Hadislerin Listesi

‌Büyük günahların en ağırını size haber vereyim mi?
عربي İngilizce Urduca
Büyük günahlar; Allah'a şirk koşmak, ana babaya asi olmak, adam öldürmek ve yalan yere yemin etmektir
عربي İngilizce Urduca
Helak eden yedi şeyden sakının!
عربي İngilizce Urduca
Ben şirk konusunda kendisine ortak koşulanların şirkten en uzak olanıyım. Her kim bir amel işler de benimle birlikte başkasını ona ortak ederse onu ve işlemiş olduğu şirkini terk ederim
عربي İngilizce Urduca
her ne amel üzere olursa olsun Allah, onu Cennet'ine koyacaktır
عربي İngilizce Urduca
Kim, Allah'ın karşısına O'na hiçbir şeyi şirk koşmadan çıkarsa Cennet'e girer. Kim de şirk koşarak Allah'ın karşısına çıkarsa o, Cehennem'e girer
عربي İngilizce Urduca
Kim bana iki çenesi arasındaki (dili) ile iki bacağı arasındaki (üreme organını haramdan) koruma sözü verirse, ben de ona Cennet sözü veririm
عربي İngilizce Urduca
Cennet size, ayakkabınızın bağından daha yakındır. Cehennem de öyledir
عربي İngilizce Urduca
Cehennem, nefse hoş gelen şeylerle kuşatılmış; Cennet ise, nefsin istemediği şeylerle çepeçevre sarılmıştır
عربي İngilizce Urduca
İki Müslüman, kılıçları ile (birbirlerini öldürmek için) karşı karşıya gelirlerse, ölen de öldürülen de ateştedir
عربي İngilizce Urduca
Helal olan şeyler belli, haram olan şeyler de bellidir
عربي İngilizce Urduca
Allah sizin dış görünüşünüze ve mallarınıza bakmaz. Ama o sizin kalplerinize ve amellerinize bakar
عربي İngilizce Urduca
Ameller niyetlere göredir
عربي İngilizce Urduca
Şüphesiz ki, haksız olarak Allah’ın malını kullanan kimseler, kıyamet gününde Cehennem'i hak ederler
عربي İngilizce Urduca
«Her ademoğlu çokça hata eder. Çokça hata edenlerin en hayırlısı çokça tövbe edenlerdir.»
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-’e: "İnsanları Cennet'e en fazla götürecek şey nedir?" diye soruldu. Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-: «Allah’a karşı takvalı olmak ve güzel ahlaktır
عربي İngilizce Urduca
Benden sonra erkekler için kadınlardan daha zararlı hiçbir fitne bırakmadım
عربي İngilizce Urduca
Sizden biriniz, beni, kendisinden, annesinden, babasından, çoluk çocuğundan ve herkesten daha çok sevmedikçe gerçek manasıyla iman etmiş olmaz
عربي İngilizce Urduca
«Kim bir şeye bağlanırsa, o şeyle başbaşa bırakılır.»
عربي İngilizce Urduca
Temizlik imanın yarısıdır. "Elhamdülillah" mizanı doldurur, “Subhânallâhi velhamdulillâh" sözleri ise yer ile gökler
عربي İngilizce Urduca
Bana İslam hakkında öyle bir söz söyle ki, bu hususta senden başkasına bir şey sormaya gerek duymayayım. Rasûlullah şöyle buyurdu: «Allah’a iman ettim, de. Sonra dosdoğru ol.» diye buyurdu
عربي İngilizce Urduca
Yüce Allah Cennet'i ve Cehennem'i yarattığında Cebrail -aleyhisselam-'ı
عربي İngilizce Urduca
(Dikkat edin!) Bunlar muhakkak azap olunuyorlar. Hem de büyük bir şeyden dolayı azap olunmuyorlar. Onlardan biri idrarından sakınmazdı, (iyice temizlenmezdi). Diğeri ise kovuculuk yapardı
عربي İngilizce Urduca
Dünya göz kamaştırıcı ve çekicidir. Allah, onu sizin kullanmanıza verecek ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyaya aldanmaktan sakının. Kadınlara kapılmaktan korunun
عربي İngilizce Urduca
«O halde sen, sevdiğin ile berabersin.»
عربي İngilizce Urduca
İyi kimseyle oturup kalkan kimsenin misali ile kötü kimseyle oturup kalkan kimsenin misali,
عربي İngilizce Urduca
«Ey kalpleri evirip, çeviren (Allah'ım)! Benim kalbimi dinin üzere sabit kıl.»
عربي İngilizce Urduca
«Her kim kalbinden sadık olarak Allah’tan şehitlik isterse, yatağında ölse bile Allah o kişiyi şehitler mertebesine eriştirir.»
عربي İngilizce Urduca
«Erkek olsun kadın olsun mü’min, Allah’a günahsız olarak kavuşuncaya kadar kendisinden, çoluk çocuğundan, malından belâ eksik olmaz.»
