Hadislerin Listesi

Kim Allah için hacceder de rafesten uzak durur ve büyük günah işlemezse, hacdan annesinden doğduğu günkü gibi (günahsız) olarak döner
عربي İngilizce Urduca
Yemek hazırken ve tuvalet ihtiyacı varken namaz yoktur
عربي İngilizce Urduca
Cuma günü imam hutbe okurken (yanındaki arkadaşına) "Sus!" dersen, boş konuşmuş (cumanın sevabını kaçırmış) olursun
عربي İngilizce Urduca
Beş şey fıtrattandır: Sünnet olmak, etek tıraşı olmak, bıyıkları kısaltmak, tırnakları kesmek, koltuk altındaki kılları yolmak
عربي İngilizce Urduca
Bıyıklarınızı kısaltın, sakallarınızı uzatın
عربي İngilizce Urduca
«Kim benim bu aldığım abdest gibi abdest alır, sonra içinden (dünyevi) bir şey geçirmeksizin iki rekât namaz kılarsa Allah onun geçmiş günahla­rını bağışlar
عربي İngilizce Urduca
Allah'ım! Kabrimi ibadet edilen bir vesen
عربي İngilizce Urduca
‌Münafıklara sabah ve yatsı namazından daha ağır gelen hiçbir namaz yoktur. Şayet münafıklar bu iki namazda ne kadar çok ecir ve sevap olduğunu bilselerdi, emekleyerek de olsa cemaate gelirlerdi
عربي İngilizce Urduca
Birinizin abdesti bozulunca, abdest almadıkça, Allah onun namazını kabul etmez
عربي İngilizce Urduca
Misvak kullanmak ağzın temiz kalmasına ve Rabbin razı olmasına sebeptir
عربي İngilizce Urduca
Büyük günahlardan kaçınıldığı sürece beş vakit namaz, iki Cuma ve iki Ramazan, aralarında işlenen günahlara kefaret olur
عربي İngilizce Urduca
Kim iman ederek ve mükâfatını da (Allah’tan) bekleyerek ramazan ayında oruç tutarsa, o kimsenin geçmiş günahları bağışlanır
عربي İngilizce Urduca
Kim iman ederek ve mükâfatını da (Allah’tan) bekleyerek Kadir Gecesi namaz kılarsa, o kimsenin geçmiş günahları bağışlanır
عربي İngilizce Urduca
Ölülere sövmeyin. Çünkü onlar (sağ iken hayırdan ve şerden) gönderdiklerine kavuştular
عربي İngilizce Urduca
Sabah namazını kılan kimse Allah’ın himayesindedir.
عربي İngilizce Urduca
Sadaka vermek maldan bir şey eksiltmez. Allah hoşgörülü olan kulunun ancak izzetini artırır. Her kim Allah için tevazu gösterirse, Allah da onu yüceltir
عربي İngilizce Urduca
Allah Teâlâ şöyle buyurdu: Ey âdemoğlu! Sen infak et ki, ben de sana infak edeyim
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- her namazdan sonra bu kelimeleri yüksek sesle söylerdi
عربي İngilizce Urduca
Bu günlerde yapılan salih amelin Allah Teâlâ'ya daha sevimli olduğu bu on günden (Zilhicce'nin ilk on gününden) başka gün yoktur
عربي İngilizce Urduca
İkindi namazını terk eden kimsenin ameli batıl olur
عربي İngilizce Urduca
Kim abdest alır ve bunu güzelce yaparsa, günahları bedeninden tırnak diplerine varıncaya kadar akıp çıkar
عربي İngilizce Urduca
«İdrar sıçramasından kaçının. Çünkü kabir azabının çoğu idrar sıçramasından olmaktadır.»
عربي İngilizce Urduca
Kabirlere doğru namaz kılmayın ve kabirlerin üzerlerine oturmayın
عربي İngilizce Urduca
Onlar öyle bir topluluktur ki, içlerinden salih bir kul ya da salih bir adam öldüğünde onun kabrinin üzerine mescit bina eder,
عربي İngilizce Urduca
Ben, yedi kemik üzerine secde etmek ile;
عربي İngilizce Urduca
Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- iki secde arasında şöyle diyordu: «Allahummağfirlî, verhamnî ve âfinî, vehdini ve'rzuknî» (Allah'ım! Bana mağfiret et, merhamet et, sağlık ver, bana hidayet ver ve beni rızıklandır.)
عربي İngilizce Urduca
Allah'ım! Sen Selam'sın. Selamet de sendendir. Ey celâl ve ikram sahibi! Sen münezzehsin, sen yücesin
عربي İngilizce Urduca
Namazı ayakta kıl. Ayakta kılmaya güç yetiremezsen oturarak kıl. Buna da gücün yetmezse yan tarafın üzere yatarak kıl
عربي İngilizce Urduca
Ezanı işitiyor musun?» diye sordu. Âma adam: "Evet" dedi. Bunun üzerine Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurdu: «O halde icabet et (cemaate gel)
عربي İngilizce Urduca
«Sizden biriniz namaza geldiğinde imamı bir hal üzere bulursa imamın yaptığı gibi yapsın.»
عربي İngilizce Urduca
Kim anlaşmalı bir muâhedi haksız yere öldürürse Cennet'in kokusunu dahi alamaz. Hâlbuki onun kokusu kırk yıllık mesafeden hissedilir
عربي İngilizce Urduca
İslam dini beş esas üzerine bina edilmiştir
عربي İngilizce Urduca
Farz namazları kılsam, ramazan orucunu tutsam, helalleri helal, haramları haram kabul etsem
عربي İngilizce Urduca
Temizlik imanın yarısıdır. "Elhamdülillah" mizanı doldurur, “Subhânallâhi velhamdulillâh" sözleri ise yer ile gökler
عربي İngilizce Urduca
«Ateşte yanacak olan şu topuklara yazık! (Hiçbir yeri kuru bırakmadan) abdestinizi güzelce alın!
عربي İngilizce Urduca
Müezzin; "Allah en büyüktür, Allah en büyüktür." dediği zaman, sizlerden biri "Allah en büyüktür, Allah en büyüktür." derse,
عربي İngilizce Urduca
Kim bir namazı unutursa onu hatırladığında kılsın. Zira onun kefareti ancak budur
عربي İngilizce Urduca
Muhakkak ki, kişi ile şirk ve küfür arasında namazın terki vardır
عربي İngilizce Urduca
Bizimle onlar arasındaki ayırıcı temel unsur namazdır. Namazı terk eden kimse küfre düşer
عربي İngilizce Urduca
Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- her ramazan on gün itikafa girerdi. Vefat ettiği senenin ramazanında yirmi gün itikafa girdi.
عربي İngilizce Urduca
Peygamber Efendimiz -sallallahu aleyhi ve sellem-'in gazvelerinden birinde bir kadın öldürülmüş olarak bulundu. Bunun üzerine Nebî -sallallahu aleyhi ve sellem- kadınlarla çocukların öldürülmesini yasakladı
عربي İngilizce Urduca
Kim Allah'ın sözü (İslam) yücelsin diye savaşıyorsa, o Allah yolundadır
عربي İngilizce Urduca
Müezzini duyduğunuzda siz de müezzinin söylediği gibi söyleyin
عربي İngilizce Urduca
Onları bırak ben onları taharet üzerine giydim
عربي İngilizce Urduca
Bu damardan gelen bir kandır. (Hayız değildir!) Hayızın geldiği vakit kadar namazını kılma; (hayız müddeti bittiği vakit) gusül alıp namazını kıl
عربي İngilizce Urduca
Saflarınızı düzeltiniz. Çünkü safların düz ol­ması namazın tamamındandır (kemalindendir)
عربي İngilizce Urduca
Sizden biri abdest aldığı zaman burnuna su çeksin, sonra sümkürsün. Kim taşla isticmar yaparsa tek sayı olarak taş kullansın
عربي İngilizce Urduca
Ben, Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'den on rekât namaz öğrendim
عربي İngilizce Urduca
Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- geceleyin uykudan kalktığında ağzını misvaklardı
عربي İngilizce Urduca
Namaz kılarken bir şey (hades) vuku bulmuş gibi hisseden kimsenin hali Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-'e aktarıldığında O, şöyle buyurmuştur: «Bir ses veya bir koku duymadıkca (namazdan) çıkmasın.»
عربي İngilizce Urduca
«Akşam yemeği hazır olup, bu sırada namaz için ikamet getirilmişse ilk ön­ce akşam yemeğine başlayın.»
عربي İngilizce Urduca
Tuvalete gittiğiniz zaman, önünüzü ve arkanızı kıbleye doğru dönmeyin. Doğuya yahut batıya dönün
عربي İngilizce Urduca
Biriniz idrarını yaparken zekerini (erkeklik organını) sağ eliyle tutmasın, sağ eliyle istinca etmesin ve (bir şey içerken) kabın içine solumasın
عربي İngilizce Urduca
Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-, sabah namazından sonra güneş doğuncaya kadar ve ikindi namazından sonra da güneş batıncaya kadar namaz kılmayı yasakladı.
عربي İngilizce Urduca
Başını imamdan önce kaldıran kimse; Allah’ın, onun başını eşek başına ya da suretini eşek suretine çevirmesinden korkmuyor musunuz? Ya da korkmaz mısınız?
عربي İngilizce Urduca
Peygamber Efendimiz -sallallahu aleyhi ve sellem- namaza başlayacağı zaman ellerini omuz hizasına kadar kaldırdıktan sonra tekbir getirirdi.
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- bana, avucum onun avuçlarının içinde olduğu halde, Kur'an'dan sure öğretir gibi teşehhüdü öğretti
عربي İngilizce Urduca
Allah'ım! Kabir azabından, Cehennem azabından, hayatın ve ölümün fitnesinden ve Mesih Deccal'in şerrinden sana sığınırım
عربي İngilizce Urduca
Allahumme bâid beynî ve beyne hatâyâye kemâ bâadte beyne’l-meşrikı ve’l-mağribi
عربي İngilizce Urduca
«Secdede mu'tedil olun. Siz­den biriniz kollarını, köpeğin dirseklerini yere yaydığı gibi yayma­sın.»
عربي İngilizce Urduca
Ben Enes b. Malik -radıyallahu anh-'a: "Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- ayakkabıları ayağında iken namaz kılar mıydı?" diye sordum. Enes-radıyallahu anh-: “Evet!”, diye cevap verdi.
عربي İngilizce Urduca
Birinizin kabından köpek içtiği zaman, onu yedi defa yıkasın
عربي İngilizce Urduca
Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- tuvalete girerken şöyle derdi: «Allah’ım! Erkek ve dişi şeytanlardan sana sığınırım
عربي İngilizce Urduca
Kim, şehit olmayı içtenlikle dilerse; Allah, onu şehitlerin menziline ulaştırır. Bu kişi, isterse yatağında ölmüş olsun
عربي İngilizce Urduca
"İnsanlara (Mekke'den ayrılmadan önce) en son bulunacakları yerin Beytullah olması emri buyuruldu. Ancak hayızlı kadına ruhsat verildi."
عربي İngilizce Urduca
Cünüplükten Temizlenmek İçin Gusül Alma Şekli:
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- cünüplükten dolayı gusül abdesti aldığı zaman önce ellerini yıkardı. Sonra namaz için abdest alır gibi abdest alır, sonra da gusül alırdı
عربي İngilizce Urduca
«Kabrimi (çokça gelinip, gidilen) bir yere çevirmeyiniz. Evlerinizi kabirlere çevirmeyiniz. Bana salat ve selam getiriniz. Zira nerede olursanız olun, sizin salat ve selamınız bana ulaşır.»
عربي İngilizce Urduca
Ben, mezisi çok gelen bir kimseydim. Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in kızıyla evli olmam hasebiyle bunu sormaktan hayâ ettim. Mikdad b. Esved'e bunu sormasını emrettim. O, bu durumu Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-'e sorunca şöyle buyurdu: «Cinsel organını yıkar ve abdest alır
عربي İngilizce Urduca
«Elbise giydiğiniz ve abdest aldığınız zaman sağ tarafınız ile başlayınız.»
عربي İngilizce Urduca
amellerin hangisi Allah'a en sevimlidir? diye sordum. «Vaktinde kılınan namazdır.» buyurdu. Sonra hangisidir? dedim. «Ana babaya iyilik etmektir.» cevabını verdi. Sonra hangisidir? dedim. «Allah yolunda cihat etmektir.» diye buyurdu
عربي İngilizce Urduca
«Her günün sabahında iki melek iner. Bunlardan biri: "Allah’ım! Malını verene ardından yenisini ver!" diye dua eder. Diğeri de: "Allah'ım! Cimrilik edenin malını yok et!" diye beddua eder.»
عربي İngilizce Urduca
Kim Allah yolunda cihada gidecek bir gaziyi teçhiz ederse; cihada gitmiş gibi sevap kazanır. Cihada giden gazinin arkada bıraktığı ailesine güzelce bakıp onların ihtiyaçlarını karşılayan kimse de cihat yapmış gibi sevap kazanır
عربي İngilizce Urduca
Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-'in nasıl abdest aldığını onlara öğretmek için abdest aldı.
عربي İngilizce Urduca
«Bilmez misin ki İslâm, kendinden önceki günahları yok eder, hicret de ondan önceki günahları yok eder, hac da ondan önceki günahları yok eder?»
عربي İngilizce Urduca
Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-'in yanına geldim taze misvakla dişlerini misvaklıyordu. Misvakı diline koymuş olduğu halde diline sürterken; öö, ööö diyordu. Sanki öğürüyordu. (Midesi bulanmış da kusuyormuş gibi ses çıkarıyordu.)
عربي İngilizce Urduca
Ellerinle şöyle yapman sana yeterliydi.» dedi ve iki elini bir defa toprağa vurdu. Ardından sol elini sağ eline sürdü. Sonra da ellerinin üstünü ve yüzünü mesh etti
عربي İngilizce Urduca
Allah Teâlâ’nın benden önceki her bir ümmete gönderdiği peygamberin, kendi ümmeti içinde sünnetine sarılan ve emrine uyan ihlâslı ve seçkin yakın çevresi ve ashâbı vardı. Bu samimi çevre ve ashâbından sonra, yapmadıklarını söyleyen ve emrolunmadıklarını yapan kimseler onların yerini aldı. Böyle kimselerle eliyle cihad eden mü’mindir, diliyle cihad eden mü’mindir; kalbiyle cihad eden de mü’mindir. Bu kadarcığı da bulunmayanda hardal tanesi ağırlığında bile iman yoktur.
عربي İngilizce Urduca
"Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- ayağını üzengiye koymuş vaziyette iken, bir adam: Hangi cihad daha faziletlidir, diye sordu? Peygamberimiz: «Zâlim sultan katında söylenen hak sözdür.» buyurdular."
عربي İngilizce Urduca
Allah'tan başka hak ilah olmadığına ve Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'in Allah'ın rasûlü olduğuna şahitlik etmek, namazı dosdoğru kılmak, zekâtı vermek, yöneticileri dinleyip itaat etmek ve her Müslümana nasihat etmek üzere Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'e biat ettim
عربي İngilizce Urduca
Ey Muâz! Allah’a yemin ederim ki, ben seni gerçekten seviyorum. Sonra da ey Muâz! Sana her namazın sonunda; Allah’ım! Seni anmak, sana şükretmek ve sana güzelce kulluk etmekte bana yardım et! duasını hiç bırakmamanı tavsiye ediyorum.»
عربي İngilizce Urduca
«Ateşte yanacak topuklara yazıklar olsun!»
عربي İngilizce Urduca
Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- bir gece yatsı namazını geç vakte kadar geri bıraktı. Ömer -radıyallahu anh- çıktı ve: "Ey Allah'ın Rasûlü! Namaz, buradaki kadınlar ve çocuklar uyuya kaldı!" dedi. Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- (evinden) çıktı ve başından sular damlıyordu ve şöyle buyurdu: «Eğer ümmetime ağır geleceği endişesi taşımasaydım (yatsıyı) bu saatte kılmalarını emrederdim.»
عربي İngilizce Urduca
Ebû Hureyre -radıyallahu anh-’dan rivayet edilmiştir: ''Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- buyurdu ki:Allah Azze ve Celle buyurdu: ''Âdemoğlunun her bir işi kendinedir. Oruç hariç; o benim içindir, onun karşılığını ben veririm. Aynı zamanda oruç bir kalkandır. Sizden birinizin oruçlu bir günü olunca, o gün kötü konuşmaktan mutlaka kaçınsın, gürültü de çıkarmasın. Birisi kendisine söver ya da sataşırsa, ''Ben oruçluyum.''desin. Muhammed’in nefsi elinde olana yemin olsun ki, oruçlunun ağız kokusu Allah katında misk kokusundan daha hoş-tur. Oruçlu iken iki rahatlık bulunmaktadır. İftar ettiği zaman iftarın rahatlığı, Rabbine kavuştuğu zamanda orucun rahatlığını duyar.''Müttefakun aleyh.Bu lafız Buhârî'nin rivayetidir.Onun başka rivayetinde:''Yemeğini,içeceğini ve şehvetini benim için terk ediyor. Oruç hariç; o benim içindir, onun karşılığını ben veririm.İyiliğin karşılığı on kat iledir.''Müslim'in rivayetinde:''Ademoğlunun bütün ameli katlanır,iyilik on mislinden yediyüz misline kadar katlanır.Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur: Oruç bundan müs­tesna, çünkü oruç benim içindir. Onun karşılığını ancak ben veri­rim.Oruçlu benim için şehvetini ve yemesini kesti. Oruçlu kimse için iki sevinç vardır: Birisi iftar ettiği zamanki sevinci, diğeri ise Rabbiyle karşılacağı zamanki sevincidir. Oruçlu bir kimsenin ağız kokusu, Allah katında misk ko­kusundan daha hoştur.''
عربي İngilizce Urduca
«Âişe kalk! Vitir namazını kıl!»
عربي İngilizce Urduca
Âişe -radıyallahu anhâ- şöyle dedi: Bir gece Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-’in yanımda olmadığını fark ettim, karanlıkta el yordamıyla bakınmaya çalıştım. Bir de baktım ki, rükûda -veya secde halinde-:''Sübhâneke ve bi-hamdik, lâ ilâhe illâ ente: Ben seni ulûhiyyet makamına yakışmayan sıfatlardan tenzih eder ve sana hamdederim. Senden başka ibadete lâyık hak ilâh yoktur” diye zikrediyor. Diğer bir rivayete göre şöyle dedi:(Onu araştırırken) elim ayağının tabanına temas etti. Secde vaziyetinde iki ayağını da dikmiş şöyle diyordu:Allâhümme innî eûzü bi-rızâke min sahatik, ve bi-muâfâtike min ukûbetik, ve eûzü bike minke, lâ uhsî senâen aleyke, ente kemâ esneyte alâ nefsike: Allahım! Senin gazabından rızâna, azâbından affına sığınırım. Ben Senden Sana sığınırım. Ben seni lâyık olduğun şekilde medh-ü senâ edemem. Sen kendini nasıl medh ü senâ etmişsen öylesin.''
عربي İngilizce Urduca
En faziletli namaz hangisidir? diye sorulunca "Kıyamı/ayakta duruşu uzun olan namazdır." diye cevap buyurdu.
عربي İngilizce Urduca
Allah Rasûlü -sallallahu aleyhi ve sellem- evine girdiği zaman ilk önce ne yapardı? diye sordum. "Dişlerini misvaklardı." dedi.
عربي İngilizce Urduca
«Öyleyse o adamın kulaklarına –veya kulağına– şeytan işemiştir.»
عربي İngilizce Urduca
«On şey fıtrattandır: Bıyıkları kesmek, sakalı salıvermek, misvak kullanmak, su çekerek burnu temizlemek, tırnakları kesmek, parmak üzerindeki eklemlerde kirlerin barınabileceği yerleri yıkamak, koltuk altındaki kılları yolmak/gidermek, kasıkları tıraş etmek, küçük abdest ve büyük abdest mahallerini yıkamaktır.»
عربي İngilizce Urduca
«Biriniz uyuyunca şeytan ensesine üç düğüm atar. Her düğümü atarken, düğüm attığı yere vurarak, üzerine uzun bir gece var, yat, uyu der.»
عربي İngilizce Urduca
«Allah'a çokça secde etmelisin. Allah'a ettiğin her bir secde ile Allah seni bir derece yükseltir ve senden bir günahı siler
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- ramazanda diğer aylardan daha fazla (kulluk yapmaya) çalışırdı. Ramazanın son on gününde de ramazanın öteki günlerinden daha fazla ibadet ederdi.
عربي İngilizce Urduca
"Biz Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-’in misvakını ve abdest suyunu akşamdan hazırlardık. Allah, O'nu, gecenin dilediği saatinde uyandırırdı. Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- uyanınca hemen misvakla dişlerini temizler, abdest alır ve namaz kılardı."
عربي İngilizce Urduca
«Allah yolunda ayakları tozlanan kimsenin ayaklarına Cehennem ateşi dokunmaz.»
عربي İngilizce Urduca
«Şehit, ölüm anında sizlerden birinizin ısırıldığında hissettiği kadar acı hisseder.»
عربي İngilizce Urduca
İki serinlik namazını kılan kimse Cennet'e girer
عربي İngilizce Urduca
Şayet ben Allah yolunda öldürülürsem günahlarıma kefâret olur mu? Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- ona: «Evet, şayet sen sabrederek, ecrini sadece Allah'tan bekleyerek, cepheden kaçmaksızın düşmana karşı koyup Allah yolunda öldürülürsen, günahlarına kefâret olur. Ancak borçların bunun dışındadır. Bunu bana Cibrîl -aleyhisselam- söyledi.» buyurdu.
عربي İngilizce Urduca
"Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-, gecenin evvelinde (başında) uyur, son kısmında ise namaz kılardı."
عربي İngilizce Urduca
«İnsanlar iftarda acele ettikleri müddetçe hayır üzeredirler.»
