Hadislerin Listesi

Biriniz kardeşini (Allah için) seviyorsa ona sevdiğini söylesin
عربي İngilizce Urduca
Müslümanın, Müslüman üstündeki hakkı beştir: Selamını almak, hasta ziyaretine gitmek, cenazesine katılmak, davetine icabet etmek ve hapşırınca (Elhamdulillah dediğinde) yerhamukallah (Allah sana rahmet etsin) demektir
عربي İngilizce Urduca
Gıybet nedir bilir misiniz?» Ashâb: "Allah ve Rasûlü daha iyi bilir." dediler. Bunun üzerine Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-: «Kardeşini hoşlanmadığı bir şeyle anmandır.» buyurdu
عربي İngilizce Urduca
Bir Müslümanın, din kardeşini üç geceden (yani üç günden) fazla terk edip onunla küs durması helal değildir. İki Müslüman karşılaşırlar, biri bir tarafa, öteki öbür tarafa döner. Hâlbuki o ikisinin en hayırlısı önce selam verendir
عربي İngilizce Urduca
Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- güzel kokuyu geri çevirmezdi
عربي İngilizce Urduca
Şüphe yok ki Allah, kulunun bir şey yedikten sonra hamdetmesinden ve bir şey içtikten sonra hamdetmesinden razı olur
عربي İngilizce Urduca
Oğlum, besmele çek! Sağ elinle ye! Hep önünden ye!”
عربي İngilizce Urduca
Biriniz yediği zaman sağ eliyle yesin, içtiği zamanda da sağ eliyle içsin. Çünkü Şeytan, sol eliyle yer ve sol eli ile içer
عربي İngilizce Urduca
Saf ipek ve atlas elbise giymeyiniz. Altın ve gümüş kaptan bir şey içmeyiniz. Altın ve gümüş tabaklardan da yemek yemeyiniz! Bunlar dünyada kâfirler için, ahirette ise bizler içindir
عربي İngilizce Urduca
Dünya'da ipek giyen ahirette giyemez
عربي İngilizce Urduca
Onları bırak ben onları taharet üzerine giydim
عربي İngilizce Urduca
"Ya Rasûlallah! Bizden biri cünüp iken uyuyabilir mi?" Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-: «Evet, abdest aldığı zaman uyuyabilir, (bunda bir sakınca yoktur)» buyurdu.
عربي İngilizce Urduca
Sizden biri abdest aldığı zaman burnuna su çeksin, sonra sümkürsün. Kim taşla isticmar yaparsa tek sayı olarak taş kullansın
عربي İngilizce Urduca
Biriniz idrarını yaparken zekerini (erkeklik organını) sağ eliyle tutmasın, sağ eliyle istinca etmesin ve (bir şey içerken) kabın içine solumasın
عربي İngilizce Urduca
«Sizden biriniz hoşuna giden bir rüya görünce, o rüya ancak Allah Teâlâ’dandır. Bu sebeple Allah’a hamdetsin ve o rüyasını anlatsın.»
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- aksırdığı zaman elini veya elbisesini ağzına tutar, böylelikle sesini azaltmaya –veya ağzını kapatmaya– çalışırdı
عربي İngilizce Urduca
«Elbise giydiğiniz ve abdest aldığınız zaman sağ tarafınız ile başlayınız.»
عربي İngilizce Urduca
Bir adam, Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in yanında sol eliyle yemek yedi. Allah Rasûlü -sallallahu aleyhi ve sellem- adama: «Sağ elinle ye!» diye buyurdu. Adam: "Yiyemiyorum/Yapamıyorum!" diye cevap verdi. Bunun üzerine de Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-: «Yiyemez/yapamaz ol!» dedi
عربي İngilizce Urduca
"Falan kimseyi bağışlamayacağıma dair kim benim adıma yemin etti? Ben onu bağışladım, senin amelini boşa çıkardım."
عربي İngilizce Urduca
"Kul, (iyice düşünüp taşınmadan) bir söz söyler de bu söz yüzünden cehennemin, doğu ile batı arasındaki mesafeden daha derin bir yerine düşer."
عربي İngilizce Urduca
Ebû Hüreyre -radıyallahu anh-’den rivayet edildiğine göre, Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurdu:''Sizden biriniz din kardeşine rastladığında ona selâm versin. Eğer ikisinin arasına ağaç, duvar ve taş girer de tekrar karşılaşırlarsa, tekrar selâm versin.''
عربي İngilizce Urduca
"Sâlih rüya -bir rivayete göre güzel rüya- Allah’tandır. Fena/kötü rüya da şeytandandır."
عربي İngilizce Urduca
«Dilini tut, evinde kalmayı yeğle ve günahların için gözyaşı dök.»
عربي İngilizce Urduca
"Ey Allah'ın Rasûlü! İşlediğim takdirde Cennet'e gireceğim bir amel söyle." Rasûlullah şöyle buyurdu: «Allah'a hiçbir şeyi ortak koşmaksızın kulluk edersin. Farz olan namazları kılarsın. Yine farz olan zekâtı verirsin ve ramazan orucunu tutarsın.»
عربي İngilizce Urduca
«Ümmete, nübüvvetten sonra sadece mübeşşirat kalmıştır.»