عربي İngilizce Urduca
Müminin hayranlık verici bir hali vardır ki, onun her işi hayırdır. Bu hal, Müminden başka hiç kimsede bulunmaz.
عربي İngilizce Urduca
«Ben size, nazarımda sizin için Mesih Deccal’dan daha ürkütücü bir şeyi haber vereyim mi?» "Evet! Ey Allah'ın Rasûlü, söyleyin!" dedik. «Şirk-i hafîdir (gizli şirk). Meselâ, kişi kalkar, namaz kılar, bu namazını kendisine bakanlar sebebiyle güzel kılar.» buyurdular.
عربي İngilizce Urduca
"Ey filân! Sana ne oldu? Sen iyiliği emredip kötülükten nehyetmez miydin?" O kişi de: "Evet, iyiliği emrederdim, fakat kendim yapmazdım, münkerden (kötülükten) nehyederdim, fakat kendim yapardım" der.
عربي İngilizce Urduca
«Bu, yetmiş sene önce cehenneme atılmış olan bir taştır. O, şimdiye kadar cehennemde yuvarlanıp yol alıyordu, nihayet onun dibine ulaştı; siz onun gürültüsünü işittiniz.»
عربي İngilizce Urduca
“Sa’îd b. Cubeyr’in yanındaydım “Dün gece düşen yıldızı kim gördü?” diye sorunca, “Ben (gördüm)” dedim. Sonra da “Namaz kılıyor değildim, beni bir şey sokmuştu.” dedim
عربي İngilizce Urduca
Advâ (hastalığın bir kişiden başka bir kişiye geçmesi) yoktur, Tıyera (uğursuzluk) yoktur, Hâmeh/Baykuş (Araplar bu kuşun birinin evine konmasını uğursuzluk sayarlardı) yoktur. Safer (safer ayının uğursuz sayılması) yoktur. Aslandan kaçtığın gibi cüzzamlıdan kaç
عربي İngilizce Urduca
«Haksız olarak öldürülen her kişinin kanından bir pay, Adem’in ilk oğluna ayrılır. Çünkü o, insan öldürme çığırını ilk başlatan kişidir.»
عربي İngilizce Urduca
«Dilini tut, evinde kalmayı yeğle ve günahların için gözyaşı dök.»
عربي İngilizce Urduca
«Allah yolunda cihad edenler için Allah Teâlâ cennette yüz derece hazırlamıştır. Her derecenin arası yerle gök arası kadardır.»
عربي İngilizce Urduca
“Allah katında dünya, bir sivrisineğin kanadı kadar değeri olsaydı ondan kâfire dünyada bir yudum su dahi içirmezdi.”
عربي İngilizce Urduca
«İki göz var ki ateş onlara değmeyecektir. Allah’ın azabından korkarak ağlayan göz ve Allah yolunda nöbet bekleyen göz.»
عربي İngilizce Urduca
«Her ümmetin bir fitnesi (imtihanı) vardır. Benim ümmetimin fitnesi ise maldır.»
عربي İngilizce Urduca
İşlediği günahları açığa vuranlar
عربي İngilizce Urduca
"Hiç biriniz Allah -azze ve celle-'ye hüsn-ü zan etmeden sakın ölmesin."
عربي İngilizce Urduca
“Eğer Uhud dağı kadar altınım olsa, borç ödemek için ayıracağım hariç, hiçbirini yanımda üç günden fazla tutmak istemem.”
عربي İngilizce Urduca
«Ahirete göre dünya, sizden birinizin parmağını denize daldırmasına benzer. O kişi parmağının ne kadarcık bir su aldığına bir baksın.»
عربي İngilizce Urduca
«Benden sonra size dünya nimetlerinin ve ziynetlerinin açılmasından ve onlara gönlünüzü kaptırmanızdan korkuyorum.»
عربي İngilizce Urduca
«Allah yolunda çift sadaka veren kimse, cennetin muhtelif kapılarından, ‘Ey Allah’ın kulu! Bu kapıdan girmen senin için daha hayırlıdır diye çağırılır. Namaz kılanlar namaz kapısından, mücahitler cihad kapısından çağrılır.»
عربي İngilizce Urduca
«Muhakkak ki kıyamet günü, ateş ehlinin azabı en hafif olanı, iki ayak tabanına iki kor koyulan ve bu sebeple beyni kaynayan kimsedir. O, kendisinden daha şiddetli bir azaba uğrayan kimse olmadığını zanneder. Halbuki o, onların azabı en hafif olanıdır.»
عربي İngilizce Urduca
"Ölüyü, (mezara kadar) üç şey takip eder: Ailesi, malı ve ameli. Bunlardan ikisi geri döner, biri (onunla) kalır; ailesi ve malı geri döner, ameli kendisiyle kalır."
عربي İngilizce Urduca
«Dünyada zâhid ol, Allah seni sevecektir. İnsanların elinde bulunanlara karşı zâhid ol, insanlar seni sevecektir.»
