ve kendisine hiçbir şeyi ortak koşmamalarıdır. Kulların Allah üzerindeki hakkı, O'na şirk koşmayanlara azap etmemesidir
عربي İngilizce Urduca
Kim, Allah'ın karşısına O'na hiçbir şeyi şirk koşmadan çıkarsa Cennet'e girer. Kim de şirk koşarak Allah'ın karşısına çıkarsa o, Cehennem'e girer.» diye buyurdu
عربي İngilizce Urduca
Bana İslam hakkında öyle bir söz söyle ki, bu hususta senden başkasına bir şey sormaya gerek duymayayım. Rasûlullah şöyle buyurdu: «Allah’a iman ettim, de. Sonra dosdoğru ol.» diye buyurdu
عربي İngilizce Urduca
Allah Teâlâ kıyamet günü
عربي İngilizce Urduca
Yüce Allah Cennet'i ve Cehennem'i yarattığında Cebrail -aleyhisselam-'ı
عربي İngilizce Urduca
«Size; Allah’a karşı takvalı olmanızı, başınıza bir Habeşli köle bile emir olsa, onu dinleyip itaat etmenizi tavsiye ederim. Benden sonra pek çok ihtilaf göreceksiniz. O zaman sizin üzerinize gerekli olan, benim sünnetime ve doğru yolda olan Hulefâ-yi Râşidîn'in sünnetine sarılmanızdır
عربي İngilizce Urduca
Müezzin; "Allah en büyüktür, Allah en büyüktür." dediği zaman, sizlerden biri "Allah en büyüktür, Allah en büyüktür." derse,
عربي İngilizce Urduca
Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur: Namazı (Fâtiha’yı) kulumla kendi aramda yarı yarıya paylaştım ve kulum dilediğini alacaktır.”
عربي İngilizce Urduca
Saf ipek ve atlas elbise giymeyiniz. Altın ve gümüş kaptan bir şey içmeyiniz. Altın ve gümüş tabaklardan da yemek yemeyiniz! Bunlar dünyada kâfirler için, ahirette ise bizler içindir
عربي İngilizce Urduca
«İpek elbise giymeyiniz. Çünkü ipeği dünyada giyen âhirette giyemez.»
عربي İngilizce Urduca
«Ben size inanmadığım için yem etmenizi istemedim. Fakat bana Cebrâil gelerek, Allah Teâlâ’nın meleklere karşı sizinle iftihar ettiğini haber verdi de onun için böyle söyledim.» diye buyurdu
عربي İngilizce Urduca
(Dikkat edin!) Bunlar muhakkak azap olunuyorlar. Hem de büyük bir şeyden dolayı azap olunmuyorlar. Onlardan biri idrarından sakınmazdı, (iyice temizlenmezdi). Diğeri ise kovuculuk yapardı
عربي İngilizce Urduca
Onları bırak ben onları taharet üzerine giydim
عربي İngilizce Urduca
"Ya Rasûlallah! Bizden biri cünüp iken uyuyabilir mi?" Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-: «Evet, abdest aldığı zaman uyuyabilir, (bunda bir sakınca yoktur)» buyurdu.
عربي İngilizce Urduca
Sizden biri abdest aldığı zaman burnuna su çeksin, sonra sümkürsün. Kim taşla isticmar yaparsa tek sayı olarak taş kullansın
عربي İngilizce Urduca
Kişi evine girdiği za­man ve yemek yediği zaman Allah Teâlâ’yı anarsa, Şeytan (arkadaşlarına), “Size burada gece yiyecek bir yemek ve yatacak bir yer yok” der
عربي İngilizce Urduca
"Ehl-i Beyt’ini sevip sayma konusunda Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'in emrini tutunuz."
عربي İngilizce Urduca
Dünya göz kamaştırıcı ve çekicidir. Allah, onu sizin kullanmanıza verecek ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyaya aldanmaktan sakının. Kadınlara kapılmaktan korunun
عربي İngilizce Urduca
«Haya hayırdan başka bir şey getirmez.»
عربي İngilizce Urduca
Biriniz idrarını yaparken zekerini (erkeklik organını) sağ eliyle tutmasın, sağ eliyle istinca etmesin ve (bir şey içerken) kabın içine solumasın
عربي İngilizce Urduca
«O halde sen, sevdiğin ile berabersin.»
عربي İngilizce Urduca
İyi kimseyle oturup kalkan kimsenin misali ile kötü kimseyle oturup kalkan kimsenin misali,
عربي İngilizce Urduca
«Ey kalpleri evirip, çeviren (Allah'ım)! Benim kalbimi dinin üzere sabit kıl.»
عربي İngilizce Urduca
«Her kim kalbinden sadık olarak Allah’tan şehitlik isterse, yatağında ölse bile Allah o kişiyi şehitler mertebesine eriştirir.»
عربي İngilizce Urduca
«Erkek olsun kadın olsun mü’min, Allah’a günahsız olarak kavuşuncaya kadar kendisinden, çoluk çocuğundan, malından belâ eksik olmaz.»
عربي İngilizce Urduca
«Dünyada sevdiği bir kimsesini (çocuğunu yahut ana babasını) aldığım zaman, (sabredip) ecrini Allah’tan bekleyen mü’min kulumun katımdaki karşılığı cennettir.»
عربي İngilizce Urduca
Cabir -radıyallahu anh-'den rivayet olunan bir hadiste Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- buyurdular ki: "Kendi üzerinize beddua etmeyin. Çocuklarınızın aleyhine de beddua etmeyin. Mallarınızın aleyhine de beddua etmeyin. Ola ki, Allah'ın duaları kabul ettiği saate rastgelir de, istediğiniz kabul ediliverir."
عربي İngilizce Urduca
Cabir –radıyallahu anh-’tan rivâyet edildiğine göre Rasûlullah –sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur: ’’Herhangi biriniz acele etmediği müddetçe duası kabul edilir.(Acele eden kul:) 'Rabbime dua ettim de kabul edilmedi’ der. Muttefakun aleyhtir. Müslim’in rivâyetinde ise hadisin lafzı şöyledir: "Bir kul, günah olan veya akrabalık bağlarının kopmasına yol açan bir şey istemedikçe ve acele etmediği sürece duası kabul olunur." Ey Allah’ın Rasûlü! Acele etmek ne demektir? diye sorulunca şöyle o da buyurdu: ’’Defalarca dua ettim, ama Rabbimin duamı kabul ettiğini görmedim." der. Böylece (duasının hemen kabul edilmediğini görünce) usanır ve dua etmeyi bırakır.
عربي İngilizce Urduca
"Hangi dua daha fazla işitilir (kabul görür)?" diye sorulduğunda "Gecenin sonuna doğru ve farz namazların sonunda yapılan (duadır)."
عربي İngilizce Urduca
Anne-babanın yanına dön, onlara güzel bir şekilde iyilik ve ihsanda bulun.
عربي İngilizce Urduca
Bir kimsenin harcadığı paraların en değerlisi ailesinin ihtiyaçlarına harcadığı para, Allah yolunda cihat etmek için beslediği atına harcadığı para ve bir de beraberce Allah yolunda cihat ettiği arkadaşlarına sarf ettiği paradır.»
عربي İngilizce Urduca
«Sizden biriniz hoşuna giden bir rüya görünce, o rüya ancak Allah Teâlâ’dandır. Bu sebeple Allah’a hamdetsin ve o rüyasını anlatsın.»
عربي İngilizce Urduca
Müminin hayranlık verici bir hali vardır ki, onun her işi hayırdır. Bu hal, Müminden başka hiç kimsede bulunmaz.
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- aksırdığı zaman elini veya elbisesini ağzına tutar, böylelikle sesini azaltmaya –veya ağzını kapatmaya– çalışırdı
عربي İngilizce Urduca
«Ben size, nazarımda sizin için Mesih Deccal’dan daha ürkütücü bir şeyi haber vereyim mi?» "Evet! Ey Allah'ın Rasûlü, söyleyin!" dedik. «Şirk-i hafîdir (gizli şirk). Meselâ, kişi kalkar, namaz kılar, bu namazını kendisine bakanlar sebebiyle güzel kılar.» buyurdular.
عربي İngilizce Urduca
"Ey filân! Sana ne oldu? Sen iyiliği emredip kötülükten nehyetmez miydin?" O kişi de: "Evet, iyiliği emrederdim, fakat kendim yapmazdım, münkerden (kötülükten) nehyederdim, fakat kendim yapardım" der.
عربي İngilizce Urduca
«Kabrimi (çokça gelinip, gidilen) bir yere çevirmeyiniz. Evlerinizi kabirlere çevirmeyiniz. Bana salat ve selam getiriniz. Zira nerede olursanız olun, sizin salat ve selamınız bana ulaşır.»
عربي İngilizce Urduca
«Elbise giydiğiniz ve abdest aldığınız zaman sağ tarafınız ile başlayınız.»
عربي İngilizce Urduca
«Her kim iki kız çocuğunu yetişkinlik çağına gelinceye kadar büyütüp terbiye ederse, kıyamet günü o kimseyle ben şöyle yan yana bulunacağız.»
عربي İngilizce Urduca
İman etmedikçe Cennet'e giremezsiniz; birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız. Yaptığınız zaman birbirinizi seveceğiniz bir şeyi size haber vereyim mi? Aranızda selamı yayınız
عربي İngilizce Urduca
amellerin hangisi Allah'a en sevimlidir? diye sordum. «Vaktinde kılınan namazdır.» buyurdu. Sonra hangisidir? dedim. «Ana babaya iyilik etmektir.» cevabını verdi. Sonra hangisidir? dedim. «Allah yolunda cihat etmektir.» diye buyurdu
عربي İngilizce Urduca
«Bu, yetmiş sene önce cehenneme atılmış olan bir taştır. O, şimdiye kadar cehennemde yuvarlanıp yol alıyordu, nihayet onun dibine ulaştı; siz onun gürültüsünü işittiniz.»
عربي İngilizce Urduca
Bir adam, Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in yanında sol eliyle yemek yedi. Allah Rasûlü -sallallahu aleyhi ve sellem- adama: «Sağ elinle ye!» diye buyurdu. Adam: "Yiyemiyorum/Yapamıyorum!" diye cevap verdi. Bunun üzerine de Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-: «Yiyemez/yapamaz ol!» dedi
عربي İngilizce Urduca
Uğursuzluğa inanmak şirktir, uğursuzluğa inanmak şirktir, uğursuzluğa inanmak şirktir. Bizden (istemeden kalbine uğursuzluk vehmi gelip de içinde bazı şeylere karşı nefret duyandan) başka, hiç kimsede bu olmasın. Fakat Allah, onu/uğursuzluğu tevekkülle giderir
عربي İngilizce Urduca
“Sa’îd b. Cubeyr’in yanındaydım “Dün gece düşen yıldızı kim gördü?” diye sorunca, “Ben (gördüm)” dedim. Sonra da “Namaz kılıyor değildim, beni bir şey sokmuştu.” dedim
عربي İngilizce Urduca
Advâ (hastalığın bir kişiden başka bir kişiye geçmesi) yoktur, Tıyera (uğursuzluk) yoktur, Hâmeh/Baykuş (Araplar bu kuşun birinin evine konmasını uğursuzluk sayarlardı) yoktur. Safer (safer ayının uğursuz sayılması) yoktur. Aslandan kaçtığın gibi cüzzamlıdan kaç
عربي İngilizce Urduca
Allah'a yemin ederim ki Allah'ın senin vesilenle bir tek kişiye hidayet vermesi, senin için kızıl develerden daha hayırlıdır
عربي İngilizce Urduca
"Falan kimseyi bağışlamayacağıma dair kim benim adıma yemin etti? Ben onu bağışladım, senin amelini boşa çıkardım."
عربي İngilizce Urduca
«Haksız olarak öldürülen her kişinin kanından bir pay, Adem’in ilk oğluna ayrılır. Çünkü o, insan öldürme çığırını ilk başlatan kişidir.»
عربي İngilizce Urduca
«Bilmez misin ki İslâm, kendinden önceki günahları yok eder, hicret de ondan önceki günahları yok eder, hac da ondan önceki günahları yok eder?»
عربي İngilizce Urduca
"Kul, (iyice düşünüp taşınmadan) bir söz söyler de bu söz yüzünden cehennemin, doğu ile batı arasındaki mesafeden daha derin bir yerine düşer."
عربي İngilizce Urduca
"Kim evinden çıkarken: "Bismillahi tevekkeltü alallah vela havle vela kuvvete illa billah (Allah'ın adıyla başlarım, Allah'a tevekkül ettim, Güç ve kuvvet ancak Allah iledir,) derse kendisine, bu sana yeter, korundun ve doğru yolu buldun, denir ve şeytan ondan uzaklaşır."
عربي İngilizce Urduca
Allah’tan korkun (takvalı olun). Beş (vakit namazınızı) kılın. (Oruç) ayınız (ramazan)ı tutun. Mallarınızın zekâtını verin. İdarecilerinize itaat edin (ki böylece) Rabbinizin Cennet'ine girin
عربي İngilizce Urduca
Ebû Hüreyre -radıyallahu anh-’den rivayet edildiğine göre, Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurdu:''Sizden biriniz din kardeşine rastladığında ona selâm versin. Eğer ikisinin arasına ağaç, duvar ve taş girer de tekrar karşılaşırlarsa, tekrar selâm versin.''
عربي İngilizce Urduca
Size, Allah’ın kendisiyle günahları yok edip, dereceleri yükselteceği hayırları haber vereyim mi?
عربي İngilizce Urduca
Size amellerinizin en hayırlısını, melikiniz olan Allah katında en değerlisini ve derecelerinizin en yüksek olanını
عربي İngilizce Urduca
''Ben bir söz biliyorum, eğer bu kişi onu söylerse, üzerindeki bu kızgınlık hali geçer. Eğer o, “Eûzu billâhi mine’ş–şeytânirracîm = İlâhi rahmetten kovulmuş şeytandan Allaha sığınırım” derse, üzerindeki o hâl kaybolur.''
عربي İngilizce Urduca
"Sâlih rüya -bir rivayete göre güzel rüya- Allah’tandır. Fena/kötü rüya da şeytandandır."
عربي İngilizce Urduca
«Dilini tut, evinde kalmayı yeğle ve günahların için gözyaşı dök.»
عربي İngilizce Urduca
«Allah yolunda cihad edenler için Allah Teâlâ cennette yüz derece hazırlamıştır. Her derecenin arası yerle gök arası kadardır.»
عربي İngilizce Urduca
Allah Teâlâ buyurdu ki: «Ben kulumun zannı üzereyim. Beni zikredip andığı sürece onunla beraberim.»
عربي İngilizce Urduca
"Ey Allah'ın Rasûlü! İşlediğim takdirde Cennet'e gireceğim bir amel söyle." Rasûlullah şöyle buyurdu: «Allah'a hiçbir şeyi ortak koşmaksızın kulluk edersin. Farz olan namazları kılarsın. Yine farz olan zekâtı verirsin ve ramazan orucunu tutarsın.»
عربي İngilizce Urduca
“Allah katında dünya, bir sivrisineğin kanadı kadar değeri olsaydı ondan kâfire dünyada bir yudum su dahi içirmezdi.”
عربي İngilizce Urduca
Burnu sürtsün, sonra burnu sürtsün, sonra burnu sürtsün.» Kimin ya Rasûlallah? diye sorulduğunda, Rasûlullah -aleyhisselâm- şöyle buyurmuştur: «İhtiyarlığı anında annesi ile babasından birine yahut her ikisine yetişip de, onlar sayesinde (onlara ihsanda bulunma ile) Cennet'e giremeyenin
عربي İngilizce Urduca
Müferridler (Allah'ı çokça zikredenler) yarışı kazandılar
عربي İngilizce Urduca
«Biriniz uyuyunca şeytan ensesine üç düğüm atar. Her düğümü atarken, düğüm attığı yere vurarak, üzerine uzun bir gece var, yat, uyu der.»
عربي İngilizce Urduca
«İki göz var ki ateş onlara değmeyecektir. Allah’ın azabından korkarak ağlayan göz ve Allah yolunda nöbet bekleyen göz.»
عربي İngilizce Urduca
«Her ümmetin bir fitnesi (imtihanı) vardır. Benim ümmetimin fitnesi ise maldır.»
عربي İngilizce Urduca
İşlediği günahları açığa vuranlar
عربي İngilizce Urduca
"Bir kul, bu dünyada başka bir kulun ayıbını örterse, kıyamet gününde Allah da onun ayıbını örter."
عربي İngilizce Urduca
"Hiç biriniz Allah -azze ve celle-'ye hüsn-ü zan etmeden sakın ölmesin."
عربي İngilizce Urduca
«İsra gecesi İbrahim ile karşılaştım. (Bana): "Ey Muhammed! Ümmetine benden selam söyle ve onlara: Cennetin toprağı güzel ve suyu tatlıdır. Cennette dümdüz ovalar var. Buraların dikili ağacı; Subhânallâhi ve’l-hamdulillâhi ve lâ ilâhe illallâhu vallâhu ekber/Allah’ı noksan sıfatlardan tenzih ederim. Hamd O’na mahsustur. O’ndan başka hak ilah yoktur ve Allah en büyüktür, diye bildir." dedi.»
عربي İngilizce Urduca
«Ümmete, nübüvvetten sonra sadece mübeşşirat kalmıştır.»
عربي İngilizce Urduca
“Eğer Uhud dağı kadar altınım olsa, borç ödemek için ayıracağım hariç, hiçbirini yanımda üç günden fazla tutmak istemem.”
عربي İngilizce Urduca
«Eğer sen gerçekten söylediğin gibiysen, sen onlara ancak sıcak bir kül yedirmektesin. Sen bu hal üzere devam ettiğin müddetçe senin yanında muhakkak Allah tarafından onlara karşı bir yardımcı bulunmaya devam edecektir.»
عربي İngilizce Urduca
«Ahirete göre dünya, sizden birinizin parmağını denize daldırmasına benzer. O kişi parmağının ne kadarcık bir su aldığına bir baksın.»
عربي İngilizce Urduca
«Herhangi bir topluluk oturdukları meclisten Allah’ı zikretmeden kalkarlarsa, merkep leşi yanından kalkmış gibi olurlar. O meclis de onlar için bir pişmanlık olur.»
عربي İngilizce Urduca
"Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-: «Benim yanımda şu Uhud dağı kadar altın olup da ondan benim yanımda bir dinar altın bulunduğu halde üzerimden üç gün geçmesi benim hiç hoşuma gitmez. Ancak borç için hazırlamakta olduğum miktarı müstesnadır. Beni sevindirecek olan, o kadar çok altını Allah’ın kulları arasında şöyle şöyle ve şöyle verip dağıtmaktır, buyurup sağına soluna ve arkasına eliyle verme işareti yaptı."
عربي İngilizce Urduca
«Rabbini zikreden kişiyle zikretmeyen kişi, diriyle ölü gibidir.»
عربي İngilizce Urduca
«Benden sonra size dünya nimetlerinin ve ziynetlerinin açılmasından ve onlara gönlünüzü kaptırmanızdan korkuyorum.»
عربي İngilizce Urduca
Ey Allah’ın Rasûlü! Kendisine en iyi davranılması gereken kimdir? diye sordu. Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-: «Annen, sonra annen, daha sonra yine annen, sonra baban, sonra da sana en yakın olan akraban.» buyurdu.
عربي İngilizce Urduca
«Allah yolunda çift sadaka veren kimse, cennetin muhtelif kapılarından, ‘Ey Allah’ın kulu! Bu kapıdan girmen senin için daha hayırlıdır diye çağırılır. Namaz kılanlar namaz kapısından, mücahitler cihad kapısından çağrılır.»