عربي İngilizce Urduca
«Beni rüyada gören kimse, uyanıkken de öylece görecektir. –veya sanki beni uyanıkken görmüş gibidir- Çünkü şeytan bana benzeyen bir şekle giremez.»
عربي İngilizce Urduca
Bineğe binen yürüyene, yürüyen oturana, az çoğa selam verir
عربي İngilizce Urduca
«Al­lah'a ve âhiret gününe îmân eden bir kadına, yanında bir mahremi olmaksızın bir gün bir gecelik mesafeye kadar yolculuk etmesi helâl olmaz.»
عربي İngilizce Urduca
«Bir Müslümanın güzelce giyinmesi, elbisesinin eteklerinin, baldırlarını örtecek şekilde olmasıyladır. Elbisesini aşık kemiklerine kadar uzatmasında bir günah yoktur. Topuklardan aşağıda olan kısım ise ateştedir. Allah, elbisesinin eteğini yerde sürüyen kimsenin yüzüne bakmaz.»
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah –sallallahu aleyhi ve sellem- hiçbir yemeği hiçbir zaman ayıplamamış, yermemiştir. O eğer iştahı varsa yemeği yerdi, hoşlanmazsa bırakır yemezdi, demiştir.
عربي İngilizce Urduca
Sizden biriniz esnediği zaman elini ağzına koysun
عربي İngilizce Urduca
«Müslümanın müslüman üzerindeki hakkı altıdır: Karşılaştığın zaman ona selâm ver, seni dâvet ederse icabet et, senden nasihat isterse ona nasihat et, aksırınca Allah’a hamdederse yerhamukellah (Allah, sana rahmet etsin) de, hastalandığında onu ziyaret et ve öldüğü zaman cenazesinin ardından git.»
عربي İngilizce Urduca
“Yahudi ve Hristiyanlara selama siz başlamayın. Onlarla yolda karşılaşırsanız onları yolun dar yerine gitmeye mecbur bırakın.”
عربي İngilizce Urduca
«Biriniz ayakkabısını giyeceği zaman sağdan başlasın, çıkaracağı zaman da soldan başlasın. Sağ (ayağ)ı, giyerken ayakların ilki, çıkarırken de sonuncusu olsun.»
عربي İngilizce Urduca
"Sizden birisi, bir tek ayakkabıyla yürümesin. (Giymek istediğinde,) ya ikisini birden giysin yada (çıkarmak istediğinde,) ikisini birden çıkarsın!
عربي İngilizce Urduca
“Bir kimse, kendini beğendiği için elbisesini yerde sürürse, Allah kıyamet gününde o kimsenin yüzüne bakmaz.”
عربي İngilizce Urduca
Kıyamet günü, Müminin mizanında güzel ahlaktan daha ağır basan bir şey yoktur. Şüphesiz Yüce Allah, ahlaksız çirkin söz (ve davranış) sahiplerine buğzeder
عربي İngilizce Urduca
'Bir kimsenin kendi ana babasına sövmesi büyük günahlardandır'' buyurmuştu. Ashâb–ı kirâm: Yâ Rasûlallah! İnsan kendi ana babasına hiç söver mi? deyince: “Evet, tutar birinin babasına söver, o da onun babasına söver. Birinin anasına söver, o da onun anasına söver'' buyurdu.
عربي İngilizce Urduca
'Kim bir topluluğun gizli konuşmasını, onlar istemedikleri halde dinlerse, kıyamet günü kulaklarına kurşun dökülür.''
عربي İngilizce Urduca
Bir gün Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- yanımıza gelmişti. Kendisine: "Yâ Rasûlallah! Allah sana nasıl selam vereceğimizi öğrendik, sana nasıl salavat getireceğiz?
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-’in ashabı arasında el sıkışma âdeti var mıydı diye sordum. O da: Evet, diye cevap verdi.
عربي İngilizce Urduca
«Yanında ok varken mescidlerimize veya çarşı-pazarımıza uğrayan kimse, müslümanlardan herhangi birine onlardan bir zarar gelmemesi için, okunun ucundaki demiri eliyle tutsun.»
عربي İngilizce Urduca
«Sakın yollarda oturmayın!» buyurdu. Bunun üzerine; "Ya Rasûlullah! Oturmadan edemeyiz, oralarda (oturup) konuşuyoruz, dediler." Bunun üzerine Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-: «Mutlaka oturacaksınız, bari yola hakkını verin!» buyurdu. Bunun üzerine: "Ey Allah`ın Rasûlü, onun hakkı nedir?" diye sordular. Şöyle buyurdu: «Gözlerinizi kısmak (harama bakmamak), (gelip geçeni) rahatsız etmemek, selamı almak ve emr bi`l-ma'ruf nehy-i ani`l-münker yapmak (iyiliği emredip kötülükten alıkoymak) tır!»
عربي İngilizce Urduca
«Bir topluluğu güldürmek için yalan söyleyen kimseye yazıklar olsun, yazıklar olsun!»
عربي İngilizce Urduca
"Her kime güzel koku ikram edilirse onu geri çevirmesin! Zira güzel kokunun kokusu hoş, taşınması da kolaydır."