عربي İngilizce Urduca
«Sizden biriniz, cumadan bir gün önce veya bir gün sonra oruç tutmadıkça, sadece cuma günü oruç tutmasın.»
عربي İngilizce Urduca
"Biz, Rasûlullah –sallallahu aleyhi ve sellem-’in zamanında yiyecekten bir sâ, arpadan bir sâ, Ikid/süzme peynirden bir sâ, kuru üzümden bir sâ olarak veriyorduk."
عربي İngilizce Urduca
Biz Rasûlullah –sallallahu aleyhi ve sellem- ile beraber sahur yemeği yedik. Sonra (sabah) namazına kalktı. Enes b. Malik: Sahur ile sabah namazı arasında ne kadar zaman oldu? diye Zeyd’e sordum. O da: Elli ayet (okunacak) kadar diye cevap verdi.
عربي İngilizce Urduca
«Fetihten sonra artık hicret yoktur; fakat cihad ve niyet vardır. (Allah yolunda) Sefere çağrıldığınız zaman hemen katılın.»
عربي İngilizce Urduca
"Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- ramazanın son on gününde Allah -azze ve celle- kendisini vefat ettirinceye kadar itikafa girdi. Vefatından sonra da hanımları itikafa girmeye devam ettiler."
عربي İngilizce Urduca
«Sahur yemeği yiyiniz! Çünkü sahur yemeğinde bereket vardır.»
عربي İngilizce Urduca
Bir kimse Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-'e seferde/yolculukta oruç tutulur mu? diye sordu. Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-: «Dilersen oruç tut, dilersen tutma.» diye buyurdu.
عربي İngilizce Urduca
«Ramazan ayını bir gün veya iki gün öncesinde oruçla karşılamayın. Ancak kişinin tutageldiği orucu o güne rastlarsa onu tutsun.»
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-, fıtır sadakasını (fitre vermeyi) -ya da ramazan (sadakası) dedi- erkek kadın, hür köle herkes için, hurmadan bir sa’, arpadan bir sa’ olarak farz kılmıştı. İbn Ömer diyor ki: Sonra insanlar büyük ve küçük için buğdaydan yarım sa’ vermeye başladılar.
عربي İngilizce Urduca
«Al­lah'a ve âhiret gününe îmân eden bir kadına, yanında bir mahremi olmaksızın bir gün bir gecelik mesafeye kadar yolculuk etmesi helâl olmaz.»
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- cima sebebiyle cünüp olarak sabahlıyor, sonra gusül abdesti alıp, oruç tutuyordu.
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- iki günün orucundan men etmiştir: (Bunlar) ramazan bayramı ve kurban bayramı günüdür. İki türlü giyinişten men etmiştir: (Bunlar) tek bir kumaşa bürünerek (ellerini çıkaracağı bir açıklık bırakmamak) ve tek elbise içerisinde dizleri dikerek oturmaktır. İki vakitteki (nafile) namazdan da men etmiştir: (Bunlar da) sabah ve ikindiden sonra kılınan namazdır.
عربي İngilizce Urduca
«Sizden biriniz unutarak bir şey yer veya içerse, orucunu tamamlasın. Çünkü onu Allah yedirmiş ve içirmiştir.»
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah –sallallahu aleyhi ve sellem-’in telbiyesi: «Allah’ım! Ardı arkasına senin çağrını itaatle kabul ediyorum. Ardı arkasına senin çağrını kabul ediyorum, senin hiçbir ortağın yoktur. Çağrını kabul ediyorum, şüphesiz hamd de, nimet de, mülk de yalnız senindir. Senin hiçbir ortağın yoktur.» idi.
عربي İngilizce Urduca
"Halilim (dostum) -sallallahu aleyhi ve sellem- bana şu üç şeyi; her aydan üç gün oruç tutmayı, iki rekât kuşluk (duhâ) namazı kılmayı ve uyumadan önce vitir namazını kılmayı tavsiye etti.”
عربي İngilizce Urduca
«Kadir gecesini ramazanın son on gecesinin tek gecelerinde arayın.»
عربي İngilizce Urduca
«Görüyorum ki rüyalarınız, kadir gecesinin ramazanın son yedi gecesinde olduğu hususunda birbiriyle tutmaktadır. Kim kadir gecesini arayacaksa, onu son yedi günde arasın.»
عربي İngilizce Urduca
«Gece bu taraftan gelir, gündüz bu taraftan giderse oruçlu kimse iftar eder.»
عربي İngilizce Urduca
«Beş veskten daha az olan mahsulde zekât yoktur. En küçüğü üçer yaşında olan beş deveden azında da zekât yoktur. Beş ûkıyyeden daha az miktarda olan gümüşte zekât yoktur.»
عربي İngilizce Urduca
Ya Rasûlallah! Ben cahiliye devrinde Mescid-i Haram’da bir gece -bir rivayette bir gün- itikaf etmeyi nezretmiştim/adamıştım, ne yapayım? diye sordum. Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- de: «Adağını yerine getir, buyurdu.»
عربي İngilizce Urduca
«Ramazan hilâlini gördüğünüz zaman oruca başlayın ve şevval hilâlini gördüğünüz zaman bayram edin. Eğer hava kapalı olur da hilali göremezseniz, onu takdir edin. (Oruca başlamak için şaban ayını, bayram yapmak için de ramazan ayını otuz gün olarak takdir edin.)
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-’in ashabından bazı kişiler, Nebî -sallallahu aleyhi ve sellem-’e;Ya Rasûlallah! Servet sahipleri sevapları alıp gittiler. (Zira) bizim kıldığımız gibi namaz kılıyorlar, bizim gibi oruç tutuyorlar. (Fakat) onlar mallarının fazlalarını tasadduk ediyorlar demişler. Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-:Size Allah tasadduk edecek bir şey vermemiş mi? Her tesbih mukabilinde bir sadaka, her tekbir bir sadaka, her tahmid bir sadaka, her tehlil bir sadaka, emri’bil-ma'rûf sadaka, kötülükten nehiy sadakadır. Birinizin cinsi münasebetinde bile sadaka vardır. buyurmuşlar. Ashap: Ya Rasûlallah! Birimiz şehvetini kaza eder de, onda da ecir mi olur? diye sormuşlar. Rasûlallah -sallallahu aleyhi ve sellem-: Ne dersiniz, o kimse şehvetini haramla tatmin ederse, ona günah olur mu? İşte bunun gibi helâlde tatmin ettiği zaman da ona sevap olur buyurmuşlar.
عربي İngilizce Urduca
Kişinin cemaat ile kıldığı namaz, evinde ve pazarda kıldığı namazından yirmi küsur derece üstün olur.
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- hastalıktan yahut başka bir sebepten dolayı gece namazını kılamaz ise gündüz bu namazı on iki rekat olarak kılardı.
عربي İngilizce Urduca
"Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- (musibet anında) sesini ağlayarak yükselten (feryat eden), saçını kazıtan ve yakasını yırtan kadından beri (uzak) idi."
عربي İngilizce Urduca
«Kim sarımsak veya soğan yemişse, bizden ve mescidimizden ayrılsın! Evinde otursun.»
عربي İngilizce Urduca
Ramazan ayının son on günü girdiğinde Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- geceleri ihyâ eder, ev halkını uyandırır, ciddiyetle ibadete soyunur ve eşleriyle ilişkiyi keserdi.
عربي İngilizce Urduca
«O cehennemdedir.» buyurdu. Bunun üzerine Sahâbeler gelip adamın evindeki eşyalarına baktılar. Ganimet malından çaldığı bir abâ buldular.
عربي İngilizce Urduca
Birinizin kapısının önünde bir nehir olsa, o kimse her gün bu nehirde beş defa yıkansa, kirinden bir şey kalır mı?
عربي İngilizce Urduca
Biz­ler (önceleri) namazda iken konuşurduk. Öyle ki bizden bir adam yanıbaşında namaz kılan arkadaşıyla konuşurdu. Bu hal, "Ve Allah'a, saygı ve korku dolu bir gönül ile el bağlayıp durun!" ayeti ininceye kadar devam etti. Bu ayet inince susmakla emrolunduk, (artık namazda) konuşmaktan men olunduk.
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- rükû ve secdede şu duayı çokça okurdu: «Subhâneke'llâhumme Rabbenâ ve bi hamdike, Allahummeğfirlî.» (Allah'ım! Yüce Rabbimiz! Seni ulûhiyyet makamına yakışmayan sıfatlardan tenzih eder ve sana hamdederim. Allah'ım! Beni bağışla.)
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-: «Namaz toplayıcıdır.» diye nida etmek üzere bir müezzin gönderdi. Bunun üzerine halk toplandı. Kendisi öne geçip dört rükû ve dört secdeli iki rekât namaz kıldırdı.
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- gecenin her zamanında vitir namazı kıldı. Gecenin başında, ortasında ve sonunda. Vitri sahur vakti son buldu.
عربي İngilizce Urduca
Çocuklarınıza yedi yaşlarında iken namaz kılmalarını emredin! On yaşına bastıkları hâlde kılmazlarsa kendilerini cezalandırınız yataklarını da ayırın
عربي İngilizce Urduca
Bir gün Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- yanımıza gelmişti. Kendisine: "Yâ Rasûlallah! Allah sana nasıl selam vereceğimizi öğrendik, sana nasıl salavat getireceğiz?
عربي İngilizce Urduca
Fâtihatu’l-Kitabı okumayan kimsenin namazı yoktur
عربي İngilizce Urduca
Bir kimse cuma günü cünüplükten temizleniyormuş gibi boy abdesti aldıktan sonra erkenden cuma namazına giderse bir deve kurban etmiş gibi sevap kazanır
عربي İngilizce Urduca
«Sizden kim cuma namazına gelirse gusül (abdesti) alsın.»
عربي İngilizce Urduca
«Kim bir Müslümanın cenazesinin arkasından ecrine inanarak ve umarak gider ve namazı kılınıncaya kadar beklerse ona bir kîrât (büyük bir dağ kadar ya da Uhud Dağı kadar sevap) vardır. Kim de defnedilene kadar cenazede bulunursa ona da Kîrat vardır.» buyurdu. (Bu iki) Kîrât nedir? denilince, Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-: «Bu (iki kîrât) iki büyük dağ gibidir.» buyurdu.
عربي İngilizce Urduca
Bir kimse güzelce abdest alarak cuma namazına gelip, hutbeyi ses çıkarmadan dinlerse, iki cuma arasındaki ve fazladan üç günlük daha günahları bağışlanır.
عربي İngilizce Urduca
«Kim sabah akşam camiye gider gelirse, her gidip gelişinde Allah Teâlâ o kimseye cennetteki ikramını hazırlar.»
عربي İngilizce Urduca
«Yanında ok varken mescidlerimize veya çarşı-pazarımıza uğrayan kimse, müslümanlardan herhangi birine onlardan bir zarar gelmemesi için, okunun ucundaki demiri eliyle tutsun.»
عربي İngilizce Urduca
«Ey insanlar! Selâmı yayınız, yemek yediriniz, akrabalarınızla alâkanızı ve onlara yardımınızı devam ettiriniz. İnsanlar uyurken, siz namaz kılınız. Bu sayede selâmetle cennete girersiniz.»
عربي İngilizce Urduca
İnsanların hangisi daha faziletlidir?
عربي İngilizce Urduca
İmam âmîn deyince siz de âmîn deyin. Zira her kimin âmîn deyişi, meleklerin âmîn dediğine tevafuk ederse, o kimsenin geçmiş günahları affolunur.
عربي İngilizce Urduca
«Kim, helâl kazancından bir hurma kadar sadaka verirse, – ki Allah, helâlden başkasını kabul etmez– Allah o sadakayı sağı ile kabul eder. Sonra onu dağ gibi oluncaya kadar, herhangi birinizin tayını büyüttüğü gibi, sahibi adına ihtimamla büyütür.»
عربي İngilizce Urduca
«Ey gençler topluluğu, sizden evlenmeye gücü yeten evlensin. Çünkü evlenmek gözü haramdan daha çok korur ve ferci de daha çok muhafaza eder. Evlenmeye gücü yetmeyen de oruç tutsun. Çünkü oruç onun için bir kalkandır.»
عربي İngilizce Urduca
«Sizden kim cemaate namaz kıldırırsa, namazı hafif (kısa) tutsun. Zîra cemaatte zayıf, sakat, hasta ve ihtiyaç sahibi kimse vardır. Tek başına kıldığı zamanda dilediği kadar uzatsın.»
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- bir ordunun veya seriyyenin başına komutan tayin ettiği zaman, -hassaten komutana- Allah'a karşı muttaki olmasını, beraberindeki Müslümanlara da hayır tavsiye eder ve sonra şunları söylerdi: ''Allah'ın adıyla ve Allah'ın rızası için savaşın. Allah'ı inkâr eden kâfirlerle çarpışın. Gazâ edin fakat ganimete hıyanet etmeyin, haksızlıkda bulunmayın, ölülerin vücudlarına sataşıp burun ve kulaklarını kesmeyin, (önünüze çıkan) çocukları öldürmeyin! Müşrik düşmanlarla karşılaşınca onları önce üç şeyden birine çağır: Bunlardan birine cevap verirlerse onlardan bunu kabul et ve artık dokunma! Önce İslâm'a dâvet et. İcabet ederlerse hemen kabul et ve elini onlardan çek. Sonra onları yurtlarından muhâcirler diyarına hicrete dâvet et. Ve onlara haber ver ki, eğer bunu yapacak olurlarsa Muhacirler´e va´dedilen bütün mükâfaat ve vecibeler aynen onlar için de olacaktır. Hicretten imtina edecek olurlarsa bilsinler ki, Müslüman bedevîler hükmündedirler ve Allah'ın mü'minler üzerine câri olan hükmü onlara icra edilecektir; ganimet ve fey´den kendilerine hiçbir pay ayrılmayacaktır. Müslümanlarla birlikte cihâda katılırlarsa o hâriç, (o zaman ganimete iştirak ederler.)Bu şartlarda Müslüman olma teklifini kabul etmezlerse, onlardan cizye iste, senin bu isteğini kabul ederlerse hemen kabul et ve onları serbest bırak.Eğer bunu kabul etmeyecek olurlarsa onlara karşı Allah´tan yardım dile ve onlarla savaş. Bu durumda bir kale ahâlisini kuşatacak olupta onlar senden Allah ve Rasûlü'nün ahd ve emânını talep ederlerse kabul etme; onlar için, kendine ve ashâbına ait bir emân tanı. Zira sizin kendi ahdinizi veya arkadaşlarınızın ahdini bozmanız, Allah´ın ve Rasûlü'nün ahdini bozmaktan daha kolaydır. Eğer bir kale ahalisini kuşattığında onlar, senden Allah´ın hükmünü tatbik etmeni isterlerse sakın onlara Allah´ın hükmünü tatbik etme, lâkin kendi hükmünü tatbik et. Zira Allah'ın onlar hakkındaki hükmüne isabet edip etmeyeceğini bilemezsin.''
عربي İngilizce Urduca
Her ay üç gün oruç tutmak, bütün seneyi oruçla geçirmek demektir."
عربي İngilizce Urduca
«İmam ancak kendisine uyulsun diye imamdır. Bu sebeple o tekbir alınca siz de tekbir alınız. Rükûa varınca, siz de rükû yapınız. "Semiallahu limen hamideh." derse, siz de "Rabbena leke’l-hamd" deyiniz. O secde ederse siz de secde edin. O oturarak namaz kılarsa, siz de birlikte oturarak namaz kılın.»
عربي İngilizce Urduca
"Bizim orucumuzla Ehl-i Kitab'ın orucu arasındaki fark sahur yemeğidir.
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- hayır konusunda insanların en cömertiydi.
عربي İngilizce Urduca
"Nebî -sallallahu aleyhi ve sellem- yılın hiçbir ayında Şaban ayında tuttuğu kadar çok oruç tutmazdı.
عربي İngilizce Urduca
''Güneş doğmadan ve batmadan önce namaz kılan bir kimse cehenneme girmeyecektir.''
عربي İngilizce Urduca
''Eğer önümüzdeki seneye (sağ) kalırsam, mutlaka dokuzuncu gününde de oruç tutacağım.''
عربي İngilizce Urduca
Farz bir namaz vaktine yetişip de onun için güzel bir şekilde abdest alan, huşu ve rükuunu güzel bir şekilde yerine getiren Müslüman her bir kimse için mutlaka kıldığı o namaz kendisinden önceki günahlar için -büyük bir günah işlenmemiş olduğu sürece- kefaret olur ve bu her zaman geçerlidir
عربي İngilizce Urduca
Peş peşe söylenen bazı kelimeler vardır ki onları her farz namazın ardında söyleyen -ya da yapan- asla zarar etmez. Bunlar da, otuz üç defa tesbih (Subhânallah), otuz üç defa tahmîd (Elhamdülillah), otuz dört defa tekbir (Allahu Ekber) zikirlerini söylemektir
عربي İngilizce Urduca
Kim bir oruçluyu iftar ettirirse oruçlunun sevabı kadar sevap kazanır
عربي İngilizce Urduca
Kim müezzini işittiğinde: "Ben, Allah'tan başka hak ilah olmadığına şahitlik ederim. O, tektir ve ortağı yoktur. Muhammed, O'nun kulu ve Rasûlüdür. Rab olarak Allah'ı, Rasûl olarak Muhammed'i ve din olarak İslâm'ı kabul ettim (razı oldum)" derse günahları bağışlanır
عربي İngilizce Urduca
'Medine, Ayr dağından Sevr dağına kadar olan yerler harem bölgedir. Her kim orada Kitap ve Sünnet’e aykırı bir iş yapar veya bid’at çıkaran birini korursa, Allah’ın, meleklerin ve bütün insanların lâneti onun üzerine olsun. Allah Teâlâ kıyamet gününde o kimsenin ne farz ne de nafile ibadetlerini ve kabul etmeyecektir.''
عربي İngilizce Urduca
«Kendisine atıcılık öğretildikten sonra bırakan kimse bizden değildir veya isyan etmiştir.»
عربي İngilizce Urduca
«Cihad etmeden, içinde cihad etme arzu ve niyeti de taşımadan ölen kimse, münafıklıktan bir şube üzere ölmüş olur.»
عربي İngilizce Urduca
«Zekâtı verilmeyen her altın ve gümüş, kıyamet günü ateşte kızdırılarak levhalar haline getirilip sahibinin yanları, alnı ve sırtı bunlarla dağlanır.»
عربي İngilizce Urduca
«Yarım hurma ile de olsa kendinizi ateşten koruyun.»
عربي İngilizce Urduca
«Allah’ın arefe gününden daha çok sayıda kulu ateşten azat ettiği başka hiçbir gün yoktur. Şüphesiz ki O, oldukça yaklaşır, sonra onlarla meleklere karşı övünerek; bunlar ne istedi.» buyurur.
عربي İngilizce Urduca
"Onun suyu temiz, ölüsü helaldir."
عربي İngilizce Urduca
«Su iki kulle olduğunda pislik taşımaz.»
عربي İngilizce Urduca
“Altın ve gümüş kaplarla su içen kimse, karnına cehennem ateşi doldurmuş olur.”
عربي İngilizce Urduca
«Eğer ümmetime güçlük vermeyeceğini bilseydim, her namaz için misvak kullanmalarını emrederdim.»
عربي İngilizce Urduca
«Biriniz uykudan uyandığı zaman abdest alsın ve üç kere sümkürsün. Zirâ şeytan, onun burnunun içinde geceler.»
عربي İngilizce Urduca
''Abdullah b. Zeyd -radıyallahu anh- Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in şu şekilde) abdest aldığını görmüş: (İlk önce) ağzına su çekti, (sonra) burnuna su çekti. Sonra yüzünü üç defa, sağ elini üç defa, diğer elini üç defa yıkadı. Elinin artığı olmayan (yeni) bir suyla başına mesh etti. Ayaklannı da, tertemiz edinceye kadar yıkadı.''Sahih-i Müslim.
عربي İngilizce Urduca
"Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- abdest aldı, başının ön tarafına, sarığına ve mestlerinin üzerine meshetti."
عربي İngilizce Urduca
Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- abdest aldığında suyu dirseklerinden ileri geçirirdi.
عربي İngilizce Urduca
“Abdesti olmayanın namazı yoktur. Abdest alırken Allah Teâlâ'nın ismini zikretmeyen kimsenin de abdesti yoktur.”
عربي İngilizce Urduca
Bir adam abdest aldı, derken ayağının üzerinde bir tırnak bü­yüklüğünde yıkanmadık kuru yer bıraktı. Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- onu görünce şöyle buyurdu: «Dön de abdestini güzelce al!» Bu uyarı üzerine adam, dönüp abdest aldıktan sonra tekrar namaz kıldı
عربي İngilizce Urduca
"Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- bir sâ' ile beş müd miktarı arasında değişen su ile yıkanır, bir müd miktarı su ile de abdest alırdı."
عربي İngilizce Urduca
«Güzelce abdest alıp, sonra iki rekat namaz kılan ve namaza bütün kalbi ve benliği ile yönelen hiç kimse yoktur ki, kendisine cennet vâcip olmasın!»
عربي İngilizce Urduca
"Ben Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'i mestlerinin üzerine mesh ederken gördüm.''
عربي İngilizce Urduca
«Biriniz abdest alıp mestlerini giyince, onların üzerine mesh etsin; onlarla namaz kılsın ve dilerse, cünüplük (ten dolayı gusletmesi) hali dışında onları çıkarmasın.»
عربي İngilizce Urduca
"Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-, hanımlarından birini öpmüş sonra da namaz için çıkmış fakat abdest almamıştır."
عربي İngilizce Urduca
"O, ondan bir et parçası değil midir?"