عربي İngilizce Urduca
«Beni rüyada gören kimse, uyanıkken de öylece görecektir. –veya sanki beni uyanıkken görmüş gibidir- Çünkü şeytan bana benzeyen bir şekle giremez.»
عربي İngilizce Urduca
«Muhakkak ki kıyamet günü, ateş ehlinin azabı en hafif olanı, iki ayak tabanına iki kor koyulan ve bu sebeple beyni kaynayan kimsedir. O, kendisinden daha şiddetli bir azaba uğrayan kimse olmadığını zanneder. Halbuki o, onların azabı en hafif olanıdır.»
عربي İngilizce Urduca
"Ölüyü, (mezara kadar) üç şey takip eder: Ailesi, malı ve ameli. Bunlardan ikisi geri döner, biri (onunla) kalır; ailesi ve malı geri döner, ameli kendisiyle kalır."
عربي İngilizce Urduca
Bineğe binen yürüyene, yürüyen oturana, az çoğa selam verir
عربي İngilizce Urduca
«Allah, rahmetini yüz parçaya ayırmıştır. Doksan dokuz parçasını kendi katında alıkoymuş, birini yeryüzüne indirmiştir. İşte varlıklar bu bir parça rahmet sebebiyle birbirlerine acıyıp, rahmet eder. Hatta hayvanlar, yavrusunun üzerine basacağı endişesiyle ayağını çekip kaldırır.»
عربي İngilizce Urduca
«Nerede olursan ol, Allah’a karşı gelmekten sakın! Yaptığın kötülüğün arkasından bir iyilik yap ki bu onu yok etsin. İnsanlara karşı güzel ahlakın gereğine göre davran.»
عربي İngilizce Urduca
«Dünyada zâhid ol, Allah seni sevecektir. İnsanların elinde bulunanlara karşı zâhid ol, insanlar seni sevecektir.»
عربي İngilizce Urduca
«İyilik güzel ahlaktır. Günah, nefsinde tereddüt yaşadıyıp, sıkıldığın ve insanların bilmesinden hoşlanmadığın şeydir.»
عربي İngilizce Urduca
«Kulunun tövbe etmesinden dolayı Allah Teâlâ’nın duyduğu memnuniyet, sizden birinin ıssız çölde kaybettiği devesini bulduğu zamanki sevincinden çok daha fazladır.»
عربي İngilizce Urduca
«Muhakkak ki Allah, kulun tevbesini can boğaza gelmediği sürece kabul eder.»
عربي İngilizce Urduca
«Allah Teâlâ temizdir ve ancak temiz olanı kabul eder. Allah Teâlâ peygamberlere emrettiğini Mü’minlere de emretti. Allah Teâlâ buyurdu ki: "Ey Rasuller! Helâl ve hoş olan şeylerden yiyin ve salih amel işleyin." (Müminun Suresi :51)»
عربي İngilizce Urduca
Allah Teâlâ, gündüz günah işleyenin tövbesini kabul etmek için geceleyin elini açar; gece günah işleyenin tövbesini kabul etmek için gündüz elini açar. Bu uygulama Güneş batıdan doğuncaya kadar böylece devam eder
عربي İngilizce Urduca
Bir kimse Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-'e seferde/yolculukta oruç tutulur mu? diye sordu. Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-: «Dilersen oruç tut, dilersen tutma.» diye buyurdu.
عربي İngilizce Urduca
«Al­lah'a ve âhiret gününe îmân eden bir kadına, yanında bir mahremi olmaksızın bir gün bir gecelik mesafeye kadar yolculuk etmesi helâl olmaz.»
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-’in ashabından bazı kişiler, Nebî -sallallahu aleyhi ve sellem-’e;Ya Rasûlallah! Servet sahipleri sevapları alıp gittiler. (Zira) bizim kıldığımız gibi namaz kılıyorlar, bizim gibi oruç tutuyorlar. (Fakat) onlar mallarının fazlalarını tasadduk ediyorlar demişler. Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-:Size Allah tasadduk edecek bir şey vermemiş mi? Her tesbih mukabilinde bir sadaka, her tekbir bir sadaka, her tahmid bir sadaka, her tehlil bir sadaka, emri’bil-ma'rûf sadaka, kötülükten nehiy sadakadır. Birinizin cinsi münasebetinde bile sadaka vardır. buyurmuşlar. Ashap: Ya Rasûlallah! Birimiz şehvetini kaza eder de, onda da ecir mi olur? diye sormuşlar. Rasûlallah -sallallahu aleyhi ve sellem-: Ne dersiniz, o kimse şehvetini haramla tatmin ederse, ona günah olur mu? İşte bunun gibi helâlde tatmin ettiği zaman da ona sevap olur buyurmuşlar.
عربي İngilizce Urduca
"İnsanların ilk nübüvvetten beri (bütün peygamberlerden) duyduğu sözlerden biri; utanmazsan dilediğini yap." sözüdür.
عربي İngilizce Urduca
«Dünyada bir garip gibi veya bir yolcu gibi ol.»
عربي İngilizce Urduca
«Birbirinize haset etmeyiniz, neceş yapmayınız, (satın almak niyetinde olmadan, malın fiyatını artırmak) birbirinize buğz etmeyiniz, arka dönmeyiniz, bir kısmınız bir kısmınızın satışı üzerine satış yapmasın. Allah’ın kulları kardeşler olun!»
عربي İngilizce Urduca
Ey Allah’ın Rasûlü! İslamın nafile ibadetleri bana ağır geldi, devamlı yapabileceğim bir şey ver ki ona sarılayım.” dedi. Bunun üzerine Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurdu: «Dilin devamlı olarak Allah’ı hatırlayarak ıslak kalmalı.»
عربي İngilizce Urduca
«Biriniz kendisi için istediği şeyi din kardeşi için de istemedikçe (kâmil manada) iman etmiş olmaz.»
عربي İngilizce Urduca
«Kim, güneşin batıdan doğmasından önce tevbe ederse; Allah, onun tevbesini kabul eder.»
عربي İngilizce Urduca
«Kim bir mü'minin dünyevi sıkıntılarından birini giderirse, Allah da onun Kıyamet günü sıkıntılarından birini giderir. Kim bir fakire kolaylık gösterirse, Allah da ona dünyada ve ahirette kolaylık gösterir. Kim bir müslümanı örterse, Allah da onu dünya ve ahirette örter.»
عربي İngilizce Urduca
«Vallahi ben Allah'a günde yetmiş defadan çok istiğfar ediyorum.» buyurmuştur.
عربي İngilizce Urduca
«Ey insanlar! Allah’a tövbe edip ondan af dileyiniz. Zira ben ona günde yüz defa tövbe ederim.»
عربي İngilizce Urduca
Rıfktan (yumuşak huyluluktan) mahrum olan bütün hayırlardan mahrum olur.
عربي İngilizce Urduca
Ateşe kimin haram kılındığını yahut ateşin kime haram kılındığını haber vereyim mi? (Cana) yakın, ağır başlı, yumuşak huylu, kolayca iş gören kimselere haram kılınmıştır.
عربي İngilizce Urduca
«Bir Müslümanın güzelce giyinmesi, elbisesinin eteklerinin, baldırlarını örtecek şekilde olmasıyladır. Elbisesini aşık kemiklerine kadar uzatmasında bir günah yoktur. Topuklardan aşağıda olan kısım ise ateştedir. Allah, elbisesinin eteğini yerde sürüyen kimsenin yüzüne bakmaz.»
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah –sallallahu aleyhi ve sellem- hiçbir yemeği hiçbir zaman ayıplamamış, yermemiştir. O eğer iştahı varsa yemeği yerdi, hoşlanmazsa bırakır yemezdi, demiştir.
عربي İngilizce Urduca
«Ortalık kargaşa içindeyken/fitne zamanı ibadet etmek, bana hicret etmek gibidir.»
عربي İngilizce Urduca
«Yeryüzünde hiç bir Müslüman yoktur ki, günah ile dua etmediği, sıla-i rahmi (akrabayı ziyareti) terk etmeyi arzu etmediği sürece, Allah onun her duasını kabul eder veya ona vereceği şey kadar bir kötülüğü kendisinden uzaklaştırır.»
عربي İngilizce Urduca
Keder ve sıkıntı duası: Azamet ve hilm sahibi olan Allah’tan başka ibadete layık hiçbir ilah yoktur. Azametli arşın sahibi olan Allah’tan başka ibadete layık hiçbir ilah yoktur. Göklerin Rabbi, yerin Rabbi ve yüce arşın Rabbinden başka ibadete layık hiçbir ilah yoktur.
عربي İngilizce Urduca
Sizden biriniz esnediği zaman elini ağzına koysun
عربي İngilizce Urduca
«Zulüm, kıyamet gününde zâlime zifiri karanlık olacaktır.»
عربي İngilizce Urduca
«Müslümana sövmek fâsıklık, onunla savaşmak küfürdür.»
عربي İngilizce Urduca
«Müslümanın müslüman üzerindeki hakkı altıdır: Karşılaştığın zaman ona selâm ver, seni dâvet ederse icabet et, senden nasihat isterse ona nasihat et, aksırınca Allah’a hamdederse yerhamukellah (Allah, sana rahmet etsin) de, hastalandığında onu ziyaret et ve öldüğü zaman cenazesinin ardından git.»
عربي İngilizce Urduca
Allah Rasûlü -sallallahu aleyhi ve sellem- ile bir seferde beraberdik. Bir yerde konakladık. Kimimiz çadırını düzeltiyor; Kimimiz ok atma talimi yapıyor, kimimiz de meradaki hayvanlarının başında bulunuyordu. Derken Allah Rasûlü -sallallahu aleyhi ve sellem-’in müezzini: Namaza toplanın! Diye seslendi. Biz de Allah Rasûlü -sallallahu aleyhi ve sellem-'in etrafında toplandık. Allah Rasûlü -sallallahu aleyhi ve sellem- şunları söyledi: “Benden önce gelen her peygamberin vazifesi, ümmetine, onlar hakkında hayırlı olduğunu bildiği şeyleri göstermek ve onlar için şer olduğunu bildiği şeylere karşı da onları uyarmaktı. Bu, ümmetinizin selameti, başında (ilk nesillerinde) olacaktır. Sonra gelenler ise belâlara ve yadırgadıkları bir takım hallere dûçar olacaklardır. Biri diğerini aratan fitneler gelecektir. Bu fitnelerden biri geldiğinde mü’min, ‘Bu beni helâk edecek! der. Ardından bu fitne kalkar, sonra bir fitne daha gelir. Mü’min yine,"Bu, (beni helâk edecek!) der ve bu şekilde devam eder. Cennete girmek ve cehennemden uzaklaştırılmak isteyen kimse, ölüm kendisine geldiğinde Allah’a ve ahiret gününe iman üzere olsun. İnsanlara da kendisine yapılmasını dilediği şeyleri yapsın. Kim, bir imama (hükümdara) bey'at edip, elini sıkıp ona yürekten bağlanırsa, gücü yettiği kadar ona itaat etsin. Eğer bir başkası çıkıp (iktidarı ele geçirmek için) onunla mücadeleye girişirse, onun boynunu vurun.”
عربي İngilizce Urduca
“Yahudi ve Hristiyanlara selama siz başlamayın. Onlarla yolda karşılaşırsanız onları yolun dar yerine gitmeye mecbur bırakın.”
عربي İngilizce Urduca
«Biriniz ayakkabısını giyeceği zaman sağdan başlasın, çıkaracağı zaman da soldan başlasın. Sağ (ayağ)ı, giyerken ayakların ilki, çıkarırken de sonuncusu olsun.»
عربي İngilizce Urduca
"Sizden birisi, bir tek ayakkabıyla yürümesin. (Giymek istediğinde,) ya ikisini birden giysin yada (çıkarmak istediğinde,) ikisini birden çıkarsın!
عربي İngilizce Urduca
“Bir kimse, kendini beğendiği için elbisesini yerde sürürse, Allah kıyamet gününde o kimsenin yüzüne bakmaz.”
عربي İngilizce Urduca
Kıyamet günü, Müminin mizanında güzel ahlaktan daha ağır basan bir şey yoktur. Şüphesiz Yüce Allah, ahlaksız çirkin söz (ve davranış) sahiplerine buğzeder
عربي İngilizce Urduca
'Bir kimsenin kendi ana babasına sövmesi büyük günahlardandır'' buyurmuştu. Ashâb–ı kirâm: Yâ Rasûlallah! İnsan kendi ana babasına hiç söver mi? deyince: “Evet, tutar birinin babasına söver, o da onun babasına söver. Birinin anasına söver, o da onun anasına söver'' buyurdu.
عربي İngilizce Urduca
'Kim bir topluluğun gizli konuşmasını, onlar istemedikleri halde dinlerse, kıyamet günü kulaklarına kurşun dökülür.''
عربي İngilizce Urduca
Bir gün Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- yanımıza gelmişti. Kendisine: "Yâ Rasûlallah! Allah sana nasıl selam vereceğimizi öğrendik, sana nasıl salavat getireceğiz?
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-’in ashabı arasında el sıkışma âdeti var mıydı diye sordum. O da: Evet, diye cevap verdi.
عربي İngilizce Urduca
''Allah katında en sevimli olan sözü sana bildireyim mi?Allah'a en sevimli olan söz:
عربي İngilizce Urduca
''Asıl cimri, yanında ismim anıldığı halde bana salâvat getirmeyendir.''
عربي İngilizce Urduca
«Kim yemek yedikten sonra; "Benim hiçbir etkim ve gücüm olmaksızın bu yemeği bana yediren ve beni onunla rızıklandıran Allah’a hamdolsun." derse geçmiş günahları affolur.»
عربي İngilizce Urduca
«Kim korkarsa, akşam karanlığında yol alsın. Kim akşam karanlığında yol alırsa, hedefine varır. Haberiniz olsun Allah'ın malı pahalıdır, haberiniz olsun Allah'ın malı cennettir.»
عربي İngilizce Urduca
«Yanında ok varken mescidlerimize veya çarşı-pazarımıza uğrayan kimse, müslümanlardan herhangi birine onlardan bir zarar gelmemesi için, okunun ucundaki demiri eliyle tutsun.»
عربي İngilizce Urduca
«Cehennem ateşi, cehennem ehlinin bazısının topuklarına, bazısının dizlerine, bazısının kuşak yerlerine, bazısının da boyunlarına kadar çıkar.»
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur:''İki nimet vardır ki, insanların çoğu bu nimetleri kullanmakta aldanmıştır: Sıhhat ve boş vakit.''
عربي İngilizce Urduca
«Nefsim elinde olan (Allah)'a yemin ederim ki, eğer siz hiç günah işlemeseydiniz, Allah sizi toptan helak eder; günah işleyen, ardından da istiğfar eden (af dileyen) bir kavim yaratır ve onları mağfiret ederdi (bağışlardı).»
عربي İngilizce Urduca
«Allah Teâlâ diyor ki: "Ey Ademoğlu! Sen bana dua edip, (affımı) ümid ettikçe ben senden her ne sâdır olsa, aldırmam, seni affederim. Ey Âdemoğlu, senin günahların gökyüzüne kadar ulaşmış olsa da sen bağışlama dilesen, seni bağışlarım ve günahlarına aldırmam.»
عربي İngilizce Urduca
Kıyamet günü cehennem, yetmiş bin yuları olduğu halde getirilir. Her yularında, onu çeken yetmiş bin melek vardır.
عربي İngilizce Urduca
Allahım! Günahımın hepsini; küçüğünü büyüğünü,öncesini,sonrasını,açık olanını gizli olanını bana bağışla!''
عربي İngilizce Urduca
Ezan ve kamet arasında yapılan dua geri çevrilmez.
عربي İngilizce Urduca
«Allah'ım! Bütün işlerimin başı olan dinim konusunda hataya düşmekten beni koru! Yaşadığım şu dünyadaki işlerimin yolunda gitmesini sağla! Dönüp varacağım âhiretimi kazanmama yardım et! Hayatım boyunca daha çok hayır yapmama imkân ver! Her türlü kötülükten kurtulmamı sağlayacak bir ölüm nasip et.»
عربي İngilizce Urduca
"Ey Allah'ım! Hatamı ve cahilliğimi bağışla, işimdeki aşırılığımı, onu sen benden daha iyi bilirsin."
عربي İngilizce Urduca
«Allah'ım! Dinim, dünyam, ehlim ve malım hakkında senden af ve afiyet isterim. Allah'ım! Ayıplarımı ört. Korktuğum şeylerden beni emin kıl. Allah'ım! Önümden, arkamdan, sağımdan, solumdan ve üstümden (gelecek belalardan) beni koru. Altımdan gelecek ani afet ve beladan senin azametine sığınırım.»
عربي İngilizce Urduca
«Allahumme innî es'eluke mine'l-hayri kullihî âcilihî ve êcilih, mâ alimtu minhu ve mâ lem a'lem ve eûzü bike mine'ş-şerri kullihî âcilihî ve êcilih, mâ alimtu minhu ve mâ lem a'lem.» (Allah'ım! Kuşkusuz ben acil olsun ertelenmiş olsun, bildiğim ve bilmediğim bütün hayırları senden isterim. Acil olsun ertelenmiş olsun, bildiğim bilmediğim bütün şerlerden kuşkusuz sana sığınırım.)
عربي İngilizce Urduca
Rasulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle derdi: "Ey Allah'ım! Nimetinin zevâlinden, âfiyetin gidip de yerini hastalıklara bırakmasından, ansızın gelen azabından ve öfkene sebep olan her şeyden sana sığınırım."
عربي İngilizce Urduca
"Allah'ım! Borçların ağırlığından (çokluğundan), düş­manın galip gelmesinden ve düşmanların sevinmelerinden sana sığınırım."
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- sabahleyin şöyle dua ederdi: «Allâhumme bike asbahnâ ve bike emseynâ ve bike nahyâ ve bike nemût ve ileyke’n–nuşûr, ileyke’l–masîr.»/«Allah'ım! Senin lütfunla sabaha ulaştık, senin lütfunla akşama erdik. Sen isteyince dirilir, sen isteyince ölürüz. Diriliş sonrası dönüş sanadır.» Akşamladığı zaman aynısını söyledi. Lakin o şöyle buyurdu: «Yeniden diriltip huzurunda toplayacak olan da sensin.»
عربي İngilizce Urduca
(Hayırlı amellerde, Allah'a itaatte ve zorluklara sabır göstermekte) kuvvetli Mümin, zayıf Müminden, Allah’a daha hayırlı ve daha sevimlidir. (Her ikisinin de Mümin olması sebebiyle) hepsinde hayır vardır.
عربي İngilizce Urduca
Laneti çokça yapanlar kıyamet günü şefaatçi de, şahit de olamazlar."
عربي İngilizce Urduca
Rabbiniz, haya ve kerem sahibidir. Kulları ellerini kaldırıp (bir şey istediklerinde) onların ellerini boş çevirmekten haya eder.
عربي İngilizce Urduca
«Sakın yollarda oturmayın!» buyurdu. Bunun üzerine; "Ya Rasûlullah! Oturmadan edemeyiz, oralarda (oturup) konuşuyoruz, dediler." Bunun üzerine Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-: «Mutlaka oturacaksınız, bari yola hakkını verin!» buyurdu. Bunun üzerine: "Ey Allah`ın Rasûlü, onun hakkı nedir?" diye sordular. Şöyle buyurdu: «Gözlerinizi kısmak (harama bakmamak), (gelip geçeni) rahatsız etmemek, selamı almak ve emr bi`l-ma'ruf nehy-i ani`l-münker yapmak (iyiliği emredip kötülükten alıkoymak) tır!»
عربي İngilizce Urduca
Nebî -sallallahu aleyhi ve sellem- çoğu zaman şöyle dua ederdi: «Allah'ım! Bize dünyada da iyilik ver, ahirette de iyilik ver. Bizi Cehennem azabından koru!