عربي İngilizce Urduca
Bir adam, Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-’e, İslam'ın en hayırlısı hangisidir? diye sordu. Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-: «Yemek yedirmen ve tanıdık tanımadık herkese selam vermendir.» diye cevap verdi
عربي İngilizce Urduca
Azîz ve Celîl olan Allah katında en kötü isim, Melikü'l-emlâk (melikler meliki) diye isimlendirilen kimsenin adıdır. Allah'tan başka Mâlik yoktur"
عربي İngilizce Urduca
"Üç kişi sefere çıktığında içlerinden birini emir olarak seçsinler."
عربي İngilizce Urduca
Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-, hasta ziyareti yaptığında (bir hastayı ziyaret ettiğinde) hastanın yanına girince şöyle derdi:«Lâ be'se tahûrun inşâallah.» (Geçmiş olsun, hastalığın günahlarına keffâret olur inşallah)
عربي İngilizce Urduca
Bir adam: Yâ Rasûlallah! Bizden bir kişi kardeşi veya arkadaşıyla karşılaştığında onun için eğilebilir mi, diye sordu.
عربي İngilizce Urduca
«İki müslüman karşılaşıp da musâfaha yaptıkları zaman, ikisi birbirinden ayrılmadan önce ikisinin de (küçük) günahları bağışlanır.»
عربي İngilizce Urduca
"Bir kimse kendisinden sorulan bir meseleyi gizler de cevap ver­mezse, Allah, kıyamet gününde ona ateşten bir gem vurur."
عربي İngilizce Urduca
"Bir kimse yemin eder de yemininde,’Lât ve Uzzâ’ya yemin olsun ki’ derse, derhal ‘’La ilâhe illallah’’ desin.Yine bir kimse, arkadaşına ‘Gel, seninle kumar oynayalım.’ Derse, hemen sadaka versin."
عربي İngilizce Urduca
Allah bizden herhangi bir şeyi işiten ve işittiği gibi de tebliğ edip başkalarına aktaran kişinin yüzünü Allah ak etsin.
عربي İngilizce Urduca
"Kul, herhangi bir şeye lanet ettiğinde o lanet gökyüzüne çıkar. Semanın kapıları ona kapanır. Sonra yere iner, yeryüzünün kapıları da ona kapanır. Sonra sağa sola gider, girecek yer bulamaz da lânet edilen kişiye döner. Eğer gerçekten lânete lâyık ise onda kalır, değilse lânet edene döner.
عربي İngilizce Urduca
«(Müslüman) kardeşine bir sene küs duran kimse onun kanını dökmüş gibi olur.»
عربي İngilizce Urduca
Erkek, erkeğin avret yerine, kadın da kadının avret yerine bakamaz.
عربي İngilizce Urduca
«Uyuduğunuz zaman ateşi evlerinizde bırakmayın!»
عربي İngilizce Urduca
«Münafığa 'efendi' demeyiniz. Eğer onu efendi sayacak olursanız, Azîz ve Celîl olan Rabbinizi gazaplandırmış olursunuz.»
عربي İngilizce Urduca
Müslüman; Müslümanların elinden ve dilinden zarar görmediği kimsedir. Muhacir de Allah’ın yasakladığı şeyleri terk eden kimsedir
عربي İngilizce Urduca
“Ben bir yere dayanarak yemek yemem.”
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- kabın içine solumayı veya kaba üflemeyi yasakladı.
عربي İngilizce Urduca
«Sizden birisi kardeşiyle kavga edecek olursa, yüze vurmaktan kaçınsın.»
عربي İngilizce Urduca
Kur'an'ı açıktan okuyan açıktan sadaka veren gibidir, Kur'an'ı gizli okuyan ise gizli sadaka veren gibidir
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- her gece yatağına yatacağı zaman, avuçlarını birleştirir üfler, sonra ellerine Kul huvallâhu ahad, Kul eûzü bi-rabbi’l-felak ve Kul eûzü bi-rabbi’n-nâs surelerini
عربي İngilizce Urduca
«Sizden birisi yemek yediği zaman elini yalamadıkça veya yalatmadıkça onu silmesin.»
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- bize yedi şeyi emredip, yedi şeydende yasaklamıştır.
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- altından bir yüzük yaptırdı.
عربي İngilizce Urduca
Sarhoşluk verici her içki haramdır.
عربي İngilizce Urduca
"İçkinin haram olduğu hükmü inmiştir. Bilesiniz ki bu içki beş şeyden; üzümden, hurmadan, baldan, buğdaydan ve arpadan yapılmaktadır."
عربي İngilizce Urduca
«Eğer bir kimse izinsiz olarak senin mahremiyetine ba­kar, sen de bir çakıl taşı atarak onun gözünü çıkarırsan, bundan dolayı artık sana herhangi bir günah yoktur.»
عربي İngilizce Urduca
"Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-, (erkeklere) ipeği yasaklamıştır. İki, üç ve dört parmak kadarı olanı müstesnadır."
عربي İngilizce Urduca
«Size şu üç kişinin durumunu haber vereyim mi? Onlardan biri, Allah’a sığındı, Allah da onu barındırdı. Diğeri (insanları rahatsız etmekten) utandı, Allah da ondan haya etti. Ötekine gelince o, (bu meclisten) yüz çevirdi, Allah da ondan yüz çevirdi.»