عربي İngilizce Urduca
Enes b. Mâlik -radıyallahu anh- şöyle dedi:Nebî -sallallahu aleyhi ve sellem- ile bazı sahabeler birlikte bulunurlarken onların yanından bir cenaze geçti. Ashâptan bazıları o cenazeyi hayırla andı. Bunun üzerine Nebî -sallallahu aleyhi ve sellem-:“Kesinleşti” buyurdu. Sonra bir cenaze daha geçti. Orada bulunanlar onu da kötülükle andılar. Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- yine:“Kesinleşti” buyurdu. Bunun üzerine Ömer b. el-Hattâb: Ne kesinleşti Ya Rasûlallah? Diye sordu. Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- da şöyle buyurdu: “Şu önce geçen cenazeyi hayırla andınız; bu sebeple onun cennete girmesi kesinleşti. Bu berikini kötülükle andınız; onun da cehenneme girmesi kesinleşti. Çünkü siz (mü’minler), yeryüzünde Allah’ın şahitlerisiniz.''Müttefakun aleyh.
عربي İngilizce Urduca
"Eğer buralı/Medineli olsaydınız canınızı yakardım. Zira siz, Rasûlullah'ın mescidinde sesinizi yükseltiyorsunuz."
عربي İngilizce Urduca
"Ey insanlar! Sizler, ancak kötü kokulu olduklarını gördüğüm iki bitkiden yiyorsunuz. Bunlar soğan ve sarımsaktır."
عربي İngilizce Urduca
"Sizden biri (kurban bayramında) kurban kesmek isterse Zilhicce'nin hilali göründüğünde, kurbanını kesinceye kadar kıllarını ve tırnaklarını kesmesin."
عربي İngilizce Urduca
Biz (hayızdan) temizlendikten sonra gördüğümüz bulanıklığı ve sarı akıntıyı önemli bir şey saymazdık
عربي İngilizce Urduca
Hayzın (normalde) seni hapsettiği (engellediği) süre kadar bekle, sonra da yıkan.»
عربي İngilizce Urduca
«Biriniz eşiyle cinsel ilişkiye girdikten sonra, eğer bu ilişkisini tekrarlamak isterse iki ilişki arasında abdest alsın.»
عربي İngilizce Urduca
«Kim cuma günü abdest alırsa; ne güzel yapmıştır. Kim de guslederse, şüphesiz ki gusül efdaldır.»
عربي İngilizce Urduca
Cuma günü yıkanmak, ergen olan herkese vaciptir/farzdır. Dişlerini misvaklaması ve eğer varsa koku sürmesi de sünnettir
عربي İngilizce Urduca
«Lânet edilen iki şeyden sakının!» buyurdular. Ashab, “Lanet edilen iki şey ne­­dir?” diye sordular. Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- de, «İnsan­la­rın yo­­lu ve gölgelendikleri yeri hela olarak kul­lan­mak­tır.»
عربي İngilizce Urduca
«Ramazan girdiği vakit, cennetin kapıları açılır, cehennemin kapıları kapatılır ve şeytanlar zincire vurulur.»
عربي İngilizce Urduca
"Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- aşura orucunu tutmuştur."
عربي İngilizce Urduca
"Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- cünüp iken suya dokunmaksızın uyurdu.”
عربي İngilizce Urduca
"Cuma günü gelince, mescidin her bir kapısı üzerinde melekler yer alır. İnsanları mertebelerine göre yazarlar. Bu mertebeler önce geliş sırasına göredir.''
عربي İngilizce Urduca
Bir kadın beraberinde kocası veya mahremi olmaksızın iki gün mesafedeki bir yolculuğa çıkamaz.
عربي İngilizce Urduca
''Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- bize üç vakitte namaz kılmayı ve ölülerimizi defnetmeyi yasaklıyordu: Güneşin doğmasından itibaren bir veya iki mızrak boyu yükselmesine kadar, güneşin gök yüzünde tam dik oluşundan batıya yönelmesine kadar ve güneşin sararmasından itibaren batmasına kadar.''
عربي İngilizce Urduca
«Kim ezanı işittiği zaman: "Allâhumme Rabbe hâzihi’d-da‘veti’t-tâmme, ve’s-salâti’l-kâ’ime, âti Muhammedeni’l-vesilete ve’l-fadîle veb'ashu makâmen mahmûdeni’llezî vaadteh." (Ey şu eksiksiz davetin ve kılınacak namazın Rabbi Allahım! Muhammed'e-sallallahu aleyhi ve sellem- vesîleyi ve fazîleti ver. Onu, kendisine vaadettiğin Makâm-ı Mahmûda ulaştır.) diye dua ederse, kıyamet gününde o kimseye şefaatim vâcip olur.»
عربي İngilizce Urduca
«Ergenlik çağına gelmiş bir kadın başörtüsü giymedikçe Allah onun namazını kabul etmez.»
عربي İngilizce Urduca
«Sizden biriniz omzunun üzerinde (onu örtecek) bir şey olmadan bir tek elbiseyle namaz kılmasın.»
عربي İngilizce Urduca
Bulunduğu yön hangi yöne doğru olursa olsun Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- binek hayvanının üzerinde nafile namazı kılardı; farz namazı kılacağı zaman ise bineğinden iner, kıbleye doğru yönelirdi.
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- yola çıktığı zaman nafile namaz kılmak istediğinde devesini kıbleye yöneltip tekbir alırdı. Sonra bineğinin kendisini yönelttiği cihete doğru namazını kılardı.
عربي İngilizce Urduca
«Mezarlık ve hamam (yıkanılan ve def-i hacet giderilen yer) hariç bütün yeryüzünün tamamı mesciddir.»
عربي İngilizce Urduca
Namazda tesbih (subhanallah demek) erkeklere, tasfîk/el çırpmak (alkışlamak) da kadınlara mahsustur.
عربي İngilizce Urduca
«İçinizden biri kendisini, gelen geçen insanlardan koruyacak bir sütreye karşı namaza durup da biri önünden geçmeye kalkacak olursa onu itip uzaklaştırsın; şayet dinlemez dayatırsa onunla mücadele etsin; çünkü o ancak bir şeytandır.»
عربي İngilizce Urduca
Ebû Hureyre -radıyallahu anh'tan rivayet edildiğine göre Nebî -sallallahu aleyhi ve sellem- bir adamın ellerini beline koyarak namaz kılmasını yasakladı.''Sahih-i Buhârî.
عربي İngilizce Urduca
Herbiriniz namazına durduğu vakit şüphesiz Rabb'ı ile münâcât eder yâhud Rabb'ı kendisi ile kıblesi arasındadır. O halde hiçbiriniz kıblesine doğru tükürmesin.(Şayet tükürmeye mecbur kalırsa) ya sol ta­rafına veya ayaklarının altına tükürsün.
عربي İngilizce Urduca
«Şu perdeyi karşımdan kaldır; üzerindeki tasvirler/resimler namazda iken hep bana görünüp duruyor.»
عربي İngilizce Urduca
«Bazı kimselere ne oluyor ki, namazlarında gözlerini semaya dikiyorlar?» Sonra sözünü daha da şiddetlendirdi ve; «Ya bundan vazgeçerler, ya da gözlerinin nuru alınır da kör olurlar.» buyurdu.
عربي İngilizce Urduca
«Namazda esnemek şeytandandır. Biriniz namazda iken esneyeceği zaman gücü yettiği kadar esnemeyi hapsedip tutsun.»
عربي İngilizce Urduca
«Mescide tükürmek günahtır, kefareti de gömmmek (onu ortadan kaldırmaktır).»
عربي İngilizce Urduca
«Ben mescidleri yükseltip genişletmekle emrolunmadım.»
عربي İngilizce Urduca
«Herhalde siz imamınızın arkasında okuyorsunuz (kıraatta bulunuyorsunuz)» dedi. Biz de: "Evet Ey Allah’ın Rasûlü!" dedik. Dedi ki; «Fatiha hariç okumayın. Zira onu okumayanın namazı olmaz.»
عربي İngilizce Urduca
«Secde ettiğin zaman elerini yere koy ve dirseklerini havaya kaldır.»
عربي İngilizce Urduca
"Rasûlullah –sallallahu aleyhi ve sellem'i- sağ ayağının içini sol baldırının altına ve sol ayağının içini de sağ baldırının altına koyarak makatı üzerine oturmuş bie şekilde namaz kılarken gördüm."
عربي İngilizce Urduca
«Sizden biri secde ettiği zaman, deve çöküşü gibi çökmesin, iki elini önce, iki dizini sonra koysun.»
عربي İngilizce Urduca
İbn Ömer -radıyallahu anhuma- secdeye giderken ellerini dizlerinden önce yere koyardı ve; "Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- böyle yapardı" dedi.
عربي İngilizce Urduca
"Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- ile beraber namaz kıldım. Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- sağ tarafına selam verdiğinde: «Esselamu aleykum ve rahmetullahi ve berekâtuh» Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- sol tarafına selam verdiğinde de: «Esselamu aleykum ve rahmetullah» diyordu."
عربي İngilizce Urduca
Kim, her namazın ardından otuz üç defa Allah’ı tesbih eder, eder, otuz üç defa Allah’a hamt eder, otuz üç defa Allah’ı tekbir ederse, bu toplamda doksan dokuz olur. Yüze tamamlamak için de, Lâ ilâhe illallahu vahdehû lâ şerîke leh, lehu’l-mulku ve lehu’l-hamdu ve huve alâ kulli şey’in kadîr. (Allah'tan başka hak ilâh yoktur. O tektir ve hiçbir ortağı yoktur. Mülk O'nundur ve hamt O'nadır. O'nun her şeye gücü yeter) derse, günahları denizlerin köpüğü kadar çok olsa bile bağışlanır
عربي İngilizce Urduca
Her kim farz namazların akabinde “Ayete’l-Kürsî”yi okursa cennete girmesine tek engel ölüm olur
عربي İngilizce Urduca
«O kadınlar, doğru söylemişlerdir. Onlar, kabirlerinde öyle bir azap görür ki, o azabı bütün hayvanlar işitir.»
عربي İngilizce Urduca
«Şüphesiz bu ümmet kabirleri içinde imtihana tabi tutuluyorlar. Şayet ölülerinizi gömmeyi terk etmeniz endişesi olmasaydı, bu mezarlıktan işitmekte olduğum kabir azabından bazısını sizlere işittirmesini Allah’tan muhakkak talep ederdim.»
عربي İngilizce Urduca
Sizden biriniz namazda şek (şüphe) eder de üç mü, yoksa dört rekât mı kıldığını bilmezse, şüpheyi atsın ve kalbinin emin olduğu şeye göre namazını bina etsin, yani tamam­lasın. Sonra da henüz selam vermeden (namazın sonunda) iki secde yapsın
عربي İngilizce Urduca
"Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- fecir doğduktan sonra hafif/kısa olarak iki rekât namaz kılardı."
عربي İngilizce Urduca
Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- öğle namazının farzından önceki dört rekât ile sabah namazının farzından önceki iki rekâtı hiç terk etmezdi.
عربي İngilizce Urduca
«Her kim, öğle namazın(ın farzın)dan önce dört rekât ve (farzından) sonra da dört rekât (nafile) namaz kılarsa, Allah, onu ateşe haram kılar (yani Cehennem ateşi onun bedenine dokunmaz)»
عربي İngilizce Urduca
«İkindi namazının farzından önce dört rekat namaz kılan kimseye, Allah rahmetini ihsan etsin.»
عربي İngilizce Urduca
Ebû Hureyre -radıyallahu ah-'tan rivayet edildiğine göre:''Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Sabah namazının iki rekât sünnetinde:birinci rekâtında (Kâfirun) ve ikinci rekâtında (İhlas) surelerini okumuştur.Müslim Sahih'inde rivayet etmiştir.
عربي İngilizce Urduca
«Gece ve gündüz namazı ikişer (rekat) ikişer (rekât)dir.»
عربي İngilizce Urduca
«Ramazan'dan sonra en fazîletli oruç, Allah'ın muharrem ayı orucudur. Farz namazlardan sonra en fazîletli namaz ise, gece namazıdır.»
عربي İngilizce Urduca
Ebû Seleme b. Abdurrahman haber verdiğine göre:Âişe -radıyallahu anhâ-'ya Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in Ramazan'daki namazı nasıl? diye sordu.Âişe radıyallahu anhâ şöyle dedi: Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- ne Ramazanda ne başka zamanda gece on bir rek’attan fazla namaz kılmazdı. Önce dört rek’at kılardı ki, onların güzelliği ve uzunluğu anlatılacak gibi değildi! Sonra dört rek’at daha kılardı. Onların da güzelliğini ve uzunluğunu hiç sorma! Sonra üç rek’at daha kılardı.Âişe -radıyallahu nahâ- dedi ki: Ben: Yâ Rasûlallah! Vitri kılmadan mı uyuyorsun? diye sordum. Bunun üzerine şöyle buyurdu: Âişe! Benim gözlerim uyur ama kalbim uyumaz.Sahih-i Buhârî.
عربي İngilizce Urduca
Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- geceleyin on üç rekât namaz kılıyordu. Vitir (namazı) ve sabah namazının iki rekât sünneti de bunun içinde idi.
عربي İngilizce Urduca
«Vitir namazını, sabahlamadan önce (sabah namazının vakti girmeden önce) kılınız.»
عربي İngilizce Urduca
«Kim, gecenin son bölümünde kalkıp namaz kılamamaktan (uykuya kalmaktan) endişe ederse, vitri (tek rekâtlı namazı) gecenin başında kılsın. Kim de gecenin son bölümünde kalkacağından emîn olursa, vitri gecenin son bölümünde kılsın. Çünkü gecenin son bölümünde kılınan namazda melekler hazır bulunurlar. Bu ise daha fazîletlidir.»
عربي İngilizce Urduca
«Cemaatle kılınan namaz, tek başına kılınan namazdan yirmi beş derece daha faziletlidir. Gece melekleri ile gündüz melekleri sabah namazında bir araya gelirler.»
عربي İngilizce Urduca
«Her kim, ezanı işitir de ona icâbet edip mescide gelmezse, onun namazı yoktur. Ancak özür sahibi olan kimse bunun dışındadır.»
عربي İngilizce Urduca
«Ey insanlar! Sizler bu namazı kendi ev­lerinizde kılınız. Çünkü farz namaz müstesna, kişinin namazının en faziletlisi kendi evinde kıldığı namazıdır.»
عربي İngilizce Urduca
Ebû Hureyre -radıyallahu anh-'tan rivayet edildiğine göre:Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- buyurdular ki: "Erkeklerin teşkil ettiği safların en hayırlısı birinci saftır. En kötüsü de en son saftır. Kadınların teşkil ettikleri safların en hayırlısı en son saftır, en kötüsü de en öndekidir."Sahih-i Müslim.
عربي İngilizce Urduca
Vâbisa b. Ma´bed el-Cühenî -radıyallâhu anh-'tan rivayet edildiğine göre:''Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- bir adam gördü, safın gerisinde tek başına namaz kılıyordu. Ona namazını yeniden kılmayı emretti.''Ebû Davud Süneni'nde rivayet etmiştir.
عربي İngilizce Urduca
Ubey b. Ka'b -radıyallahu anh'tan rivayet edildiğine göre şöyle demiştir:Bir gün Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- bize sabah namazını kıldırdı.Şöyle buyurdu:''Falanca kişi namaza şahit oldu mu?,Hayır dediler.Filanca kişi şahit oldu mu? Hayır dediler.Nebî -sallallahu aleyhi ve sellem-'de şöyle buyurdu:''Bu iki namaz (yatsı ve sabah) münafıkların üzerine en zor gelen namazlardır.Eğer bu namazlardaki fazileti bilselerdi dizleri üzerinde emekleyerek gelirlerdi.Birinci saf meleklerin safı gibi olup onun faziletini bilseydiniz onun için acele ederdiniz.''Kişinin bir başka kişi ile birlikte kıldığı namaz, tek başına kıldığı namazdan, iki kişi ile birlikte kıldığı namaz bir kişi ile birlikte kıldığı namazdan daha sevaptır. Cemaat ne kadar çok olursa bu namaz Allah Teâlâ’ya o nispette daha da sevimlidir.'' Sünen-i Ebû Dâvûd.
عربي İngilizce Urduca
"Üç gruptan kalem kaldırılmıştır; uyanıncaya kadar uyuyandan, bu­luğa erinceye kadar çocuktan ve akıllanıncaya kadar akıl hastasından."
عربي İngilizce Urduca
"Müşriklere karşı mallarınızla, canlarınızla ve dillerinizle cihad ediniz."
عربي İngilizce Urduca
Ameller altı türlü, insanlar ise dört çeşittir. Gerekli kıldığı iki husus vardır. Bazı iyilikler vardır misline karşılık misli vardır. Başka bir iyilik vardır, karşılığında on katı verilir. Başka bir amel vardır, karşılığında yedi yüz katı verilir
عربي İngilizce Urduca
Allah bir kulun bir yerde ölmesini takdir etmişse, onun oraya gitmesine sebep olacak bir ihtiyaç kılar
عربي İngilizce Urduca
Ben, Bekir oğlu Sa'd kabilesinden Dımâm b. Sa'lebe’yim." dedi
عربي İngilizce Urduca
Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- her namaz için abdest alırdı
عربي İngilizce Urduca
Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- (abdest azasını) birer defa yıkamak suretiyle abdest aldı
عربي İngilizce Urduca
Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- (abdest azasını) ikişer defa yıkamak suretiyle abdest aldı
عربي İngilizce Urduca
Biriniz karnında bir şey hisseder de bir şey çıkıp çıkmadığını kestiremezse, ses işitmedikçe veya koku duymadıkça mescitten/namazdan çıkmasın
عربي İngilizce Urduca
Haftada bir kere yıkanmak, başını ve vücudunu yıkamak her Müslümanın görevidir
عربي İngilizce Urduca
Peygamber Efendimiz -sallallahu aleyhi ve sellem-'in yanına Müslüman olmak için geldim, bana; su ve sidir ile yıkanmamı emretti
عربي İngilizce Urduca
Müezzini duyduğunuzda, sizde söylediklerini tekrar edin. Sonra da benim için salavat getirin
عربي İngilizce Urduca
Her kim Allah için bir mescit inşa ederse, Allah o kimseye Cennet'te bu mescidin benzeri (bir köşk) inşa eder
عربي İngilizce Urduca
Benim bu mescidimde kılınan bir namaz, Mescid-i Haram dışında, diğer mescitlerde kılınan bin namazdan daha hayırlıdır
عربي İngilizce Urduca
Sizden biriniz mescide girdiğinde, iki rekât namaz kılmadan oturmasın
عربي İngilizce Urduca
Sizden birisi camiye girdiğinde «Allah’ım! Bana rahmet kapılarını aç! Camiden çıktığı zaman ise Allah'ım! Senin lütfundan isterim.» desin
عربي İngilizce Urduca
Ey Bilal! Kalk (ezan oku da), bizi namazla rahatlat
عربي İngilizce Urduca
«Ey insanlar! Bu gördüğünüz şeyleri ancak bana uyasınız ve benim namazımı öğrenesiniz diye yaptım» diye buyurdu
عربي İngilizce Urduca
Namaz kıldığınız zaman saflarınızı düz tutun sonra biriniz size imam olsun. İmam tekbir aldığı zaman, siz de tekbir alın
عربي İngilizce Urduca
Nefsini elinde olana yemin olsun ki, "Muhakkak ki sizden; namazı Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in namazına en çok benzeyen benim. Dünyadan ayrılana kadar kıldığı namaz buydu
عربي İngilizce Urduca
Hırsızlığın en kötüsü, aceleyle namazı kılıp kendi namazından çalandır. Kendisine: Kişi namazından nasıl çalar? diye sorulunca, o, rükûunu ve secdesini tam olarak yapmaz
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- rukûdan belini doğrulttuğu zaman şöyle derdi: «Semi'allahu Limen Hamideh
عربي İngilizce Urduca
Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- her farz namazın akabinde şöyle dua ederdi
عربي İngilizce Urduca
Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- iki secde arasında şöyle derdi: «Rabbiğfirlî, Rabbiğfirlî
عربي İngilizce Urduca
«Bu Hinzib denilen Şey­tan'dır. Onu hissettiğin an ondan Allah’a sığın ve sol tarafına üç defa tükür
عربي İngilizce Urduca
"Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-, kızı (Zeyneb radıyallahu anhâ) vefat ettiği zaman yanımıza girdi ve: "Onu sidirli su ile üç veya beş, veya -gerek görürseniz- daha fazla yıkayın. Sonuncu yıkamaya kafûr koyun. Yıkama işini bitirdiniz mi bana haber verin!" buyurdu.
عربي İngilizce Urduca
"Allah yolunda, bir gün nöbet/ribât beklemek, bir ay oruç tutmak ve gece namazı kılmaktan daha hayırlıdır. Bu kimse ölürse dünyada yaptığı ameli(nin sevabı) ve (cennette) kendisine rızık verilmeye devam edilir. Kabir sorgusundan da emin olur."
عربي İngilizce Urduca
«Öyleyse ramazan geldiği zaman umre yap. Çünkü ramazanda yapılan umre, hacca denktir
عربي İngilizce Urduca
Allah yolunda düşmana karşı nöbet tutan kimselerin dışında bütün ölülerin amel defterleri kapanır. Murabıtların (Allah yolunda nöbet tutanların) ise, iyi amelleri kıyamet gününe kadar artmaya devam eder ve bu kimseler kabir fitnesinden emindirler.
عربي İngilizce Urduca
Ya Rasûlallah: "Cihadı amellerin en faziletlisi olarak görüyoruz. Bizler de (kadınlar) cihat etmeyelim mi?" Bunun üzerine Allah Rasûlü -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurdu: «Siz kadınlar için en faziletli cihat, mebrûr hacdır
عربي İngilizce Urduca
«Allah -Azze ve Celle-, kıyamet günü gelmiş geçmiş bütün insanları bir araya toplayacaktır. Her bir hain için bir sancak kaldırılacak ve şöyle denilecektir: Bu falanca oğlu falancanın hainliğidir.»