عربي İngilizce Urduca
Seyyidu'l-istiğfar duası
عربي İngilizce Urduca
Doğruluk üzere olun. Hiç şüphe yok ki doğruluk iyiliğe götürür. İyilik de cennete götürür.
عربي İngilizce Urduca
‘’Bir topluluk bir yerde oturur ve ne Allah’ı zikreder ne de Peygamber –sallallahu aleyhi ve sellem-’e salavat getirirse kıyamet gününde karşılaşacağı şey sadece hüsrandır (pişmanlık ve üzüntüdür). ‘’
عربي İngilizce Urduca
«Bir topluluğu güldürmek için yalan söyleyen kimseye yazıklar olsun, yazıklar olsun!»
عربي İngilizce Urduca
«Ey insanlar! Selâmı yayınız, yemek yediriniz, akrabalarınızla alâkanızı ve onlara yardımınızı devam ettiriniz. İnsanlar uyurken, siz namaz kılınız. Bu sayede selâmetle cennete girersiniz.»
عربي İngilizce Urduca
Allah -Azze ve Celle- şöyle buyurmuştur: Kulum beni zikrettiği ve dudakları benim zikrimle kıpırdadığı müddetçe ben o kulumla beraberim.
عربي İngilizce Urduca
"Her kime güzel koku ikram edilirse onu geri çevirmesin! Zira güzel kokunun kokusu hoş, taşınması da kolaydır."
عربي İngilizce Urduca
İnsanların hangisi daha faziletlidir?
عربي İngilizce Urduca
Zulümden sakınınız. Çünkü zulüm, kıyamet gününde (zalime) zifiri karanlık olacaktır. Cimrilikten de sakınınız. Çünkü cimrilik sizden önceki ümmetleri helak etmiş,
عربي İngilizce Urduca
«Ben, haklı olduğu halde münakaşayı terk eden kimseye cennetin kenarında bir köşkü garanti ediyorum.»
عربي İngilizce Urduca
Bir adam, Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-’e, İslam'ın en hayırlısı hangisidir? diye sordu. Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-: «Yemek yedirmen ve tanıdık tanımadık herkese selam vermendir.» diye cevap verdi
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-’e: "İnsanları cennete en fazla girdiren şey nedir?" diye soruldu. Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-: «Allah’a karşı takvalı olmak ve güzel ahlâktır.» buyurdu. "İnsanları cehenneme en fazla götürecek şey nedir?" diye sorulunca da: «Ağız ve cinsel organdır.» diye buyurdu.
عربي İngilizce Urduca
«Kim, helâl kazancından bir hurma kadar sadaka verirse, – ki Allah, helâlden başkasını kabul etmez– Allah o sadakayı sağı ile kabul eder. Sonra onu dağ gibi oluncaya kadar, herhangi birinizin tayını büyüttüğü gibi, sahibi adına ihtimamla büyütür.»
عربي İngilizce Urduca
"Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- yatağına yatacağı zaman,ellerine üfler,Muavvizât’ı (Kul eûzu bi Rabbi’l-felak ve Kul eûzu bi Rabbi’n-nâs’ı) okuyarak iki elini vücuduna sürerdi."
عربي İngilizce Urduca
“Elhamdu lillâhillezî et‘amenâ ve sekânâ ve kefânâ ve âvânâ, fe–kem mimmen lâ kâfiye lehû velâ mu’vî" Bize yedirip içiren, koruyup barındıran Allah’a hamd olsun. Koruyup barındıranı bulunmayan nice kimseler var.
عربي İngilizce Urduca
"Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-, özlü duaları sever, özlü olmayan duayı yapmazdı."
عربي İngilizce Urduca
"Üç dua vardır ki kabul olunmasında şüphe yoktur: Mazlumun duası bunlardandır."
عربي İngilizce Urduca
"Üç kimse vardır ki kıyamet günü Allah onlarla konuşmaz, onları temize çıkarmaz ve onlara bakmaz."
عربي İngilizce Urduca
«Allah'ım! Beni doğru yola hidayet et ve tüm işlerimde doğru olana muvaffak kıl.»
عربي İngilizce Urduca
Azîz ve Celîl olan Allah katında en kötü isim, Melikü'l-emlâk (melikler meliki) diye isimlendirilen kimsenin adıdır. Allah'tan başka Mâlik yoktur"
عربي İngilizce Urduca
«el-Adhu nedir? Sizlere haber vereyim mi? O nemime/kovuculuk, insanlar arasında laf taşımaktır.»
عربي İngilizce Urduca
"Üç kişi sefere çıktığında içlerinden birini emir olarak seçsinler."
عربي İngilizce Urduca
«Rüzgâra sövmeyiniz. Eğer rüzgârda hoşlanmadığınız bir şey görürseniz şöyle deyin (dua edin): “Allah'ım! Senden bu rüzgârın hayrını, onda bulunanın hayrını ve onun kendisiyle emrolunduğu şeyin hayrını dilerim. Onun şerrinden, onda bulunanın şerrinden ve onun kendisiyle emrolunduğu şeyin şerrinden sana sığınırım.”»
عربي İngilizce Urduca
«Sizden biriniz (dua ettiği zaman duada) Allah’ım! Dilersen beni bağışla! Allah’ım! Dilersen bana rahmet et! demesin. İstediği şeyde kesinlik göstersin! Allah'ım! Dilersen bana ver! demesin. Çünkü Allah’ı zorlayacak yoktur.»
عربي İngilizce Urduca
Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-, hasta ziyareti yaptığında (bir hastayı ziyaret ettiğinde) hastanın yanına girince şöyle derdi:«Lâ be'se tahûrun inşâallah.» (Geçmiş olsun, hastalığın günahlarına keffâret olur inşallah)
عربي İngilizce Urduca
''Yanında benim adım anılıp da bana salavat getirmeyenin burnu yerde sürtülsün.''
عربي İngilizce Urduca
Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle dua ederdi: «Allah'ım! Alaca hastalığından, delilikten, cüzzamdan ve kötü hastalıklardan sana sığınırım.»
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Fâtıma- radıyallahu anhâ-’ya: «Yatağınıza girdiğiniz zaman -veya istirahate çekildiğiniz zaman- otuz üç defa "Allahu Ekber", otuz üç defa "Subhânallah", otuz üç defa da "Elhamdulillah" deyiniz.» buyurdu.
عربي İngilizce Urduca
{Kul huvallahu ehad} (ihlas suresi) ile Muavvizeteyn (Felak ve Nâs surelerini) üç defa oku! Her türlü şerre karşı sana yeter» diye buyurdu
عربي İngilizce Urduca
«Bismillâhillezi lâ yedurru ma’asmihi şey’ün fil'-ardi ve'lâ fi's-Semâi ve Huve's-Semî’u'l-Alîm/Ne yerde, ne gökte adı(nın anılması)yla hiç bir şeyin zarar veremeyeceği Allah'ın ismiyle ki, O Semî ve Alîm'dir.» duasını her günün sabahında ve akşamında üç defa okuyana hiç bir sıkıntı gelmez.
عربي İngilizce Urduca
Bir adam: Yâ Rasûlallah! Bizden bir kişi kardeşi veya arkadaşıyla karşılaştığında onun için eğilebilir mi, diye sordu.
عربي İngilizce Urduca
«Allah'tan başka hak ilah yoktur, O tektir, O'nun ortağı yoktur. Allah büyüklerin en büyüğüdür. Bitip tükenmeyen hamt O’na mahsustur. Âlemlerin Rabbi olan Allah, eksikliklerden münezzehtir!. Güç ve kuvvet ancak Azîz ve Hakîm olan Allah’ın yardımıyla kazanılabilir
عربي İngilizce Urduca
Yâ Rasûlallah! Bana bir dua öğret! dedim. Bunun üzerine bana: «Allah'ım! Kulağımın şerrinden, gözümün şerrinden, dilimin şerrinden, kalbimin şerrinden ve cinsel organımın şerrinden sana sığınırım, de!» buyurdu.
عربي İngilizce Urduca
"Kalbinde zerre kadar kibir bulunan kimse, cennete giremez."
عربي İngilizce Urduca
Allah, güzel sesli bir peygamberin, Kur’an’ı tegannî ile yüksek sesle okumasından hoşnut olduğu kadar hiçbir şeyden hoşnut olmamıştır.''
عربي İngilizce Urduca
«İki müslüman karşılaşıp da musâfaha yaptıkları zaman, ikisi birbirinden ayrılmadan önce ikisinin de (küçük) günahları bağışlanır.»
عربي İngilizce Urduca
Peş peşe söylenen bazı kelimeler vardır ki onları her farz namazın ardında söyleyen -ya da yapan- asla zarar etmez. Bunlar da, otuz üç defa tesbih (Subhânallah), otuz üç defa tahmîd (Elhamdülillah), otuz dört defa tekbir (Allahu Ekber) zikirlerini söylemektir
عربي İngilizce Urduca
"Bir kimse kendisinden sorulan bir meseleyi gizler de cevap ver­mezse, Allah, kıyamet gününde ona ateşten bir gem vurur."
عربي İngilizce Urduca
Kim Kur'ân'ı teganni ederek (güzel sesle okumaya gayret etmezse) bizden değildir.
عربي İngilizce Urduca
«Şüphesiz âdemoğlunun kalpleri Rahman'ın parmaklarından iki parmağı arasındadır. Hepsi tek bir kalp gibidir. Allah Teâlâ onlarla dilediği şekilde tasarrufta bulunur.»
عربي İngilizce Urduca
"Bir kimse yemin eder de yemininde,’Lât ve Uzzâ’ya yemin olsun ki’ derse, derhal ‘’La ilâhe illallah’’ desin.Yine bir kimse, arkadaşına ‘Gel, seninle kumar oynayalım.’ Derse, hemen sadaka versin."
عربي İngilizce Urduca
«Müflis kimdir, biliyor musunuz?»
عربي İngilizce Urduca
Allah bizden herhangi bir şeyi işiten ve işittiği gibi de tebliğ edip başkalarına aktaran kişinin yüzünü Allah ak etsin.
عربي İngilizce Urduca
«Bir Müslümanın en hayırlı malının, dağların tepelerinde güttüğü koyunların olması yakındır.»
عربي İngilizce Urduca
«Yalan olduğunu zannettiği bir hadisi benden nakleden kimse yalancılardan biridir.»
عربي İngilizce Urduca
"Kul, herhangi bir şeye lanet ettiğinde o lanet gökyüzüne çıkar. Semanın kapıları ona kapanır. Sonra yere iner, yeryüzünün kapıları da ona kapanır. Sonra sağa sola gider, girecek yer bulamaz da lânet edilen kişiye döner. Eğer gerçekten lânete lâyık ise onda kalır, değilse lânet edene döner.
عربي İngilizce Urduca
Zikir meclislerinin faziletiyle alakalı hadisler.
عربي İngilizce Urduca
«Sırat, Cehennem’in ortasına kurulur. Sıratın üzerinde, Sa’dân’ (bölgesinin) in dikenleri gibi dikenler vardır. Sonra insanlara (geçiş için) izin verilir. Onun üstünde yürürler. Onlardan kimi o dikenlerin zarar vermesinden korunmuştur. Kimi de onun tarafından tutulur, derileri yırtılır ve başı yerde ayakları ise yukarıda olur.»
عربي İngilizce Urduca
Nebî -sallallahu aleyhi ve sellem- mescide girerken: «Kovulmuş şeytandan, azim olan Allah'a, O'nun kerîm vechine ve ka­dîm kuvvet ve galebesine sığınırım.» diye dua ederdi.
عربي İngilizce Urduca
«Allah şöyle buyurmaktadır: "Kulum kötü bir amel yapmak isterse, onu yapmadıkça yazmayın! Yapınca, onu aleyhine bir günah olarak yazın! Eğer benim için terk ederse bunu onun lehine bir sevap yazın! Kulum iyi bir iş yapmayı arzu ederse, yapmasa bile ona bir sevap yazın. Eğer onu yaparsa, en az on misli olmak üzere yedi yüz misline kadar ona sevap yazın."
عربي İngilizce Urduca
«Cennetlikler cennete girince bir kimse şöyle seslenir: Siz cennette ebediyyen yaşayacak, hiç ölmeyeceksiniz; hep sağlıklı olacak, hiç hastalanmayacaksınız; hep genç kalacak, hiç yaşlanmayacaksınız; hep nimet ve mutluluk içinde yaşayacak, hiç keder ve sıkıntı çekmeyeceksiniz.»
عربي İngilizce Urduca
«Nasıl memnun olmayız. Yarattıklarından hiç kimseye vermediğini bize verdin. Allah: “Ben bundan daha iyisini size vereceğim” Onlar: "Bundan daha üstün şey ne olabilir?" diyecekler. Allah da şöyle buyuracak: Size rızamı helal kıldım (sizden razı oldum) ve bundan sonra asla gazap etmem.»
عربي İngilizce Urduca
«Cennet ehli cennete girince Allah Tebâeke ve Teâlâ buyurur: Bir şey ister misiniz size artırayım? Derler ki: Yüzlerimizi beyazlatmadın mı? Bizi cennete sokup, cehennemden kurtarmadın mı? (daha ne isteyelim!) Perde kalkar. Onlara, Rablerine bakmaktan daha sevimli bir şey verilmemiştir.»
عربي İngilizce Urduca
«Muhakkak mümin için cennette içi boş bir tek inciden bir çadır vardır. Semadaki boyu altmış mildir. Mümine mahsus aileler vardır ki, mümin onları dolaşıp ziyaret eder, fakat onlar birbirlerini görmezler.»
عربي İngilizce Urduca
"Şüphesiz cennetlikler, aralarındaki üstünlükten dolayı köşklerde bulunanları, doğu veya batı ufkunda bulunan parlak yıldızı gördükleri gibi görürler."
عربي İngilizce Urduca
“Cennette yay kadar bir yer, üzerine güneşin doğup battığı her şeyden daha hayırlıdır.”
عربي İngilizce Urduca
Enes b. Mâlik -radıyallahu anh- şöyle dedi:Nebî -sallallahu aleyhi ve sellem- ile bazı sahabeler birlikte bulunurlarken onların yanından bir cenaze geçti. Ashâptan bazıları o cenazeyi hayırla andı. Bunun üzerine Nebî -sallallahu aleyhi ve sellem-:“Kesinleşti” buyurdu. Sonra bir cenaze daha geçti. Orada bulunanlar onu da kötülükle andılar. Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- yine:“Kesinleşti” buyurdu. Bunun üzerine Ömer b. el-Hattâb: Ne kesinleşti Ya Rasûlallah? Diye sordu. Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- da şöyle buyurdu: “Şu önce geçen cenazeyi hayırla andınız; bu sebeple onun cennete girmesi kesinleşti. Bu berikini kötülükle andınız; onun da cehenneme girmesi kesinleşti. Çünkü siz (mü’minler), yeryüzünde Allah’ın şahitlerisiniz.''Müttefakun aleyh.
عربي İngilizce Urduca
"Şayet sen, Müslümanların kusurlarını araştırırsan onları kötülüğe sevk etmiş olursun yahut kötülüğe düşürmen çok yakın olur"
عربي İngilizce Urduca
«Kim, bir adamın karısını veya kölesini ayartıp aldatırsa bizden değildir.»
عربي İngilizce Urduca
«(Müslüman) kardeşine bir sene küs duran kimse onun kanını dökmüş gibi olur.»
عربي İngilizce Urduca
"Şeytan, Arap yarımadasında namaz kılanların kendisine kulluk etmelerinden ümidini kesmiştir. Ancak onları birbirlerine düşürmeye, aralarını açmaya çalışacaktır."
عربي İngilizce Urduca
«Âdemoğluna zinadan nasibi takdir olunmuştur. O buna mutlaka erişir. Gözlerin zinası bakmak, kulakların zinası dinlemek, dilin zinası konuşmak, elin zinası tutmak, ayakların zinası yürümektir. Kalbe gelince o, arzu eder, ister. Üreme organı ise, bunu ya gerçekleştirir ya da boşa çıkarır.»
عربي İngilizce Urduca
Ateş ehlinden iki sınıf vardır, henüz onları görmedim: Yanlarında sığır kuyruğu gibi kamçılar taşıyıp onu insanlara vuran insanlar ve de giyinmiş çıplak kadınlar ki, bunlar Allah'a itaatten dışarı çıkmışlardır. Bunlar, başkalarını da baştan çıkarırlar
عربي İngilizce Urduca
Erkek, erkeğin avret yerine, kadın da kadının avret yerine bakamaz.
عربي İngilizce Urduca
«Uyuduğunuz zaman ateşi evlerinizde bırakmayın!»
عربي İngilizce Urduca
"Zil (her türlü nefesli çalgı aletleri) şeytanın düdüklerindendir."
عربي İngilizce Urduca
«Allah'ım! Senden bu rüzgarın, onun içinde bulunanın ve onunla gönderilenin hayrını isterim. Bu rüzgarın şerrinden, içinde bulunanın ve onunla gönderilenin şerrinden sana sığınırım.»
عربي İngilizce Urduca
‘’Bu rüzgâr Allah’ın rahmetindendir. Rahmeti de, azabı getirir. Onu görünce sakın ona sövmeyin. Allah’tan rüzgârın hayır getirmesini dileyin, şer getirmesinden Allah’a sığının.’’
عربي İngilizce Urduca
«Münafığa 'efendi' demeyiniz. Eğer onu efendi sayacak olursanız, Azîz ve Celîl olan Rabbinizi gazaplandırmış olursunuz.»
عربي İngilizce Urduca
«Ey kadınlar topluluğu! Sadaka veriniz. Çünkü sizler bana cehennem ahalisinin çoğu olarak gösterildiniz.» buyurdu. Kadınlar: Yâ Rasûlallah, neden? diye sordular. Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-: «Çünkü siz çokça lanet eder ve kocalarınızın yaptığı iyiliğe karşı nankörlük edersiniz. Aklı ve dini eksik olup da, aklı başında adamların aklını çelen sizin gibisini görmedim.» buyurdu.
عربي İngilizce Urduca
Müslüman; Müslümanların elinden ve dilinden zarar görmediği kimsedir. Muhacir de Allah’ın yasakladığı şeyleri terk eden kimsedir
عربي İngilizce Urduca
«Kur’an’ı gereği gibi güzel okuyan kimse, vahiy getiren şerefli ve itaatkâr meleklerle beraberdir. Kur’an’ı kekeleyerek zorlukla okuyan kimseye de iki kat sevap vardır.»
عربي İngilizce Urduca
«Ben cehennemden en son çıkacak (veya cennete en son girecek) kimseyi biliyorum. O adam cehennemden emekleye emekleye çıkar. Allah Teâlâ ona: – Haydi git, cennete gir, buyurur. Adam cennete gider, fakat ona cennet doluymuş gibi gelir. Geri dönüp Allah Teâlâ’ya: – Yâ Rabbi! Cennet ağzına kadar dolmuş! der.»
عربي İngilizce Urduca
Hiç göğün bulutsuz / berrak olduğu bir günde güneşe bakmakta / görmekte bir sıkıntı çekiyor musunuz?” buyurdu. “Hayır, dediler. “Peki bulutsuz Ayın ön dördüncü gecesinde aya bakmakta / görmekte hiç zorlanıyor musunuz?
عربي İngilizce Urduca
"Allah`ın doksan dokuz ismi vardır. Kim bunları ezberlerse (îman eder ve ezbere sayarsa) Cennete girer."Allah tektir tek olanı sever.''Buhârî rivayet etmiştir.
عربي İngilizce Urduca
Şüphesiz helalar şeytanların hazır bulundukları yerlerdir. Sizden biri helaya gittiğinde ‘Eüzü billahi mine’l-hubusi ve’l-habâis’ desin.