عربي İngilizce Urduca
«İyilik güzel ahlaktır. Günah, nefsinde tereddüt yaşadıyıp, sıkıldığın ve insanların bilmesinden hoşlanmadığın şeydir.»
عربي İngilizce Urduca
«Kulunun tövbe etmesinden dolayı Allah Teâlâ’nın duyduğu memnuniyet, sizden birinin ıssız çölde kaybettiği devesini bulduğu zamanki sevincinden çok daha fazladır.»
عربي İngilizce Urduca
«Muhakkak ki Allah, kulun tevbesini can boğaza gelmediği sürece kabul eder.»
عربي İngilizce Urduca
Allah Teâlâ, gündüz günah işleyenin tövbesini kabul etmek için geceleyin elini açar; gece günah işleyenin tövbesini kabul etmek için gündüz elini açar. Bu uygulama Güneş batıdan doğuncaya kadar böylece devam eder
عربي İngilizce Urduca
«Dünyada bir garip gibi veya bir yolcu gibi ol.»
عربي İngilizce Urduca
«Birbirinize haset etmeyiniz, neceş yapmayınız, (satın almak niyetinde olmadan, malın fiyatını artırmak) birbirinize buğz etmeyiniz, arka dönmeyiniz, bir kısmınız bir kısmınızın satışı üzerine satış yapmasın. Allah’ın kulları kardeşler olun!»
عربي İngilizce Urduca
«Kim, güneşin batıdan doğmasından önce tevbe ederse; Allah, onun tevbesini kabul eder.»
عربي İngilizce Urduca
Ateşe kimin haram kılındığını yahut ateşin kime haram kılındığını haber vereyim mi? (Cana) yakın, ağır başlı, yumuşak huylu, kolayca iş gören kimselere haram kılınmıştır.
عربي İngilizce Urduca
«Kim korkarsa, akşam karanlığında yol alsın. Kim akşam karanlığında yol alırsa, hedefine varır. Haberiniz olsun Allah'ın malı pahalıdır, haberiniz olsun Allah'ın malı cennettir.»
عربي İngilizce Urduca
«Cehennem ateşi, cehennem ehlinin bazısının topuklarına, bazısının dizlerine, bazısının kuşak yerlerine, bazısının da boyunlarına kadar çıkar.»
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur:''İki nimet vardır ki, insanların çoğu bu nimetleri kullanmakta aldanmıştır: Sıhhat ve boş vakit.''
عربي İngilizce Urduca
«Allah Teâlâ diyor ki: "Ey Ademoğlu! Sen bana dua edip, (affımı) ümid ettikçe ben senden her ne sâdır olsa, aldırmam, seni affederim. Ey Âdemoğlu, senin günahların gökyüzüne kadar ulaşmış olsa da sen bağışlama dilesen, seni bağışlarım ve günahlarına aldırmam.»
عربي İngilizce Urduca
Kıyamet günü cehennem, yetmiş bin yuları olduğu halde getirilir. Her yularında, onu çeken yetmiş bin melek vardır.
عربي İngilizce Urduca
(Hayırlı amellerde, Allah'a itaatte ve zorluklara sabır göstermekte) kuvvetli Mümin, zayıf Müminden, Allah’a daha hayırlı ve daha sevimlidir. (Her ikisinin de Mümin olması sebebiyle) hepsinde hayır vardır.
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-’e: "İnsanları cennete en fazla girdiren şey nedir?" diye soruldu. Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-: «Allah’a karşı takvalı olmak ve güzel ahlâktır.» buyurdu. "İnsanları cehenneme en fazla götürecek şey nedir?" diye sorulunca da: «Ağız ve cinsel organdır.» diye buyurdu.
عربي İngilizce Urduca
«el-Adhu nedir? Sizlere haber vereyim mi? O nemime/kovuculuk, insanlar arasında laf taşımaktır.»
عربي İngilizce Urduca
«Bir Müslümanın en hayırlı malının, dağların tepelerinde güttüğü koyunların olması yakındır.»
عربي İngilizce Urduca
«Sırat, Cehennem’in ortasına kurulur. Sıratın üzerinde, Sa’dân’ (bölgesinin) in dikenleri gibi dikenler vardır. Sonra insanlara (geçiş için) izin verilir. Onun üstünde yürürler. Onlardan kimi o dikenlerin zarar vermesinden korunmuştur. Kimi de onun tarafından tutulur, derileri yırtılır ve başı yerde ayakları ise yukarıda olur.»
عربي İngilizce Urduca
«Cennetlikler cennete girince bir kimse şöyle seslenir: Siz cennette ebediyyen yaşayacak, hiç ölmeyeceksiniz; hep sağlıklı olacak, hiç hastalanmayacaksınız; hep genç kalacak, hiç yaşlanmayacaksınız; hep nimet ve mutluluk içinde yaşayacak, hiç keder ve sıkıntı çekmeyeceksiniz.»