عربي İngilizce Urduca
"Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- bir seferde iken müşrikler tarafından bir casus geldi."
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- bize yedi şeyi emredip, yedi şeydende yasaklamıştır.
عربي İngilizce Urduca
“Ey müslümanlar! Düşmanla karşılaşmayı arzu etmeyiniz; Allah’tan âfiyet dileyiniz.
عربي İngilizce Urduca
Allah,kendi yolunda cihada çıkan kişi şehid olursa cennete koymaya, gazi olursa manevî ecre ve dünyalık ganimete kavuşmuş olarak, evine döndürmeye kefil olmuştur."
عربي İngilizce Urduca
«Allah yolunda bir gün hudut nöbeti tutmak, dünyadan ve dünya üzerindeki şeylerden daha hayırlıdır.»
عربي İngilizce Urduca
"Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-, boynuzlu alaca renkli iki koçu keserek kurban etti."
عربي İngilizce Urduca
«Allah yolunda sabah ya da akşam cihâd için bir yürüyüş; güneşin üzerine doğup battığı her şeyden daha hayırlıdır.»
عربي İngilizce Urduca
«Allah yolunda yaralanan bir kimse, kıyamet gününde yarasından kan akar bir halde Allah'ın huzuruna gelir. Renk, kan rengi, koku ise misk kokusudur.»
عربي İngilizce Urduca
«Her kim düşmandan birini öldürür ve bu konuda bir delili olursa onun şahsî eşyası o kimseye ait olur.»
عربي İngilizce Urduca
''Cemaat Küba'da sabah namazını kılarken aniden onlara biri gelip: Gerçekten bu gece Nebî -sallallahu aleyhi ve sellem-'e Kur'an indirildi ve Kâbe’ye doğru dönmesi emrolundu. Dolayısıyla siz de Kâbe’ye dönün!'' dedi.
عربي İngilizce Urduca
«Bilâl geceleyin (erkence) ezan okur. Siz İbni Ümmi Mektûm'un ezanını işitinceye kadar yiyip içiniz.»
عربي İngilizce Urduca
"Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- ve ashabı -radıyallahu anhum- Mekke'ye, Yesrib hummasından bitkin düşmüş bir halde geldiler. Müşrikler (dedikodu yaparak): "Yarın buraya humma hastalığından dermanı kesilmiş ve ondan çok ızdırab çekmiş bir kavim gelecek"dediler.Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- müşriklere kuvvetlerini göstermeleri için, Müslümanlar'a tavafın ilk üç şavtında remel yapmalarını, iki köşe arasında da normal yürüyüşle yürümelerini emretti.
عربي İngilizce Urduca
"Bir gün Hafsa'nın evinin üstüne çıktım. Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-'i, önü Şam'a doğru, arkası Kabe'ye dönük şekilde hacet giderdiğini gördüm."
عربي İngilizce Urduca
"Haceru'l- Esved'e gelerek onu öpmüş ve şöyle demiştir: "Biliyorum ki, sen bir taşsın, ne fayda ne de zarar verebilirsin. Eğer Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'i seni öperken görmeseydim seni asla öpmezdim."
عربي İngilizce Urduca
"Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- Veda Haccı'nda deve üzerinde (Hacer-i Esved'in bulunduğu) rük­nü bastonla selamlayarak (Beyt'i) tavaf etmiştir."
عربي İngilizce Urduca
"Ben Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-'i iki Rükn-i Yemânî'den başkasını (eliyle) meshederken görmedim."
عربي İngilizce Urduca
"Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- helâya girdiğinde, ben ve benim yaşta bir çocukla birlikte, su dolu bir kap ve kısa bir mızrak taşırdık. Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- su ile taharetlenirdi."
عربي İngilizce Urduca
Nebî -sallallahu aleyhi ve sellem- Arafat`tan yola çıkmıştı, arkasından birisinin (koşturmak için) devesine şiddetle bağırıp, vurduğunu işitti. Bunun üzerine kamçısıyla (etrafındakilere kulak verin diye) işaret edip, şöyle buyurdu: ''Sakin olun, (Allah`ı razı edecek iyi davranış ve) birr acelede değildir.''
عربي İngilizce Urduca
"Bir bedevi gelip, mescidin köşesine idrarını yaptı. İnsanlar ona engel olmaya kalkıştıklarında Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- onların bunu yapmalarına izin vermedi. Bedevi bevletmeyi bitirdiğinde, Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- büyük bir kova ile su dökülmesini emretti ve (emri yerine getirilip) su döküldü."
عربي İngilizce Urduca
"Sen kıble dışında bir başka yöne doğru namaz kılıyorsun!" Şöyle cevap verdi: "Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in böyle yaptığını görmeseydim ben de yapmazdım."
عربي İngilizce Urduca
Ümmü Habibe -radıyallahu anhâ- yedi sene istihâze oldu. Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'e bunu sorduğunda, kendisine yıkanmasını emretti. Aişe -radıyallahu ahhâ- şöyle dedi: "Bunun üzerine Ümmü Habibe, her namaz için yıkanıyordu."
عربي İngilizce Urduca
«Sakın sizden biri durgun suya idrar yapıp, sonra da o suda yıkanmasın!»
عربي İngilizce Urduca
"Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- cemaatle beraber namaz kılmayıp ayrı duran bir adam görünce ona: Ey falanca! Cemaatle birlikte namaz kılmana engel olan şey nedir? diye sordu. Adam: Ey Allah'ın elçisi! Cünüp oldum.(Cünüplükten arınmak için yıkanabileceğim yanımda) su da yok, dedi. Bunun üzerine Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurdu: Toprakla teyemmüm et. Zira (suyun yerine geçen) toprak senin için yeterlidir.
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Mina’ya varmış, müteakiben cemreye giderek orada taş atmış, sonra Mina'daki menziline gelmiş ve kurban kesmiştir. Arkasından berbere: Al! (kes) demiş diye önce (başının) sağ tarafına, sonra sol tarafına işaret buyurmuş, sonra da saçları halka dağıtılmaya başlanmıştır.
عربي İngilizce Urduca
"Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- bana kendisine ait kurban edilen hayvanlarının üzerinde durmamı ve onun eti­ni, derisini ve üzerine atılan çul ve benzeri şeyleri tasadduk etmemi ve kasaba ondan bir şey vermememi emretti."
عربي İngilizce Urduca
Peygamber Efendimiz -sallallahu aleyhi ve sellem- ile birlikte olduğum bir zamanda tuvalet ihtiyacını gidermek istediğinde duvarın arkasında bir kavmin çöplüğüne vardı, orada ayakta bevletti.
عربي İngilizce Urduca
Ben de Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'e; cünüptüm, temizlenmeden seninle birlikte oturmayı kerih gördüm, dedim. (Bunun üzerine Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-, bana: «Subhânallah! Şüphe yok ki mü'min necis (pis) olmaz.» dedi.
عربي İngilizce Urduca
«Ya saflarınızı düzeltirsiniz ya da Allah Teâlâ aranıza düşmanlık sokar ve birbirinizden yüz çevirirsiniz.»
عربي İngilizce Urduca
Nebî -sallallahu aleyhi ve sellem- onlara öğle namazını kıldırırken (birinci teşehhüde) oturmadan (üçüncü rekat için) ayağa kalktı. Cemaat de, onunla birlikte ayağa kalktı. Nebî -sallallahu aleyhi ve sellem- namazını tamamladığında, insanlar selam vermesini beklerken, o, selam vermeden önce (Allahu Ekber diye) tekbir alıp oturduğu halde (yanılmadan dola­yı) iki secde yaptı, sonra da selam verdi.
عربي İngilizce Urduca
Dişi bir merkebe binerek gel­dim. Ben o zaman ergenlik çağına yaklaşmıştım. Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Minâ'da (önünde sütre yerine geçecek) bir duvar olmadan insanlara namaz kıldırıyordu. Safın birinin önünden (eşekle) geçtim ve indikten sonra otlasın diye onu salıverdim. Kendim de safa girdim. Bunu kimse kötü karşılamadı.
عربي İngilizce Urduca
"Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- namaza kalkınca, ayakta durduğu zaman tekbir getirirdi, sonra rükûya varınca da tekbir getirirdi. Sonra rukûdan kalkarak belini doğrulturken «Semi'allahu Limen Hamidehu» derdi."
عربي İngilizce Urduca
«Sıcak arttığında (öğle) namazını serinliğe bırakın. Çünkü sıcağın şiddeti, cehennemin kaynamasından dolayıdır.»
عربي İngilizce Urduca
"Abbas b. Abdülmuttalib, hacılara su dağıtmak görevinden do­layı Mina gecelerinde, Mekke'de gecelemek için Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'den izin istedi. Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem- de ona izin verdi."
عربي İngilizce Urduca
«Cenazeyi (kabre) süratli götürünüz. Eğer cenaze salih (bir kişi) ise onu hayra eriştirmiş olursunuz. Eğer cena­ze böyle (salih bir kişi) değilse, bu bir şerdir. (Definde acele etmek­le) onu omuzlarınızdan atmış olursunuz.»
عربي İngilizce Urduca
"Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- bir defasında Beytullah'a kurbanlık koyun hediye etti."
عربي İngilizce Urduca
«Kendisine emredileni tamı tamına, eksiksiz olarak ve gönül hoşluğu ile yerine getirip verilmesi istenilen kişiye veren güvenilir müslüman kasadar, sadaka veren iki kişiden biridir.»
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- bineği üzerinde iken, bineği kendisini ne tarafa çevirirse o tarafa doğru nafile kılar ve başı ile ima ederdi. İbn Ömer -radıyallahu anhuma- da böyle yapardı.
عربي İngilizce Urduca
Ben Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in kurbanlık develerinin gerdanlıklarını ellerimle ördüm, sonra o develeri işaret­ledim, boyunlarına gerdanlık taktı -ya da taktım- ve sonra Beytullah'a gönderdi. (Kendisi de) Medine'de kaldı, ama (bununla) kendisine helâl olan hiç bir şey haram olmadı.
عربي İngilizce Urduca
"Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-, (Mekke'nin Fethi günü beraberinde) Üsâme b. Zeyd, Bilal, Osman b. Talha olduğu halde Beytullah'a girdiler."
عربي İngilizce Urduca
Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem,- kur­banlık devesini çekip götüren bir kimse gördü ve ona: «Deveye bin!» buyurdu. O zât: Bu kurbanlıktır (nasıl binerim)? dedi. Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-: «Bu (kurbanlık) deveye bin!» buyurdu. O zâtın bindiğini gördüm. Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-'in peşine düştü.
عربي İngilizce Urduca
Bir kimse cumu günü Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- hutbe verirken Dâru'I-Kadâ tarafındaki bir kapıdan içeriye girdi,
عربي İngilizce Urduca
Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'in namazını izledim. O'nun kıyamının, rükusunun, rükudan sonra doğrulmasının, secdesinin, iki secde arasında oturuşunun, secdesinin ve selam vermesi ile namazdan çıkması arasında geçen zaman içerisindeki oturuşu birbirine çok yakındı.
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in beraberinde bir kimse Arafat'ta vakfe yaparken birden devesinden düştü. Râvi: Deve onun boynunu kırdı. Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-: «Onu su ve sidr ile yıkayınız, iki parça ihramı içersinde kefenleyiniz.Ona hiçbir koku sürmeyiniz, başına da bez sarmayınız. Çünkü o kıyamet gününde telbiye okuyarak (getirerek) diriltilecektir.» buyurdu.
عربي İngilizce Urduca
''Nebî -sallallahu aleyhi ve sellem- mescide girdi. Derken biri de girip namaz kıldı. Sonra Nebî -sallallahu aleyhi ve sellem-'e gelip selam verdi. Allah Rasûlü selamı aldıktan sonra: "Dön de yeniden kıl. Çünkü sen namaz kılmış olmadın," buyurdu. O kimse dönüp evvelce kıldığı gibi namazı tekrar kıldı. Sonra Nebî -sallallahu aleyhi ve sellem-'e gelip selam verdi. "Selam verdikten sonra: "Dön de yeni baştan kıl. Çünkü sen namaz kılmış olmadın," buyurdu. Ta ki Allah Rasûlü bunu üç kere yaptı. Nihayet o kimse: seni hak ile gönderen Allah'a yemin ederim ki bundan daha iyisini bilmiyorum. Bana (doğrusunu) öğret dedi.Nebî -sallallahu aleyhi ve sellem- buyurdu ki: "Namaza durduğun vakit başlangıç tekbirini al, sonrada Kur'an'dan kolayına geleni oku. Sonra rükuya varıp ta beden azaların yerleşmiş oluncaya kadar dur. Sonra başını kaldırıp ayakta (büsbütün) doğruluncaya kadar dur. Sonra secdeye var ve azaların yerleşinceye kadar kal. Sonra başını kaldırıp ta azaların yerleşinceye kadar otur. Sonra namazının bütününde de (aynen böyle) yap."
عربي İngilizce Urduca
Bir adam, Uhud günü Allah Rasûlü -sallallahu aleyhi ve sellem-’e; Eğer Allah yolunda öldürülürsem ben nerede olacağım, dedi. Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-: «Cennette!» diye cevap verdi. Bunun üzerine adam elinde bulunan hurmaları attı ve sonra öldürülünceye kadar düşmanla savaştı ve şehit düştü.
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- kendi kızı Zeynep'ten olan torunu Umâme'yi taşıyarak namaz kılardı.
عربي İngilizce Urduca
"Cenâzenin ardından gitmekten (cenâzeyi teşyi etmekten) nehyolunduk ama bu fiil, bize kesin olarak haram kılınmadı.
عربي İngilizce Urduca
“Müslüman –veya mü’min– bir kul abdest aldığında yüzünü yıkarsa, gözleri ile bakarak işlediği her günah abdest suyu –veya suyun son damlası– ile yüzünden çıkar.
عربي İngilizce Urduca
«Aldığı şey, Allah’ındır. Verdiği de Allah’ındır. Herşey onun yanında belli bir ecele (vakte) kadardır. Sabretsin ve ecrini Allah’tan beklesin!»
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- bize Kur'andan bir sure öğretir gibi her işimizde istihareyi öğretiyordu.“Allah’ım yapmayı düşündüğüm şu işin işlenmesinden yahut terkinden hangisinin hayırlı olduğunu bana ilminle kolaylaştır. Kudretinle senden güç istiyorum. Senin devasa fazlından hibe buyurmanı dilerim. Şüphesiz senin her şeye gücün yeter; benim gücüm yetmez. Sen bilirsin, ben bilemem. Sen şeyi çok iyi bilensin, Allah’ım. Eğer bu işi dinim, yaşayışım ve işimin sonucu veya dünya veya ahretimin sonucu bakımından benim için hayırlı olduğunu bilirsen o işi bana takdir et, kolaylaştır ve onu bana mukaddes kıl. Eğer bu işi; dinim, yaşayışım ve işimin sonucu veya dünya veya ahretimin sonucu bakımından benim için fenalık olarak bilirsen, onu benden, beni de ondan uzak eyle. Nerede olursa olsun benim için iyilik olanı takdir et. Sonra da beni bu hayırla hoşnut eyle''
عربي İngilizce Urduca
«Gerçek sabır, ilk musibet anında gösterilen sabırdır.»
عربي İngilizce Urduca
"Bilal, ezanı çift okumakla kâmeti ise tek okumakla emrolundu."
عربي İngilizce Urduca
Kalkın sizin için namaz kılayım.
عربي İngilizce Urduca
Kadınlarınız camiye gitmek için sizden izin isterlerse, onlara engel olmasın.Abdullah -radıyallahu anhumâ- dedi ki:Bilal b. Abdullah şöyle söyledi:Allah'a yemin olsun ben onu engelleyeceğim.Dedi ki :Abdullah ona (Bilal'e) doğru gitti.Ve ona çok kötü şekilde sövdü.Daha önce böyle sövdüğünü işitmedim.Ve dedi ki ben sana Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'den haber vereceğim.Ve sen Allah'a yemin olsun ki ben onları engelleceğim diyorsun.
عربي İngilizce Urduca
Nebî -sallallahu aleyhi ve sellem-,Ebû Bekir ve Ömer -radıyallahu anhumâ- namaza ''Elhamdü lillahi Rabbi'l âlemîn'' diyerek başlıyorlardı.Bir rivayette:''Ebû Bekir,Ömer ve Osman ile beraber namaz kıldım onlardan hiç birinin Besmeleyi (sesli) okuyarak kıldığını duymadım.Müslim'in rivayetinde:''Nebî -sallallahu aleyhi ve sellem-'in Ebû Bekir,Ömer ve Osman'ın arkasında namaz kıldım (namazda) kıraata ''Elhamdü lillahi Rabbi'l âlemîn'' diyerek başlıyorlardı.Ne kıraatın başında ne de sonunda ''Bismillahirrahmanirrahhim,'i'' zikretmiyorlardı.
عربي İngilizce Urduca
"Ey Allah'ın Rasûlü! Kuşkusuz Allah, hakkın söylenmesinden haya etmez. Bir hanım ihtilam olduğu zaman gusül abdesti alması gerekir mi?" dedi. Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-: «Suyu (meniyi) gördüğü zaman evet (alması gerekir).» buyurdu.
عربي İngilizce Urduca
«Her kim kız çocukları yüzünden bir sıkıntıya (imtihana) uğrar da onlara iyi bakarsa, bu çocuklar onu cehennem ateşinden koruyan bir siper olurlar.»
عربي İngilizce Urduca
''Şüphesiz ki benim ümmetim, kıyamet gününde, abdest izlerinden dolayı yüzleri nurlu, elleri ve ayakları parlak olarak çağırılacaktır. Yüzünün nûrunu artırmaya gücü yeten kimse bunu yapsın” buyururken işittim.Müslim'deki bir başka lafızda:''Ebû Hureyre'yi abdest alırken neredeyse yüzünü ve ellerini omuzlarına kadar yıkadığını gördüm.Sonra iki ayağını bacaklarına kadar yıkadı.Sonra da şöyle dedi:Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'i şöyle buyururken işittim:''Şüphesiz ki benim ümmetim, kıyamet gününde, abdest izlerinden dolayı yüzleri nurlu, elleri ve ayakları parlak olarak çağırılacaktır.Yüzünün nûrunu artırmaya gücü yeten kimse bunu yapsın” buyururken işittim.Müslimde bir diğer lafızda:Halilim olan Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'i şöyle buyururken işittim:''Müminin süsü abdestinin ulaştığı yere kadar ulaşır.''
عربي İngilizce Urduca
"Rasûlullah -sallallahu ve sellem-’in elbisesine bulaşan meniyi yıkıyordum. O, elbisesinde ıslak kısım (kurumamış) olsa dahi namaza giderdi."
عربي İngilizce Urduca
"Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- sabah namazının iki rekat sünnetine diğer nâfile namazlardan daha fazla önem verirdi."
عربي İngilizce Urduca
«Cemaatle kılınan namaz, tek başına kılınan namazdan yirmi yedi derece daha faziletlidir.»
عربي İngilizce Urduca
Neden hayızlı kadın orucu kaza ediyor da, namazı kaza etmiyor? diye soru sordum. Aişe: Sen, Harûriyye misin? dedi. Ben de: Harûriyye değilim, fakat (bunun hükmünü öğrenmek için) soruyorum dedim. Aişe: (Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- hayattayken) bu iş, bizim başımıza gelirdi. Orucu kaza etmekle emrolunurduk. Fakat namazı kaza etmekle emrolunmazdık dedi.
عربي İngilizce Urduca
"Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- suyu başından aşağı üç kez dökerdi."
عربي İngilizce Urduca
"Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-, ben hayızlı iken kucağıma yaslanır ve Kur'an okurdu."
عربي İngilizce Urduca
"Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- öğle namazını öğle sıcağının şiddetinde kılardı. İkindi namazını güneş parlak ve rengi sararmamış iken, akşam namazını güneş batınca kılardı."
عربي İngilizce Urduca
Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-'e bir erkek çocuk getirildi. Çocuk Peygamberin elbisesine bevletti. Bunun üzerine Peygamber su istedi ve elbisenin üzerine serpti.
عربي İngilizce Urduca
Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-'in yanına geldim ve deriden yapılmış kırmızı çadırında gördüm. Bilâl, elinde Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-’in abdest aldığı su kabı ile çadırdan çıktı. Sahâbilerden bazısı o su ile vücudunu ıslatıyor, bazısı da avuçla alıyorlardı.
عربي İngilizce Urduca
«Erkek, kadının dört organı arasına çöküp sonra da onunla cinsel ilişkide bulunursa, gusül vacip olur.»
عربي İngilizce Urduca
"Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- sabah namazını kıldırırdı ve bazı mümin kadınlar yünden yapılmış elbiselerine sarınmış şekilde namazda hazır bulunurlardı. Sonra alacakaranlıkta evlerine dönerlerdi de kimse onları tanımazdı."
عربي İngilizce Urduca
Seleme b. Ekva' -radıyallahu anh- şöyle demiştir:Nebî -sallallahu aleyhi ve sellem- ok yarışı yapan bir topluluğun yanından geçti ve “Ey İsmailoğulları! Haydi, ok atınız. Sizin babanız da mahir bir ok atıcısıydı.''
عربي İngilizce Urduca
«Sadakaların en değerli ve kıymetlisi Allah yolunda çarpışan mücahide bağışlanan çadır gölgesi veya Allah yolunda çarpışan mücahide hizmet edecek hizmetçi veya Allah yolunda çarpışan mücahidin bineceği bir binektir.»
عربي İngilizce Urduca
«Az amel işledi, çok ecir/sevap kazandı.»
عربي İngilizce Urduca
Enes -radıyallahu anh-'dan rivayet edildiğine göre Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurdu: «Misvak kullanma hakkında size pek çok tavsiyede bulundum.»