عربي İngilizce Urduca
«O kadınlar, doğru söylemişlerdir. Onlar, kabirlerinde öyle bir azap görür ki, o azabı bütün hayvanlar işitir.»
عربي İngilizce Urduca
“Ben bir yere dayanarak yemek yemem.”
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- kabın içine solumayı veya kaba üflemeyi yasakladı.
عربي İngilizce Urduca
Behz b. Hakîm babasından o da dedesinden -radıyallahu anh-'den naklediyor."Ey Allah'ın Rasûlu, kime iyilik yapayım? diye sordum. Bana: "Annene" dedi. "Sonra kime?" diye tekrar ettim. "Annene" dedi. "Sonra kime?" dedim. "Annene" dedi. "Sonra kime?" dedim, bu dördüncüde "Babana, sonra da en yakınlarına" diye cevap verdi."
عربي İngilizce Urduca
«Sizden birisi kardeşiyle kavga edecek olursa, yüze vurmaktan kaçınsın.»
عربي İngilizce Urduca
Ya Rasûlallah! Büyük küçük ne kadar günah varsa hepsini işledim, dedi. Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- «Allah'tan başka hak ilah olmadığına ve Muhammed'in Allah'ın Rasûlü olduğuna şahitlik ediyorsun öyle değil mi?
عربي İngilizce Urduca
Şeytan, sizden birinize gelir ve şunu kim yarattı, bunu kim yarattı? diye sorar ve en son olarak; Rabbini kim yarattı? diye sorar. Kim böyle bir şeyle karşılaşırsa, Allah'a sığınsın ve bu vesveseye son versin
عربي İngilizce Urduca
Ameller altı türlü, insanlar ise dört çeşittir. Gerekli kıldığı iki husus vardır. Bazı iyilikler vardır misline karşılık misli vardır. Başka bir iyilik vardır, karşılığında on katı verilir. Başka bir amel vardır, karşılığında yedi yüz katı verilir
عربي İngilizce Urduca
İlmin kaldırılması, cehaletin yayılması, zinanın artması, içki içenlerin artması ve kadınların çoğalıp, erkeklerin azalması kıyamet alametlerindendir. Öyle ki, elli kadının işlerini yalnız bir erkek idare edecek
عربي İngilizce Urduca
Bir kişi bir kabrin yanından geçerken keşke bu mezar sahibinin yerinde ben olsaydım diye temennide bulunmadıkça kıyamet kopmayacaktır
عربي İngilizce Urduca
Ölüm, alaca bir koç
عربي İngilizce Urduca
Yaktığınız ateş var ya, bu Cehennem ateşinin yetmiş cüzünden bir cüzdür!
عربي İngilizce Urduca
Kim benim adıma bilerek yalan uydurursa, Cehennem'deki yerine hazırlansın
عربي İngilizce Urduca
Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- bir şey anlattı: «Bu, ilmin kaldırılması (yok olması) zamanında olur.» diye buyurdu
عربي İngilizce Urduca
İlmi, âlimlere karşı övünmek, cahillerle münakaşa etmek
عربي İngilizce Urduca
Sırat-ı müstakim dosdoğru bir yoldur
عربي İngilizce Urduca
Sizden biriniz ailesinin yanına döndüğünde orada üç şişman büyük hamile deve bulmak ister mi?
عربي İngilizce Urduca
Her zaman Kur’an okuyan kimseye: Oku ve yüksel, dünyada tertil ile okuduğun gibi burada da tertil ile oku. Şüphesiz senin merteben, okuduğun son ayete kadardır.» denilecektir
عربي İngilizce Urduca
Kur'an'ı açıktan okuyan açıktan sadaka veren gibidir, Kur'an'ı gizli okuyan ise gizli sadaka veren gibidir
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'den on ayet öğrenirlerdi. Bu on ayetteki ilim ve ameli hayatlarına geçirmeden başka bir on ayete geçmezlerdi
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-: «Ey Ebu’l-Münzir, Allah’ın kitabından ezberinde bulunan hangi ayetin daha büyük olduğunu biliyor musun?» diye bir daha sordu. Ben de {O Allah ki, O’ndan başka hak ilah yoktur, O, Hayy’dır, Kayyûm’dur.} [Bakara Suresi: 255. Ayet] Âyetü'l-Kürsî- dedim. Bunun üzerine göğsüme vurdu ve: «Vallahi ilim sana mübarek olsun ey Ebu’l-Münzir!» dedi
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- her gece yatağına yatacağı zaman, avuçlarını birleştirir üfler, sonra ellerine Kul huvallâhu ahad, Kul eûzü bi-rabbi’l-felak ve Kul eûzü bi-rabbi’n-nâs surelerini
عربي İngilizce Urduca
Kur’ân’ın müteşabihlerine tâbi olanları gördüğünüz vakit, onlardan sakının
عربي İngilizce Urduca
Bir kimse bir günah işler sonra kalkar abdest alır, namaz kılar sonra Allah’tan bağışlanmasını isterse Allah onu mutlaka affeder
عربي İngilizce Urduca
Sana olan hainlikleri, isyanları ve yalanları ile senin onlara verdiğin ceza hesap edilecek
عربي İngilizce Urduca
«Lâ ilahe illallah de ki, kıyamet günü bu kelime ile sana şahitlik edeyim
عربي İngilizce Urduca
{Sonra o gün, size verilen nimetlerden dolayı hesaba çekileceksiniz.}
عربي İngilizce Urduca
Müezzini duyduğunuzda, sizde söylediklerini tekrar edin. Sonra da benim için salavat getirin
عربي İngilizce Urduca
Sizden birisi camiye girdiğinde «Allah’ım! Bana rahmet kapılarını aç! Camiden çıktığı zaman ise Allah'ım! Senin lütfundan isterim.» desin
عربي İngilizce Urduca
«Bu Hinzib denilen Şey­tan'dır. Onu hissettiğin an ondan Allah’a sığın ve sol tarafına üç defa tükür
عربي İngilizce Urduca
Ey Abbas! Ey Allah Rasûlü'nün amcası! Dünyada ve ahirette Allah'tan afiyet dileyip, iste.
عربي İngilizce Urduca
«Sizden birisi yemek yediği zaman elini yalamadıkça veya yalatmadıkça onu silmesin.»
عربي İngilizce Urduca
«Allah -Azze ve Celle-, kıyamet günü gelmiş geçmiş bütün insanları bir araya toplayacaktır. Her bir hain için bir sancak kaldırılacak ve şöyle denilecektir: Bu falanca oğlu falancanın hainliğidir.»
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- bize yedi şeyi emredip, yedi şeydende yasaklamıştır.
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- altından bir yüzük yaptırdı.
عربي İngilizce Urduca
Sarhoşluk verici her içki haramdır.
عربي İngilizce Urduca
"İçkinin haram olduğu hükmü inmiştir. Bilesiniz ki bu içki beş şeyden; üzümden, hurmadan, baldan, buğdaydan ve arpadan yapılmaktadır."
عربي İngilizce Urduca
«Allah yolunda bir gün hudut nöbeti tutmak, dünyadan ve dünya üzerindeki şeylerden daha hayırlıdır.»
عربي İngilizce Urduca
«Kulum, kendi canını benden önce aldı, ona cenneti haram kıldım.»
عربي İngilizce Urduca
«Eğer bir kimse izinsiz olarak senin mahremiyetine ba­kar, sen de bir çakıl taşı atarak onun gözünü çıkarırsan, bundan dolayı artık sana herhangi bir günah yoktur.»
عربي İngilizce Urduca
"Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-, (erkeklere) ipeği yasaklamıştır. İki, üç ve dört parmak kadarı olanı müstesnadır."
عربي İngilizce Urduca
«Size şu üç kişinin durumunu haber vereyim mi? Onlardan biri, Allah’a sığındı, Allah da onu barındırdı. Diğeri (insanları rahatsız etmekten) utandı, Allah da ondan haya etti. Ötekine gelince o, (bu meclisten) yüz çevirdi, Allah da ondan yüz çevirdi.»
عربي İngilizce Urduca
«Allahumme fâtıra’s-semâvâti ve’l-ardi âlime’l-ğaybi ve’ş-şehâdeti , rabbe kulli şey’in ve melîkehu, eşhedu en lâ ilâhe illâ ente, eûzu bike min şerri nefsî ve şerri’ş-şeytâni ve şirkihi.(Ey göklerin ve yerin yaratıcısı! Gizliyi ve açığı bilen! Her şeyin Rabbi ve meliki olan Allah’ım! Senden başka hakkı ile ibadet olunan hiç bir ilah olmadığına şahidlik ederim. Nefsimin şerrinden, şeytanın şerrinden ve şirkinden sana sığınırım.)»
عربي İngilizce Urduca
Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- gece­lediği zaman şöyle derdi: «Emseynâ ve emse’l-mulku li’llâh, ve’l-hamdu li’llâh, lâ ilâhe illâ’llâhu vahdehû lâ şerîke leh. (Biz Allah'ın (kulu) olarak geceledik, bütün mülk de Allah'ın olarak geceledi. Hamd Allah'a mahsustur. Allah'dan başka hakkıyla ibadete layık hiçbir ilâh yoktur, yalnız O vardır; O'nun ortağı yoktur.)»
عربي İngilizce Urduca
Bilgili kişi uykuya dalar. O uyurken emanet kalbinden silinir. Emanetin izi, nokta halinde, yanık yeri gibi kalır. Sonra o kişi bir uyku daha uyurken emanetin geri kalanı da alınır. Bunun izi de balta sallayan bir işçinin avucundaki kabarcık gibi kalır.
عربي İngilizce Urduca
Ey Allah'ın elçisi! Ben bu adamı seviyorum, dedi. Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- yanında oturan adama: «Ona, kendisini sevdiğini haber verdin mi?» diye sordu. Adam: "Hayır!" diye cevap verdi. Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-: «Ona bunu haber ver!» buyurdu. Adam kalkıp o adama yetişti ve ona: "Seni Allah için seviyorum" dedi. Adam da ona: "Beni kendisi için sevmiş olduğun Allah da seni sevsin" dedi.
عربي İngilizce Urduca
"Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- helâya girdiğinde, ben ve benim yaşta bir çocukla birlikte, su dolu bir kap ve kısa bir mızrak taşırdık. Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- su ile taharetlenirdi."
عربي İngilizce Urduca
«Saçı sakalı ağarmış müslümana ikramda (saygıda) bulunmak, aşırı gitmeyip ahkâmıyla amel etmekten kaçınmayan Kur’an hâfızına ikramda bulunmak ve âdil hükümdara ikramda bulunmak (saygı göstermek), Allah Teâlâ’ya duyulan saygı ve tazimden ileri gelir.»
عربي İngilizce Urduca
"Sen kıble dışında bir başka yöne doğru namaz kılıyorsun!" Şöyle cevap verdi: "Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in böyle yaptığını görmeseydim ben de yapmazdım."
عربي İngilizce Urduca
«Allah’a ve âhiret gününe iman eden kimse komşusuna iyilik etsin, ikramda bulunsun.» Sahabeler: Ey Allah'ın Rasûlü! Misafirin (caizesi) ikramı nedir? diye sordular. O (sallallahu aleyhi ve sellem) da şöyle buyurdu: «Misafiri, bir gün ve bir gece ağırlamaktır. Misafirlik üç gün gündür. Bundan sonrası da ona sadakadır.»
عربي İngilizce Urduca
"Ben, Ensar'ın, Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-’e pek çok hizmet ettiğini gördüm ve kendi kendime; “Şâyet Ensar'dan biriyle arkadaşlık edersem, ben de ona hizmet edeceğim” diye yemin etmiştim."
عربي İngilizce Urduca
«Allahumme leke eslemtu ve bike âmentu ve aleyke tevekkeltu ve ileyke enebtu ve bike hâsamtu. Allahumme eûzü bi izzetike, Lâ ilâhe illâ ente en tudillenî, ente'l-hayyu'llezî lâ yemûtu ve'l cinnu ve'l insu yemûtûn.» (Allah'ım! Sana teslim oldum. Sana iman ettim. Sana tevekkül ettim. Sana yöneldim, senin yardımınla mücadele ettim. Allah'ım! Beni saptırmandan izzetine sığındım. Senden başka hakkıyla ibadete layık hiçbir (hak) ilah yoktur. Sen, el-Hayy'sın, ölmeyen dirisin! Cinler ve insanlar ise ölürler.)
عربي İngilizce Urduca
«Estevdiullâhe dîyneke ve emâneteke ve havâtîme amelike» (Dinini ve emanetlerini koruması ve amellerini hayırla sonuçlandırması için seni Allah’a emanet ediyorum.)
عربي İngilizce Urduca
«Kişi sevdiği ile beraberdir.»
عربي İngilizce Urduca
«Küçüğümüze merhamet etmeyen ve büyüğümüze saygı göstermeyen bizden değildir.»
عربي İngilizce Urduca
«Kendisine emredileni tamı tamına, eksiksiz olarak ve gönül hoşluğu ile yerine getirip verilmesi istenilen kişiye veren güvenilir müslüman kasadar, sadaka veren iki kişiden biridir.»
عربي İngilizce Urduca
Nebi-sallallahu aleyhi ve sellem, zamanında iki kardeş vardı. Bunlardan biri Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-’in yanına gelir bir şeyler öğrenmeye çalışır, diğeri de sanatkâr olup geçimlerini temin etmek için çalışırdı. Çalışan kardeş Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-’e diğer kardeşini şikayet etti de bunun üzerine Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurdu: «Belki de sen o kardeşinin sebebi ile rızıklandırılıyorsun.»
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- bineği üzerinde iken, bineği kendisini ne tarafa çevirirse o tarafa doğru nafile kılar ve başı ile ima ederdi. İbn Ömer -radıyallahu anhuma- da böyle yapardı.
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- hayatta iken ben çocuk denecek yaştaydım. Bu sebeple kendisinden (duyduklarımı) ezberliyordum. Ne var ki, burada hazır bulunan yaşlı kimselere duyduğum saygı, onları söylemekten beni alıkoyuyor.
عربي İngilizce Urduca
«(Bu şefkati sebebiyle) Allah Teâlâ o kadına mutlaka cenneti vermiş (veya) bu sebeple onu cehennemden âzâd etmiştir.»
عربي İngilizce Urduca
«Sen onu nasıl seviyorsan Allah da seni öylece seviyor. Ben, bu müjdeyi vermek için Allah Teâlâ’nın sana gönderdiği elçisiyim, dedi.»
عربي İngilizce Urduca
Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-’in hanımları onun yanında otururlarken Fâtıma tıpkı Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- gibi yürüyerek çıkageldi.
عربي İngilizce Urduca
Nebî -sallallahu aleyhi ve sellem-'in hanımlarından hiçbirini Hatice -radıyallahu anha-’yı kıskandığım kadar kıskanmadım. Üstelik onu hiç görmedim. Fakat onu sık sık anardı.
عربي İngilizce Urduca
«Bir iki hurma veya bir iki lokmayla savuşturulan kimse yoksul değildir. Asıl yoksul, muhtaç olduğu halde dilenmeyen kimsedir.»
عربي İngilizce Urduca
«Tâuna (veba hastalığına) yakalanmış bir kul, başına gelene sabrederek ve ecrini Allah’tan bekleyerek bulunduğu yerde ikâmete devam eder ve başına ancak Allah ne takdir etmişse onun geleceğini bilirse, kendisine şehit sevabı gibi sevap verilir.»
عربي İngilizce Urduca
"Şüphesiz ki ümmetimin müflisi, kıyamet günü namaz, oruç ve zekat sevabıyla gelip, fakat şuna sövüp, buna zina isnat ve iftirası yapıp, şunun malını yiyip, bunun kanını döküp, şunu dövüp, bu sebeple iyiliklerinin sevabı şuna buna verilen ve üzerindeki kul hakları bitmeden sevapları biten, hak sahiplerinin günahları kendisine yükletilip sonra da cehenneme atılan kimsedir.
عربي İngilizce Urduca
Yâ zelcelâli vel-ikram, duâsına devam ediniz.
عربي İngilizce Urduca
Sizden biriniz bir meclise vardığında selâm versin. Oturduğu meclisten kalkmak istediği zaman da selâm versin. Önce verdiği selâm, sonraki selâmından daha üstün değildir.”
عربي İngilizce Urduca
"Cennetin baktım oradakilerin çoğunluğunun fakirler olduğunu gördüm, ateşe baktım oradakilerin çoğunluğunun kadınlar olduğunu gördüm"
عربي İngilizce Urduca
Ebu’d Derdâ -radıyallahu anh-’den rivayet edildiğine göre Rasûlullah - sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyururdu: “Bir müslümanın, yanında bulunmayan din kardeşine yapacağı dua kabul olunur. Bir kimse din kardeşine hayır dua ettikçe, yanında bulunan görevli bir melek ona, ‘Duasına amin , aynı şeyler sana da verilsin.’ diye dua eder.”
عربي İngilizce Urduca
''Ben Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-" Bize nasıl namaz kıldırırken gördüysem size de öylece namaz kıldırmaktan geri kalmam.
عربي İngilizce Urduca
Nebî -sallallahu aleyhi ve sellem-'in yanına geldiğimizde bizden birisi meclisin son kesiminde (boş olan yerde) otururdu
عربي İngilizce Urduca
«Cennetle cehennem bir birleriyle münakaşa ettiler. Cehennem, bana zorbalar ve kibirlenenler giriyor, dedi. Cennet de; bana zayıf ve miskinler giriyor.» dedi.
عربي İngilizce Urduca
“Müslüman –veya mü’min– bir kul abdest aldığında yüzünü yıkarsa, gözleri ile bakarak işlediği her günah abdest suyu –veya suyun son damlası– ile yüzünden çıkar.
عربي İngilizce Urduca
«Her kim (öfkesinin gereğini) yerine getirmeye gücü yettiği halde öfkesini yenerse Allah, kıyamet gününde onu bütün yarattıklarının huzurunda çağıracak, hatta onu cennet hurilerinden dilediğini (al­makta) muhayyer bırakacaktır.»
عربي İngilizce Urduca
"Sizler muhakkak birçok ameller yapmaktasınız ki, onlar sizin gözlerinizde kıldan ince­dir. Şu muhakkak ki, bizler Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- zamanında onları, he­lak edici günâhlardan sayardık."
عربي İngilizce Urduca
«Siz, benden sonra adam kayırma olayları göreceksiniz. Havz'ın başında bana kavuşuncaya kadar sabrediniz!»
عربي İngilizce Urduca
Allah bir kulu hakkında hayır dilerse, cezasını ertelemeyip bu dünyada verir. Kulu için bir şer dilerse, cezasını erteleyip kıyamet gününde verir.
عربي İngilizce Urduca
«Her kim kız çocukları yüzünden bir sıkıntıya (imtihana) uğrar da onlara iyi bakarsa, bu çocuklar onu cehennem ateşinden koruyan bir siper olurlar.»
عربي İngilizce Urduca
«Muhakkak ki sizler ancak zayıflarınız/düşkünleriniz vesilesiyle rızıklandırılıyor ve yardım ediliyorsunuz.»
عربي İngilizce Urduca
Allah Teâlâ Kıyamet günü şöyle buyurur: "Benim celâlim için birbirini sevenler nerede? Zâtımın gölgesinden başka hiç bir gölge olmayan günde onları kendi gölgemde gölgeleyeceğim."
عربي İngilizce Urduca
«Kim bir hastaya geçmiş olsun ziyaretinde bulunur yahut Allah rızası için bir kardeşini ziyaret ederse, bir münadi ona şöyle nida eder: Dünya ve ahirette hoş yaşayışa eresin. Bu gidişin de hoş oldu. Kendine cennette bir yer hazırladın!»