عربي İngilizce Urduca
«Nasıl memnun olmayız. Yarattıklarından hiç kimseye vermediğini bize verdin. Allah: “Ben bundan daha iyisini size vereceğim” Onlar: "Bundan daha üstün şey ne olabilir?" diyecekler. Allah da şöyle buyuracak: Size rızamı helal kıldım (sizden razı oldum) ve bundan sonra asla gazap etmem.»
عربي İngilizce Urduca
«Cennet ehli cennete girince Allah Tebâeke ve Teâlâ buyurur: Bir şey ister misiniz size artırayım? Derler ki: Yüzlerimizi beyazlatmadın mı? Bizi cennete sokup, cehennemden kurtarmadın mı? (daha ne isteyelim!) Perde kalkar. Onlara, Rablerine bakmaktan daha sevimli bir şey verilmemiştir.»
عربي İngilizce Urduca
«Muhakkak mümin için cennette içi boş bir tek inciden bir çadır vardır. Semadaki boyu altmış mildir. Mümine mahsus aileler vardır ki, mümin onları dolaşıp ziyaret eder, fakat onlar birbirlerini görmezler.»
عربي İngilizce Urduca
"Şüphesiz cennetlikler, aralarındaki üstünlükten dolayı köşklerde bulunanları, doğu veya batı ufkunda bulunan parlak yıldızı gördükleri gibi görürler."
عربي İngilizce Urduca
“Cennette yay kadar bir yer, üzerine güneşin doğup battığı her şeyden daha hayırlıdır.”
عربي İngilizce Urduca
«Âdemoğluna zinadan nasibi takdir olunmuştur. O buna mutlaka erişir. Gözlerin zinası bakmak, kulakların zinası dinlemek, dilin zinası konuşmak, elin zinası tutmak, ayakların zinası yürümektir. Kalbe gelince o, arzu eder, ister. Üreme organı ise, bunu ya gerçekleştirir ya da boşa çıkarır.»
عربي İngilizce Urduca
Ateş ehlinden iki sınıf vardır, henüz onları görmedim: Yanlarında sığır kuyruğu gibi kamçılar taşıyıp onu insanlara vuran insanlar ve de giyinmiş çıplak kadınlar ki, bunlar Allah'a itaatten dışarı çıkmışlardır. Bunlar, başkalarını da baştan çıkarırlar
عربي İngilizce Urduca
"Zil (her türlü nefesli çalgı aletleri) şeytanın düdüklerindendir."
عربي İngilizce Urduca
«Ey kadınlar topluluğu! Sadaka veriniz. Çünkü sizler bana cehennem ahalisinin çoğu olarak gösterildiniz.» buyurdu. Kadınlar: Yâ Rasûlallah, neden? diye sordular. Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-: «Çünkü siz çokça lanet eder ve kocalarınızın yaptığı iyiliğe karşı nankörlük edersiniz. Aklı ve dini eksik olup da, aklı başında adamların aklını çelen sizin gibisini görmedim.» buyurdu.
عربي İngilizce Urduca
«Ben cehennemden en son çıkacak (veya cennete en son girecek) kimseyi biliyorum. O adam cehennemden emekleye emekleye çıkar. Allah Teâlâ ona: – Haydi git, cennete gir, buyurur. Adam cennete gider, fakat ona cennet doluymuş gibi gelir. Geri dönüp Allah Teâlâ’ya: – Yâ Rabbi! Cennet ağzına kadar dolmuş! der.»
عربي İngilizce Urduca
Hiç göğün bulutsuz / berrak olduğu bir günde güneşe bakmakta / görmekte bir sıkıntı çekiyor musunuz?” buyurdu. “Hayır, dediler. “Peki bulutsuz Ayın ön dördüncü gecesinde aya bakmakta / görmekte hiç zorlanıyor musunuz?
عربي İngilizce Urduca
Bir kişi bir kabrin yanından geçerken keşke bu mezar sahibinin yerinde ben olsaydım diye temennide bulunmadıkça kıyamet kopmayacaktır
عربي İngilizce Urduca
Ölüm, alaca bir koç
عربي İngilizce Urduca
Yaktığınız ateş var ya, bu Cehennem ateşinin yetmiş cüzünden bir cüzdür!
عربي İngilizce Urduca
İlmi, âlimlere karşı övünmek, cahillerle münakaşa etmek
عربي İngilizce Urduca
Sırat-ı müstakim dosdoğru bir yoldur
عربي İngilizce Urduca
Kur’ân’ın müteşabihlerine tâbi olanları gördüğünüz vakit, onlardan sakının
عربي İngilizce Urduca
Bir kimse bir günah işler sonra kalkar abdest alır, namaz kılar sonra Allah’tan bağışlanmasını isterse Allah onu mutlaka affeder
عربي İngilizce Urduca
Sana olan hainlikleri, isyanları ve yalanları ile senin onlara verdiğin ceza hesap edilecek
عربي İngilizce Urduca
{Sonra o gün, size verilen nimetlerden dolayı hesaba çekileceksiniz.}
عربي İngilizce Urduca
«Kulum, kendi canını benden önce aldı, ona cenneti haram kıldım.»