عربي İngilizce Urduca
«Allahumme fâtıra’s-semâvâti ve’l-ardi âlime’l-ğaybi ve’ş-şehâdeti , rabbe kulli şey’in ve melîkehu, eşhedu en lâ ilâhe illâ ente, eûzu bike min şerri nefsî ve şerri’ş-şeytâni ve şirkihi.(Ey göklerin ve yerin yaratıcısı! Gizliyi ve açığı bilen! Her şeyin Rabbi ve meliki olan Allah’ım! Senden başka hakkı ile ibadet olunan hiç bir ilah olmadığına şahidlik ederim. Nefsimin şerrinden, şeytanın şerrinden ve şirkinden sana sığınırım.)»
عربي İngilizce Urduca
«Allah’a ve âhiret gününe iman eden kimse komşusuna iyilik etsin, ikramda bulunsun.» Sahabeler: Ey Allah'ın Rasûlü! Misafirin (caizesi) ikramı nedir? diye sordular. O (sallallahu aleyhi ve sellem) da şöyle buyurdu: «Misafiri, bir gün ve bir gece ağırlamaktır. Misafirlik üç gün gündür. Bundan sonrası da ona sadakadır.»
عربي İngilizce Urduca
«Estevdiullâhe dîyneke ve emâneteke ve havâtîme amelike» (Dinini ve emanetlerini koruması ve amellerini hayırla sonuçlandırması için seni Allah’a emanet ediyorum.)
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- bineği üzerinde iken, bineği kendisini ne tarafa çevirirse o tarafa doğru nafile kılar ve başı ile ima ederdi. İbn Ömer -radıyallahu anhuma- da böyle yapardı.
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- hayatta iken ben çocuk denecek yaştaydım. Bu sebeple kendisinden (duyduklarımı) ezberliyordum. Ne var ki, burada hazır bulunan yaşlı kimselere duyduğum saygı, onları söylemekten beni alıkoyuyor.
عربي İngilizce Urduca
«Tâuna (veba hastalığına) yakalanmış bir kul, başına gelene sabrederek ve ecrini Allah’tan bekleyerek bulunduğu yerde ikâmete devam eder ve başına ancak Allah ne takdir etmişse onun geleceğini bilirse, kendisine şehit sevabı gibi sevap verilir.»
عربي İngilizce Urduca
Sizden biriniz bir meclise vardığında selâm versin. Oturduğu meclisten kalkmak istediği zaman da selâm versin. Önce verdiği selâm, sonraki selâmından daha üstün değildir.”
عربي İngilizce Urduca
Nebî -sallallahu aleyhi ve sellem-'in yanına geldiğimizde bizden birisi meclisin son kesiminde (boş olan yerde) otururdu
عربي İngilizce Urduca
«Kim bir hastaya geçmiş olsun ziyaretinde bulunur yahut Allah rızası için bir kardeşini ziyaret ederse, bir münadi ona şöyle nida eder: Dünya ve ahirette hoş yaşayışa eresin. Bu gidişin de hoş oldu. Kendine cennette bir yer hazırladın!»
عربي İngilizce Urduca
"Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- bir şey söylediğinde, o şeyi anlaşılana kadar, üç defa tekrar ederdi. Bir topluluğa gelip selam verdiğinde de (duyulana kadar) üç defa selam verirdi.”
عربي İngilizce Urduca
«Mümin'den başkasını arkadaş edinme, yemeğini de Allah'tan hakkıyla korkanlardan başkası yemesin.»
عربي İngilizce Urduca
"Şeytan, Allah'ın adının anılmaması suretiyle yemeği kendisine helal kılmaya çalışıyor. Bu yemeği de kendisine helal kılmak için öncelikle bu cariyeyi getirdi ve onun elini tuttum.Yine kendisine helal kılmak için bu bedeviyi getirdi, onun da elini tutuverdim. Canımı elinde bulunduran Allah'a yemin olsun ki şeytanın eli, onların elleriyle birlikte elimdeydi."
عربي İngilizce Urduca
Allah, Adem -sallallahu aleyhi ve sellem-'i yarattığında kendisine: "Git, meleklerden şu oturan topluluğa selam ver, sana nasıl selam vereceklerine kulak kesil. O, senin ve neslinin selamı olacak" diye buyurdu. Adem: "Es-selamu aleykum" dedi. Melekler de: "Es-selamu aleyke ve rahmetullah" diye karşılık verdiler "ve rahmetullah" ibaresini de ilave ettiler.
عربي İngilizce Urduca
«Kıyamet zamanı yaklaşınca Mümin kimsenin rüyası; hiç yalan çıkmayacaktır. Mümin kimsenin rüyası peygamberliğin kırk altıda biridir.»
عربي İngilizce Urduca
«İnsan sabahlayınca, bütün organları dile başvurur ve (adeta ononun önünde boyun bükerek) şöyle derler: Bizim haklarımızı korumakta Allah’tan kork. Biz ancak senin söyleyeceklerinle ceza görürüz. Biz, sana bağlıyız. Eğer sen doğru olursan, biz de doğru oluruz. Eğer sen eğrilir, yoldan çıkarsan biz de sana uyar, senin gibi oluruz.»