عربي İngilizce Urduca
"Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- bir şey söylediğinde, o şeyi anlaşılana kadar, üç defa tekrar ederdi. Bir topluluğa gelip selam verdiğinde de (duyulana kadar) üç defa selam verirdi.”
عربي İngilizce Urduca
Allah Rasûlü -sallallahu aleyhi ve sellem-’in ashâbından iki kişi karanlık bir gecede Allah Rasûlü -sallallahu aleyhi ve sellem-’in yanından ayrıldılar. Önlerinde meş'ale gibi iki ışık meydana geldi.
عربي İngilizce Urduca
«Mümin'den başkasını arkadaş edinme, yemeğini de Allah'tan hakkıyla korkanlardan başkası yemesin.»
عربي İngilizce Urduca
Bir adam Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-’e geldi ve şöyle dedi: Ey Allah’ın Rasûlü! Ben yolculuğa çıkmak istiyorum benim için hayır duâ et. Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- de: «Allah azığını takva etsin dedi.»
عربي İngilizce Urduca
Annem: "Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in sırrını kimseye söyleme!" dedi. Enes -radıyallahu anh-, bu olayı anlattıktan sonra Sâbit el–Bunânî’ye şunları söyledi: "Şayet bu sırrı birine açacak olsaydım, vallahi sana söylerdim, Sâbit!"
عربي İngilizce Urduca
"Şeytan, Allah'ın adının anılmaması suretiyle yemeği kendisine helal kılmaya çalışıyor. Bu yemeği de kendisine helal kılmak için öncelikle bu cariyeyi getirdi ve onun elini tuttum.Yine kendisine helal kılmak için bu bedeviyi getirdi, onun da elini tutuverdim. Canımı elinde bulunduran Allah'a yemin olsun ki şeytanın eli, onların elleriyle birlikte elimdeydi."
عربي İngilizce Urduca
«Allah -Azze ve Celle- buyurdu ki: Celalim için birbirlerini sevenlere peygamberlerin ve şehitlerin imreneceği nurdan minberler vardır.»
عربي İngilizce Urduca
Allah, Adem -sallallahu aleyhi ve sellem-'i yarattığında kendisine: "Git, meleklerden şu oturan topluluğa selam ver, sana nasıl selam vereceklerine kulak kesil. O, senin ve neslinin selamı olacak" diye buyurdu. Adem: "Es-selamu aleykum" dedi. Melekler de: "Es-selamu aleyke ve rahmetullah" diye karşılık verdiler "ve rahmetullah" ibaresini de ilave ettiler.
عربي İngilizce Urduca
Ya Rasulallah! Bir kimse gelip benim malımı almak istese ne buyurursun? dedi.Rasûlullah -sallallahu -aleyhi ve sellem: «Ona malını verme!» buyurdu.
عربي İngilizce Urduca
«Kırk iyilik vardır. Bunların en üstünü, birisine sağıp sütünden faydalanması için ödünç olarak sütlü bir keçi vermektir. Kim, sevabını umarak ve mükâfatını Allah’ın vereceğine inanarak bu kırk hayırdan birini işlerse, Allah Teâlâ, onu bu sebeple cennete koyar.»
عربي İngilizce Urduca
Ebu Musa el-Eşarî -radıyallahu anh- naklediyor: Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'e bir kimse gelip bir şey istediğinde oturanlara yüzünü yönelip, döner ve şöyle buyururdu: «Aracı olun ki ecir alasınız. Allah böylece peygamberinin diliyle sevip, razı olduklarını hükmeder.» buyurdu. Muttefakun aleyh. Bir rivayette "dilediklerini" ifadesi geçmektedir.
عربي İngilizce Urduca
«Kıyamet zamanı yaklaşınca Mümin kimsenin rüyası; hiç yalan çıkmayacaktır. Mümin kimsenin rüyası peygamberliğin kırk altıda biridir.»
عربي İngilizce Urduca
«Az amel işledi, çok ecir/sevap kazandı.»
عربي İngilizce Urduca
«İnsan sabahlayınca, bütün organları dile başvurur ve (adeta ononun önünde boyun bükerek) şöyle derler: Bizim haklarımızı korumakta Allah’tan kork. Biz ancak senin söyleyeceklerinle ceza görürüz. Biz, sana bağlıyız. Eğer sen doğru olursan, biz de doğru oluruz. Eğer sen eğrilir, yoldan çıkarsan biz de sana uyar, senin gibi oluruz.»
عربي İngilizce Urduca
"Dünya mü'minin zindanı, kafirin cennetidir."
عربي İngilizce Urduca
Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-’e bir adam geldi ve: "Es-selâmu aleykum" dedi. Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- onun selamına aynı şekilde karşılık verdikten sonra adam oturdu. Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-: «On sevap kazandı» buyurdu. Sonra bir başka adam geldi, o ise: "Es-selâmu aleykum ve rahmetullah" dedi. Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- ona da verdiği selamın aynıyla mukâbelede bulundu. O kişi de yerine oturdu. Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-: «Yirmi sevap kazandı» buyurdu.
عربي İngilizce Urduca
Ebû Hüreyre -radıyallahu anh-'den rivayet edildiğine göre Nebî -salallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurdu:"Kul, Allah'ın hoşnut olduğu bir sözü önemsemeksizin söyleyiverir de Allah onun derecesini yüceltir. Yine bir kul Allah'ın gazabını gerektiren bir sözü hiç önemsemeksizin söyleyiverir de Allah onu bu sözü sebebiyle cehennemin dibine atar.''Buhârî rivayet etmiştir."Ebû Abdurrahman Bilâl İbni'l-Hâris el-Müzeni -radıyallahu anh-'den rivayet edildiğine göre Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurdu:"Kul, Allah'ın hoşnut olduğu bir sözü söyler, fakat onunla Allah'ın rızâsını kazanacağı hiç aklına gelmez. Hâlbuki Allah, o söz sebebiyle, kendisine kavuştuğu kıyamet gününe kadar o kimseden hoşnut olur. Yine bir kul da Allah'ın gazabını gerektiren bir söz söyler fakat o sözün kendisini Allah'ın gazabına çarptıracağını düşünmez. Oysa Allah, o kimseye o kötü söz sebebiyle kendisine kavuşacağı kıyamet gününe kadar gazap eder."Mâlik Muvatta'da,Tirmizî:Hasen Sahih Hadis demiştir.
عربي İngilizce Urduca
“Allah Teâlâ’ya en evlâ olan insanlar önce selam verenlerdir” buyurdu.
عربي İngilizce Urduca
«Geceleyin öyle bir zaman vardır ki, Müslüman bir kimse o zamana rastlayıp Allah’tan dünya ve ahirete dair hayırlı bir şey dilerse, Allah ona dilediğini verir. Bu her gece böyledir.»
عربي İngilizce Urduca
İftiraların en büyüğü kişinin kendi babasından başkasına nesep (soy) iddiasında bulunması, görmediği rüyayı gördüğünü iddia etmesi, Allah Rasulü'nün -sallallahu aleyhi ve sellem- söylemediği bir sözü ona nispet etmesidir.
عربي İngilizce Urduca
Ben Suffe Ehli’nden yetmiş kişiyi gördüm. Hiçbirinin üzerinde bütün vücudunu örten bir elbise yoktu.
عربي İngilizce Urduca
Bir adam bir kadını öptü. Sonra Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'e gelerek böyle yaptığını haber verdi: -Bunun üzerine Allah Teâlâ şu âyeti indirdi: «Gündüzün iki tarafında ve gecenin (gündüze) yakın vakitlerinde na­maz kıl. Şüphesiz iyilikler, kötülükleri giderir.»
عربي İngilizce Urduca
Bir adam Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-'e gelerek; "Ya Rasûlallah, ben had cezasını hak ettim, onu bana tatbik et." dedi.
عربي İngilizce Urduca
Bir adam Nebi –sallallahu aleyhi ve sellem-’in yanına girmek için izin istedi. Bunun üzerine Nebi –sallallahu aleyhi ve sellem-: «Kabilesinin kötü adamıdır, ama izin verin ona!» buyurdu.
عربي İngilizce Urduca
İyiliklerimizin karşılığı dünyada peşin verilmiş olmasın! Bundan endişelenmekteyiz, deyip ağlamaya başladı. Hatta iftar yemeğini de yemedi, terk etti.
عربي İngilizce Urduca
«Ey Hakîm! Gerçekten şu mal yeşil ve tatlıdır. Kim onu hırs göstermeksizin/gözü tok olarak alırsa, o malda kendisine bereket verilir. Kim de ona göz dikerek hırs ile alırsa, o malın bereketi olmaz. Böylesi kişi, yiyip yiyip de bir türlü doymayan obur gibidir. Üstteki (veren ) el, alttaki (alan) elden daha hayırlıdır.
عربي İngilizce Urduca
Âişe radıyallahu anhâ şöyle dedi: Ey Allah'ın Rasûlü! Safiyye'nin şöyle şöyle oluşu sana yeter, dedim. -Ravilerden biri, bu sözle Âişe -radıyallahu anhâ-'nın onun kısa boylu oluşunu kastettiğini söylüyor-. Bunun üzerine Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-:"Ey Âişe! Öyle bir söz söyledin ki, eğer o söz denize karışsa idi onun suyunu bozardı" buyurdu.Âişe dedi ki, ben bir başka gün de kendisine bir insanın durumunu takliden hikâye etmiştim. Bunun üzerine de Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-: "Bana dünyanın en kıymetli şeylerini verseler, ben yine de bir insanı hoşlanmayacağı bir şekilde taklid edip anmayı kesinlikle istemem" buyurdu.Ebû Dâvûd ve Tirmizî rivayet etmiştir.Hasen Sahih Hadis demiştir.Manası:''Mezecethu'' onunla öyle bir karıştı ki aşırı bozukluğu ve iğrençliği sebebiyle tadı yahutta kokusu değişti.
عربي İngilizce Urduca
«Allah Teâlâ’ya göre arkadaşların hayırlısı, arkadaşına faydalı olandır. Yine Allah Teâlâ’ya göre komşuların hayırlısı, komşusuna faydalı olandır.»
عربي İngilizce Urduca
İnsanların en hayırlısı, ömrü uzun, ameli güzel olandır.
عربي İngilizce Urduca
Saçı-başı dağınık toz toprak içinde ve kapılardan geri çevrilen nice insan var ki Allah adına yemin etse, Allah yeminini yerine getirir.
عربي İngilizce Urduca
İyilik işlememek üzere Allah'a yemin eden kimdir?
عربي İngilizce Urduca
"Cennetin kapısında durup baktım. Bir de gördüm ki, içeri girenlerin çoğu yoksullardı. Zenginler ise hesap görmek için alıkonulmuştu."
عربي İngilizce Urduca
Biz, Nebî -sallallahu aleyhi ve sellem-’in süt hissesini ayırıp kaldırırdık. Nebî -sallallahu aleyhi ve sellem- geceleyin gelir, uyuyanı uyandırmayacak, uyanık olanlara işittirecek şekilde selam verirdi. Nebî -sallallahu aleyhi ve sellem- bir gece geldi, yine her zamanki gibi selam verdi.
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-: «Sizden birisi hergün bin sevap kazanmaktan aciz midir?» dedi. Birlikte oturduğu kimselerden birisi, "Bizden birisi bin sevap nasıl kazanır?" diye sordu. Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-: «Yüz defa «Subhânallâh» Allah'ım! Seni tüm noksanlıklardan tenzih ederim, diye tesbih eder. Ona (bundan dolayı) bin sevap yazılır veya o kimsenin bin günahı silinir.»
عربي İngilizce Urduca
"Ebu Ubeyde'nin Bahreyn'den bir şeyler getirdiğini duydunuz, sanırım" diye buyurdu.
عربي İngilizce Urduca
"Ey Allahım! Ahiret hayatından başka hayat yoktur.’’
عربي İngilizce Urduca
«Dünya mel'undur (lanetlidir), dünyada olan her şey de mel'undur. Sadece Allah Teâlâ'yı zikretmek, O’na tabi olan şeyler ve ilim öğreten alim ve öğrenmek isteyen öğrenci müstesnadır.»
عربي İngilizce Urduca
Gerçek zenginlik, mal çokluğu değil, gönül zenginliğidir/tokluğudur.
عربي İngilizce Urduca
"İnsanların arasını bulmak için hayırlı haber götüren veya hayırlı söz söyleyen kimse yalancı sayılmaz."
عربي İngilizce Urduca
“Bu adam, öteki gibi dünya dolusu adamdan daha hayırlıdır.”
عربي İngilizce Urduca
"Allah Rasûlü -sallallahu aleyhi ve sellem-’den bir şey istendiğinde asla yok demezdi."
عربي İngilizce Urduca
“Eğer mü’min, Allah’ın azabını bilseydi, cennet ümidine kapılmazdı. Kâfir de Allah’ın rahmetinin tam olarak kavrayabilseydi, O’nun cennetinden asla ümidini kesmezdi.”
عربي İngilizce Urduca
«Allah’a yemin ederim ki, Allah’a göre dünya, önünüzdeki şu ölü oğlaktan daha değersizdir.»
عربي İngilizce Urduca
«Malını Allah yolunda harcayana, harcadığının yedi yüz katı sevap verilir.»
عربي İngilizce Urduca
«Kim bana insanlardan bir şey istemeyeceğine garanti verirse, ben de ona Cennet'i garanti veririm.»
عربي İngilizce Urduca
«Rab olarak Allah'a, din olarak İslâm'a, rasûl olarak Muhammed'e (iman edip) razı olan kimse cenneti hak eder.»
عربي İngilizce Urduca
«Kim, "Subhânallâhi ve bihamdihî" derse onun için cennette bir hurma ağacı dikilir.»
عربي İngilizce Urduca
"Bize ait kulübeyi tamir ederken Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve selem- yanımıza uğramıştı"
عربي İngilizce Urduca
«Eğer bu kimse bismillah deseydi yemek hepinize yeterdi.»
عربي İngilizce Urduca
«Birlikte yiyiniz ve besmele çekiniz ki yemeğiniz bereketlensin.»
عربي İngilizce Urduca
Hurmayı çifter çifter yemeyiniz. Zira Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- bize hurmayı çifter çifter yemeyi yasakladı. İbn Ömer sözlerine devamla: Arkadaşından izin istemesi müstesnadır, dedi.
عربي İngilizce Urduca
«Miraca çıkarıldığımda, bakırdan tırnaklarıyla yüzlerini ve göğüslerini tırmalayan bir topluluğun yanından geçtim. Ey Cebrail bunlar kimlerdir? diye sordum. Bunlar gıybet etmek suretiyle insanların etlerini yiyenler ve onların şeref ve namuslarıyla oynayanlardır, cevabını verdi.»
عربي İngilizce Urduca
«Allah'ın benimle gönderdiği ilim ve hidayetin misali, bir araziye düşen yağmur gibidir. (Bilindiği üzere), bazı araziler var, tabiatı güzeldir, suyu kabul eder, bol bitki ve ot yetiştirir. Bir kısım arazi var, münbit değildir, ot bitirmez, ama suyu tutar. Onun tuttuğu su ile Allah insanları yararlandırır. Bu sudan kendileri içerler, hayvanlarını sularlar ve ziraat yaparlar.»
عربي İngilizce Urduca
«Gerçekten bu ateş sizin düşmanınızdır; uyumak istediğiniz zaman onu söndürünüz!»
عربي İngilizce Urduca
"Rasulullah -sallallahu aleyhi ve selem'i- gün boyu açlıktan kırılır da karnını doyuracak kötü bir hurma dahi bulamazken görürdüm."
عربي İngilizce Urduca
«Cehennemliklerden olup, dünyada pek müreffeh hayat yaşayan bir kişi kıyamet gününde getirilip cehenneme bir kere daldırılır. Sonra: Ey âdemoğlu! Sen hayırlı bir gün gördün mü? Herhangi bir nimete nail oldun mu? denilir. O kişi: Hayır, vallahi Rabbim! Öyle bir şey görmedim, der.»
عربي İngilizce Urduca
«Bu bizimle birlikte geldi, istersen girmesine izin verirsin, istemezsen geri dönüp gidebilir.»
عربي İngilizce Urduca
"Rasulullah -sallallahu aleyhi ve sellem-’i üç parmağı ile yerken gördüm. O, yemeğini bitirdiği zaman parmaklarını yalardı."
عربي İngilizce Urduca
"Bir topluluğa su ikram eden kimse herkesten sonra su içer."
عربي İngilizce Urduca
Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-’e zemzem verdim. Onu ayakta içti.
عربي İngilizce Urduca
«Ey Ensar topluluğu! Ben, sizleri dalâlet üzere bulmadım mı? Allah, benimle sizi hidayete erdirmedi mi? Sizler, dağılmış haldeydiniz de Allah, sizleri benimle bir araya getirmedi mi? Sizler fakirlik içinde iken Allah, sizleri benimle zenginleştirmedi mi?»
عربي İngilizce Urduca
«Gerçekten Medine'de öyle adamlar var ki siz bir yolda yürür veya bir vadiyi geçerseniz sizinle beraberdirler. Kendilerini hastalık hapsetmiştir.»
عربي İngilizce Urduca
«Âdemoğlu, midesinden daha şerli bir kap doldurmamıştır. Âdemoğluna belini doğrultacağı kadar birkaç lokma yeterlidir. Eğer daha fazla yemek istiyorsa, (midesini üçe ayırsın), üçte biri yemeği, üçte biri suyu, üçte biri de nefesi için (olsun).»
عربي İngilizce Urduca
«Cennet ve cehennem gözlerimin önüne serilip bana gösterildi. Hayır ve şer açısından bugün gibisini görmedim. Eğer sizler benim bildiklerimi bilseydiniz, az güler çok ağlardınız.»
عربي İngilizce Urduca
Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-'in sofrası önünden kaldırıldığında şöyle söylerdi: «Elhamdulillâhi hamden kesîran tayyiben mubâraken fîhi, ğayra mekfiyyin velâ muveddein velâ musteğnen anhu Rabbenâ. (Çok, temiz, bereketli, sonsuz ve terk olunmayan, kendisinden mustağni olunmayarak yapilan hamd Rabbimizedir.)»
عربي İngilizce Urduca
Cebrâil – aleyhisselam- Allah Rasûlü –sallallahu aleyhi ve selem-‘e gelerek “İçinizdeki Bedir ehlini nasıl görüyorsunuz?” diye sordu. Efendimiz -sallallahu aleyhi ve sellem- de “Müslümanların en faziletlileridir.” buyurdu. Ya da buna benzer bir şeyler söyledi. Cebrâil -aleyhisselam- “Biz de Bedir’e katılan melekleri en faziletlilerimiz olarak kabul ediyoruz.” dedi.
عربي İngilizce Urduca
Nebî -sallallahu aleyhi ve sellem'in hutbe okurken üzerine yaslandığı bir hurma kütüğü vardı. Minber koyulduğu zaman, bu kütükten gebe develerin iniltisine benzer sesler çıktığını duyduk. Ta ki Nebî -sallallahu aleyhi ve sellem- minberden inerek, elini kütüğe koydu da inilti kesildi.
عربي İngilizce Urduca
Mü'min aynı delikten iki defa sokulmaz, ısırılmaz.
عربي İngilizce Urduca
“Allah Teâlâ, boyunlarından zincire vurulmuş olarak cennete götürülen kimselerden hoşnut olur”.
عربي İngilizce Urduca
"Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- ile beraber yürüyordum. Üzerinde Necran kumaşından yapılmış sert ve kalın kenarlı bir elbise vardı. Çölde yaşayan bir bedevi Arap yaklaşarak Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'in elbisesinin kenarından kuvvetlice çekti. O kadar ki, elbisesinin kenarı boyun bölgesinde iz bıraktı."
عربي İngilizce Urduca
Bizler, Allah Rasûlü -sallallahu aleyhi ve sellem- zamanında yürürken yerdik ve ayakta iken de içerdik.