عربي İngilizce Urduca
Bilgili kişi uykuya dalar. O uyurken emanet kalbinden silinir. Emanetin izi, nokta halinde, yanık yeri gibi kalır. Sonra o kişi bir uyku daha uyurken emanetin geri kalanı da alınır. Bunun izi de balta sallayan bir işçinin avucundaki kabarcık gibi kalır.
عربي İngilizce Urduca
Ey Allah'ın elçisi! Ben bu adamı seviyorum, dedi. Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- yanında oturan adama: «Ona, kendisini sevdiğini haber verdin mi?» diye sordu. Adam: "Hayır!" diye cevap verdi. Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-: «Ona bunu haber ver!» buyurdu. Adam kalkıp o adama yetişti ve ona: "Seni Allah için seviyorum" dedi. Adam da ona: "Beni kendisi için sevmiş olduğun Allah da seni sevsin" dedi.
عربي İngilizce Urduca
«Saçı sakalı ağarmış müslümana ikramda (saygıda) bulunmak, aşırı gitmeyip ahkâmıyla amel etmekten kaçınmayan Kur’an hâfızına ikramda bulunmak ve âdil hükümdara ikramda bulunmak (saygı göstermek), Allah Teâlâ’ya duyulan saygı ve tazimden ileri gelir.»
عربي İngilizce Urduca
«Küçüğümüze merhamet etmeyen ve büyüğümüze saygı göstermeyen bizden değildir.»
عربي İngilizce Urduca
«Sen onu nasıl seviyorsan Allah da seni öylece seviyor. Ben, bu müjdeyi vermek için Allah Teâlâ’nın sana gönderdiği elçisiyim, dedi.»
عربي İngilizce Urduca
«Bir iki hurma veya bir iki lokmayla savuşturulan kimse yoksul değildir. Asıl yoksul, muhtaç olduğu halde dilenmeyen kimsedir.»
عربي İngilizce Urduca
"Cennetin baktım oradakilerin çoğunluğunun fakirler olduğunu gördüm, ateşe baktım oradakilerin çoğunluğunun kadınlar olduğunu gördüm"
عربي İngilizce Urduca
«Cennetle cehennem bir birleriyle münakaşa ettiler. Cehennem, bana zorbalar ve kibirlenenler giriyor, dedi. Cennet de; bana zayıf ve miskinler giriyor.» dedi.
عربي İngilizce Urduca
"Sizler muhakkak birçok ameller yapmaktasınız ki, onlar sizin gözlerinizde kıldan ince­dir. Şu muhakkak ki, bizler Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- zamanında onları, he­lak edici günâhlardan sayardık."
عربي İngilizce Urduca
Allah bir kulu hakkında hayır dilerse, cezasını ertelemeyip bu dünyada verir. Kulu için bir şer dilerse, cezasını erteleyip kıyamet gününde verir.
عربي İngilizce Urduca
«Muhakkak ki sizler ancak zayıflarınız/düşkünleriniz vesilesiyle rızıklandırılıyor ve yardım ediliyorsunuz.»
عربي İngilizce Urduca
«Allah -Azze ve Celle- buyurdu ki: Celalim için birbirlerini sevenlere peygamberlerin ve şehitlerin imreneceği nurdan minberler vardır.»
عربي İngilizce Urduca
Ya Rasulallah! Bir kimse gelip benim malımı almak istese ne buyurursun? dedi.Rasûlullah -sallallahu -aleyhi ve sellem: «Ona malını verme!» buyurdu.
عربي İngilizce Urduca
"Dünya mü'minin zindanı, kafirin cennetidir."
عربي İngilizce Urduca
Ben Suffe Ehli’nden yetmiş kişiyi gördüm. Hiçbirinin üzerinde bütün vücudunu örten bir elbise yoktu.
عربي İngilizce Urduca
Bir adam bir kadını öptü. Sonra Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'e gelerek böyle yaptığını haber verdi: -Bunun üzerine Allah Teâlâ şu âyeti indirdi: «Gündüzün iki tarafında ve gecenin (gündüze) yakın vakitlerinde na­maz kıl. Şüphesiz iyilikler, kötülükleri giderir.»
عربي İngilizce Urduca
Bir adam Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-'e gelerek; "Ya Rasûlallah, ben had cezasını hak ettim, onu bana tatbik et." dedi.
عربي İngilizce Urduca
İyiliklerimizin karşılığı dünyada peşin verilmiş olmasın! Bundan endişelenmekteyiz, deyip ağlamaya başladı. Hatta iftar yemeğini de yemedi, terk etti.