عربي İngilizce Urduca
Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-’e bir adam geldi ve: "Es-selâmu aleykum" dedi. Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- onun selamına aynı şekilde karşılık verdikten sonra adam oturdu. Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-: «On sevap kazandı» buyurdu. Sonra bir başka adam geldi, o ise: "Es-selâmu aleykum ve rahmetullah" dedi. Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- ona da verdiği selamın aynıyla mukâbelede bulundu. O kişi de yerine oturdu. Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-: «Yirmi sevap kazandı» buyurdu.
عربي İngilizce Urduca
Ebû Hüreyre -radıyallahu anh-'den rivayet edildiğine göre Nebî -salallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurdu:"Kul, Allah'ın hoşnut olduğu bir sözü önemsemeksizin söyleyiverir de Allah onun derecesini yüceltir. Yine bir kul Allah'ın gazabını gerektiren bir sözü hiç önemsemeksizin söyleyiverir de Allah onu bu sözü sebebiyle cehennemin dibine atar.''Buhârî rivayet etmiştir."Ebû Abdurrahman Bilâl İbni'l-Hâris el-Müzeni -radıyallahu anh-'den rivayet edildiğine göre Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurdu:"Kul, Allah'ın hoşnut olduğu bir sözü söyler, fakat onunla Allah'ın rızâsını kazanacağı hiç aklına gelmez. Hâlbuki Allah, o söz sebebiyle, kendisine kavuştuğu kıyamet gününe kadar o kimseden hoşnut olur. Yine bir kul da Allah'ın gazabını gerektiren bir söz söyler fakat o sözün kendisini Allah'ın gazabına çarptıracağını düşünmez. Oysa Allah, o kimseye o kötü söz sebebiyle kendisine kavuşacağı kıyamet gününe kadar gazap eder."Mâlik Muvatta'da,Tirmizî:Hasen Sahih Hadis demiştir.
عربي İngilizce Urduca
“Allah Teâlâ’ya en evlâ olan insanlar önce selam verenlerdir” buyurdu.
عربي İngilizce Urduca
İftiraların en büyüğü kişinin kendi babasından başkasına nesep (soy) iddiasında bulunması, görmediği rüyayı gördüğünü iddia etmesi, Allah Rasulü'nün -sallallahu aleyhi ve sellem- söylemediği bir sözü ona nispet etmesidir.
عربي İngilizce Urduca
Bir adam Nebi –sallallahu aleyhi ve sellem-’in yanına girmek için izin istedi. Bunun üzerine Nebi –sallallahu aleyhi ve sellem-: «Kabilesinin kötü adamıdır, ama izin verin ona!» buyurdu.
عربي İngilizce Urduca
Biz, Nebî -sallallahu aleyhi ve sellem-’in süt hissesini ayırıp kaldırırdık. Nebî -sallallahu aleyhi ve sellem- geceleyin gelir, uyuyanı uyandırmayacak, uyanık olanlara işittirecek şekilde selam verirdi. Nebî -sallallahu aleyhi ve sellem- bir gece geldi, yine her zamanki gibi selam verdi.
عربي İngilizce Urduca
«Eğer bu kimse bismillah deseydi yemek hepinize yeterdi.»
عربي İngilizce Urduca
«Birlikte yiyiniz ve besmele çekiniz ki yemeğiniz bereketlensin.»
عربي İngilizce Urduca
Hurmayı çifter çifter yemeyiniz. Zira Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- bize hurmayı çifter çifter yemeyi yasakladı. İbn Ömer sözlerine devamla: Arkadaşından izin istemesi müstesnadır, dedi.
عربي İngilizce Urduca
«Gerçekten bu ateş sizin düşmanınızdır; uyumak istediğiniz zaman onu söndürünüz!»
عربي İngilizce Urduca
«Bu bizimle birlikte geldi, istersen girmesine izin verirsin, istemezsen geri dönüp gidebilir.»
عربي İngilizce Urduca
"Rasulullah -sallallahu aleyhi ve sellem-’i üç parmağı ile yerken gördüm. O, yemeğini bitirdiği zaman parmaklarını yalardı."
عربي İngilizce Urduca
"Bir topluluğa su ikram eden kimse herkesten sonra su içer."
عربي İngilizce Urduca
Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-’e zemzem verdim. Onu ayakta içti.
عربي İngilizce Urduca
Bizler, Allah Rasûlü -sallallahu aleyhi ve sellem- zamanında yürürken yerdik ve ayakta iken de içerdik.
عربي İngilizce Urduca
Abdullah b. Mes'ud -radıyallahu anh-'dan merfû olarak rivayet olunan bir hadiste şöyle buyrulmuştur: "Üç kişi bir arada bulunduğunuz vakit, başka insanlara karışıncaya kadar,(içinizden) iki kişi, diğerini bırakıp fısıldaşmasın. Çünkü bu fısıldaşma, o kişiyi üzer.”
عربي İngilizce Urduca
«Sizden biriniz ayakta su içmesin!»
عربي İngilizce Urduca
«Bir kimse, başka bir kimseyi oturduğu yerden kaldırıp sonra onun yerine kendisi oturmasın. Fakat açılarak halkayı genişletiniz.»
عربي İngilizce Urduca
«Küçük olan büyüğe, yürüyen oturana, az çoğa selam verir.»
عربي İngilizce Urduca
«Topluluk adına (topluluktan) birinin selam vermesi, diğer gruptan da bir kişinin alması yeterlidir.»