عربي İngilizce Urduca
«Aleykesselam deme! Çünkü Aleykesselam, ölünün tahiyyatıdır! Esselamu Aleyke de!»
عربي İngilizce Urduca
«Ademoğlunun altından bir vadisi olsa o, iki vadisi daha olmasını ister. Onun ağzını topraktan başkası doldurmaz ve Allah, tevbe edenlerin tevbesini kabul edendir.»
عربي İngilizce Urduca
«Ey Allahım, benim (yegâne) dayanağım ve yardımcım sensin. (Düşmanların hilesini) senin (desteğin)le önlerim. Senin (verdiğin güç)le (düşmana) saldırırım ve (yine) senin (desteğin)le (düşmana karşı) savaşırım.»
عربي İngilizce Urduca
İki şey vardır, asla geri çevrilmez yahut çok az geri çevrilir: Ezan esnasında yapılan dua ile, (insanların birbirine girdiği) savaşın kızıştığı esnada yapılan dua.
عربي İngilizce Urduca
Ali b. Ebû Tâlib’e, binsin diye hayvanını getirdikleri zaman ayağını üzengiye koyunca ‘Bismillah’ dedi.
عربي İngilizce Urduca
«Allahım, kötü ahlaktan, işlerin (amellerin) kötülüklerinden, heva ve hevesin çirkinliklerinden ve şifası mümkün olmayan hastalıklardan beni uzaklaştır.»
عربي İngilizce Urduca
Abdullah b. Mes'ud -radıyallahu anh-'dan merfû olarak rivayet olunan bir hadiste şöyle buyrulmuştur: "Üç kişi bir arada bulunduğunuz vakit, başka insanlara karışıncaya kadar,(içinizden) iki kişi, diğerini bırakıp fısıldaşmasın. Çünkü bu fısıldaşma, o kişiyi üzer.”
عربي İngilizce Urduca
“Sizden daha aşağıda olanlara bakın! Sizin üstünüzde olanlara bakma­yın! Bu, Allah'ın nimetini küçümsememenize daha uygun olur.”
عربي İngilizce Urduca
«Sizden biriniz ayakta su içmesin!»
عربي İngilizce Urduca
«Bir kimse, başka bir kimseyi oturduğu yerden kaldırıp sonra onun yerine kendisi oturmasın. Fakat açılarak halkayı genişletiniz.»
عربي İngilizce Urduca
«Küçük olan büyüğe, yürüyen oturana, az çoğa selam verir.»
عربي İngilizce Urduca
«Topluluk adına (topluluktan) birinin selam vermesi, diğer gruptan da bir kişinin alması yeterlidir.»
عربي İngilizce Urduca
«Allah’ın rızası, anne ve babanın rızasındadır. Allah’ın öfkesi de anne ve babanın öfkesindedir.»
عربي İngilizce Urduca
«Yolculuk bir çeşit azaptır.»
عربي İngilizce Urduca
«Merhamet etmeyen kimseye merhamet olunmaz.»
عربي İngilizce Urduca
«Hiçbiriniz ayakta su içmesin. Unutarak içen kimse de kussun!»
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- su tulumunun yahut kırbanın ağzından su içmeyi yasakladı.
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- ağzı kırık su tulumlarından (kaplarından) su içmeyi yasakladı.
عربي İngilizce Urduca
"Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- içilecek şeylere üflemeyi yasaklamıştı."
عربي İngilizce Urduca
"Elbisemin etekleri topuklarımdan aşağı sarkmış vaziyette Rasulullah -sallallahu aleyhi ve sellem-’in huzuruna uğramıştım. Rasûlullah –sallallahu aleyhi ve sellem-: «Abdullah, elbisenin eteklerini yukarıya kaldır!» buyurdular. Ben de hemen kaldırdım. Sonra: «Biraz daha kaldır!» buyurdu, ben biraz daha kaldırdım. Ondan sonra elbisemin Rasûlullah –sallallahu aleyhi ve sellem- tasvip ettiği şekilde olmasına daima dikkat etmişimdir. Topluluktan biri: Nereye kadar kaldırmıştın? diye sordu. İbni Ömer -radıyallahu anhumâ-: "Baldırlarımın yarısına kadar kaldırmıştım", diye cevap verdi.
عربي İngilizce Urduca
«Allah'ım! Senin, onların karşısına çıkıp, bizi savunmanı ister; onların şerlerinden sana sığınırız.»
عربي İngilizce Urduca
Geriye kalan salih ameller; Lâ ilâhe illallah, Subhanallah, Vallahu Ekber, Elhamdulillah, Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâh’tir.
عربي İngilizce Urduca
«Allah’ım! Senden başka hak olarak ibadete layık hiçbir ilah olmadığına, senin bir ve Samed olduğuna, doğmamış ve doğurmamış olduğuna ve hiçbir şeyin ve hiçbir kimsenin sana denk olmadığına şehadet ederek senden isterim.»
عربي İngilizce Urduca
Allah’ım! Yaratılışımı güzel kıldığın gibi ahlakımı da güzelleştir.
عربي İngilizce Urduca
Mümin müminin aynasıdır.
عربي İngilizce Urduca
Allah Teâlâ, bana,’Mütevazı olun! Öyle ki bir kimse başka bir kimseye karşı övünmesin, yine bir kimse başka bir kimseye karşı azgınlık yapmasın.’ diye vahyetti.
عربي İngilizce Urduca
«Sizler insanları mallarınızla memnun edemezsiniz, onları güzel yüz ve güzel huyla hoşnut edersiniz.»
عربي İngilizce Urduca
«Senin yanından ayrıldıktan sonra şu dört cümle, senin sabahtan beri söylediğin zikirlerle tartılacak olsa, sevap bakımından onlara eşit olur: “Subhânallâhi ve bihamdihî, adede halkıhî ve ridâ nefsihî ve zinete arşıhî ve midâde kelimâtihi" (Yarattıkları sayısınca, kendisinin hoşnut olduğunca, arşının ağırlığınca ve bitip tükenmeyen kelimeleri adedince Allah’ı noksan sıfatlardan tenzih eder ve O’na hamdederim.)»
عربي İngilizce Urduca
Ademoğlu, Allah'ı zikretmekten başka kendisini Allah'ın azabından daha çok kurtarıcı olan bir amel işlememiştir.
عربي İngilizce Urduca
«Her kim kendini büyük görürse ve yürüyüşünde böbürlenirse huzuru ilâhiye Allah kendisine gazaplı olduğu halde çıkar.»
عربي İngilizce Urduca
İnsanların Rabbi olan Allah'ım! Hastalığı gider, şifa ver, sen şifa verensin.
عربي İngilizce Urduca
«Bir Müslüman, hasta bir Müslüman kardeşini ziyarete gittiğinde, dönünceye kadar cennet hurfesi içindedir.»
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-’e içecek bir şey getirdiler, o da ondan içti. Sağında da bir çocuk vardı.
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah –sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur: ’’Sizden hiç kimse, ölümü temenni etmesin. Çünkü o, eğer iyi bir kimse ise belki iyiliklerini daha da arttırır.’’
عربي İngilizce Urduca
Peygamber –sallallahu aleyhi ve sellem- yemek yediği zaman üç parmağını yalardı.
عربي İngilizce Urduca
"Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem-'in yanına vardım; hutbe okuyordu."
عربي İngilizce Urduca
“Kur'an okuma ve ezberine sahip kimsenin misali, bağlı deve gibidir. Eğer sahibi devesini korursa, onu eli altında tutar. Eğer salıverirse deve kaçıp gider.”
عربي İngilizce Urduca
Çocukların yanından geçerken onlara selâm verdi ve Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- de çocuklara böyle selâm verirdi, dedi.
عربي İngilizce Urduca
Nebi -sallalahu aleyhi ve sellem-, bir adamın bir kişiyi övdüğünü ve övmede aşırı gittiğini işitti ve bunun üzerine şöyle buyurdu: «Adamı mahvettiniz -veya- adamın belini kırdınız.»
عربي İngilizce Urduca
"Yazık sana! Arkadaşının boynunu kopardın."
عربي İngilizce Urduca
"Allah Rasûlü -sallallahu aleyhi ve sellem- Kur'an ile düşman topraklarına yolculuk yapmayı yasaklamıştır."
عربي İngilizce Urduca
«Bana ridamı verin! Şayet şu ağacın dikenleri kadar hayvanım olsaydı, onların tamamını size paylaştırırdım. Sonra siz, benim cimri, yalancı ve korkak olmadığımı görürdünüz!» buyurdu.
عربي İngilizce Urduca
«Siz işitmiyor musunuz? İşitmiyor musunuz? Sade yaşamak imandandır; sade hayat sürmek imandandır.»
عربي İngilizce Urduca
«Allah Teâlâ kullarına ceza vermede acele etmeyendir. Onlara her işte kolaylık gösterilmesini çok sever.»
عربي İngilizce Urduca
«Sende Allah’ın sevdiği iki özellik vardır: Yumuşak huyluluk ve Aceleci olmamak.»
عربي İngilizce Urduca
«İçinizden en çok sevdiklerim ve kıyamet gününde bana en yakın olacak olanlar, ahlâkı en güzel olanlarınızdır. İçinizden en çok nefret ettiklerim ve kıyamet gününde benden en uzak olacak olanlar ise gevezeler, ağzını gere gere (edebiyat yaparak) konuşanlar ve kendilerini şişirenlerdir.»
عربي İngilizce Urduca
"Bir buttan başka hiçbir şey kalmadı." diye cevap verir. Bunun üzerine Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- "Buttan başka hepsi bize kalmış (öyleyse)." diye yanıtlar.
عربي İngilizce Urduca
«Müslüman olup da, kendisine yeteri kadar rızık verilen ve Allah’ın kendisine verdiği nimete kanaat eden kimse şüphesiz kurtuluşa ermiştir.»
عربي İngilizce Urduca
«Birçok kadın Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'in ailesine gelerek kocalarını şikâyet ediyorlardı. Kadınlarını döven o kimseler, sizin hayırlınız değildir.»
عربي İngilizce Urduca
"Kıyamet gününde hakları mutlaka sahiplerine vereceksiniz. Hatta boynuzsuz koyun için boynuzlu koyundan kısas (hakkı) alınacaktır."
عربي İngilizce Urduca
Sadaka vermekle kulun malı eksilmez. Uğradığı haksızlığa sabredenin Allah şerefini arttırır. Dilenme kapısını açan kimseye Allah, fakirlik kapısını açar.
عربي İngilizce Urduca
«Cimri ile cömerdin durumu, göğüsleri ile köprücük kemikleri arasına zırh giyinmiş iki kişinin durumuna benzer.»
عربي İngilizce Urduca
«Sizden hanginiz canı ve malı emniyet içinde, vücudu sıhhat ve afiyette, günlük azığı da yanında olduğu halde sabahlarsa, sanki bütün dünya kendisine verilmiş gibidir.»
عربي İngilizce Urduca
«Allah’ım! Acizlikten, tembellikten, cimrilikten, ihtiyarlıktan, kabir azabından sana sığınırım.»
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle dua ederdi: «Allah'ım! Açlıktan sana sığınırım; çünkü o kötü bir arkadaştır. Emanete ihânetten de sana sığınırım; çünkü o ne kötü bir gizli huydur.»
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-’in bana öğretmiş olduğu duâyı sana öğreteyim mi? (Bunu okuduğun takdirde) Dağ kadar borcun olsa dahi Allah onu sana kolayca ödettirir. Şöyle duâ et: «Allâhümmekfinî bi-helâlike an harâmik ve ağninî bi-fadlike ammen sivâk» (Allah’ım! Haramlarından uzaklaştır, helâl olana kanaat ettir. Lütfunla beni kimseye muhtaç etme!)
عربي İngilizce Urduca
Vaktiyle kendini beğenmiş bir adam güzel elbisesini giymiş, saçını taramış, çalım satarak yürüyordu.
عربي İngilizce Urduca
Bir defasında Nebî -sallallahu aleyhi ve sellem- ile bir seferde bulunuyorduk. Bu sırada devesine binmiş bir adam çıkageldi.
عربي İngilizce Urduca
Ey Ebu’l-Hasan! Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- nasıl oldu, geceyi nasıl geçirdi ? dediler. O da: Allah’a hamdolsun, hastalığı atlattı! dedi.
عربي İngilizce Urduca
«Allahumme innî eûzü bike mine’l-aczi ve’l-keseli ve’l-cübni ve’l-heremi ve’l-buhli ve eûzü bike min azâbi’l-kabri ve eûzü bike min fitneti’l-mahyâ ve’l-memâti: Allah'ım! Âcizlikten, tembellikten, korkaklıktan, ihtiyarlayıp ele avuca düşmekten ve cimrilikten sana sığınırım. Kabir azabından sana sığınırım. Hayat ve ölüm fitnesinden sana sığınırım.»
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- yolculuğa çıkarken, “Yolculuğun güçlüklerinden, üzücü manzaralarla karşılaşmaktan, iyiyken kötü olmaktan, mazlumun bedduasından ve dönüşte mal ve çoluk çoçuğu kötü hallerde bulmaktan Allah’a sığınırdı.
عربي İngilizce Urduca
Tek yolcu bir şeytan, iki yolcu iki şeytan üç yolcu ise kafiledir/cemâattir.
عربي İngilizce Urduca
«Allah kıyamet gününde üç kimse ile konuşmaz, onları temize çıkarmaz ve onlar için acıklı bir azap vardır. Bunlar, zina eden yaşlı, kibirli fakir ve sattığı ürüne Allah'a yemin etmeyi kendisine sermaye edinmiş, malını ancak yemin ile satıp, yemin ile alan kimsedir.»
عربي İngilizce Urduca
"Otu bol yerlerde yolculuk yaptığınız zaman, otlardan istifade etmeleri için develere imkân verin. Çorak ve otsuz yerlerde yolculuk ederseniz, takattan düşmeden gidilecek yere varmaları için develeri süratlice sürün."
عربي İngilizce Urduca
“Gece yolculuğunu tercih ediniz. Zira geceleyin yeryüzü dürülür (rahat yolculuk yapılır).”
عربي İngilizce Urduca
"Allah Rasulü -sallallahu aleyhi ve sellem- yolculuk sırasında geceleyin uyumak üzere konaklayınca sağı üzerine yatardı. Fecrin doğuşuna yakın konaklamış ise, (yastık yerine) kolunu diker, başını omzunun üstüne koyardı."
عربي İngilizce Urduca
“Allah Rasûlü -sallallahu aleyhi ve sellem- yolculuk esnasında arkadan yürür, yürümekte güçlük çeken zayıf kimseyi terkisine bindirir ve ona dua ederdi.”
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- yolculuğa çıkarken hayvanı üzerine binip iyice yerleşince üç kere tekbir getirir sonra da şöyle dua ederdi: "Bunu bizim hizmetimize vereni tesbih ve takdis ederiz; yoksa biz buna güç yetiremezdik. Biz şüphesiz Rabbimize döneceğiz..."
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- bir gazveye çıkacağı zaman: «Ey Muhacirler ve Ensar topluluğu! Malı ve akrabası olmayan kardeşleriniz vardır. Her biriniz onlardan iki veya üç kişiyi yanına alsın.» diye buyurdu. Aslında bizlerin de ancak bir kişi ile nöbetleşecek devemiz vardı. (Cabir) dedi ki, “Ben nöbetleşe binmek üzere iki (veya üç) kişi aldım. Benim de ancak onlardan biri gibi deveme nöbetleşe binme hakkım vardı."
عربي İngilizce Urduca
«Biriniz, yatağına yatacağı zaman elbisesinin iç tarafıyla yatağını silksin. Çünkü yatağında kendisini ne beklediğini (haşerat vb.) bilemez.»
عربي İngilizce Urduca
«Dayanılamayacak dertten, insanı helâke götürecek tâlihsizlikten, başa gelecek fenalıktan ve düşmanı sevindirecek felaketten Allah’a sığınınız.»
عربي İngilizce Urduca
İki kişinin yemeği üç kişiye, üç kişinin yemeği dört kişiye yeter.
عربي İngilizce Urduca
«Allah'ım! Ateşin fitnesinden, ateşin azabından, zenginlik ve fakirliğin şerrinden sana sığınırım.»
عربي İngilizce Urduca
"Allah'tan sakınıp, takvalı ol ve her yükseğe (tırmanırken) tekbir getir."
عربي İngilizce Urduca
"Hastayı ziyaret edin, aç olanı doyurun ve esirin esirlik bağlarını çözün."
عربي İngilizce Urduca
Âlimin âbide üstünlüğü, benim sizin en aşağı derecede olanınıza üstünlüğüm gibidir.
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah –sallallahu aleyhi ve sellem- uyumak istediği zaman sağ elini yanağının altına koyar ve üç kere şöyle derdi: «Allah’ım! Kullarını dirilttiğin gün beni azabından koru!»
عربي İngilizce Urduca
Hilâli gördüğü zaman şöyle dua ederdi: "Allah'ım! Bu hilâli bize emniyet ve iman hilali kıl
عربي İngilizce Urduca
Allah Rasûlü -sallallahu aleyhi ve sellem- gecenin üçte biri geçince kalkar ve şöyle derdi: “Ey insanlar! Kalkın Allah'ı zikredin."
عربي İngilizce Urduca
Ebûbekir -radıyallahu anh-’ın bir kölesi vardı. Kazandığı haracı (efendinin kölesinden çalışmasının karşılığı olarak aldığı bir miktar maldır), Ebûbekir'e getirip, verirdi de Ebu Bekir'de bu haraçtan yerdi.
عربي İngilizce Urduca
"Rasûlullah’ın devesi Adbâ, yarışta birinciliği başkasına vermezdi."
عربي İngilizce Urduca
"Biz (sahâbîler yolculukta) yokuş çıktığımızda Allahu Ekber; iniş indiğimizde de Subhanallah derdik."
عربي İngilizce Urduca
“Ey insanlar! Kendinize acıyın; siz ne sağıra dua ediyorsunuz; ne de bir gâibe! Muhakkak siz, sizi hakkıyla işiten yakın bir kimseye (Allah’a) dua ediyorsunuz ki, o sizinle beraberdir.” buyurdu.
عربي İngilizce Urduca
«Bir müslüman, hasta olan bir müslüman kardeşini sabahleyin ziyarete giderse, yetmiş bin melek akşama kadar ona dua eder.»
عربي İngilizce Urduca
Kim kendisinde Allah'ın rızası aranan bir ilmi öğrenirse.
عربي İngilizce Urduca
Bir kimse, ilim elde etmek arzusuyla bir yola girerse, Allah o kişiye cennetin yolunu kolaylaştırır.
عربي İngilizce Urduca
"Kim, Allah’tan başka hak ilah yoktur ve Allah en büyüktür" derse; Allah onu doğrulayarak: “Benden başka ilah yoktur, ben büyüğüm.” buyurur.
عربي İngilizce Urduca
«Allah, bir kavme azap etmek istediğinde o kavim içerisinde bulunan (iyi-kötü) her ferde azap isabet ettirir. Sonra (kıyamet gününde) herkes kendi ameline göre diriltilir.» Müslim rivayet etmiştir.
عربي İngilizce Urduca
"Ebu Salih bizlerden birimiz yatacağı zaman sağ yanına yatmasını emrederdi."
عربي İngilizce Urduca
"Bu Allah’ın kullarının kalbine koymuş olduğu rahmettir. Muhakkak ki Allah, kulları içinden merhametli olanlara merhamet eder."
عربي İngilizce Urduca
«Kul(um) bana bir karış yaklaştığı zaman, ben ona bir arşın yaklaşırım. O bana bir arşın yaklaşınca ben ona bir kulaç yaklaşırım. O bana yürüyerek geldiği zaman, ben ona koşarak varırım.»