عربي İngilizce Urduca
«Ey Hakîm! Gerçekten şu mal yeşil ve tatlıdır. Kim onu hırs göstermeksizin/gözü tok olarak alırsa, o malda kendisine bereket verilir. Kim de ona göz dikerek hırs ile alırsa, o malın bereketi olmaz. Böylesi kişi, yiyip yiyip de bir türlü doymayan obur gibidir. Üstteki (veren ) el, alttaki (alan) elden daha hayırlıdır.
عربي İngilizce Urduca
"Cennetin kapısında durup baktım. Bir de gördüm ki, içeri girenlerin çoğu yoksullardı. Zenginler ise hesap görmek için alıkonulmuştu."
عربي İngilizce Urduca
"Ebu Ubeyde'nin Bahreyn'den bir şeyler getirdiğini duydunuz, sanırım" diye buyurdu.
عربي İngilizce Urduca
"Ey Allahım! Ahiret hayatından başka hayat yoktur.’’
عربي İngilizce Urduca
«Dünya mel'undur (lanetlidir), dünyada olan her şey de mel'undur. Sadece Allah Teâlâ'yı zikretmek, O’na tabi olan şeyler ve ilim öğreten alim ve öğrenmek isteyen öğrenci müstesnadır.»
عربي İngilizce Urduca
“Bu adam, öteki gibi dünya dolusu adamdan daha hayırlıdır.”
عربي İngilizce Urduca
“Eğer mü’min, Allah’ın azabını bilseydi, cennet ümidine kapılmazdı. Kâfir de Allah’ın rahmetinin tam olarak kavrayabilseydi, O’nun cennetinden asla ümidini kesmezdi.”
عربي İngilizce Urduca
«Allah’a yemin ederim ki, Allah’a göre dünya, önünüzdeki şu ölü oğlaktan daha değersizdir.»
عربي İngilizce Urduca
«Kim bana insanlardan bir şey istemeyeceğine garanti verirse, ben de ona Cennet'i garanti veririm.»
عربي İngilizce Urduca
«Rab olarak Allah'a, din olarak İslâm'a, rasûl olarak Muhammed'e (iman edip) razı olan kimse cenneti hak eder.»
عربي İngilizce Urduca
"Bize ait kulübeyi tamir ederken Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve selem- yanımıza uğramıştı"
عربي İngilizce Urduca
«Miraca çıkarıldığımda, bakırdan tırnaklarıyla yüzlerini ve göğüslerini tırmalayan bir topluluğun yanından geçtim. Ey Cebrail bunlar kimlerdir? diye sordum. Bunlar gıybet etmek suretiyle insanların etlerini yiyenler ve onların şeref ve namuslarıyla oynayanlardır, cevabını verdi.»
عربي İngilizce Urduca
"Rasulullah -sallallahu aleyhi ve selem'i- gün boyu açlıktan kırılır da karnını doyuracak kötü bir hurma dahi bulamazken görürdüm."
عربي İngilizce Urduca
«Cehennemliklerden olup, dünyada pek müreffeh hayat yaşayan bir kişi kıyamet gününde getirilip cehenneme bir kere daldırılır. Sonra: Ey âdemoğlu! Sen hayırlı bir gün gördün mü? Herhangi bir nimete nail oldun mu? denilir. O kişi: Hayır, vallahi Rabbim! Öyle bir şey görmedim, der.»
عربي İngilizce Urduca
«Gerçekten Medine'de öyle adamlar var ki siz bir yolda yürür veya bir vadiyi geçerseniz sizinle beraberdirler. Kendilerini hastalık hapsetmiştir.»
عربي İngilizce Urduca
«Âdemoğlu, midesinden daha şerli bir kap doldurmamıştır. Âdemoğluna belini doğrultacağı kadar birkaç lokma yeterlidir. Eğer daha fazla yemek istiyorsa, (midesini üçe ayırsın), üçte biri yemeği, üçte biri suyu, üçte biri de nefesi için (olsun).»
عربي İngilizce Urduca
«Cennet ve cehennem gözlerimin önüne serilip bana gösterildi. Hayır ve şer açısından bugün gibisini görmedim. Eğer sizler benim bildiklerimi bilseydiniz, az güler çok ağlardınız.»
عربي İngilizce Urduca
“Allah Teâlâ, boyunlarından zincire vurulmuş olarak cennete götürülen kimselerden hoşnut olur”.
عربي İngilizce Urduca
«Ademoğlunun altından bir vadisi olsa o, iki vadisi daha olmasını ister. Onun ağzını topraktan başkası doldurmaz ve Allah, tevbe edenlerin tevbesini kabul edendir.»
عربي İngilizce Urduca
“Sizden daha aşağıda olanlara bakın! Sizin üstünüzde olanlara bakma­yın! Bu, Allah'ın nimetini küçümsememenize daha uygun olur.”