عربي İngilizce Urduca
«(Benden) bir şeyi ısrarla istemeyin. Allah'a yemin olsun ki, biriniz benden bir şey ister de o istediğini benden ben hoşnut olmasam da alır ve böylece kendisine verdiğimde bereket olmaz.»
عربي İngilizce Urduca
«Hayır, (ecir ve ganimet) kıyamet gününe kadar atların perçemlerinde düğümlenmiştir.»
عربي İngilizce Urduca
"Şehidin borcu dışındaki bütün günahlarını Allah bağışlar."
عربي İngilizce Urduca
"Yukarıdaki el (veren el) aşağıdaki elden (alan elden) daha hayırlıdır; yukarıdaki el infak eden, aşağıdaki el ise isteyendir."
عربي İngilizce Urduca
«Kişinin kendi malı, hayır yaparak önceden gönderdiğidir. Mirasçısının malı ise (harcamayıp) geride bıraktığıdır!»
عربي İngilizce Urduca
«Vitri sabah namazı vakti girmeden kılmakta acele edin.»
عربي İngilizce Urduca
Ey Selime oğulları! Yurdunuzda oturunuz. Sizin (mescide gelmek için attığınız) adımlarınız yazılmaktadır. Yurdunuzda oturunuz. Sizin (mescide gelmek için attığınız) adımlarınız yazılmaktadır.
عربي İngilizce Urduca
«Allah yolunda savaşın. Kim, Allah yolunda deve sütünün sağılması kadar bile kısa sürede olsa savaşırsa Cennet o kimseye vacip olur.»
عربي İngilizce Urduca
«Biriniz geceleyin namaz kılmak üzere kalkıp da Kur’an’dan ne okuduğunu bilmeyecek derecede dili dolaşırsa, yatıp uyusun.»
عربي İngilizce Urduca
«Cennette Reyyân denilen bir kapı vardır ki, kıyamet günü o kapıdan ancak oruçlular girecek, onlardan başka kimse giremeyecektir. (O gün) Oruçlular nerede? diye çağrılır. Onlar da kalkıp girerler ve o kapıdan onlardan başkası asla giremez. Oruçlular girince o kapı kapanır ve bir daha oradan kimse girmez.»
عربي İngilizce Urduca
Allah Musa'ya rahmet etsin. O, bundan daha fazla eziyete uğradı, ama sabretti.
عربي İngilizce Urduca
"Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem'in - bir aydan oruç tutmadığı günler o kadar çok olurdu ki, biz O'nu artık o aydan hiç oruç tutmayacak zannederdik. Bazen de o kadar çok oruç tutardı ki, artık o ay orucu hiç bırakmayacak zannederdik. Onu gece namaz kılarken görmek istersen, mutlaka öyle görürdün. Uyurken görmek istersen öyle görürdün."
عربي İngilizce Urduca
«Yalnız şu iki kimseye gıpta edilmelidir: Biri, Allah’ın kendisine verdiği malı hak yolunda harcayıp tüketen kimse, diğeri, Allah’ın kendisine verdiği ilimle yerli yerince hükmeden ve onu başkalarına öğreten kimse.»
عربي İngilizce Urduca
"Sağılan süt tekrar memeye girmediği gibi, Allah korkusundan ağlayan kişi Cehenneme girmez."
عربي İngilizce Urduca
«Cennete giren hiçbir kimse, yeryüzündeki her şey kendisinin olsa bile dünyaya geri dönmeyi arzu etmez. Sadece şehit, gördüğü aşırı itibar ve ikram sebebiyle tekrar dünyaya dönmeyi ve on defa şehit olmayı ister.»
عربي İngilizce Urduca
«Allah yolunda cihad edenin misali, Allah yolunda cihad eden evine dönünceye kadar gündüzleri oruçla, geceleri de ibadet ve kıyamla geçiren adamın misali gibidir.»
عربي İngilizce Urduca
«Kim Allah'a gerçekten iman ederek ve vaadine gönülden bağlanarak O'nun yolunda cihad etmek için at beslerse, o atın yediği, içtiği, gübresi ve sidiği kıyamet gününde o kimsenin sevapları arasında olacaktır.»
عربي İngilizce Urduca
«Rab olarak Allah'a, din olarak İslâm'a, rasûl olarak Muhammed'e (iman edip) razı olan kimse cenneti hak eder.»
عربي İngilizce Urduca
«Kim Allah yolunda bir ok atarsa, onun bu ameli bir köleyi azat etme sevabına denktir.»
عربي İngilizce Urduca
«Müslüman bir kimse, deve sağılacak kadar bir süre Allah yolunda cihad ederse, Cennet onun hakkı olur. Allah yolunda yaralanan veya bir sıkıntıya düşen kimse, kıyamet gününde yaralandığı gün gibi kanlar içinde Allah'ın huzuruna gelir. Kanının rengi zağferân gibi kıpkırmızı, kokusu da misk kokusu gibidir.»
عربي İngilizce Urduca
«O ne güzel bir adamdır. Keşke gece kalkıp da namaz kıl (mayı adet edin)seydi.»
عربي İngilizce Urduca
«Hayır! Ben onu, ganimetten çaldığı bir hırka –veya bir abâ– içinde cehennemde gördüm.» buyurdu.
عربي İngilizce Urduca
Hangi sadakanın sevabı daha büyüktür?" Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- de şöyle buyurdu: «Güçlü kuvvetliyken, sağlığın yerinde olup malına düşkün olduğunda, fakir düşmekten korktuğun ve daha çok zengin olmayı düşlediğin bir sırada verdiğin sadakanın sevabı daha büyüktür. (Bu işi) can boğaza gelip de “falana şu kadar”, “filana bu kadar” demeye bırakma/erteleme. Zaten o mal vârislerden şunun veya bunun olmuştur.»
عربي İngilizce Urduca
«Bugün sevabı oruç tutmayanlar kazandı!»
عربي İngilizce Urduca
"Beytullâh'ı soluna, Mina'yı sağına alıp şöyle demiştir: Bu yer Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-'e Bakara Suresi'nin indirildiği yerdir."
عربي İngilizce Urduca
«Ey Ensar topluluğu! Ben, sizleri dalâlet üzere bulmadım mı? Allah, benimle sizi hidayete erdirmedi mi? Sizler, dağılmış haldeydiniz de Allah, sizleri benimle bir araya getirmedi mi? Sizler fakirlik içinde iken Allah, sizleri benimle zenginleştirmedi mi?»
عربي İngilizce Urduca
«Kim benimle itikaf etmiş ise, son on günde de itikaf etsin. Çünkü bu kadir gecesi bana gösterilmişti. Sonra o gece bana unutturuldu. Halbuki ben rüyada kendimi o gecenin sabahında bir su ve çamur içine secde ediyor görmüşümdür. Siz o geceyi son on günde arayın!»
عربي İngilizce Urduca
«Allah'ın sizin için verdiği ruhsatları kullanın.»
عربي İngilizce Urduca
Biz ramazanda, sıcağı çok şiddetli bir günde, Rasûlullah –sallallahu aleyhi ve sellem- ile beraber -ramazan ayında- yolculuğa çıktık. Öyle bir sıcaklık vardı ki, sıcağın şiddetinden dolayı hepimiz elimizi başımıza koyduk. Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- ve Abdullah b. Revaha dışında bizden oruç tutan yoktu.
عربي İngilizce Urduca
«Müslümana kölesi ve bineği için zekat (vermesi) gerekmez.»
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- visal orucu tutmayı yasakladı. (O'na) Ama sen visal orucu tutuyorsun" dediklerinde Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-: «Ben sizin gibi değilim. Çünkü ben (Rabbim tarafından) yedirilir ve içirilirim!»
عربي İngilizce Urduca
Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- cuma günü oruç tutmayı yasakladı mı diye sordum? Câbir: Evet, yasakladı, dedi.
عربي İngilizce Urduca
«Kim üzerinde oruç borcu olduğu halde ölürse orucunu onun yerine velisi tutar.»
عربي İngilizce Urduca
Annem, üzerine bir ay oruç borcu olduğu halde öldü. Onun oruçlarını kaza edeyim mi?’ dedi. Allah Rasûlü -sallallahu aleyhi ve sellem- de; «Annenin herhangi bir borcu olsaydı, öder miydin?» diye sordu. Adam; Evet, deyince Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- de: «Öyleyse Allah’ın borcunu ödemek diğer borçları ödemekten daha evladır.»
عربي İngilizce Urduca
Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-’i Arafat'ta hutbe verirken şöyle işittim: «Terlik bulamayan mest giysin, izar bulamayan da şalvar giysin.» buyuruyordu.
عربي İngilizce Urduca
«Hayvanların yaralanması hederdir, kuyu hederdir, maden hederdir. Rikazda (define) da beşte bir vardır.»
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- ve ashabı (Zilhiccenin) dördüncü gününün sabahı (Mekke'ye) girdiler. Orada Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- onu umre olarak saymalarını emretti. "Ya Rasulallah! Yapılması helal olan şeyler nelerdir?" diye sordular. «Bütün helallerdir.» şeklinde cevap verdi.
عربي İngilizce Urduca
«Allah'a en sevimli oruç, Dâvûd’un orucudur. Allah'a en sevimli namaz da Dâvûd’un namazıdır. O, her gecenin yarısında uyur. Üçte birinde (nafile) namaz kılar ve altıda birinde yine uyurdu. O, bir gün oruç tutar, bir gün iftar ederdi.»
عربي İngilizce Urduca
" Davûd kardeşimin orucundan -senenin yarısı- üstün başka oruç yoktur. Bir gün oruç tut ve bir gün tutma.
عربي İngilizce Urduca
«Beş (çeşit) hayvan vardır ki her biri fasıktır ve Harem'de öldürülmesinde bir sıkıntı yoktur: Karga, çaylak, akrep, fare ve saldırgan köpektir.»
عربي İngilizce Urduca
«Gömlekleri, sarıkları, donları (şalvarları), başa giyilenleri ve mestleri (ayakkabıları) giyemez. Ancak takunya bulamayan kimse ayakkabılarının üst kısmını aşık kemiğinden aşağı olacak şekilde keserek (takunya şekline getirerek) giyebilir.» buyurdu. «Bir de Vers (Yemen safranı) ve zağferanla/safranla boyanmış kumaştan yapılı elbiseler giymez.»
عربي İngilizce Urduca
«Geride bıraktığım işlerimi tekrar bulsaydım kurban getirmezdim. Eğer, beraberimde kurbanlığım olmasaydı, ben de ihramdan çıkardım.» dedi.
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- seferde bulunduğumuz zaman mestleri üç gün üç gece çıkarmamayı, büyük ve küçük abdest bozduktan, uyuduktan sonra bile mestlere meshetmeyi, ancak cünüp olunca mestleri çıkarmayı emrederdi, dedi.
عربي İngilizce Urduca
‘’Ey Yezid! Sana, niyet ettiğinin sevabı vardır. Ey Ma’n! Aldığın (altınlar) da senindir.’’
عربي İngilizce Urduca
«Ümmetimin iyi kötü bütün amelleri bana gösterildi. İyi işlerinin içinde, gelip geçenlere eziyet veren şeylerin yollardan kaldırılmasını da buldum. Kötü amelleri arasında da mescitte temizlenmeden bırakılmış balgamı gördüm.»
عربي İngilizce Urduca
Nebi –sallallahu aleyhi ve sellem- geceleri ayakları şişip, yarılıncaya kadar namaz kılardı. Ben kendisine: Ey Allah'ın Rasûlü, gelmiş geçmiş bütün günahlarını Allah Teâlâ bağışladığı halde, niçin bu kadar namaz kılıyorsun? dedim. Bunun üzerine Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-: «Allah'a şükreden bir kul olmayayım mı?» diye buyurdu.
عربي İngilizce Urduca
Nebi –sallallahu aleyhi ve sellem- Necaşi’nin cenaze namazını kıldı, ben de ikinci ya da üçüncü saftaydım.
عربي İngilizce Urduca
"Allah'ın en çok sevdiği yerler mescidlerdir. Allah'ın en çok buğz ettiği yerler de çarşı ve pazarlardır."
عربي İngilizce Urduca
"Savaş hiledir."
عربي İngilizce Urduca
Nebi –sallallahu aleyhi ve sellem- zamanında ateşte pişmiş yemekleri ancak pek az bulurduk. Böyle yemekler bulduğumuz zaman da (silinecek) mendillerimiz yoktu. Ellerimizi, kollarımızı, ayaklarımızı siler, sonra (yemeğin ardından yeniden) abdest almayarak namaza dururduk, demiştir.
عربي İngilizce Urduca
«Allahım! Dirilerimizi ve ölülerimizi, küçüklerimizi ve büyüklerimizi, erkeklerimizi ve kadınlarımızı, burada bulunanlarımızı ve bulunmayanlarımızı bağışla! Allahım! Bizden hayatta bırakacaklarını İslâm üzere yaşat. Öldüreceklerini iman ile öldür. Bizi bu cenazede bulunmanın sevabından mahrum etme ve ondan sonra bizi fitneye düşürme!»
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-, bize müslümanlardan birinin cenaze namazını kıldırmıştı. Onun şöyle dua ettiğini duydum: “Allahım! Falan oğlu falan sana emanettir ve senin güvencene sahiptir. Artık onu kabir fitnesinden ve cehennem azabından koru. Sen sözünde duran ve hamde layık olansın. Allahım! Onu bağışla ve ona rahmet et. Şüphesiz bağışlayan ve merhamet eden sensin."
عربي İngilizce Urduca
«Şüphesiz göz ağlar, kalp de mahzun olur. Biz ise, Rabbimizin razı olacağı sözden başka söz söylemeyiz. Ey İbrahim! Bizler senin ayrılığınla çok mahzun ve kederliyiz.» dedi.
عربي İngilizce Urduca
Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- cuma günü insanlara hutbe okurken bir adam geldi. Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- ona: «Namaz kıldın mı ey falanca?» diye buyurdu. Adam: Hayır! dedi. Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-: «Kalk ve iki rekât namaz kıl!» buyurdu.
عربي İngilizce Urduca
"Ben Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'e seferde yoldaşlık ettim. O, seferde iki rekâttan fazla kılmıyordu. Ebû Bekr ,Ömer ve Osman da böyle yapıyorlardı."
عربي İngilizce Urduca
"Nebi -sallalahu aleyhi ve sellem-'in arkasında nifas halinde ölmüş olan bir kadının cenaze namazını kıldım da, Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-, cenazenin orta kısmında durdu."
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- bir adamı seriyyeye gönderdi. Adam, namazlarında arkadaşlarına Kur'an okuyor ve (rekâtını) ''Kul huvallahu ehad'' ile bitiriyordu.
عربي İngilizce Urduca
«Güneş ve Ay Allah’ın ayetlerinden iki ayettir. Onlar hiç kimsenin ölümü ve hayatı için tutulmazlar! Siz onları gördüğünüz zaman Allah’a dua edin, tekbir getirin, namaz kılın ve sadaka verin.»
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in önünde uyuyordum ve ayaklarım O'nun kıblesi tarafındaydı. O, secde ettiği zaman bana dokunurdu, ben de ayaklarımı toplardım. Kalktığı zaman ise ayaklarımı uzatırdım. O zamanlarda evlerde lambalar yoktu.
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- yağmur duası için (namazgâha) çıktı. Dua yapmak istediğinde kıbleye döndü ve ridasını ters çevirdi, sonra da iki rekât namaz kıldı ve iki rekâtta da sesli okudu.
عربي İngilizce Urduca
Ben ve İmrân b. Husayn, Ali b. Ebî Tâlib -radıyallahu anh-'ın arkasında namaz kıldık. O, secde ettiği zaman tekbir getirirdi, başını secdeden kaldırınca tekbir getirirdi, iki rekâtı kıldıktan sonra kalkarken tekbir getirirdi.
عربي İngilizce Urduca
''Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'i içinde gömlek ve sarık olmayan pamuktan dokunmuş, sühûliye diye anılan üç parça beyaz Yemen bezi ile sardılar. (kefenlediler)"
عربي İngilizce Urduca
"Ben Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-'i akşam namazında Tûr Sûresi'ni okurken işittim."
عربي İngilizce Urduca
Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-, Ebû Bekir ve Ömer -radıyallahu anhuma- iki bayram namazını da hutbeden önce kılarlardı.
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- yolculuk halinde iken öğle ile ikindiyi; yürüyüş üzere akşamla ile de yatsıyı birleştirirdi.
عربي İngilizce Urduca
«Ye, iç, giy ve tasadduk et. Fakat israftan ve kibirden sakın!»
عربي İngilizce Urduca
"Ben, hiçbir imamın arkasında Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'in arkasında kıldığım kadar hafif ve tam bir namaz kılmadım."
عربي İngilizce Urduca
"Vallahi ben bir namaz kılacağım. Mak­sadım (sadece) namaz kılmak değil, (aynı zamanda) size Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'i nasıl namaz kıldığını gördüğümü göstermektir, dedi."
عربي İngilizce Urduca
Eğer " Sebbihisme Rabbike'l-a'lâ" yı, "Ve'ş-şemsi ve duhâhâ" yı, "Ve'l-leyli izâ yağşa" yı, okuyarak namaz kıldırsaydın. Yaşlı, zayıf ve ihtiyaç sahibi de senin arkanda namaz kılar.
عربي İngilizce Urduca
"Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-, Necâşî'nin öldüğü gün onun ölüm haberini bildirdi. Cenaze namazı kılınan namazgâha çıktı. Sahabeleri saf saf yaptı ve dört tekbir getirdi."
عربي İngilizce Urduca
"Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- ile beraber cuma namazını kılar, sonra ayrılırdık, duvarlarda gölgelenecek gölge bulamazdık.''
عربي İngilizce Urduca
Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-: ''Ayakta iki hutbe irad ediyor ve bu iki hutbe arasını oturarak ayırıyordu."
عربي İngilizce Urduca
Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-, kurban bayramı günü bayram namazı kıldı, sonra hutbe verdi. Sonra da kurbanını kesti ve şöyle buyurdu: «Kim kurbanını namazdan önce kesti ise onun yerine bir başkasını kessin. Kim kesmediyse besmele ile kessin.»
عربي İngilizce Urduca
''Kim geceleyin hizbini veya hizbinden bir kısmını okumadan uyursa bunu sabah namazı ile öğle namazı arasında tamamlasın. Bu takdirde, sanki gece (mûtad vaktinde) okumuş gibi aynı sevâba nail olur.''
عربي İngilizce Urduca
1785- Ebü'ş-Şa‘sâ şöyle dedi:Biz Ebû Hureyre -radıyallahu anh- ile birlikte mescidde oturuyorduk. O esnada müezzin ezan okudu. Bir adam kalkıp dışarıya doğru yürüdü. Ebû Hüreyre, o adamı mescidden çıkıncaya kadar gözüyle takip etti ve:Bu adam, Ebü'l-Kâsım -sallallahu aleyhi ve sellem-'e isyan etti, dedi.Müslim rivayet etmiştir.
عربي İngilizce Urduca
Ben senin koyunu ve kır hayatını sevdiğini görüyorum. Koyunlar arasında iken
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-’e bir yaban eşeği hediye etmiştim.
عربي İngilizce Urduca
“Sizden birinizin namaz kılarken uykusu gelirse, uykusu geçinceye kadar uyusun.”
عربي İngilizce Urduca
"Onu bırakın, o işini tamamladıktan sonra bevli üzerine bir kova yahut bir kap su dö­kün. Çünkü siz, zorlaştırıcı olarak değil, kolaylaştırıcı olarak gönderildiniz."
عربي İngilizce Urduca
"Bir buttan başka hiçbir şey kalmadı." diye cevap verir. Bunun üzerine Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- "Buttan başka hepsi bize kalmış (öyleyse)." diye yanıtlar.
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -aleyhissalâtu vesselâm- buyurdular ki: «Bir dinar var Allah yolunda harcadın, bir dinar var köle azad etmede harcadın, bir dinar var fakirler için tasadduk ettin, yine bir dinar var onu da ailen için harcadın. İşte (hep hayırda harcanan) bu dinarların sana en çok sevap getirecek olanı ehlin için harcadığındır.»
عربي İngilizce Urduca
“Allah’ın elçisi ile beraber çok namaz kıldım. Namazı da orta halli, hutbesi de orta halliydi."
عربي İngilizce Urduca
«İnfak et! Sayıp durma, Allah da sana karşı nimetini sayıp esirger. Paranı çömlekte saklama, Allah da senden saklar.»
عربي İngilizce Urduca
"Sizden biriniz, dinç ve istekli olduğu sürece (gece ibadetine) devam etsin. Yılgın olunca uyusun.’’
عربي İngilizce Urduca
«Cimri ile cömerdin durumu, göğüsleri ile köprücük kemikleri arasına zırh giyinmiş iki kişinin durumuna benzer.»
عربي İngilizce Urduca
"Gücünüzün yettiği kadarını yapın, bu size yeter. Allah’a yemin ederim ki siz bıkmadıkça Allah bıkmaz. O'nun en sevdiği ibadet, kişinin devamlı olarak yaptığı ibadettir."
عربي İngilizce Urduca
Bir defasında Nebî -sallallahu aleyhi ve sellem- ile bir seferde bulunuyorduk. Bu sırada devesine binmiş bir adam çıkageldi.
عربي İngilizce Urduca
"Biz bir yerde konakladığımız zaman develerin yüklerini çözüp onları rahatlatmadan namaza durmazdık."
عربي İngilizce Urduca
Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'in ashâbından iki kişi var. İkisi de hayırdan geri kalmıyorlar.
عربي İngilizce Urduca
''Subbûh, Kuddûs, meleklerin ve Cebrâil'in Rabbi olan (Allah).''
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- hasta olduğu halde kendi evinde (bir defa) namaz kıldırdı.