عربي İngilizce Urduca
«Yolculuk bir çeşit azaptır.»
عربي İngilizce Urduca
«Hiçbiriniz ayakta su içmesin. Unutarak içen kimse de kussun!»
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- su tulumunun yahut kırbanın ağzından su içmeyi yasakladı.
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- ağzı kırık su tulumlarından (kaplarından) su içmeyi yasakladı.
عربي İngilizce Urduca
"Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- içilecek şeylere üflemeyi yasaklamıştı."
عربي İngilizce Urduca
"Elbisemin etekleri topuklarımdan aşağı sarkmış vaziyette Rasulullah -sallallahu aleyhi ve sellem-’in huzuruna uğramıştım. Rasûlullah –sallallahu aleyhi ve sellem-: «Abdullah, elbisenin eteklerini yukarıya kaldır!» buyurdular. Ben de hemen kaldırdım. Sonra: «Biraz daha kaldır!» buyurdu, ben biraz daha kaldırdım. Ondan sonra elbisemin Rasûlullah –sallallahu aleyhi ve sellem- tasvip ettiği şekilde olmasına daima dikkat etmişimdir. Topluluktan biri: Nereye kadar kaldırmıştın? diye sordu. İbni Ömer -radıyallahu anhumâ-: "Baldırlarımın yarısına kadar kaldırmıştım", diye cevap verdi.
عربي İngilizce Urduca
İnsanların Rabbi olan Allah'ım! Hastalığı gider, şifa ver, sen şifa verensin.
عربي İngilizce Urduca
«Bir Müslüman, hasta bir Müslüman kardeşini ziyarete gittiğinde, dönünceye kadar cennet hurfesi içindedir.»
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-’e içecek bir şey getirdiler, o da ondan içti. Sağında da bir çocuk vardı.
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah –sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur: ’’Sizden hiç kimse, ölümü temenni etmesin. Çünkü o, eğer iyi bir kimse ise belki iyiliklerini daha da arttırır.’’
عربي İngilizce Urduca
Peygamber –sallallahu aleyhi ve sellem- yemek yediği zaman üç parmağını yalardı.
عربي İngilizce Urduca
"Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem-'in yanına vardım; hutbe okuyordu."
عربي İngilizce Urduca
“Kur'an okuma ve ezberine sahip kimsenin misali, bağlı deve gibidir. Eğer sahibi devesini korursa, onu eli altında tutar. Eğer salıverirse deve kaçıp gider.”
عربي İngilizce Urduca
Çocukların yanından geçerken onlara selâm verdi ve Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- de çocuklara böyle selâm verirdi, dedi.
عربي İngilizce Urduca
Nebi -sallalahu aleyhi ve sellem-, bir adamın bir kişiyi övdüğünü ve övmede aşırı gittiğini işitti ve bunun üzerine şöyle buyurdu: «Adamı mahvettiniz -veya- adamın belini kırdınız.»
عربي İngilizce Urduca
"Yazık sana! Arkadaşının boynunu kopardın."
عربي İngilizce Urduca
"Allah Rasûlü -sallallahu aleyhi ve sellem- Kur'an ile düşman topraklarına yolculuk yapmayı yasaklamıştır."
عربي İngilizce Urduca
Vaktiyle kendini beğenmiş bir adam güzel elbisesini giymiş, saçını taramış, çalım satarak yürüyordu.
عربي İngilizce Urduca
Bir defasında Nebî -sallallahu aleyhi ve sellem- ile bir seferde bulunuyorduk. Bu sırada devesine binmiş bir adam çıkageldi.
عربي İngilizce Urduca
Ey Ebu’l-Hasan! Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- nasıl oldu, geceyi nasıl geçirdi ? dediler. O da: Allah’a hamdolsun, hastalığı atlattı! dedi.
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- yolculuğa çıkarken, “Yolculuğun güçlüklerinden, üzücü manzaralarla karşılaşmaktan, iyiyken kötü olmaktan, mazlumun bedduasından ve dönüşte mal ve çoluk çoçuğu kötü hallerde bulmaktan Allah’a sığınırdı.
عربي İngilizce Urduca
Tek yolcu bir şeytan, iki yolcu iki şeytan üç yolcu ise kafiledir/cemâattir.
عربي İngilizce Urduca
"Otu bol yerlerde yolculuk yaptığınız zaman, otlardan istifade etmeleri için develere imkân verin. Çorak ve otsuz yerlerde yolculuk ederseniz, takattan düşmeden gidilecek yere varmaları için develeri süratlice sürün."
عربي İngilizce Urduca
“Gece yolculuğunu tercih ediniz. Zira geceleyin yeryüzü dürülür (rahat yolculuk yapılır).”
عربي İngilizce Urduca
"Allah Rasulü -sallallahu aleyhi ve sellem- yolculuk sırasında geceleyin uyumak üzere konaklayınca sağı üzerine yatardı. Fecrin doğuşuna yakın konaklamış ise, (yastık yerine) kolunu diker, başını omzunun üstüne koyardı."
عربي İngilizce Urduca
“Allah Rasûlü -sallallahu aleyhi ve sellem- yolculuk esnasında arkadan yürür, yürümekte güçlük çeken zayıf kimseyi terkisine bindirir ve ona dua ederdi.”