عربي İngilizce Urduca
Allah Teâlâ, bana,’Mütevazı olun! Öyle ki bir kimse başka bir kimseye karşı övünmesin, yine bir kimse başka bir kimseye karşı azgınlık yapmasın.’ diye vahyetti.
عربي İngilizce Urduca
"Bir buttan başka hiçbir şey kalmadı." diye cevap verir. Bunun üzerine Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- "Buttan başka hepsi bize kalmış (öyleyse)." diye yanıtlar.
عربي İngilizce Urduca
«Müslüman olup da, kendisine yeteri kadar rızık verilen ve Allah’ın kendisine verdiği nimete kanaat eden kimse şüphesiz kurtuluşa ermiştir.»
عربي İngilizce Urduca
«Sizden hanginiz canı ve malı emniyet içinde, vücudu sıhhat ve afiyette, günlük azığı da yanında olduğu halde sabahlarsa, sanki bütün dünya kendisine verilmiş gibidir.»
عربي İngilizce Urduca
«Allah kıyamet gününde üç kimse ile konuşmaz, onları temize çıkarmaz ve onlar için acıklı bir azap vardır. Bunlar, zina eden yaşlı, kibirli fakir ve sattığı ürüne Allah'a yemin etmeyi kendisine sermaye edinmiş, malını ancak yemin ile satıp, yemin ile alan kimsedir.»
عربي İngilizce Urduca
Ebûbekir -radıyallahu anh-’ın bir kölesi vardı. Kazandığı haracı (efendinin kölesinden çalışmasının karşılığı olarak aldığı bir miktar maldır), Ebûbekir'e getirip, verirdi de Ebu Bekir'de bu haraçtan yerdi.
عربي İngilizce Urduca
"Rasûlullah’ın devesi Adbâ, yarışta birinciliği başkasına vermezdi."
عربي İngilizce Urduca
«Allah, bir kavme azap etmek istediğinde o kavim içerisinde bulunan (iyi-kötü) her ferde azap isabet ettirir. Sonra (kıyamet gününde) herkes kendi ameline göre diriltilir.» Müslim rivayet etmiştir.
عربي İngilizce Urduca
«Arazi, mal edinerek dünyaya rağbet etmeyiniz.»
عربي İngilizce Urduca
Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- yere birtakım çizgiler çizdi. Sonra da çizgileri göstererek şöyle buyurdu: «Bunlar insanın istek ve arzuları, şu da onun ecelidir. İnsan hayal içinde yaşayıp giderken bir de bakar ki, en yakın ölüm çizgisi karşısına gelivermiş.»
عربي İngilizce Urduca
"Seyhan, Ceyhan, Fırat ve Nil, Cennet nehirlerindendir."
عربي İngilizce Urduca
«Cennet ve cehennem, aralarında (ihtilaf ederek Allah nezdinde) dava açtılar. Cehennem: "Ben, mütekebbirler (dünyada büyüklük taslayanlar) ve mütecebbirler (zorbalık yapanlar) için tercih edildim!" diye övündü. Cennet de: "(Ey Rabbim!) Bana niçin sadece zayıflar ve (insanlar nazarında) düşük olanlar, (hakir görülenler) girer?" dedi.
عربي İngilizce Urduca
«Gümüşten iki cennet vardır. İçlerinde bulunan kaplar ve diğer eşyalar da gümüştendir. Altından iki cennet vardır. İçlerinde bulunan kaplar ve diğer eşyalar da hep altındandır. Adn cennetinde, cennetliklerle Rablerini görmeleri arasında Allah'ın vechindeki ridau'lkibriyadan/büyüklük ridasından başka bir şey yoktur.»
عربي İngilizce Urduca
"Muhakkak, sizden biriniz cennetin en alt derecesinde bulunsanız bile,ona( gönlünden geçenleri) temenni et denir. O da devamlı temenni eder durur. Bunun üzerine ona(kalbinden geçenleri) tamamen temenni ettin mi? diye sorulur. Evet cevabını verince muhakkak temenni ettiğin şeyler bir misli fazlasıyla sana verilecektir denir"
عربي İngilizce Urduca
"Cennette bir ağaç vardır ki, özenle eğitilip, yetiştirilmiş hızlı koşan bir kısrak üzerindeki süvari onun gölgesinde yüz sene gittiği halde yine de sonuna varamaz."
عربي İngilizce Urduca
"Cennette, cennetliklerin her cuma günü gittikleri bir çarşı vardır."
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Uhut şehidleri üzerine kabre konmala­rından sekiz sene sonra ölülere ve dirilere veda eder gibi namaz kıldı.
عربي İngilizce Urduca
“Henüz ergenlik çağına ulaşmamış üç çocuğu ölen her müslümanı Allah, çocuklara olan rahmet ve şefkati sebebiyle cennete koyar.”