عربي İngilizce Urduca
"Allah Rasûlü –sallallahu aleyhi ve selem- "Semiallâhu limen hamideh" diyerek başını rükudan kaldırdığı zaman, o alnını yere koymadıkça hiç bir kimseyi (secdeye varmak için) belini büker görmedim. Sonra Allah Rasûlü'nün arkasındakiler secdeye vararak yere kapanırlardı."
عربي İngilizce Urduca
"Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Pazartesi ve Perşembe günleri oruçlarının sevabını almak için oruç tutmak isterdi.''
عربي İngilizce Urduca
Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- akşam namazını kılmazdan önce birkaç tane taze (yaş) hurma ile orucunu açardı (iftar ederdi).
عربي İngilizce Urduca
«İnsanların en hayırlı yaşamlarından biri, Allah için savaşmak üzere atının dizginlerine yapışan kimsenin yaşamıdır.»
عربي İngilizce Urduca
«Sizden hanginiz cihada çıkanın ailesi ve malı hakkında hayırla davranıp onun yerini tutarsa, cihada gidenin yarı ecri kadar ona da sevap verilir.»
عربي İngilizce Urduca
“Gaza ederek ganimet alan ve selamette kalan hiçbir ordu veya seriyye yoktur ki; ecirlerinin üçte ikisini peşin almış olmasınlar. Ganimet almayan ve gaza edip zarar gören bir ordu veya seriyye de muhakkak ecrini tam alacaktır.”
عربي İngilizce Urduca
«Kim Allah yolunda bir gün oruç tutarsa, Allah o kimseyle cehennem arasına yerle gök arası genişliğinde bir hendek koyar.»
عربي İngilizce Urduca
«Ölüyü yıkayıp da onda gördüğü hoş olmayan halleri gizleyen kimseyi Allah Teâlâ kırk kere bağışlar.»
عربي İngilizce Urduca
"Kim bizzat gazveye/savaşa katılmaz veya bir gaziyi techiz etmez veya bir gazinin ailesini onun ardından hayırlı bir şekilde himaye etmez ise, Allah kıyamet gününden önce ona büyük bir musibet verir."
عربي İngilizce Urduca
Ebü’l-Abbas Sehl İbni Sa`d es-Sâidî -radıyallahu anh- şöyle dedi: Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Amr b. Avf oğulları arasında bir kavga çıktığını duydu. Aralarını bulmak için bir grup sahabe ile birlikte oraya gitti. Onları barıştırmak için bir müddet orada kaldı. Bu arada namaz vakti gelmişti. Bilal, Ebû Bekir -radıyallahu anhumâ- Ebû Bekir! Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- gelemedi. Namaz vakti de girdi. İmam olup namaz kıldırır mısın? Diye sordu. Hz. Ebû Bekir de: Peki, istersen kılalım, dedi. Bilal ezan okudu. Ebû Bekir de öne geçip tekbir aldı. Müslümanlar da ona uydular.Derken Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- geldi; safların arasından öne geçti. Bunun üzerine cemaat (Peygamber’in geldiğini imama haber vermek için) el çırpmaya başladı. Ebû Bekir namaz kılarken başını çevirip hiçbir yana bakmazdı. Cemaat durmadan el çırpınca dönüp bakmak zorunda kaldı. Yanında Rasûlullah’ı görüverdi. Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-, ona yerinde kalması için işaret etti. Fakat Ebû Bekir ellerini kaldırarak Allah’a hamd etti ve arkadaki safa girinceye kadar geri gitti. O zaman Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- öne geçerek namazı kıldırdı. Namaz bitince, halka dönerek şunları söyledi:“İnsanlar! Namazda bir durum meydana gelince niçin el çırpmaya başladınız? El çırpmak kadınlara mahsustur. Namazda bir durumla karşılaşan kimse subhânallah desin. Onu subhânallah dediğini duyan kimse, kendisine dönüp bakar.”Sonra Ebû Bekir’e dönerek:“Ebû Bekir! Yerinde kal diye işaret ettiğim halde niçin namazı kıldırmadın?” diye sordu. Hz. Ebû Bekir: Ebû Kuhâfe’nin oğluna Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-’in önüne geçip namaz kıldırmak yakışmazdı, diye cevap verdi.Müttefakun aleyh.''Hubise'' Kelimesinin manası:Onu misafir etmek için tuttular demek.
عربي İngilizce Urduca
''Allah'ım saçını (kazıtarak) tıraş edenlere rahmet et diye dua etti.Sahabiler: Ey Allah'ın Rasulü! Kısaltanlara da (Allah'ın rahmetini dile) dediler. Allah'ım saçını tıraş edenlere rahmet et diye dua etti.Sahabiler: Ey Allah'ın Rasulü! Kısaltanlara da (Allah'ın rahmetini dile) dediler. Allah'ım saçını tıraş edenlere rahmet et diye dua etti.Sahabiler: Ey Allah'ın Rasulü! Kısaltanlara da (Allah'ın rahmetini dile) dediler. (Bunun üzerine Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem:) Saçlarını kısaltanlara da Allah rahmet eylesin buyurdu.''
عربي İngilizce Urduca
Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- akşamla yatsı namazını cem etti, her biri için kamet getirdi, aralarında ve onlardan birinin akabinde nafile namaz kılmadı.
عربي İngilizce Urduca
«Namaz kılmakta olanın önünden geçen kimse ne kadar günah işlediğini bilmiş olsaydı, kırk şu kadar zaman yerinde durması onun için daha hayırlı olurdu.» Hadisin ravisi Ebû en-Nadr der ki: Kırk gün mü, kırk ay mı, kırk yıl mı dedi, bilmiyorum.
عربي İngilizce Urduca
"Rasûlullah -sallalalhu aleyhi ve sellem-, bakire, büluğ çağına gelmiş genç kızları ve hayızlı kadınları bayram namazına çıkarmamızı emretti. Hayızlı olanlara namazgâhtan uzak durmalarını emretti."
عربي İngilizce Urduca
«Kim Allah’a kavuşmak isterse, Allah da ona kavuşmak ister. Kim Allah’a kavuşmak istemezse, Allah da ona kavuşmak istemez.»
عربي İngilizce Urduca
«Allah'ım! Önceden yaptıklarımı, sonradan yapacaklarımı, gizli ve açık işlediklerimi, aşırılıklarımı ve senin benden daha iyi bildiğin hallerimi bana bağışla. Sen öne geçirensin, sen geriye bırakansın. Senden başka hiçbir (hak) ilah yoktur.»
عربي İngilizce Urduca
"Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- ile birlikte geceleyin kalktım. Bakara Sûresi'ni okumaya başladı, rahmet ayetine geldiğinde durur (rahmet) isterdi. Azap ayeti geçince yine durur ve Allah’a sığınırdı."
عربي İngilizce Urduca
"Allah'ım! Sana teslim oldum, sana iman ettim ve sana tevekkül ettim. Senin için husumette bulundum. Senin hükmünü hakem yaptım. Geçmişte, gelecekte, gizli açık ve benden daha iyi bildiğin işlemiş olduğum (tüm günahlarımı) bağışla. Senden başka hak ilah yoktur."
عربي İngilizce Urduca
"Ey Cebrâi’lin, Mikâil’in ve İsrafil’in Rabbi! Göklerin ve yerin yaratanı, gizli ve aşikarı bilen Allah’ım! Ayrılığa düştükleri şeylerde kulların arasında sen hükmedersin. İhtilafa düşülen şeyde beni, izninle Hakk’a ulaştır. Şüphesiz sen, dilediğini doğru yola iletirsin."
عربي İngilizce Urduca
"Su temizdir, hiçbir şey onu necis yapamaz."
عربي İngilizce Urduca
"Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- Meymune -radıyallahu anha-'nın guslettiği kaptan arta kalan su ile yıkanırdı."
عربي İngilizce Urduca
«Su, cünüp/pis olmaz.»
عربي İngilizce Urduca
"Kedi necis değildir! O sizin çevrenizde dönüp, dolaşanlardandır."
عربي İngilizce Urduca
Kız çocuğunun idrarından dolayı yıkanır, oğlanınkine ise, su serpilir.
عربي İngilizce Urduca
Önce onu kazısın, sonra su ile ovuştursun sonrada yıkasın ve o elbisseyle namazını kılsın
عربي İngilizce Urduca
"Kanı yıkaman senin için yeterlidir, kalan lekesi zarar vermez"
عربي İngilizce Urduca
“Rasulullah -sallallahu aleyhi ve sellem'in nasıl abdest aldığını öğrenmek kimi sevindirirse, işte Rasulullah’ın aldığı abdest böyleydi.”
عربي İngilizce Urduca
"Abdesti güzelce al, parmakların arasına suyu eriştir. Oruçlu değilken burnuna suyu çokça çek."
عربي İngilizce Urduca
Ammâr b. Yâsir -radıyallahu anhuma-'yı, abdest alırken ve sakalını hilallerken gördüm. Ona denildi ki -ya da dedim ki- : "Sakalını hilalliyor musun?" O da şöyle buyurdu: ''Niçin hilallemeyeyim ki? Muhakkak ben, Rasûlullah -sallalahu aleyhi ve sellem-'i sakalını hilallerken gördüm.''
عربي İngilizce Urduca
"Nebİ -sallallahu aleyhi ve sellem-'e müd'ün üçte ikisi oranında (832 gr) su getirildi. (Abdest aldı) ve kollarını ovmaya başladı."
عربي İngilizce Urduca
"Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- bir seriyye göndermişti. Şiddetli bir soğuğa tutuldular. Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-’in yanına döndükleri zaman onlara sarıklarının ve mestlerin/ayakkabıların üzerlerine mesh etmelerini emretti."
عربي İngilizce Urduca
Allah Rasûlü -sallallahu aleyhi ve sellem- zamanında sahabeler yatsı namazını beklerken uyuklar, bu sebeple başları önlerine düşerdi. Sonra kalkarlar abdest almadan namaz kılarlardı.
عربي İngilizce Urduca
«Kim cinsel organına dokunursa abdest alsın.»
عربي İngilizce Urduca
Koyun ağıllarında namaz kılabilir miyim? dedi. Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-:«Evet!» dedi. O kimse: Develerin istirahat yerinde namaz kılabilir miyim? dediğinde, Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-: «Hayır!» dedi.
عربي İngilizce Urduca
"Kim bir ölü yıkarsa gusletsin; kim de onu taşırsa abdest alsın!"
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Uhut şehidleri üzerine kabre konmala­rından sekiz sene sonra ölülere ve dirilere veda eder gibi namaz kıldı.
عربي İngilizce Urduca
Enes -radıyallahu anh- şöyle dedi: "Biz bir yerde konakladığımız zaman develerin yüklerini çözüp onları rahatlatmadan namaza durmazdık."
عربي İngilizce Urduca
Ebü’l–Esved’den rivayet edildiğine göre şöyle dedi: Medine’ye gelmiş Ömer b. el-Hattâb -radıyallahua anh-’ın yanında oturuyordum. Yanımızdan bir tabut geçti. İçindeki hayırla anıldı. Bunun üzerine Ömer; “kesinleşti” dedi. Sonra bir başka tabut daha geçti, onun içindeki de hayırla anıldı. Ömer yine “kesinleşti” dedi. Daha sonra üçüncü bir tabut geçti, onun içindeki kötülükle anıldı. Ömer yine; “kesinleşti” dedi. Bu defa ben kendisine: Ne kesinleşti, ey müminlerin emiri? Dedim. Ömer şöyle cevap verdi: Ben, Nebî -sallallahu aleyhi ve sellem-’in buyurduğu gibi söyledim. O: “Herhangi bir Müslüman hakkında dört kimse hayırla şahitlik ederse, Allah onu cennetine kor” buyurmuştu. Biz kendisine: Peki üç kişi şehâdet ederse? Dedik.“Üç kişi şehâdet ederse de aynıdır” buyurdu. Biz; Ya iki kişi şahitlik ederse? Dedik. İki kişi de şahitlik etse yine aynıdır” buyurdu.Sonra da biz bir kişiden sormadık.Buhârî rivayet etmiştir.
عربي İngilizce Urduca
Abdullah b. Ebî Evfâ -radıyallahu anhuma-’dan rivayet edildiğine göre o, kızının cenaze namazında dört defa tekbir aldı. Dördüncü tekbirden sonra, iki tekbir arasında durduğu kadar durup kızının bağışlanmasını diledi ve onun için dua etti ve sonra; “Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- böyle yapardı.” dedi.
عربي İngilizce Urduca
«Ben size, filan ve filanı ele geçirdiğinizde ateşte yakmanızı emretmiştim. Halbuki ateş ile yalnız Allah azap eder. Bu sebeple, siz bu ikisini yakaladığınızda öldürünüz.»
عربي İngilizce Urduca
«Gerçek şu ki, ateşle azap etmek, ateşin yaratıcısından başka hiç kimse için uygun ve meşru değildir.»
عربي İngilizce Urduca
«Cihada çıkan erkeklerin geride bıraktıkları hanımları, cihada çıkmayan erkeklere kendi anneleri gibi haramdır.»
عربي İngilizce Urduca
«Ölen herhangi bir kişinin arkasından ağlayıcılar, ey kendisine dayandığımız, ey efendimiz gibi onu övmeye başladılar mı, adamın başına iki melek görevlendirilip dikilir ve onu tartaklayarak; "Sen böyle biri miydin?" derler.»
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in ma‘rufta (iyilikte) itaat konusunda bizden aldığı biat (söz) içinde, iyilikte kendisine is­yan etmeyeceğimize (özellikle musibet karşısında) yüzü(müzü) tırma­lamayacağımıza, vah vah diye feryad etmeyeceğimize, yaka(mızı) yırt­mayacağımıza, saç(larımızı) dağıtmayacağımıza dair aldığı (söz) de vardı.
عربي İngilizce Urduca
«Bu mescitlerin, bu şekilde idrar ve dışkı ile kirletilmesi uygun değildir. Buralar yalnızca yüce Allah'ı zikretmek, namaz kılmak ve Kur'an okumak için yapılmıştır.»
عربي İngilizce Urduca
Bir adam, mescitte yitiğini aradı, sonra da: Kızıl deveyi gören yok mu? diye bağırdı. Bunun üzerine Allah Rasûlü -sallallahu aleyhi ve sellem-: «(Onu) bulamayasın! Çünkü bu mescitler ne maksatla yapılmışsa onun için inşa edilmiştir.» buyurdular.
عربي İngilizce Urduca
"Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-, cuma günü imam hutbe okurken dizleri dikip oturmayı yasaklamıştır."
عربي İngilizce Urduca
«Hayızlı iken hanımıyla cinsel ilişkide bulunan kimse bir dinar ya da yarım dinar sadaka vermelidir.»
عربي İngilizce Urduca
Yahudiler, bir kadın hayız olduğunda, onu evden çıkarırlar, onunla beraber (yemek) yemezler, içmezler ve aynı evde birlikte bulunmazlardı. Sahabeler Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-'e sorduklarında Allah Teâlâ: "Sana kadınların ay hâlini de sorarlar. De ki, O bir ezâdır. Onun için hayız zamanında kadınlardan ayrı kalın..." ayetini indirdi.
عربي İngilizce Urduca
Ya Rasûlallah! Ben çok fazla hayız gören bir kadınım. Buna ne dersin? Bu beni namazdan ve oruçtan men etti dedim. Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-: «Sana pamuğu öğütlerim, zira o kanı giderir.» buyurdu. Ben: Kan bundan daha çoktur, dedim.
عربي İngilizce Urduca
«Subhânallah! Bu şeytandandır. Bir leğene otursun! Suyun üzerinde bir sarılık görürse öğlen ve ikindi için bir defa gusül alsın, akşam ve yatsı için de bir defa gusül alsın, sabah için de bir defa gusül alsın. Bunların arasında da abdest alsın.» buyurdular.
عربي İngilizce Urduca
«(Bir aylık zamanda kat edilecek uzaklıkta bulunan düşmanlarımın kalbine) korku salmakla desteklendim. Yeryüzü (hazinelerinin) anahtarları bana verildi. "Ahmed" olarak isimlendirildim.Toprak, bana, tertemiz kılındı ve benim ümmetim ümmetlerin en hayırlısı kılındı.»
عربي İngilizce Urduca
«(Diğer) İnsanlara karşı üç şeyle faziletli (üstün) kılındık: Saflarımız meleklerin safları düzeninde kılındı. Arzın tamamı bize mescid kılındı. Toprak bize, su bulamadığımız zaman, tahûr (temiz ve temizleyici) kılındı. Başka bir özellik daha zikretti.»
عربي İngilizce Urduca
"Ben ve Allah Rasûlü -sallallahu aleyhi ve sellem- cünüplükten dolayı bir kaptan yıkanırdık. Ellerimiz kapta birbirine karışırdı."
عربي İngilizce Urduca
«Başa üç avuç su dök­men kâfidir. Sonra da (suyu) bedeninin geri kalan kısmına dökersin. İşte o zaman sen temizlendin demektir.»
عربي İngilizce Urduca
Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-'e yıkanması için su döktüm. O, sağ eliyle sol eli üzerine su döküp ellerini yıkadı. Sonra avret mahallini yıkadı. Sonra eliyle yere vurup elini toprağa sürdü. Sonra elini yıkadı. Sonra ağzını çalkaladı ve burnuna su çekti. Sonra yüzünü yıkadı ve başından aşağı su döktü. Sonra yıkandığı yerden biraz uzaklaşıp ayaklarını yıkadı. Sonra ken­disine bir havlu getirildi, fakat O, bununla silinmedi.
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- cünüblükten yıkandığı zaman ellerini yıkamaktan başlardı. Sonra sağ eli ile sol eline su dökerek avret mahallini yıkardı. Sonra namaz için abdest aldığı gibi abdest alırdı.
عربي İngilizce Urduca
«Erkeğin suyu koyu beyazdır. Kadının suyu ise ince ve sarıdır. Hangisi önce gelirse yahut üstün olursa benzerlik ona olur.»
عربي İngilizce Urduca
Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-: «Kemik ve tezekle istincâ yapmayı/taharetlenmeyi yasakladı ve bu ikisi temizlemez.» diye buyurdu.
عربي İngilizce Urduca
Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- tuvaletten çıktığı zaman «Ğufrânek» ((Allahım!) Senden beni bağışlamanı dilerim.) derdi.
عربي İngilizce Urduca
"Büyük ve küçük abdesti bozarken kıbleye dönmeyi, istincâda sağ eli kullan­mayı, üçten az taş ile taharetlenmeyi ya da tezek veya kemik ile taharetlenmeyi yasakladı."
عربي İngilizce Urduca
“Tükür, tükür! At onu! Bizim sadaka verilen şeyleri yemediğimizi bilmiyor musun?”
عربي İngilizce Urduca
«Zaman, Allah’ın gökleri ve yeri yarattığı günkü şekliyle dönmektedir. Bir yıl on iki aydır. Bunlardan dördü haram olan aydır. Üçü birbiri ardınca gelen, zilkade, zilhicce ve muharremdir. Biri ise cemaziyelâhir ile şâbân arasında bulunan ve Mudar kabilesinin daha çok değer verdiği receb ayıdır.»
عربي İngilizce Urduca
«Her (hicri) ay üç gün oruç tutarsan on üç, on dört ve on beşinde tut.»
عربي İngilizce Urduca
"Namaz için ezan okunduğu zaman, şeytan kaçar."
عربي İngilizce Urduca
"Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-, her ay üç gün oruç tutar mıydı? diye sordu. Âişe: Evet, dedi."
عربي İngilizce Urduca
«Müezzinler, insanların en uzun boyunlu olanlarıdır.»
عربي İngilizce Urduca
"Rasûlullah –sallallahu aleyhi ve sellem- yolcuya üç gün ve üç gece yolcu olmayana da bir gün ve bir gece mestlerin üzerine meshetme süresi verdi."
عربي İngilizce Urduca
De ki: «Es-selâmu aleykum ehle'd-diyâri mine'l-mü'minîne ve'l-müslimîn, ve yerhamullâhu'l-mustekdimîne minnâ ve'l-muste'hırîn ve innâ inşâ allâhu bikum lâhıkûn.» (Selam size ey Müminlerin ve Müslümanların diyarında bulunanlar! Allah bizden önden gidenlere de geriye kalanlara da rahmet buyursun. Bizler de -inşaallah- size elbette yetişeceğiz.)
عربي İngilizce Urduca
"Güneşin hâcibi (ışığı) göründüğü vakit, güneş iyice mey­dana çıkıncaya kadar namazı bırakınız. Güneşin ışığı battığı zaman da ta kayboluncaya kadar namazı yine bırakınız. Kılacağınız nama­zınız için güneşin ne doğma zamanı, ne de batma zamanını tercih edi­niz. Çünkü o bir şeytanın -yahud şeytanın- iki boynuzu arasından çıkar.''
عربي İngilizce Urduca
Ebu Hureyre -radıyallahu anh- rivayet edildiğine göre şöyle dedi: Nebî -sallallahu aleyhi ve sellem- ile birlikte abdesti be tuvalet ihtiyacı için kova ile su taşırdım.Tuvaleti için çıktığında peşinden gitti. Giderken Kendisine yaklaştım Nebî -sallallahu aleyhi ve sellem-:Bu kimdir buyurdu:Ben Ebû Hureyra'yım dedi.Taharetlenmem için bana taşlar ara yahut benzeri bir şey bana kemik ve tezek getirme!’ buyurdu.Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-’e elbisemin kenarında taşlar getirip yanına koydum ve ona arkamı döndüm.Kemik ve tezeğin durumu nedir? dedim.O da şöyle buyurdu:''O ikisi cinlerin yemeğidir.Bana Nusaybîn cinlerinden bir topluluk geldiler,ne kadar da iyi cinlerdir.Bana katık sordular ve bende hangi kemiğin ve tezeğin yanlarından geçerlerse yemek bulsunlar diye onlar için Allah'a dua ettim.''Buhârî rivayet etmiştir.