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- yolculuğa çıkarken hayvanı üzerine binip iyice yerleşince üç kere tekbir getirir sonra da şöyle dua ederdi: "Bunu bizim hizmetimize vereni tesbih ve takdis ederiz; yoksa biz buna güç yetiremezdik. Biz şüphesiz Rabbimize döneceğiz..."
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- bir gazveye çıkacağı zaman: «Ey Muhacirler ve Ensar topluluğu! Malı ve akrabası olmayan kardeşleriniz vardır. Her biriniz onlardan iki veya üç kişiyi yanına alsın.» diye buyurdu. Aslında bizlerin de ancak bir kişi ile nöbetleşecek devemiz vardı. (Cabir) dedi ki, “Ben nöbetleşe binmek üzere iki (veya üç) kişi aldım. Benim de ancak onlardan biri gibi deveme nöbetleşe binme hakkım vardı."
عربي İngilizce Urduca
İki kişinin yemeği üç kişiye, üç kişinin yemeği dört kişiye yeter.
عربي İngilizce Urduca
"Allah'tan sakınıp, takvalı ol ve her yükseğe (tırmanırken) tekbir getir."
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah –sallallahu aleyhi ve sellem- uyumak istediği zaman sağ elini yanağının altına koyar ve üç kere şöyle derdi: «Allah’ım! Kullarını dirilttiğin gün beni azabından koru!»
عربي İngilizce Urduca
"Biz (sahâbîler yolculukta) yokuş çıktığımızda Allahu Ekber; iniş indiğimizde de Subhanallah derdik."
عربي İngilizce Urduca
“Ey insanlar! Kendinize acıyın; siz ne sağıra dua ediyorsunuz; ne de bir gâibe! Muhakkak siz, sizi hakkıyla işiten yakın bir kimseye (Allah’a) dua ediyorsunuz ki, o sizinle beraberdir.” buyurdu.
عربي İngilizce Urduca
«Bir müslüman, hasta olan bir müslüman kardeşini sabahleyin ziyarete giderse, yetmiş bin melek akşama kadar ona dua eder.»
عربي İngilizce Urduca
Kim kendisinde Allah'ın rızası aranan bir ilmi öğrenirse.
عربي İngilizce Urduca
"En büyük yalanlardan birisi de kişinin görmediği şeyleri gözünün gördüğünü söylemesidir."
عربي İngilizce Urduca
"Sıddîk (özü sözü doğru) kimseye lanetçi olmak yakışmaz.’"
عربي İngilizce Urduca
«Allah'ın lâneti, gazabı ve ateşi ile lânetleşmeyin!»
عربي İngilizce Urduca
İmrân b. Husayn -radıyallahu anhumâ- şöyle dedi:Bir seferde Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- ile beraber bulunuyorduk. Devesinin üzerindeki Medineli bir hanım, devesinden sıkılarak ona lânet etti. Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- kadının sözünü duyunca:"Üzerindekileri alın, deveyi salın gitsin. Çünkü o deve lânetlenmiştir" buyurdu.İmrân der ki: O deve hâlâ gözümün önündedir, insanların arasında gezinirdi de kimse ona ilişmezdi.
عربي İngilizce Urduca
Ebû Berze Nadle b. Ubeyd el-Eslemî radıyallahu anh şöyle dedi: Genç bir hanım, üzerinde müslümanların birtakım eşyalarının da bulunduğu bir deve üstünde bulunuyorken, Nebî -sallallahu aleyhi ve sellem-'i görüverdi. Dağ yolunun dar yerine gelmişlerdi. Kadın: "Deeh, Allahım bu hayvana lanet et!" deyip hayvanı sürmeye çalıştı. Bunun üzerine Peygamber aleyhisselâm: "Lânetlenmiş bir deve bizimle birlikte bulunmasın!" buyurdu.
عربي İngilizce Urduca
«Bir kimsenin: "İnsanlar helak oldu!" dediğini duyarsanız, bilin ki o, herkesten çok helak olandır.»
عربي İngilizce Urduca
"Birbirine söven iki kişinin söylediklerinin günahı, mazlum olan haddi aşmadıkça sövmeyi ilk başlatana aittir."
عربي İngilizce Urduca
«Size ne oluyor ki, böyle sokaklarda oturuyorsunuz. Buralarda oturmaktan kaçının!»
عربي İngilizce Urduca
«Kabların ağzını örtün. Su kırbalarının ağzını bağlayın. Kapıları kapatın ve kandilleri söndürün. Çünkü şeytan bağı çözemez, kapıyı açamaz ve kapağı kaldıramaz.»
عربي İngilizce Urduca
"Ey insanlar! Bilen, bildiğini söylesin. Bilmeyen de "Allah en doğrusunu bilir." desin. Zira insanın bilmediği konuda "Allah en doğrusunu bilir" demesi de bir ilimdir."
عربي İngilizce Urduca
"Allah rasûlü -sallallhu aleyhi ve sellem- bir kimsenin ayakta ayakkabılarını giymesini yasakladı."
عربي İngilizce Urduca
«Sıtmaya sövme! Çünkü o, körüğün demirin kirini ve pasını giderdiği gibi insanoğlunun hata ve günahlarını giderir.»