عربي İngilizce Urduca
«Kıyamet günü hesabı ilk görülecek kişi, şehit düşmüş bir kimse olup huzura getirilir. Allah Teâlâ ona verdiği nimetleri hatırlatır, o da hatırlar ve bunlara kavuştuğunu itiraf eder. Cenâb–ı Hak: Peki, bunlara karşılık ne yaptın? buyurur. – Şehit düşünceye kadar senin uğrunda cihad ettim, diye cevap verir.»
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'e ansızın harama bakmanın hükmünü sordum. «Hemen gözünü başka tarafa çevir!» buyurdu.
عربي İngilizce Urduca
«Allah Teâlâ: "Ben sâlih kullarım için hiçbir gözün görmediği, hiçbir kulağın duymadığı, hiçbir insanın hatır ve hayal edemediği nimetler hazırladım." buyurdu.» ”Ebû Hureyre -radıyallahu anh-; isterseniz şu âyeti okuyunuz, dedi: “Mü’minlerin yaptıkları ibadet ve iyiliklere karşılık olarak onlara ne mutluluklar saklandığını hiç kimse bilemez."
عربي İngilizce Urduca
«Şüphesiz ki kabir, ahiretin merhalelerinin ilkidir. Eğer ölü, ondan (kabir azabından) kurtulursa, ondan sonraki merhaleler daha kolaydır.Ondan kurtulamazsa, ondan sonraki merhaleler daha zordur.»
عربي İngilizce Urduca
«Benim için birbirini sevenlere, benim rızâmı kazanmak için bir araya gelenlere, benim için birbirlerini ziyaret edenlere ve infak edenlere muhabbetim vâcip oldu.»
عربي İngilizce Urduca
Ben bazı kimselerin kalbinde sabırsızlık ve tamah gördüğüm için veririm. Bazı kimseleri de, Allah’ın kalplerinde yarattığı kanaat ve hayırla baş başa bırakırım. Amr İbni Tağlib de bunlardan biridir.»
عربي İngilizce Urduca
«Vaktiyle doksan dokuz kişiyi öldürmüş bir adam vardı. Bu zât yeryüzünde en büyük âlimin kim olduğunu soruşturdu. Ona bir râhibi gösterdiler. Bu adam râhibe giderek: Doksan dokuz adam öldürdüm. Tövbe etsem kabul olur mu? diye sordu. Rahip: Hayır, kabul olmaz, deyince onu da öldürdü.»
عربي İngilizce Urduca
İnsanlar altın ve gümüş madenleri gibidir. Onların Cahiliye dönemde hayırlı ve değerli olanları, dînî emirleri anlayıp amel ettikçe İslâm devrinde de hayırlılarıdır. Ruhlar toplu cemaatlerdir. Onlardan birbirleriyle tanışanlar kayna­şır, tanışmayanlar da ayrılırlar."
عربي İngilizce Urduca
Kıyamet günü olduğu zaman Allah -Azze ve Celle- her bir Müslümana bir yahudi, yahut bir hristiyan sunar da, bu senin ateşten kurtulmandır, fidyendir.” diye buyurur.
عربي İngilizce Urduca
«Rabbim, bugün bana öğrettiği şeylerden bilmediklerinizi size öğretmemi emretti.» (Ve buyurdu ki): «Benim bir kula verdiğim bir mal helaldir. Ben bütün kullarımı hanif (Müslüman, hakka taraftar) olarak yarattım. Ancak şeytanlar onlara gelip, (fıtri) dinlerinden alıp götürdüler, kendilerine helal kıldığım şeyleri haram kıldılar. Haklarında bir delil indirmediğim şeyi bana şirk koşmalarını emrettiler.»
عربي İngilizce Urduca
"Kabir azabı ve nimetlerinin zikredildiği Berâ b. Âzib -radıyallahu anh-'dan rivayet edilen hadis"
عربي İngilizce Urduca
«Allah her kimi iki çenesi arasındakinin şerri ve iki bacağı arasındakinin şerrinden korursa, şüphesiz o kimse cennete girer.»
عربي İngilizce Urduca
«Cennet ve Cehennem birbirleriyle münakaşa ettiklerinde; Cennet dedi ki: “Bana güçsüzler ve yoksullar girer.” Cehennem de dedi ki: “Bana da zorbalar büyüklenenler girer.” Bunun üzerine Allah, Cehenneme: “Sen benim azabımsın seninle dilediğimden intikam alırım. Cennete de sen benim rahmetimsin dilediğime seninle rahmet ederim.”»
عربي İngilizce Urduca
«Muhammed’in canı elinde bulunan Allah’a yemin ederim ki ben, sizin cennetliklerin yarısı olacağınızı umarım. Çünkü cennete Müslüman olmayan kimse giremez. Siz, müşriklere nispetle kara öküzün derisindeki beyaz benek gibisiniz.» buyurdu.
عربي İngilizce Urduca
"Cennet ehli, köşklerde kalanları tıpkı sizin gökteki yıldızları seyretmeniz gibi seyrederler."
عربي İngilizce Urduca