عربي İngilizce Urduca
«Öğle namazının vakti, güneş zevâli aştıktan sonra ve bir kimsenin gölgesinin boyu, kendi boyuna eşit olduktan sonra başlar, ikindi namazının vakti gelinceye kadar sürer. İkindi namazının vakti, güneş sararmaya başlayıncaya kadar sürer. Akşam namazının vakti, ufuktaki kızıllık kayboluncaya kadar sürer.Yatsı namazının vakti, gece yarısına kadar sürer. Sabah namazının vakti ise, fecrin doğuşundan güneş doğuncaya kadar sürer.»
عربي İngilizce Urduca
"Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- ile birlikte akşam namazını kılardık. Bizden biri namazdan ayrılınca attığı okun düştüğü yeri görürdü.''
عربي İngilizce Urduca
«Kim sabah namazından bir rekâti güneş doğmazdan önce kılabilirse, sabah namazına yetişmiş demektir. Kim de ikindi namazından bir rekâti güneş batmadan önce kılabilirse ikindi namazına yetişmiş demektir.»
عربي İngilizce Urduca
«Beytullah’ı gündüz veya gece herhangi bir saatte ziyaret edip namaz kılan kimseyi sakın menetmeyin.»
عربي İngilizce Urduca
İki çeşit fecir vardır. Kurt kuyruğu gibi olan fecir ki, o vakit namaz kılmak caiz değildir. (Bu vakitte) yemek yemek haram değildir. Ufukta uzunlamasına yayılan fecre gelince işte sabah namazı o vakitte kılınır, sahur yemeği de o vakitte haram olur.
عربي İngilizce Urduca
«Burada olanınız olmayanlara şu söyleyeceklerimi aktarsın: Fecirden sonra sadece iki rekat namaz (sabahın sünnetini) kılınız.»
عربي İngilizce Urduca
Abdullah b. Zeyd -radıyallahu anh- şöyle dedi: Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- namaz vakitlerinde insanları toplamak için çan (zil) yapılmasını emredince, rüyamda bir şahıs etrafımda elinde çanla dolaştı. Ben o şahsa: Ey Allah’ın! Kulu, elindeki o çanı satar mısın? Dedim. O şahıs: Çanı ne yapacaksın? Dedi. Ben: Onunla insanları namaza çağıracağım dedim. O şahıs:Sana çandan daha hayırlı bir şeye delillik edeyim mi? dedi.Ben:Evet dedim.O şahıs:Allah-u Ekber Allah-u Ekber, Allah-u Ekber Allah-u Ekber Eşhedü Ella İlahe İllallah, Eşhedü Ella İlahe İllallah Eşhedü Enne Muhammeden Rasûlullah, Eşhedü Enne Muhammeden Rasûlullah Hayya Alassalah, Hayya Alassalah Hayya Ale’l-Felah, Hayya Ale’l-Felah Allah-u Ekber Allah-u Ekber La İlahe İllallah, dersin dedi.Sonra benden biraz uzaklaştı ve şöyle dedi:Namaza kalktığın vakitte:Allah-u Ekber Allah-u Ekber Eşhedü Ella İlahe İllallah Eşhedü Enne Muhammeden Rasûlullah Hayya Alassalah, Hayya Ale’l-Felah Kad Kametissalatu Kad Kametissalah Allah-u Ekber Allah-u Ekber La İlahe İllallah, dersin dedi.Sabah olunca Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-’e gelerek gördüğüm rüyayı haber verdim.Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-:Bu hak rüyadır inşallah, Bilal’le birlikte kalkın gördüklerini Bilal’a söyle, Bilal onları ezan olarak okusun. Çünkü Bilal’ın sesi senden daha yüksektir’ buyurdu. Bilal’le kalktık, ben ona söylüyordum o da okuyordu. Ömer -radıyallahu anh- Bilal’ın ezanını işitince ridasını sürükler bir halde Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-’e geldi ve şöyle dedi:Seni hak Rasul olarak gönderen Allah’a yemin ederim ki Abdullah’ın gördüğünü ben de gördüm.Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- bunun üzerine:''Allah’a hamd olsun'' buyurdu.''Sünen-i Ebî Dâvûd.
عربي İngilizce Urduca
Sabah namazının ezanında, müezzin "Hayye ale'l-felâh" dediğinde duyan kimsenin "Es-salâtu hayrun minen nevm" (namaz uykudan hayırlıdır) demesi sünnettendir.
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- akşam ile yatsı namazlarını Müzdelife'de birlleştirerek (birlikte) kılmıştır. Akşam namazını üç, yatsı namazını ise iki rekât olarak (her namaz için ayrı) bir kamet ile kılmıştır.
عربي İngilizce Urduca
«Sen onların imamısın. (Namazını kıldırırken) onların en zayıf olanları­nı göz önünde bulundur ve ezanına ücret almayan bir müezzin edin.»
عربي İngilizce Urduca
"Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in müezzini Rasulullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'i görünceye kadar kameti geciktirirdi, onu gördükten sonra kameti getirirdi."
عربي İngilizce Urduca
"Karanlık bir gecede Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- ile birlikte seferdeydik ve kıblenin nerede olduğunu bilmiyorduk. Bizden her biri kalkıp kendi yönüne doğru namaz kıldı. Sabahlayınca bu olanı Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-'e zikrettik. Bunun üzerine şu ayet nazil oldu: "Nereye dönerseniz Allah'ın yüzü oradadır."
عربي İngilizce Urduca
«Doğu ile batı arası kıble sayılır.»
عربي İngilizce Urduca
Sizden bir kimse mescide geldiği zaman, baksın, ayakkabıla­rında pislik varsa onu silsin ve onlarla namaz kılsın.
عربي İngilizce Urduca
«Bir kimse mestleriyle (yahut ayakkabılarıyla) bir pisliğe basarsa toprak onları temizler.»
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'i namaz kılarken gördüm. Ağlamaktan dolayı O'nun göğsünden küçük bir değirmenden çıkan ses gibi sesler geliyordu.
عربي İngilizce Urduca
Abdullah b. Ömer -radıyallahu anh- anlatıyor:Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- namaz kılmak için Kuba mescidine çıktı. Ensârdan bazı kimseler gelip ona namazda iken selâm verdiler. Bilâl’e: “Namaz kılarken kendisine selâm verenlerin selâmını Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in nasıl aldığını gördün?” diye sordum. Bilâl: “Şöyle derdi” şeklinde karşılık verdi. Hadisin râvilerinden (işaretle selâmın nasıl olduğunu göstermek için) avucunu açtı, içini aşağı, sırtını yukarı getirdi.Ebû Dâvud Sünen-inde rivayet etmiştir.
عربي İngilizce Urduca
Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-'i Zeyneb'in kızı Ümâme bint Ebû'l-Âs'ı (omzunda) taşır olduğu halde insanlara namaz kıldırırken gördüm. Secdeye varacağı zaman onu indirir, (kıyama) kalkacağında da (omzuna) bindirirdi.
عربي İngilizce Urduca
Ebu Hureyre -radıyallahu anh-'den merfu olarak yapılan rivayette diyor ki: Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- namazda iken iki siyahın (yılan ve akrebin) öldürülmesini emretti.Sünen-i Ebû Dâvûd.
عربي İngilizce Urduca
"Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- abdest alıp mestlerini giyen yolcu için üç gün üç gece, mukim (yolcu olmayan) kimse için de bir gün bir gece mestler üzerine mesh etme izni vermiştir."
عربي İngilizce Urduca
Talha b. Ubeydullah -radıyallahu anh-'tan rivayet edildiğine göre: Biz namaz kılarken hayvanlar önümüzden geçiyorlardı. Bunu Rasûlullah’a -sallallahu aleyhi ve sellem-'e zikrettik. Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-: “Önünüzde semerin arka kaşı gibi bir şey olursa, onun önünden geçenler zarar vermez” buyurdu.
عربي İngilizce Urduca
Sebra b. Ma'bed el-Cühenî -radıyallahu anh-'tan rivayet edildiğine göre:Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurdu: "Sizden biri namaz kılarken namazını (korumak) için bir ok bile olsa (secde mekânına) sütre diksin!''
عربي İngilizce Urduca
Ebu Zer -radıyallahu anh-'tan rivayet edildiğine göre, Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- buyurdu ki: "Sizden biriniz namaza durduğu vakit, önünde deve semerinin arka kaşı kadar bir şey bulunursa, o kendisini sütreler. Önünde semerin arka kaşı kadar bir şey bulunmazsa bunun namazını eşek, kadın ve siyah köpek keser." Ravi Abdullah b. Sâmit der ki: "Ya Eba Zerr! Siyah köpeğin kırmızı köpekten, sarı köpekten farkı nedir ki?" dedim. "Ey kardeşimin oğlu! Bunu, senin bana sorduğun gibi bende Rasûlullah'dan sordum:" "Siyah köpek şeytandır", buyurdu, dedi.Sahih-i Müslim.İbn Abbâs -radıyallahu anhumâ-'nın hadisindeki rivayette:''Buluğa ermiş kadın ve köpek namazı bozmaz''buyurmaktadır.Sünen-i Ebû Dâvud.
عربي İngilizce Urduca
Âişe -radıyallahu anha-'dan rivayet edildiğine göre O, -radıyallahu anha-, namaz kılan kimsenin elini beline koymasını kerih görüyor ve "Muhakkak ki yahudiler böyle yapıyorlar." diyordu.
عربي İngilizce Urduca
«Akşam yemeği takdim edilince, akşam nama­zından önce ona başlayın ve akşam yemeğini (yerken, vakit müsaitse) acele etmeyin.»
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'e namazda başı sağa sola çevirmenin hükmünü sordum. Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-: «Bu, kulun namazından bir miktarını şeytanın kapıp aşırmasıdır.» buyurdu.
عربي İngilizce Urduca
«Benim bu hamîsamı/nakışlı elbisemi Ebû Cehm'e götürün; Ebû Cehm'in düz kumaş elbisesini bana getirin. Çünkü bu hamîsa demin beni namazımdan alıkoydu.»
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- mahallelere mescit yapılmasını ve temizlenip güzel kokular ile kokulanmasını emretti.
عربي İngilizce Urduca
Allah için söyle! Sen Allah Rasûlü -sallallahu aleyhi ve sellem-’in bana: «Benim adıma sen cevap ver!» dediğini ve «Allahım! O'nu Rûhu'l-kudüs ile destekle!» buyurduğunu işittin mi? dedi. O da: Allah’ım! Evet, dedi.
عربي İngilizce Urduca
«Kim bir adamın yitiğini mescitte ararken duyarsa, ’’Allah onu sana buldurmasın!" desin. Çünkü mescitler, bu tür şeyler için bina edilmemiştir.»
عربي İngilizce Urduca
Allah Rasûlü -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur: «Bir kimsenin mescidde bir şey sattığını yahut satın aldığını görürseniz ona; "Allah ticaretini kazançlı kılmasın!" deyin. Onda bağırarak kayıp eşya arayıp soruşturan bir kimse gördüğünüzde ise; “Allah onu sana geri çevirmesin!” deyin.»
عربي İngilizce Urduca
‘’Onlara ilişme Ey Ebu Bekir! Çünkü bu günler bayram günleridir. Ve o günler Mina günleridir.’’
عربي İngilizce Urduca
«İnsanlar mescitler hususunda birbirlerine karşı övünmedikçe kıyamet kopmaz.»
عربي İngilizce Urduca
Rifâa b. Râfi' ez-Zürakî -radıyallahu anhh- Nebî -sallallahu aleyhi ve sellem-'in ashabından biriydi.Dedi ki:Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- bir gün mescitte ashabıyla birlikte otururken,bir adam geldi ve Rasûlullah'a yakın bir yerde namaz kılı.Sonra da Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in yanına geldi.Ona selam verdi.Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- selamını aldı ve dön namazını tekrar kıl,çünkü sen namaz kılmadın buyurdu.O zat dönerek, önceki kıldığı gibi namazını tekrar kıldı.Sonra da Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in yanına geldi.Dön tekrar kıl; çünkü sen, namaz kılmış olmadın!, buyurdu.Ya Rasûlullah! bana nasıl kılacağımı öğretirmisin? dedi.Bunun üzerine Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-:Kıbleye döndüğün zaman İftitah tekbirini al,Fatiha suresini oku,istediğin yerden Kur'an oku, sonra rükuya vardığında avuç içlerini diz kapaklarına koy.Sırtını düz yap ve düzgün bir rükû yap.Başını kaldırdığın zaman kemikler mafsallarına dönene kadar sırtını düz tut.Secde ettiğin zaman tam bir secde et.Başını secdeden kaldırınca sol baldırının üzerine otur.Sonra da bu yaptığını her secde ve rükûda yap.İmam Ahmed'in Müsned'i.Başka bir rivayette:''Abdesti Allah Azze ve Celle'nin emrettiği gibi tam bir şekilde almadıkça şüphesiz ki sizden birinin namazı kabul olmaz.Yüzünü yıkar ellerini dirseklerine kadar yıkar.Başını mesh eder ve ayaklarını aşık kemiklerine kadar yıkar.Sonra da Allah Azze ve Celle'ye tekbir getirir ve hamd eder.Sonra da Kur'an'dan ona izin verildiği ve kolayına geldiği kadar okur.Sonra da tekbir getirir ve secde eder yüzünü tam olarak alnı burnu değecek şekilde mafsalları ve tam bbir şekilde sükünet bulup rahatlayana kadar eğer.Sonra da tekbir getirir ve düz bir şekilde dübürünün üzerine oturur ve sırtını düz yapar.Ve namazı bu şekilde dört rekat olarak anlattı.Böyle yapmadan sizden birinizin namazı tam olmaz.Sünen-i Ebû Dâvud.Başka bir rivayette:''Sana Allah Azze ve Celle'nin emrettiği gibi abdest al sonra da teşehhüd yap.Düz dur sonra tekbir getir.Ezberinde Kur'an varsa onu oku.Eğer yoksa Allah'a hamd et tekbir getir ve La ilahe illallah de.Sünen-i Ebû Dâvud.
عربي İngilizce Urduca
Muhammed b. Amr'dan rivayet edildiğine göre:dedi ki:Ebû Humeyd es Saidî -radıyallahu anh-’den Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-’in ashabından on kişilik bir guruptan birisi olan Ebû Katâde'den işittim şöyle diyordu; Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-’in namazını en iyi bileniniz benim bunun üzerine dediler ki: “Müslüman olmada bizden eski değilsin Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-’in yanına en çok gidip gelenlerimizden de değilsin” dedi ki: Evet o halde anlat bakalım dediler; O’da dedi ki:Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- namaza başladığında ayakta dosdoğru durur, ellerini omuz hizasına kadar kaldırarak tekbîr alırdı, sonra rükû’a varmak istediğinde yine ellerini omuzları hizasına kadar kaldırır ve tekbîr getirerek rükû’a varırdı. Rükû’da düzgün vaziyette durur başını ne aşağı sarkıtır nede yukarıya doğru dikerdi ellerini de dizleri üzerine koyardı sonra “Semiallahü limen hamideh” diyerek ellerini kaldırır ve doğrulurdu vücudunu aynen ayakta durduğu şekle gelirdi. Sonra secdeye gitmek üzere eğilir Allahü ekber der kollarını koltuklarından aralar ayak parmaklarını serbest bırakır sol ayağını bükerek üzerine oturur ve dimdik dururdu sonra Allahü ekber diyerek ikinci secdeye iner sol ayağını bükerek üzerine oturur ve dimdik durur ve sonra ikinci rekât için ayağa kalkardı ve ikinci rekâtta da aynen yapardı iki secdeden kalkınca tekbir alır ellerini omuzları hizasına kadar kaldırırdı ilk namaza başlarken aldığı tekbir gibi tüm rekâtları bu şekilde kılar namazın biteceği son rekâtın oturumunda sol ayağını çıkararak kalçası üzerine oturur ve selam vererek namazdan çıkardı.Ona doğru söyledin dediler Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- böyle namaz kılardı.Sünen-i Ebî Dâvûd,(aslı Buhâri'de).
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- gece namaz kılmak için kalktığında tekbir alır ve (tekbir alır almaz) şöyle (dua e)derdi: «Subhâneke, Allahumme ve bi hamdike ve tebâreke's muke ve teâlâ cedduke ve lâ ilâhe ğayruke» (Allah’ım! Seni tesbîh ve sana hamd ederim. İsmin mübârek, şânın yücedir. Senden başka ibâdete lâyık hiçbir ilah yoktur)
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- namaza tekbir ile, kıraate de ''Elhamdulillahi Rabbi'l-âlemîn" i okuyarak başlardı. Rükûya eğildiği zaman başını ne yukarı kaldırır, ne de aşağı indirirdi (başını bu) ikisi arasında tutardı.
عربي İngilizce Urduca
''Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- ile beraber namaz kıldım. Göğsünün üzerinde sağ elini sol elinin üzerine üzerine koydu.''
عربي İngilizce Urduca
Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-, Ebubekir ve Ömer -radıyallahu anhum- namazlarına ''Elhamdulillahi Rabbilalemin ile başlarlardı.''
عربي İngilizce Urduca
«İşte bu adam iki elini de hayırla doldurdu.»
عربي İngilizce Urduca
Öğle namazının farzını kılarken ilk iki rekatında Fatiha Sûresi'ni ve iki sure okurdu. Son iki rekatta ise Fatiha Sûresi'ni okuyor ve bize bir ayet işittiriyordu.
عربي İngilizce Urduca
Bizler, Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in öğle ve ikindi namazlarının (uzunluğunu) ölçerdik. Öğle namazının ilk iki rekatındaki kıyamı Secde suresini okuyacak kadardı. Son iki rekâttaki kıyamı ise bunun yarısı kadardı.
عربي İngilizce Urduca
''Rasulullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'den sonra, namazı onun namazına bundan daha fazla benzeyen başka bir kimsenin arkasında namaz kılmadım. O insan arkasında namaz kıldım. O, öğle namazının kıyamında ilk iki rekatını uzun tutuyor, son iki rekatını ise kısa tutuyordu. İkindi namazını daha kısa kılıyor, akşam namazında kısa surelerden okuyordu. Yatsı namazında Şems Suresi ve benzerlerini okuyordu. Sabah namazında ise iki uzun sure okuyordu.''
عربي İngilizce Urduca
Ben Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-'i akşam namazında Tûr Sûresi'ni okurken işittim.(Onlar, bir yaratan olmaksızın mı yaratıldılar, yoksa yaratanlar kendileri midir? Yoksa gökleri ve yeri kendileri mi yarattılar? Hayır! Onlar Allâh’a kesin olarak inanmıyorlar. Yâhut Rabbinin hazîneleri onların yanında mıdır? Yoksa her şeye hâkim olan kendileri midir?) Bu âyet-i celilelere gelince kalbim heyecandan neredeyse uçacak gibi oldu.
عربي İngilizce Urduca
«Ey İnsanlar! Peygamberlik mübeşşiratından bir şey kalmamıştır! Mübeşşirattan kalan sadece salih rüyâdır! Müslüman kişi bunu rüyasında görür ya da ona gösterilir. Ben de Kur'an'ı, rükû ederken ve secde ederken okumaktan nehyolundum. Rükûya gelince Rab -Azze ve Celle-'yi rükûda yüceltin, secdede ise dua edin. Çünkü secdede yaptığınız dua icabet edilmeye daha layıktır.»
عربي İngilizce Urduca
"Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem'in- namazı, rükûsu, başını rükûdan kaldırması, secdesi ve iki secde arasındaki oturuşu birbirine aynı gibi yakındı."
عربي İngilizce Urduca
Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- rükûya gittiği zaman parmaklarını açar Secde ettiği zaman da ise parmaklarını kapatırdı.
عربي İngilizce Urduca
O, (Mâlik İbnu'l-Huveyris) haber verdi ki, kendisi Peyamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'i şöyle namaz kılarken görmüştür: Peygam­ber -sallallahu aleyhi ve sellem- namazının tek rekâtlarında olduğu zamanlarda (bir müddet) düm­düz oturmadıkça (sonraki rekât için) ayağa kalkmazdı.
عربي İngilizce Urduca
“Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- rukûdan sonra bir ay kunut yaptı. Suleymoğulları'ndan bazı kabilelere beddua ediyordu. ”Enes -radıyallahu anh- sayıda tereddüd ederek dedi ki: (Nebi -sallallahu aleyhive sellem-) Kırk ya da yetmiş kurrâyı müşriklere gönderdi. O müşrikler ile Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- arasında yapılmış bir anlaşma olmasına rağmen, o kabileler kurrâlara karşı çıkıp, onları öldürdüler. Ben Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-’in bunlara hüzünlendiği kadar hiçbir kimseye hüzünlendiğini görmedim.''
عربي İngilizce Urduca
Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- bir kavim için dua ettiği ya da bir kavme beddua ettiği zaman dışında kunut yapmazdı.
عربي İngilizce Urduca
Ey babacığım! Muhakkak ki sen Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-, Ebû Bekr, Ömer, Osman ve Ali -radıyallahu anhum-'un arkasında ve Ali -radıyallahu anh-'ın arkasında burada Kûfe'de yaklaşık beş yıl namaz kıldın. Sabah namazında kunut yapıyorlar mıydı? Ey oğulcuğum bu sonradan çıkan bir şeydir, dedi.
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- namazda oturduğu zaman, sağ avucunu sağ uyluğunun üzerine koyar, sol elini de sol uyluğunun üzerine koyardı.(Şehâdet) parmağı ile işârette bulunur, baş parmağını orta parmağının üzerine koyar, sol eliyle de sol diz kapağını kavrardı.
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- bize Kur’an’dan bir sûre öğretir gibi teşehhüdde okuyacağımız duayı öğretirdi.
عربي İngilizce Urduca
«Eğer gücün yetiyorsa yere secde et. Yetmiyorsa îmâ ile kıl. Secdeni, rükûdan daha fazla eğilerek yap.»