عربي İngilizce Urduca
«Bir adam, yol üzerinde (dikenli) bir ağaç dalı gördü ve Allah’a yemin olsun ki bu dalı Müslümanlardan uzaklaştıracağım, onlara ezâ vermesin, dedi. Bu sebeple cennete konuldu.»
عربي İngilizce Urduca
«Arazi, mal edinerek dünyaya rağbet etmeyiniz.»
عربي İngilizce Urduca
Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- yere birtakım çizgiler çizdi. Sonra da çizgileri göstererek şöyle buyurdu: «Bunlar insanın istek ve arzuları, şu da onun ecelidir. İnsan hayal içinde yaşayıp giderken bir de bakar ki, en yakın ölüm çizgisi karşısına gelivermiş.»
عربي İngilizce Urduca
"En büyük yalanlardan birisi de kişinin görmediği şeyleri gözünün gördüğünü söylemesidir."
عربي İngilizce Urduca
Esmâ -radıyallahu anhâ- şöyle dedi: Bir kadın:Ey Allah'ın Rasûlü! Benim bir kumam var. Kocamın bana vermediği bir şeyi, verdi diye kumama karşı gösteriş yapsam, bunun bana bir günahı olur mu? diye sordu. Bunun üzerine Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-:"Kendisine verilmemiş bir şey ile doymuş görünen kişi, iki sahte elbise giyerek gösteriş yapan kimse gibidir" buyurdu.''
عربي İngilizce Urduca
"Sıddîk (özü sözü doğru) kimseye lanetçi olmak yakışmaz.’"
عربي İngilizce Urduca
«Allah'ın lâneti, gazabı ve ateşi ile lânetleşmeyin!»
عربي İngilizce Urduca
İmrân b. Husayn -radıyallahu anhumâ- şöyle dedi:Bir seferde Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- ile beraber bulunuyorduk. Devesinin üzerindeki Medineli bir hanım, devesinden sıkılarak ona lânet etti. Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- kadının sözünü duyunca:"Üzerindekileri alın, deveyi salın gitsin. Çünkü o deve lânetlenmiştir" buyurdu.İmrân der ki: O deve hâlâ gözümün önündedir, insanların arasında gezinirdi de kimse ona ilişmezdi.
عربي İngilizce Urduca
Ebû Berze Nadle b. Ubeyd el-Eslemî radıyallahu anh şöyle dedi: Genç bir hanım, üzerinde müslümanların birtakım eşyalarının da bulunduğu bir deve üstünde bulunuyorken, Nebî -sallallahu aleyhi ve sellem-'i görüverdi. Dağ yolunun dar yerine gelmişlerdi. Kadın: "Deeh, Allahım bu hayvana lanet et!" deyip hayvanı sürmeye çalıştı. Bunun üzerine Peygamber aleyhisselâm: "Lânetlenmiş bir deve bizimle birlikte bulunmasın!" buyurdu.
عربي İngilizce Urduca
"Seyhan, Ceyhan, Fırat ve Nil, Cennet nehirlerindendir."
عربي İngilizce Urduca
"Şeytan: Ya Rabbi! Senin izzetine yemin ederim ki ruhları bedenlerinde oldukları sürece kullarını saptırmaya devam edeceğim." Rabbimiz de şöyle buyurdu: "İzzetime ve celalime yemin ederim ki onlar benden bağışlanmayı talep ettikleri sürece ben de onları affetmeye devam edeceğim."
عربي İngilizce Urduca
«Mazlumun duasından sakının. Zira o bir şerâre/kıvılcım gibi semaya yükselir.»
عربي İngilizce Urduca
«Cennet ve cehennem, aralarında (ihtilaf ederek Allah nezdinde) dava açtılar. Cehennem: "Ben, mütekebbirler (dünyada büyüklük taslayanlar) ve mütecebbirler (zorbalık yapanlar) için tercih edildim!" diye övündü. Cennet de: "(Ey Rabbim!) Bana niçin sadece zayıflar ve (insanlar nazarında) düşük olanlar, (hakir görülenler) girer?" dedi.
عربي İngilizce Urduca
«Gümüşten iki cennet vardır. İçlerinde bulunan kaplar ve diğer eşyalar da gümüştendir. Altından iki cennet vardır. İçlerinde bulunan kaplar ve diğer eşyalar da hep altındandır. Adn cennetinde, cennetliklerle Rablerini görmeleri arasında Allah'ın vechindeki ridau'lkibriyadan/büyüklük ridasından başka bir şey yoktur.»
عربي İngilizce Urduca
"Muhakkak, sizden biriniz cennetin en alt derecesinde bulunsanız bile,ona( gönlünden geçenleri) temenni et denir. O da devamlı temenni eder durur. Bunun üzerine ona(kalbinden geçenleri) tamamen temenni ettin mi? diye sorulur. Evet cevabını verince muhakkak temenni ettiğin şeyler bir misli fazlasıyla sana verilecektir denir"
عربي İngilizce Urduca
"Cennette bir ağaç vardır ki, özenle eğitilip, yetiştirilmiş hızlı koşan bir kısrak üzerindeki süvari onun gölgesinde yüz sene gittiği halde yine de sonuna varamaz."
عربي İngilizce Urduca
"Cennette, cennetliklerin her cuma günü gittikleri bir çarşı vardır."
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Uhut şehidleri üzerine kabre konmala­rından sekiz sene sonra ölülere ve dirilere veda eder gibi namaz kıldı.
عربي İngilizce Urduca
"Kim ilk darbede bir kertenkele öldürürse, ona şöyle şöyle sevap vardır. Kim onu ikinci vuruşta öldürürse ona da birinciden daha az olmak üzere şu kadar sevap vardır, eğer onu üçüncü vuruşta öldürürse ona da ikincisinden az olmak üzere şöyle şöyle sevap vardır."
عربي İngilizce Urduca
Ebû Saîd el-Hudrî -radıyallahu anh- şöyle dedi: Bir kadın Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-’e geldi ve: Ey Allah’ın Rasûlü! Senin sözlerinden hep erkekler yararlanıyor. Biz kadınlara da bir gün ayır, o gün toplanalım, Allah’ın sana öğrettiklerinden bize de öğret!'' dedi. Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-:“Peki şu gün şurada toplanınız!'' buyurdu. Kadınlar toplandılar. Nebî -sallallahu aleyhi ve sellem- de gidip Allah’ın kendisine öğrettiklerinden onlara öğretti. Sonra onlara:''Sizden (henüz ergenlik çağına gelmemiş) üç çocuğunu âhirete gönderen her kadın için bu çocuklar cehenneme karşı mutlaka siper olur'' buyurdu. İçlerinden bir kadın: Bu durum iki çocuk gönderenler için de geçerli midir?'' dedi. Bunun üzerine Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-: Evet, iki çocuk gönderen için de durum aynıdır'' cevabını verdi.Müttefakun aleyh.
عربي İngilizce Urduca
“Herhangi bir müslümanın (ergenlik çağına ermemiş) üç çocuğu ölürse, o kimseye cehennem ateşi ancak Allah’ın yemini yerine gelecek kadar kısa bir süre dokunur.”
عربي İngilizce Urduca
“Henüz ergenlik çağına ulaşmamış üç çocuğu ölen her müslümanı Allah, çocuklara olan rahmet ve şefkati sebebiyle cennete koyar.”
عربي İngilizce Urduca
«Bir kimsenin: "İnsanlar helak oldu!" dediğini duyarsanız, bilin ki o, herkesten çok helak olandır.»
عربي İngilizce Urduca
"Birbirine söven iki kişinin söylediklerinin günahı, mazlum olan haddi aşmadıkça sövmeyi ilk başlatana aittir."
عربي İngilizce Urduca
İbn Mes'ûd -radıyallahu anh-'tan rivayet edildiğine göre: Bir gün kendisine bir adam getirilerek, "Bu, sakalından şarap damlayan falanca kişidir" denildiğini bunun üzerine kendisinin de şu cevabı verdiğini bildirmektedir: Biz ayıp ve kusur araştırmaktan menedildik. Kendiliğinden bir kusur veya ayıp ortaya çıkarsa biz onun gereğini yaparız.''Hasen Sahih Hadis,Ebû Dâvûd, Buhâri ve Müslim'in rivayet şartına uygun olarak rivayet etmiştir.
عربي İngilizce Urduca
«Bir Müslüman’ın (din) kardeşine üç (gün)den fazla küsmesi helal olmaz. Kim (Müslüman kardeşine) üç günden fazla küser de (böyle küs haliyle) vefat edecek olursa cehenneme girmeyi hak etmiş olur.»
عربي İngilizce Urduca
Hişâm b. Hakîm b. Hizâm -radıyallahu anh-'den rivayet edildiğine göre kendisi, Şam'da, başlarına zeytinyağı döküldükten sonra güneş altında beklemeye mahkûm edilmiş çiftçilere rastladı. Bu ne haldir? Diye sordu. Arazi vergisi (haraç) yüzünden bir rivâyette ise baş vergisi (cizye) yüzünden cezalandırılıyorlar, denildi. Bunun üzerine Hişâm: Andolsun ki ben, Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in:"İnsanlara haksız yere dünyada azâb edenlere Allah, mutlaka azâb eder" buyurduğunu işittim dedi ve emîr'in huzuruna çıkıp durumu ona arz etti.Emir de çiftçilerin serbest bırakılmalarını emretti.Müslim rivayet etmiştir.''Enbât'' Arap olmayan çiftçilerdir.
عربي İngilizce Urduca
«Kim, işlemediği bir suçtan ötürü kölesini döver veya tokatlarsa, bunun kefareti o köleyi azat etmesidir.»
عربي İngilizce Urduca
«Size ne oluyor ki, böyle sokaklarda oturuyorsunuz. Buralarda oturmaktan kaçının!»
عربي İngilizce Urduca
«Kıyamet günü hesabı ilk görülecek kişi, şehit düşmüş bir kimse olup huzura getirilir. Allah Teâlâ ona verdiği nimetleri hatırlatır, o da hatırlar ve bunlara kavuştuğunu itiraf eder. Cenâb–ı Hak: Peki, bunlara karşılık ne yaptın? buyurur. – Şehit düşünceye kadar senin uğrunda cihad ettim, diye cevap verir.»
عربي İngilizce Urduca
"Bir kimse, bir hayır yapar da halk bu sebeple onu överse, buna ne buyurursunuz? Dediler. O da: "Bu, mümin için peşin bir müjdedir." buyurdu
عربي İngilizce Urduca
«Cihada çıkan erkeklerin geride bıraktıkları hanımları, cihada çıkmayan erkeklere kendi anneleri gibi haramdır.»
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'e ansızın harama bakmanın hükmünü sordum. «Hemen gözünü başka tarafa çevir!» buyurdu.
عربي İngilizce Urduca
«Kabların ağzını örtün. Su kırbalarının ağzını bağlayın. Kapıları kapatın ve kandilleri söndürün. Çünkü şeytan bağı çözemez, kapıyı açamaz ve kapağı kaldıramaz.»
عربي İngilizce Urduca
"Ey insanlar! Bilen, bildiğini söylesin. Bilmeyen de "Allah en doğrusunu bilir." desin. Zira insanın bilmediği konuda "Allah en doğrusunu bilir" demesi de bir ilimdir."
عربي İngilizce Urduca
"Allah rasûlü -sallallhu aleyhi ve sellem- bir kimsenin ayakta ayakkabılarını giymesini yasakladı."
عربي İngilizce Urduca
«Sıtmaya sövme! Çünkü o, körüğün demirin kirini ve pasını giderdiği gibi insanoğlunun hata ve günahlarını giderir.»
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- parmakların yalanmasını ve yemek kabının sıyrılmasını emretti ve şöyle buyurdu: "Muhakkak ki sizler, bereketin hangisinde olduğunu bilmezsiniz."
عربي İngilizce Urduca
«Oruçlular yanınızda iftar etsin. Yemeğinizi iyiler yesin ve melekler sizin için dua etsin.»
عربي İngilizce Urduca
«Şüphesiz Allah, ilmi insanlardan çekip almakla değil, alimlerin ruhlarını kabzetmek suretiyle kaldıracaktır.»
عربي İngilizce Urduca
«Allah Teâlâ: "Ben sâlih kullarım için hiçbir gözün görmediği, hiçbir kulağın duymadığı, hiçbir insanın hatır ve hayal edemediği nimetler hazırladım." buyurdu.» ”Ebû Hureyre -radıyallahu anh-; isterseniz şu âyeti okuyunuz, dedi: “Mü’minlerin yaptıkları ibadet ve iyiliklere karşılık olarak onlara ne mutluluklar saklandığını hiç kimse bilemez."
عربي İngilizce Urduca
Aişe'den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Ra­sû­lul­lah -sallallahu aleyhi ve sellem- benim evimde uzanmıştı baldırları yada kaval kemiği gözüküyordu. O sırada Ebû Bekir kapıya geldi, içeri girmek için izin istedi. Re­sû­lul­lah tav­rında bir değişiklik yap­madan içeri girmesine izin verdi. Sonra soracağını sorup gitti. Daha sonra Ömer geldi, ona da aynı şekilde hâlini değiştirmeden izin verdi. Ondan sonra Osman, huzura girmek için izin istedi. Bu defa Rasû­lul­lah -sallallahu aleyhi ve sellem- toparlanıp elbisesini düzeltti. -Muhammed şöyle demiştir: Bunların aynı gün olduğunu söylemiyorum - Osman içeri girdi konuştu ve dışarı çıktığında Aişe: Ebû Bekir girdi toparlanmadınız, önemsemediniz, sonra Ömer girdi toparlanmadınız, önemsemediniz, sonra Osman gelince oturup elbisenizi düzelttiniz. Bunun üzerine Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurdu: Kendisinden meleklerin bile hayâ ettiği bir kimseden ben hayâ etmeyeyim mi?. Muslim rivayet etmiştir.
عربي İngilizce Urduca
«Her kim "Estağfirullah ellezî lâ ilâhe illâ huve'l-hayye'l-kayyûme ve etûbu ileyhi" (Kendisinden başka hak ilah bulunmayan, ebedi hayatla daima diri olan, her şeyin varlığı kendisine bağlı olup kâinatı yöneten Allah'tan beni bağışlamasını diler ve günahlarıma tevbe ederim) diye yalvarırsa, savaştan kaçmış bile olsa günahları bağışlanır.»
عربي İngilizce Urduca
“Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- rukûdan sonra bir ay kunut yaptı. Suleymoğulları'ndan bazı kabilelere beddua ediyordu. ”Enes -radıyallahu anh- sayıda tereddüd ederek dedi ki: (Nebi -sallallahu aleyhive sellem-) Kırk ya da yetmiş kurrâyı müşriklere gönderdi. O müşrikler ile Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- arasında yapılmış bir anlaşma olmasına rağmen, o kabileler kurrâlara karşı çıkıp, onları öldürdüler. Ben Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-’in bunlara hüzünlendiği kadar hiçbir kimseye hüzünlendiğini görmedim.''
عربي İngilizce Urduca
«Fatıma benden bir parçadır. Kim onu kızdırırsa beni kızdırmış olur.»
عربي İngilizce Urduca
«Her ümmetin bir emini vardır. Ey ümmet! bizim eminimiz ise Ebû Ubeyde b. Cerrah'tır.»
عربي İngilizce Urduca
«Her peygamberin bir havarisi (yânî hâlis yardımcısı) vardır; benim havarim de Zubeyr'dir.»
عربي İngilizce Urduca
«Zübeyr halamın oğludur ve ümmetimin havarisidir.»
عربي İngilizce Urduca
«Şüphesiz ki kabir, ahiretin merhalelerinin ilkidir. Eğer ölü, ondan (kabir azabından) kurtulursa, ondan sonraki merhaleler daha kolaydır.Ondan kurtulamazsa, ondan sonraki merhaleler daha zordur.»
عربي İngilizce Urduca
"Şu namazı şu vakitte kılınız, şu namazı da şu vakitte kılınız " dedi (ve bütün namaz vakitlerini bildirdi). Namaz vakti gelince de "Biriniz ezan okusun ve Kur'ân 'ı en çok bileniniz size imamlık etsin" buyurdu.
عربي İngilizce Urduca
«Allâhummec‘al fî kalbî nûran ve fî basarî nuran ve fî sem‘î nûran ve an yemînî nûran ve an yesârî nûran ve fevkî nûran ve tahtî nûran ve emâmî nûran ve halfî nûran vec‘allî nûrân.» (Ey Allah’ım! Kalbimde bir nur, gözümde bir nur kıl. Kulağımda bir nur, sağımda bir nur, solumda bir nur kıl. Üstümde bir nur, altımda bir nur kıl. Önümde bir nur, arkamda bir nur kıl. Benim için (büyük) bir nur kıl)
عربي İngilizce Urduca
Sizden birisi düğün yemeğine davet edilirse hemen icabet etsin.
عربي İngilizce Urduca
En şerli yemek, zenginlerin çağrılıp, fakirlerin çağrılmadığı velime (düğün) yemeğidir. Davete katılmayan kimse Allah'a ve Rasûlü -sallallahu aleyhi ve sellem-'e isyan etmiş olur.
عربي İngilizce Urduca
“Biriniz yemeğe davet edildiği zaman gitsin; şayet oruçluysa yemek sahibine dua etsin; oruçlu değilse yesin.
عربي İngilizce Urduca
“Bereket yemeğin ortasına iner. Bu sebeple tabağın ortasından değil, kenarlarından itibaren yiyiniz.”
عربي İngilizce Urduca
Aişe -radıyallahu anha- şöyle demiştir: Zevde bint Zem'a gibi olmak istediğim ve bana onun kadar sevgili gelen başka bir kadın görmedim. O ayırt edici özelliğe sahip bir kadındı. Yaşlandığında Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- ile geçirdiği günü Aişe'ye vermiştir. Ya Rasûlullah! Benim seninle geçirdiğim günümü Aişe'ye verdim demiştir. "Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Aişe'ye iki gün ayırırdı. Aişe'nin günü ve Sevdenin günü".
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- ölümüne sebep olan hastalığa zamanında şöyle soruyurdu: " Ben yarın nerede olacağım, ben yarın nerede olacağım" Âişe'nin gününü kastediyordu. Nerde olmak istediği hususta hanımları ona izin verdi.
عربي İngilizce Urduca
“Malının bir kısmını dağıtmayıp elinde tutman senin için daha hayırlı olur”
عربي İngilizce Urduca
"Ben onun için ağlamıyorum. Allah katındaki nimetlerin, Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- için daha hayırlı olduğunu elbette biliyorum. Ben asıl, vahyin kesilmiş olmasından dolayı ağlıyorum, dedi. Bu sözleri duyduktan sonra, Ebû Bekir ve Ömer -radıyallahu anhuma- duygulandılar. Onlar da Ümmü Eymen’le birlikte ağladılar."
عربي İngilizce Urduca
“Bugün Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-’in kapıcısı olacağım”, dedim. O sırada Ebû Bekir -radıyallahu anh- gelerek kapıyı çaldı. Kim o? diye sordum. Ebû Bekir, dedi. Biraz bekle, dedikten sonra Peygamber -aleyhisselâm-’ın yanına vardım ve: Yâ Rasûlallah! Ebû Bekir geldi, huzura girmek için izin istiyor, dedim. «İzin ver ve onu cennetle müjdele!» buyurdu.
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- zamanında güneş tutuldu.Bunun saat (yani kıyamet alâmeti) ol­masından korkarak telâşla kalktı ve mescide gel­di. Ve o zamana kadar asla yaparken görmediğim en uzun kıyam, ve en uzun sucûdlarla namaz kıldırdı. ve: "Allah-Azze ve Celle'nin- göndermekte olduğu işte bu âyetler, hiçbir kimsenin ölme­sinden, ve hayâtından dolayı olmaz. Lâkin Allah bu tutulma ile kul­larını korkutur. Binâenaleyh sizler bu kabilden (korkunç) birşey gördüğünüz zaman hemen Allah'ı zikr etmeye, Allah'a dua etmeye ve Allah'tan mağfiret istemeye (koyulup) sığınınız" buyurdu.