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- parmakların yalanmasını ve yemek kabının sıyrılmasını emretti ve şöyle buyurdu: "Muhakkak ki sizler, bereketin hangisinde olduğunu bilmezsiniz."
عربي İngilizce Urduca
«Oruçlular yanınızda iftar etsin. Yemeğinizi iyiler yesin ve melekler sizin için dua etsin.»
عربي İngilizce Urduca
«Şüphesiz Allah, ilmi insanlardan çekip almakla değil, alimlerin ruhlarını kabzetmek suretiyle kaldıracaktır.»
عربي İngilizce Urduca
"Şu namazı şu vakitte kılınız, şu namazı da şu vakitte kılınız " dedi (ve bütün namaz vakitlerini bildirdi). Namaz vakti gelince de "Biriniz ezan okusun ve Kur'ân 'ı en çok bileniniz size imamlık etsin" buyurdu.
عربي İngilizce Urduca
Sizden birisi düğün yemeğine davet edilirse hemen icabet etsin.
عربي İngilizce Urduca
En şerli yemek, zenginlerin çağrılıp, fakirlerin çağrılmadığı velime (düğün) yemeğidir. Davete katılmayan kimse Allah'a ve Rasûlü -sallallahu aleyhi ve sellem-'e isyan etmiş olur.
عربي İngilizce Urduca
“Biriniz yemeğe davet edildiği zaman gitsin; şayet oruçluysa yemek sahibine dua etsin; oruçlu değilse yesin.
عربي İngilizce Urduca
“Bereket yemeğin ortasına iner. Bu sebeple tabağın ortasından değil, kenarlarından itibaren yiyiniz.”
عربي İngilizce Urduca
“Bugün Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-’in kapıcısı olacağım”, dedim. O sırada Ebû Bekir -radıyallahu anh- gelerek kapıyı çaldı. Kim o? diye sordum. Ebû Bekir, dedi. Biraz bekle, dedikten sonra Peygamber -aleyhisselâm-’ın yanına vardım ve: Yâ Rasûlallah! Ebû Bekir geldi, huzura girmek için izin istiyor, dedim. «İzin ver ve onu cennetle müjdele!» buyurdu.
عربي İngilizce Urduca
"Meclislerin en hayırlısı geniş olanıdır."
عربي İngilizce Urduca
Ey Ebû Batn! Biz, sadece selâm vermek üzere çarşıya çıkıyoruz; karşılaştığımız kimselere de selâm veriyoruz, cevabını verdi.
عربي İngilizce Urduca
«Şüphesiz şeytan Adem oğlunun içinde kanın aktığı yerden (damarın içinde) akar. Ben onun kalbinize bir şer bırakmasından korktum.» Yahut da «(Böyle) bir şey» buyurdu.
عربي İngilizce Urduca
Allahım! Sa'd'a şifâ ver. Allahım! Sa'd'a şifâ ver.
عربي İngilizce Urduca
"İnsanlar, bir yerde konakladıklarında patikalara ve vadilere dağılırlardı. Bunun üzerine Rasûlullah –sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurdu: «Sizin bu şekilde patikalara ve vadilere dağılmanız şeytandandır.» O günden sonra konakladıkları her yerde bir arada kaldılar."
عربي İngilizce Urduca
Enes b. Sîrîn şöyle dedi: Ben, Enes b. Mâlik -radıyallahu anh- ile birlikte Mecûsîlerden bir grubun yanında idim. Gümüşten bir kap içinde pelte tatlısı getirildi; Enes onu yemedi. Getiren kişiye, onu başka bir kaba aktarması söylenildi; o da ağaçtan yapılmış bir kaba aktarıp getirdi, Enes de ondan yedi.Beyhakî hasen bir isnad ile rivayet etmiştir.''Halanc'':Tahtadan yapılan yemek kabıdır.
عربي İngilizce Urduca
"Ben çocuklarla birlikte Rasûlullah –sallallahu aleyhi ve sellem-’i Veda Tepesi'nde karşılamıştım."
عربي İngilizce Urduca
“Allah Rasûlü -sallallahu aleyhi ve sellem- bize olmuş ve olacak her şeyi haber verdi. Bunları en iyi bilenimiz, en iyi ezberleyenimizdir.”
عربي İngilizce Urduca
«Horoza sövmeyiniz. Çünkü o namaz için uyandırır.»
عربي İngilizce Urduca
“Sizden biriniz aksırdığı zaman: Elhamdülillah desin. Kardeşi veya arkadaşı da ona: Yerhamükellah desin. Aksıranda buna karşılık: Yehdîkümullahu ve yuslihu bâleküm/ Allah sizi hidayette kılsın ve kalbinizi ıslah etsin, desin.”
عربي İngilizce Urduca
"Aleykesselam diye selam verme. Çünkü aleykesselam ölülerin selamıdır."
عربي İngilizce Urduca
«Allah'ım! Sen insanların Rabbisin! Sıkıntıyı giderensin! Şifa ihsan et. Zira Sen eş-Şâfi'sin/şifa vericisin. Senden başka şifa verecek olan hiçbir kimse yoktur. Öyle bir şifa ver ki, hastalıktan eser kalmasın.»
عربي İngilizce Urduca