عربي İngilizce Urduca
Adamın biri, bir başkasından bir tarla satın aldı. Tarlayı satın alan adam, tarlada altın dolu bir çömlek buldu. Tarlayı kendisine satmış olan adama:Altınlarını al. Çünkü ben, senden sadece tarlayı satın aldım. Altınları satın almadım.dedi. Tarlayı satmış olan adam da: Ben sana tarlayı ve içindeki şeyleri birlikte sattım deyince ikisi bir adama gidip hakemlik yapmasını istediler. Hakemlik yapan adam: Si­zin çocuklarınız var mı? diye sordu. Onlardan biri: Benim bir oğlum var. dedi. Diğeri de: Benim de bir kızım var dedi. Hakem; Bu oğlan ile kızı birbirleriyle evlendirin ve bu altından onlara sarfedip sadaka ola­rak verin dedi.
عربي İngilizce Urduca
"Meclislerin en hayırlısı geniş olanıdır."
عربي İngilizce Urduca
«Benim için birbirini sevenlere, benim rızâmı kazanmak için bir araya gelenlere, benim için birbirlerini ziyaret edenlere ve infak edenlere muhabbetim vâcip oldu.»
عربي İngilizce Urduca
Ömer b. el-Hattâb -radıyallahu anh- Yemen'den destek birlikleri geldiği zaman onlara sordu:Aranızda Üveys b. Âmir var mı? Üveys- radıyallahu anh-'ın yanına geldi.Ve ona Üveys b. Âmir sen misin? dedi.O da Evet dedi.Murad kabilesinin Karen kolundan mısın? Evet dedi.Sende alaca hastalığı vardı, iyileştin, ondan bir dirhem büyüklüğünde yer kaldı öyle mi?Evet dedi .Annen var mı? Evet.Ve ardından Ömer -radıyallahu anh- Üveys'i nereden tanıdığına dair can alıcı açıklamayı yapıyor:Ben Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'den bizzat işittim O buyurdu ki: “Yemen'den destek birlikleri içinde Murad kabilesinin Karen kolundan Üveys b Âmir isimli biri gelecektir Alaca hastalığına tutulmuşsa da iyileşmiştir Vücudunda iz olarak sadece bir dirhem miktarı yer kalmıştır. Onun bir annesi vardı, ona çok iyi bakardı. Eğer o bir şey hususunda yemin etse, Allah onun yeminini doğru çıkarır. Eğer becerebilirsen senin için Allah'tan af dilemesini iste!''Bu sözleri söyledikten sonra Ömer -radıyallahu anh- Üveys b Amir'den kendisi için istiğfar etmesini istiyor.O da Ömer -radıyallahu anh- için mağfiret diliyor.Ömer -radıyallahu anh- ona nereye gitmek istiyorsun diye soruyor? Üveys'de Kûfe'ye diye cevap veriyor.
عربي İngilizce Urduca
Abdullah İbn Ömer -radıyallahu anhu-: "Ömer'in-radıyallahu anh- birşey için: "Zannederim bu şöyle olmalıdır" deyip de onun zannettiği şekilde hasıl olmadığı vaki değildir." der.
عربي İngilizce Urduca
"İyiliklerin en değerlisi, insanın babası öldükten sonra, baba dostunun ailesini kollayıp gözetmesidir."
عربي İngilizce Urduca
Ey Ebû Batn! Biz, sadece selâm vermek üzere çarşıya çıkıyoruz; karşılaştığımız kimselere de selâm veriyoruz, cevabını verdi.
عربي İngilizce Urduca
Birtakım kimseler Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-´e gelerek, bize Kur´an´ı ve Sünnet´i öğretecek insanlar gönderseniz, dediler. Allah Rasûlü -sallallahu aleyhi ve sellem-, içlerinde dayım Harâm´ın da bulunduğu, Ensâr'dan kurrâ olan yetmiş kişiyi onlara gönderdi.
عربي İngilizce Urduca
"Allah Teâlâ, 'Lem yekünillezine keferû' suresini sana okumamı bana emretti."
عربي İngilizce Urduca
İbn Ömer -radıyallahu anhumâ-'dan rivayet edildiğine göre, Rasûlullah -sallalahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurdu:Bir köle efendisine hizmetinde samimi davranır ve Allah'a güzelce ibadet ederse onun için iki kat ecir vardır.Müttefakun aleyh.Ebû Mûsâ el-Eş'arî -radıyallahu anh-'den rivayet edildiğine göre, Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem şöyle- buyurdu:"Rabbine güzelce ibadet eden, efendisine karşı vazifelerini hakkıyla ve samimiyetle yerine getiren, ona itaat eden köle için iki ecir vardır.Buhârî rivayet etmiştir.
عربي İngilizce Urduca
Ben bazı kimselerin kalbinde sabırsızlık ve tamah gördüğüm için veririm. Bazı kimseleri de, Allah’ın kalplerinde yarattığı kanaat ve hayırla baş başa bırakırım. Amr İbni Tağlib de bunlardan biridir.»
عربي İngilizce Urduca
"Hiçbir çocuk babasının hakkını ödeyemez. Ancak onu köle olarak bulup da satın alıp azat etmesi müstesnadır."
عربي İngilizce Urduca
"Ey Sa’d b. Muaz! İstediğim cennettir. Kâbe’nin Rabbine yemin ederim ki, Uhud’un eteklerinden beri hep o cennetin kokusunu alıyorum."
عربي İngilizce Urduca
«Ne hoş! İşte bu kazançlı bir maldır. İşte bu kazançlı bir maldır. Ben senin söylediğin sözü işitmişimdir. Ben, bu bostanı yakınlarına tahsis etmeni uygun görürüm.»
عربي İngilizce Urduca
«Vaktiyle doksan dokuz kişiyi öldürmüş bir adam vardı. Bu zât yeryüzünde en büyük âlimin kim olduğunu soruşturdu. Ona bir râhibi gösterdiler. Bu adam râhibe giderek: Doksan dokuz adam öldürdüm. Tövbe etsem kabul olur mu? diye sordu. Rahip: Hayır, kabul olmaz, deyince onu da öldürdü.»
عربي İngilizce Urduca
«Şüphesiz şeytan Adem oğlunun içinde kanın aktığı yerden (damarın içinde) akar. Ben onun kalbinize bir şer bırakmasından korktum.» Yahut da «(Böyle) bir şey» buyurdu.
عربي İngilizce Urduca
Kûfeliler(in bir kısmı vâli) Sa'd b. Ebû Vakkâs'ı (halife) Ömer İbnu'l-Hattâb -radıyallahu anh-'a şikâyet ettiler. Ömer de Sa'd'ı vâlilikten azledip Ammar b. Yâsir'i Kufeye vâli tayin etti.
عربي İngilizce Urduca
Allahım! Sa'd'a şifâ ver. Allahım! Sa'd'a şifâ ver.
عربي İngilizce Urduca
Ömer İbnu’l–Hattâb -radıyallahu anh- ilk hicret eden sahabelere dörder bin maaş bağladı.
عربي İngilizce Urduca
Hemmâm b. Hâris'in Mikdâd -radıyallahu anh-'den rivâyet ettiğine göre, bir adam Osman -radıyallahu anh-'i övmeye başlayınca, Mikdâd da dizleri üstüne çökerek metheden kişinin yüzüne çakıl taşları atmaya başladı. Bunun üzerine Osman ona:Ne yapıyorsun öyle? deyince Mikdâd:Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-: "Meddahları/çok övenleri gördüğünüz zaman yüzlerine toprak serpiniz" buyurdu, diye cevap verdi.Müslim rivayet etmiştir.
عربي İngilizce Urduca
Adamın biri sahrada yolculuk yapmaktaydı.
عربي İngilizce Urduca
“Bu kimseler çirkin sözlerle benden mal almak ile beni cimriliğe nispet etmek arasında tercihte bıraktılar. Ben, cimri değilim.”
عربي İngilizce Urduca
“Canım elinde olan Allah'a yemin ederim ki, siz benim yanımda bulunduğunuz hal üzere ve zikretmeye devam ederseniz, sizinle melekler döşeklerinizin üzerinde ve yollarınızın üzerinde musafaha ederlerdi. Fakat Ey Hanzala! Bazen öyle bazen böyle.” buyurdu.
عربي İngilizce Urduca
Zubeyr b. Avvâm -radıyallahu anh-’ın kıssası ve borcunu ödemedeki vefası.
عربي İngilizce Urduca
Bir adam Nebî -sallallahu aleyhi ve sellem-’e gelerek: Ben açım, dedi.
عربي İngilizce Urduca
"İnsanlar, bir yerde konakladıklarında patikalara ve vadilere dağılırlardı. Bunun üzerine Rasûlullah –sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurdu: «Sizin bu şekilde patikalara ve vadilere dağılmanız şeytandandır.» O günden sonra konakladıkları her yerde bir arada kaldılar."
عربي İngilizce Urduca
Zenginin borcunu ödemeyi ertelemesi zulümdür. Sizden biriniz hali vakti yerinde olan birine havale edildiğinde, bu havaleyi kabullenip o kişiye müracaat etsin.
عربي İngilizce Urduca
"Yemen ehli geldiği zaman Allah Rasûlü -sallallahu aleyhi ve sellem-: «Yemen ehli size geldiler.» buyurdu."
عربي İngilizce Urduca
İnsanlar altın ve gümüş madenleri gibidir. Onların Cahiliye dönemde hayırlı ve değerli olanları, dînî emirleri anlayıp amel ettikçe İslâm devrinde de hayırlılarıdır. Ruhlar toplu cemaatlerdir. Onlardan birbirleriyle tanışanlar kayna­şır, tanışmayanlar da ayrılırlar."
عربي İngilizce Urduca
Enes b. Sîrîn şöyle dedi: Ben, Enes b. Mâlik -radıyallahu anh- ile birlikte Mecûsîlerden bir grubun yanında idim. Gümüşten bir kap içinde pelte tatlısı getirildi; Enes onu yemedi. Getiren kişiye, onu başka bir kaba aktarması söylenildi; o da ağaçtan yapılmış bir kaba aktarıp getirdi, Enes de ondan yedi.Beyhakî hasen bir isnad ile rivayet etmiştir.''Halanc'':Tahtadan yapılan yemek kabıdır.
عربي İngilizce Urduca
"Ben çocuklarla birlikte Rasûlullah –sallallahu aleyhi ve sellem-’i Veda Tepesi'nde karşılamıştım."
عربي İngilizce Urduca
"Melekler ara vermeksizin onu kanatlarıyla gölgelendiriyor."
عربي İngilizce Urduca
«Şüphesiz ki sen, kendisinde cahiliye olan bir kimsesin. (Bu köleleriniz) din kardeşleriniz ve size hizmet edenlerinizdir. Allah onları emrinizin altına vermiştir. Her kimin kardeşi elinin altında ise yediğinden ona yedirsin, giydiğinden ona giydirsin. Altından kalkamayacakları işleri yapmakla onları yükümlü tutmayın. Eğer onlara böyle bir yükümlülük verecek olursanız, o işte kendilerine yardım edin.»
عربي İngilizce Urduca
Kıyamet günü olduğu zaman Allah -Azze ve Celle- her bir Müslümana bir yahudi, yahut bir hristiyan sunar da, bu senin ateşten kurtulmandır, fidyendir.” diye buyurur.
عربي İngilizce Urduca
«Allah'ım! Ayyaş b. Ebî Rabîa'ı kurtar. Allah'ım! El-Velîd İbnu'l-Velid'i kurtar. Yâ Allah! Seleme İbnu'l-Hişâm'ı kurtar! Allah'ım! (Müşrikler elinde) zayıf ve âciz görülen diğer mü'minleri de kurtar! Allah'ım! Mudar (müşrikleri) üzerine baskını şiddetlendir. Allah'ım! İçinde bulundukları bu yılları onlara Yûsuf Peygamber'in kıtlık yıllarına benzet!»
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-, İsrailoğulları'ndan bir adamı zikretti. O adam İsrailoğulları'ndan bir kimseden ödünç olarak kendisine bin dînar vermesini istedi. Ödünç vermek isteyen zât: "Buna şâhit yapacağım şâhitleri getir" dedi. Ödünç isteyen kimse: "Şâhid olarak Allah yeter" dedi. Ödünç verecek olan bu sefer de: "Haydi bana kefil getir" dedi. O adam: "Kefil olarak Allah yeter" -dedi. Ödünç verecek olan kimse: "Hakîkaten doğru söyledin" dedi ve belirlenen bir süre ile ona bin dînâr verdi.
عربي İngilizce Urduca
“Allah Rasûlü -sallallahu aleyhi ve sellem- bize olmuş ve olacak her şeyi haber verdi. Bunları en iyi bilenimiz, en iyi ezberleyenimizdir.”
عربي İngilizce Urduca
Bana: «Ey Ebu Mesud! Bilesin ki, senin bu köleye gücünün yettiğinden daha fazlası ile Allah’ın gücü sana yeter.» dedi. Bunun üzerine ben: "Bundan sonra bir daha kesinlikle köle dövmeyeceğim" dedim.
عربي İngilizce Urduca
«Horoza sövmeyiniz. Çünkü o namaz için uyandırır.»
عربي İngilizce Urduca
«Rabbim, bugün bana öğrettiği şeylerden bilmediklerinizi size öğretmemi emretti.» (Ve buyurdu ki): «Benim bir kula verdiğim bir mal helaldir. Ben bütün kullarımı hanif (Müslüman, hakka taraftar) olarak yarattım. Ancak şeytanlar onlara gelip, (fıtri) dinlerinden alıp götürdüler, kendilerine helal kıldığım şeyleri haram kıldılar. Haklarında bir delil indirmediğim şeyi bana şirk koşmalarını emrettiler.»
عربي İngilizce Urduca
«Rabbi e'innî ve lâ tuin aleyye, ve'nsurnî ve lâ tensur aleyye, ve'mkur lî ve lâ temkur aleyye, vehdinî ve yessir hudâ ileyye, ve'nsurnî alâ men beğâ aleyye» (Rabbim! Bana yardım et ve aleyhimde (düşmanıma) yardım etme. Yardımını benden esirgeme ve aleyhimde (düşmanımı) destekleme. Düşmanımı cezalandır, beni cezalandırma. Beni hayırlı işlere yönelt ve hayır yolunda ilerlemeyi bana kolaylaştır. Zulüm ve haksızlık edene karşı bana yardım et.)
عربي İngilizce Urduca
Üç kişi bir yolculuğa çıktılar.Yağmura yakalandılar.Bunun üzere dağdaki bir mağaraya girdiler. Fakat üzerlerine kaya düştü.
عربي İngilizce Urduca
Cebrâil (aleyhisselam), yeşil ipekten bir kumaş üzerinde Âişe radıyallahu anhâ'nın suretini Nebî -sallallahu aleyhi ve sellem'e-’e getirdi ve: “İşte bu, dünyada ve ahirette senin hanımındır, dedi."
عربي İngilizce Urduca
«İbrâhim benim oğlumdur. O henüz annesini emerken öldü. Cennet'te iki süt anne, onun süt müddetini tamamlayacaklardır.» dedi.
عربي İngilizce Urduca
Uhud savaşı günü Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-’in üzerinde iki zırh vardı. Derken bir kayaya tırmanmak istedi. Zırhların ağırlığından buna gücü yetmedi. Nihayet Talha -radıyallahu anh- çömeldi ve basamak görevi yaptı. Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-, onun üzerine basarak kaya üzerine çıkıp doğruldu. Zübeyr -radıyallahu anh- diyor ki: Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-’in; «Talha, Cennet'i hak etti.» buyurduğunu işittim.
عربي İngilizce Urduca
"Kabir azabı ve nimetlerinin zikredildiği Berâ b. Âzib -radıyallahu anh-'dan rivayet edilen hadis"
عربي İngilizce Urduca
“Sizden biriniz aksırdığı zaman: Elhamdülillah desin. Kardeşi veya arkadaşı da ona: Yerhamükellah desin. Aksıranda buna karşılık: Yehdîkümullahu ve yuslihu bâleküm/ Allah sizi hidayette kılsın ve kalbinizi ıslah etsin, desin.”
عربي İngilizce Urduca
«Allah her kimi iki çenesi arasındakinin şerri ve iki bacağı arasındakinin şerrinden korursa, şüphesiz o kimse cennete girer.»
عربي İngilizce Urduca
«Ortalık kargaşa içindeyken/fitne zamanı ibadet etmek, bana hicret etmek gibidir.»
عربي İngilizce Urduca
«Allahumme innî es'eluke'l-hudâ ve't-tukâ ve'l-afâfe ve'l-ğınâ (Allahım! Senden hidâyet, takvâ, iffet ve zenginlik isterim.)»
عربي İngilizce Urduca
«Allahumme leke eslemtu ve bike amentu ve aleyke tevekkeltu ve ileyke enebtu ve bike hâsamtu. Allahumme eûzu bi izzetike. Lâ ilâhe illâ ente en tudillenî, ente'l-Hayyu'l-lezî lâ temûtu ve'l-cinnu ve'l-insu yemûtun.» (Allah'ım! Sana teslim oldum, sana iman ettim, sana tevekkül ettim, sana yöneldim, senin yardımınla mücadele ettim. Allah'ım! Senden başka hak ilah yoktur. Allah'ım! Beni saptırmandan izzetine sığındım. Sen, ölmeyen dirisin! Cinler ve insanlar ise ölürler.»
عربي İngilizce Urduca
"Aleykesselam diye selam verme. Çünkü aleykesselam ölülerin selamıdır."
عربي İngilizce Urduca
«Ben nasıl rahat ederim ki, sur sahibi suru ağzına almış ve kulağını dinlemeye vermiş sura üfleme izni beklemektedir.»
عربي İngilizce Urduca
"Kur'ân'ı okuyunuz. zira O, kıyâmet günü okuyan kimseler için şefaatçi olarak gelir."
عربي İngilizce Urduca
Allahım! Şimdiye kadar yaptığım, bundan sonra yapacağım, gizlediğim ve açığa vurduğum ölçüsüz bir şekilde işlediğim ve benden daha iyi bildiğin günahlarımı affeyle!
عربي İngilizce Urduca
«Allah'ım! Sen insanların Rabbisin! Sıkıntıyı giderensin! Şifa ihsan et. Zira Sen eş-Şâfi'sin/şifa vericisin. Senden başka şifa verecek olan hiçbir kimse yoktur. Öyle bir şifa ver ki, hastalıktan eser kalmasın.»
عربي İngilizce Urduca
«Cennet ve Cehennem birbirleriyle münakaşa ettiklerinde; Cennet dedi ki: “Bana güçsüzler ve yoksullar girer.” Cehennem de dedi ki: “Bana da zorbalar büyüklenenler girer.” Bunun üzerine Allah, Cehenneme: “Sen benim azabımsın seninle dilediğimden intikam alırım. Cennete de sen benim rahmetimsin dilediğime seninle rahmet ederim.”»
عربي İngilizce Urduca
«Muhammed’in canı elinde bulunan Allah’a yemin ederim ki ben, sizin cennetliklerin yarısı olacağınızı umarım. Çünkü cennete Müslüman olmayan kimse giremez. Siz, müşriklere nispetle kara öküzün derisindeki beyaz benek gibisiniz.» buyurdu.
عربي İngilizce Urduca
"Cennet ehli, köşklerde kalanları tıpkı sizin gökteki yıldızları seyretmeniz gibi seyrederler."
عربي İngilizce Urduca