عربي İngilizce Urduca
Muğîre b. Şu'be -radıyallahu anh- bize namaz kıldırdı. İki rekâtta kalktı. Biz de "Subhanallah" dedik. "Subhanallah" dedi ve devam etti. Namazını tamamlayıp selam verince iki defa sehiv secdesi yaptı. Bitirdikten sonra şöyle dedi: ''Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'i benim bu yaptığım şekilde yaparken gördüm."
عربي İngilizce Urduca
Ebu Hureyre -radıyallahu anh- onlara “Gök yarıldığı zaman...” (İnşikâk Suresi:1) ayetini okudu ve secde etti. Secdeyi bitirdiği zaman onlara Allah Rasûlü -sallallahu aleyhi ve sellem-’in de bu ayette secde ettiğini haber verdi.
عربي İngilizce Urduca
Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-'e Necm Sûresi'ni okudum, o ise secde etmedi.
عربي İngilizce Urduca
Ya Rasûlallah! Hac Sûresi'nde iki secde var mı? diye sordum. «Evet, o secdeleri yapmak istemeyen o ayetleri okumasın.» buyurdu.
عربي İngilizce Urduca
"Mutlu olacağı bir haber geldiğinde ya da bir şeyle müjdelendiğinde Allah'a şükrederek secdeye kapanırdı."
عربي İngilizce Urduca
Abdullah b. Mugaffel el-Müzenî -radıyallahu anhumâ-'dan rivayet edildiğine göre demiştir ki:Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur:''Akşam namazının farzından önce iki rekât namaz kılınız.'' Sonra da buyurmuştur ki:''İsteyen Akşam namazının farzından önce iki rekât namaz kılsın.'' İnsanların bunu sünnet edinmesinden korktuğundan dolayı söylemiştir.Süneni Ebî Dâvud bu onun lafzıdır.Buhârî'de de benzeri lafızdadır.
عربي İngilizce Urduca
Bir adam Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- minberde iken O'na: "Gece namazı hakkında ne dersiniz?" diye sordu. Şöyle buyurdu: «Gece namazı ikişer ikişer rekâttır. Eğer biriniz sabah (namazının) vaktinin girmesinden korkarsa, bir rekât kılar ki, bu kılmış olduğu rekâtleri vitir (tek) yapar.»
عربي İngilizce Urduca
«Vitir, her müslümana bir haktır. Dileyen yedi rekât ile vitir yapsın. Kim beş rekât ile vitir yapmak isterse yapsın, kim üç rekât ile vitir yapmak isterse yapsın ve kim de tek rekât ile vitir yapmak isterse yapsın.»
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah –sallallahu aleyhi ve sellem- bize ramazan ayında sekiz rekat (teravih namazı) ve bir de vitir kıldırdı. Ertesi gün olunca, mescitte toplandık ve yanımıza çıkmasını ümit ettik. Sabah oluncaya kadar mescitte kaldık.
عربي İngilizce Urduca
Abdullah b. Amr b. Âs -radıyallahu anhümâ-’dan rivayet edildiğine göre Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurdu: Abdullah! Falan kimse gibi olma! Çünkü o gece ibadetine devam ederken artık kalkmaz oldu.''Sahih-i Buhârî.
عربي İngilizce Urduca
Ali b. Ebû Tâlib -radıyallahu anh-'tan rivayet edildiğine göre dedi ki:Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur:''Ey Kur'an ehli, vitir namazını kılınız. Şüphesiz ki Allah vitirdir (tektir) ve sever'' buyurdu.Sünen-i Ebû Dâvud.
عربي İngilizce Urduca
«Bir gecede iki vitir olmaz.»
عربي İngilizce Urduca
«Kim vitri uyuya kaldığı ya da unuttuğu için kılamadıysa hatırladığında onu kılsın.»
عربي İngilizce Urduca
Âişe -radıyallahu anhâ- şöyle dedi: Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-, bir işi yapmayı çok istediği halde, onu ahali de yapmaya kalkar da üzerlerine farz kılınmasından korktuğu için, yapmaktan vazgeçerdi.Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- hiç bir zaman Duhâ namazını kılmamıştır,ben kılıyorum.''Sahih-i Buhârî.
عربي İngilizce Urduca
Zeyd b. Erkam -radıyallahu anh-'tan rivayet edildiğine göre:Duhâ (kuşluk) namazını erken kılan bazı kimseleri gördü de şöyle dedi: Şüphesiz bunlar da bilirler ki, kuşluk namazını sonraki bir saatte kılmak daha sevaptır. Zira Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurdu:"Tövbe edip Allah'a dönenlerin (evvâbînin) namazı, sıcaktan deve yavrularının ayağı yandığı zamandır."
عربي İngilizce Urduca
«Böyle yapmayınız. Eğer sizden biriniz konakladığı yerde namaz kıldıysa, sonra da imama gelirse ve imam da namaz kılmadıysa onunla beraber namaz kılsın. Çünkü bu namaz onun için nafiledir.»
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- bir ata binmişti. Attan düştü de sağ tarafı berelendi.
عربي İngilizce Urduca
Ebû Saîd el-Hudrî -radıyallahua anh-'tan rivayet edildiğine göre Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- ashabının bir miktar geri durduğunu görünce olnlara:''Öne geçin ve bana uyun.Sizden sonrakiler de size uysun.Bir topluluk eğer geri kalmaya devam ederse sonunda Allah da onları geriletir.''Sahih-i Müslim.
عربي İngilizce Urduca
Ubeydullah b. Abdillah b. Utbe 'den gelen bir rivayette Ubeydullah der ki: "Âişe -radıyallahu anhâ-'nın yanına girdim. Ona: "Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in hastalığından bana anlatmaz mısın?" dedim. Anlatmaya başladı: "Elbette! Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in ağırlaştı ve: "İnsanlar namazını kıldı mı?" diye sordu. Biz: "Hayır! Ey Allah'ın Rasûlü, onlar sizi bekliyorlar!" dedik.Leğene benim için su koyun!" diye emretti.Âişe der ki: "Hemen dediğini yaptık, o da yıkandı. Sonra kalkmaya çalıştı, fakat üzerine baygınlık çöktü. Sonra kendine geldi ve tekrar:Cemaat namaz kıldı mı?" diye sordu. "Hayır!" dedik, onlar sizi bekliyorlar ey Allah'ın Rasûlü!" Tekrar: Benim için leğene su koyun!" emretti.Âişe der ki: Dediğini yaptık, yıkandı. Sonra tekrar kalkmak istedi. Yine üzerine baygınlık çöktü. Sonra ayılınca: İnsanlar namaz kıldı mı?" diye sordu. Hayır! Dedik, onlar sizi bekliyorlar, ey Allah'ın Rasûlü!" : "Benim için leğene su koyun!" dedi ve yıkandı. Sonra kalkmaya yeltendi, yine üzerine baygınlık çöktü, sonra ayıldı.İnsanlar namazı kıldı mı?" diye sordu.Hayır, onlar sizi bekliyorlar ey Allah'ın Rasûlü!" dedik.Âişe der ki:İnsanlar mescide çekilmiş, Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- yatsı namazı için bekliyorlardı."Âişe der ki: "Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Ebû Bekr'e adam göndererek insanlara namaz kıldırmasını söyledi. Elçi gelerek ona: Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- halka namaz kıldırmanı emrediyor!" dedi. -İnce duygulu bir kimse olan- Ebu Bekr -radıyallahu anh-: Ey Ömer halka namazı sen kıldır!" dedi.Âişe'nin anlattığına göre,Ömer: Buna sen daha ziyade hak sahibisin!" cevabında bulundu. Âişe der ki: "O günlerde namazı Ebu Bekr -radıyallahu anh- kıldırdı. Bilahare Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- kendinde bir hafiflik hissetti. Biri Abbâs olmak üzere iki kişinin arasında, öğle namazı için çıktı. O sırada namazı insanlara Ebu Bekr kıldırıyordu. Ebû Bekr, Rasûlullah'ın geldiğini görünce, geri çekilmek istedi.Sallallahu aleyhi ve sellem- geri çekilme diye işaret buyurdu. Kendisini getirenlere: "Beni yanına oturtun" dedi. Onlar da Ebû Bekr'in yanına oturttular.Ebû Bekr, Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in namazına uyarak namaz kılıyordu.İnsanlar da Ebû Bekr'in namazına uyarak namazını kılıyordu. Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- oturmuş vaziyette idi."Ubeydullah dedi ki: "Abdullah b. Abbâs -radıyallahu anhumâ-'nın yanına girdim ve:Âişe -radıyallahu anhâ-'nın -sallallahu aleyhi ve sellem-'in hastalığı ile ilgili olarak anlattığını size anlatayım mı?" dedim. Bana: "Haydi anlat!" dedi. Ben de bu hususta anlattığını naklettim. Söylediklerimden hiçbir noktayı reddetmedi. Sadece:(Rasûlullah'ı mescide) Abbâs'la birlikte taşıyan ikinci şahsın ismini verdi mi?" diye sordu. Ben: "Hayır söylemedi" deyince: "O, Ali radıyallahu anh idi" dedi.''Sahih-i Buhârî.
عربي İngilizce Urduca
Buyurdu ki: «Ey insanlar! Sizler nefret ettiricilersiniz. Her kim insanlara namaz kıldırırsa namazı hafifletsin. Çünkü cemaatin içinde hasta ola­nı, zayıf olanı ve iş güç sahibi olanı vardır.»
عربي İngilizce Urduca
"Şu namazı şu vakitte kılınız, şu namazı da şu vakitte kılınız " dedi (ve bütün namaz vakitlerini bildirdi). Namaz vakti gelince de "Biriniz ezan okusun ve Kur'ân 'ı en çok bileniniz size imamlık etsin" buyurdu.
عربي İngilizce Urduca
«Cemaate, Allah'ın kitabını en iyi okuyan kimseler imam olur.»
عربي İngilizce Urduca
«Allâhummec‘al fî kalbî nûran ve fî basarî nuran ve fî sem‘î nûran ve an yemînî nûran ve an yesârî nûran ve fevkî nûran ve tahtî nûran ve emâmî nûran ve halfî nûran vec‘allî nûrân.» (Ey Allah’ım! Kalbimde bir nur, gözümde bir nur kıl. Kulağımda bir nur, sağımda bir nur, solumda bir nur kıl. Üstümde bir nur, altımda bir nur kıl. Önümde bir nur, arkamda bir nur kıl. Benim için (büyük) bir nur kıl)
عربي İngilizce Urduca
Enes b. Mâlik -radıyallahu anh-'tan rivayet edildiğine göre dedi ki:''Bizim evimizde ben ve bir yetim Nebî -sallallahu aleyhi ve sellem-'in arkasında namaz kıldım.Annem ve Ümmü Süleym'de arkamızda namaz kıldılar.Sahih-i Buhârî.
عربي İngilizce Urduca
«Allah hırsını arttırsın, bir daha böyle yapma!»
عربي İngilizce Urduca
Ümmü Varaka bint Abdillah b. el-Hâris el-Ensâriyye -radıyallahu anha- Kuran'ı ezberlemişti. Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- ona ev halkına imamlık yapmasını emretti/izin verdi.
عربي İngilizce Urduca
Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- âmâ olan İbn Ümmü Mektûm -radıyallahu anh-'ı kendisi yerine insanlara imam olması için bıraktı.
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- onunla ihramlı değilken evlenmiştir.
عربي İngilizce Urduca
'Sadakanın en hayırlısı ihtiyaç fazlası maldan verilendir. sadakadır.Veren al alan elden üstündür.Biriniz nafakası kendine ait olandan başlasın.
عربي İngilizce Urduca
Ben yedi yaşımda iken, Vedâ haccında Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in yanında bana da haccettirdiler.
عربي İngilizce Urduca
Allah Rasûlü -sallallahu aleyhi ve sellem- kendisini ve eşyalarını taşıyan bir deve ile haccetmiştir.
عربي İngilizce Urduca
Ukâz, Mecenne ve Zülmecâz cahiliye dönemindeki panayırlardandır. (Sahabeler) hac mevsiminde ticaret yaparak günaha girmekten korkuyorlardı. Bunun üzerine“-Hac mevsiminde ticaret yaparak- Rabbinizden gelecek bir lütfu aramanızda sizin için bir günah yoktur.” mealinde ki ayeti kerime nazil oldu (Bakara 2/198)
عربي İngilizce Urduca
Nebî -sallallahu aleyhi ve sellem- idmana çekilmiş ve zayıflatılmış atları el-Hafyâ'dan başlayıp Seniyyetu'l-Vedâ'ya kadar koşturtup yarıştırdı.
عربي İngilizce Urduca
“Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- ganimet mallarını dağıtırken at için iki hisse, asker için bir hisse ayırdı.”
عربي İngilizce Urduca
"Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- gönderdiği seriyyelerin bazılarına ordunun geneline yapılan taksimden ayrı olarak nefel (ganimetten mal) verirdi."
عربي İngilizce Urduca
Nadîroğullarının Malları: Allah -Celle Celâluhu-'nun peygamberine verdiği ganimetlerdir. Müslümanların at ve deveye binerek sürmedikleri mallardır.
عربي İngilizce Urduca
''Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- ile beraber yedi gazve yaptık, çekirge yiyorduk.''
عربي İngilizce Urduca
"Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Mekke'ye Kedâ'dan, Bathâ'nın yanındaki yukarı yoldan girdi ve aşağı yoldan da çıktı."
عربي İngilizce Urduca
"Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- (Medine’den çıkarken) Şecere yolundan çıkar, Mu`arres yolundan dönerdi. Mekke’ye de Seniyyetu’l`ulyâ’dan (Yukarı Seniyye yolundan) girer, Seniyyetü’s-Suflâ’dan (Aşağı Seniyye yolundan) çıkardı."
عربي İngilizce Urduca
«Haydi ailenizin yanına dönün ve onların yanında kalarak kendilerini bilgilendirin. Onlara şu namazı şu vakitte, bu namazı bu vakitte kılmalarını söyleyin. Namaz vakti geldiğinde içinizden biri ezan okusun, en büyüğünüz de size imam olsun.»
عربي İngilizce Urduca
Kur'ân'da Mut’a ayeti –yani temettu haccının caizliği- hakkında ayet nazil oldu. Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- bize onu yapmamızı emretti. Sonra da, Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- vefat edinceye kadar mut'atu'l-hac ayetini nesh eden (hükmünü kaldıran) bir ayet inmediği gibi, onu yasaklayan bir ayet de inmedi."
عربي İngilizce Urduca
İbn Abbâs -radıyallahu anhuma-'ya- temettu haccından sordum; bana temettu haccı yapmamı emretti. O'na, hacda kesilen kurbandan sordum. "Bu hususta deve, sığır, davar veya kana (kurbana) ortak olmak imkanları var (bunların hepsi meşrudur)" dedi. Ebu Cemre der ki: "Bazı insanlar temettu haccını hoş görmezlerdi."
عربي İngilizce Urduca
"Kendisi için avlanılmayan ve avlanılmasına yardım etmeyen ihramlı kimsenin o av hayvanın etinden yemesi..."
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- zamanında güneş tutuldu.Bunun saat (yani kıyamet alâmeti) ol­masından korkarak telâşla kalktı ve mescide gel­di. Ve o zamana kadar asla yaparken görmediğim en uzun kıyam, ve en uzun sucûdlarla namaz kıldırdı. ve: "Allah-Azze ve Celle'nin- göndermekte olduğu işte bu âyetler, hiçbir kimsenin ölme­sinden, ve hayâtından dolayı olmaz. Lâkin Allah bu tutulma ile kul­larını korkutur. Binâenaleyh sizler bu kabilden (korkunç) birşey gördüğünüz zaman hemen Allah'ı zikr etmeye, Allah'a dua etmeye ve Allah'tan mağfiret istemeye (koyulup) sığınınız" buyurdu.
عربي İngilizce Urduca
"Bilesiniz ki, bizden önce hiçbir ümmete ganimet helal kılınmamıştır. Allah, ganimetleri sadece bize helâl kıldı.Bu da, bizde gördüğü aczimiz ve zayıflığımız sebebiyledir."
عربي İngilizce Urduca
"Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Mekke'ye gelip -ilk tavafa başlarken- Hacer-i Esved'i istilam ederken gördüm. İlk üç şavtı koşar gibi yaptı."
عربي İngilizce Urduca
Yâ Rasûlallah! İkindi namazını az daha gü­neş batmadan kılamayacaktım, dedi. Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- de: «Vallahi ben de kılamadım.» buyurdu. Bunun üzerine kalktık, Buthân Vadisi'ne git­tik. Orada Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- namaz için abdest aldı, biz de namaz için ab­dest aldık. Müteakiben güneş batmış olduğu halde ikindiyi kıldırdı, sonra arkasından da akşamı kıldırdı.
عربي İngilizce Urduca
Uhud Harbi'nden önceki gece babam beni yanına çağırdı ve "Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-'in sahâbîlerinden ilk öldürelecek kişinin ben olacağımı sanıyorum. Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- hariç, benim için geride bırakacağım en kıymetli kişi sensin. Borçlarım var, onları öde. Kardeşlerine daima iyi davran!" dedi.
عربي İngilizce Urduca
Ey Allah'ın Rasûlü! İnsanlara ne oluyor ki umre ile ihramdan çıktılar; hâlbuki sen umrenden çıkmadın? Nebi -aleyhisselam- buyurdu ki: «Ben saçlarımı zamkla yapıştırıp taradım ve hedy kurbanlarıma gerdanlık koydum. Bu sebeple kurbanlıklarımı kesinceye kadar ihramdan çıkamam.»
عربي İngilizce Urduca
"Teyzem Meymûne'nin evinde geceledim. Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- gece namaz kılmak için kalktı. Ben de kalkıp onun sol tarafına durdum. Beni başımdan tutup sağ tarafına koydu."
عربي İngilizce Urduca
«Allah onların evlerini ve kabirlerini ateşle doldursun! Güneş batıncaya kadar bizi meşgul ederek, orta namazı kılmamıza engel oldular.»
عربي İngilizce Urduca
«Ne hoş! İşte bu kazançlı bir maldır. İşte bu kazançlı bir maldır. Ben senin söylediğin sözü işitmişimdir. Ben, bu bostanı yakınlarına tahsis etmeni uygun görürüm.»
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- başında miğfer olduğu halde fetih günü Mekke'ye girdi. Miğferini çıkardığı esnada bir adam yanına gelip: Şu İbn Hatal adındaki kişi, Kabe´nin örtüsüne yapışmış, sığınmış!" dedi. Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-: «Onu öldürünüz!» diye buyurdu.
عربي İngilizce Urduca
‘’Ey Ömer! Yoksa sen amcanın baba gibi olduğunun farkında değil misin?’’
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- ihramlı iken başını nasıl yıkardı? Ebu Eyyûb elini kendini perdeleyen bezin üzerine koydu ve bezi indirdi. Başı bana iyice gözüktü. Sonra kendisine su döken kişiye su dök dedi. O kimse de başına su döktü. Ebu Eyyûb iki elini ileri geri götürerek başını ovdu ve: Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-’i işte böyle yaparken gördüm dedi.
عربي İngilizce Urduca
Biz, Rasûlullah –sallallahu aleyhi ve sellem- ile birlikte "Lebbeyke bi'l-hac", hac niyetiyle geldik emrine uyduk diyerek gelmiştik. Fakat Rasûlullah –sallallahu aleyhi ve sellem- bize emretti ve biz onu umreye çevirdik.
عربي İngilizce Urduca
«Şüphesiz şeytan Adem oğlunun içinde kanın aktığı yerden (damarın içinde) akar. Ben onun kalbinize bir şer bırakmasından korktum.» Yahut da «(Böyle) bir şey» buyurdu.
عربي İngilizce Urduca
Sehiv secdesi hakkında rivayet olunan zülyedeyn hadisi
عربي İngilizce Urduca
Şehitler beş sınıftır: Taun’dan (Veba’dan) ölen, karın hastalığından ölen, suda boğularak ölen, yıkıntı altında kalarak ölen ve Allah yolunda ölendir.
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- başlarına Âsım b. Sâbit el-Ensarî'yi komutan tayin ettiği on kişiden oluşan bir kâfileyi (irşad ve istihbârât için) görevlendirdi.
عربي İngilizce Urduca
Zatürrikâ Gazvesi'nde kılınan korku namazının kılınış şekli
عربي İngilizce Urduca
(Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-, asıl manası kastedilmeden dille söylenen o meşhur sözü söyledi) Allah onu yaralasın, boğazında acı hissetsin. Bayramın ilk günü tavaf yaptı mı? dediğinde evet denildi. O halde hareket et (Safiyye).dedi.
عربي İngilizce Urduca
Kûfeliler(in bir kısmı vâli) Sa'd b. Ebû Vakkâs'ı (halife) Ömer İbnu'l-Hattâb -radıyallahu anh-'a şikâyet ettiler. Ömer de Sa'd'ı vâlilikten azledip Ammar b. Yâsir'i Kufeye vâli tayin etti.
عربي İngilizce Urduca
Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur kurban bayramı günü namazdan sonra, bize bir hutbe irad ederek şöyle buyurmuştur: Kurban bayramı günü namazdan sonra, bize bir hutbe irad ederek:"Kim bizim namazımızı kılar ve kurbanımızı keserse (bizim sünnetimize uygun olan bir) amel işlemiş olur. Kim de kurbanı namazdan önce keserse (kesilen) bu (kurbanlık alisine ziyafet için kesilmiş bir) et koyunu olur."
عربي İngilizce Urduca
Adamın biri sahrada yolculuk yapmaktaydı.
عربي İngilizce Urduca
''Ameller Pazartesi ve Perşembe günü Allah'a sunulur.Ve ben amelimin oruçlu olduğum zaman arz olunmasını isterim.''
عربي İngilizce Urduca
"Sabah namazının son rekatında rükûdan başını kaldırıp; «Semiallâhu limen hamideh. Rabbe­nâ ve leke'l-hamd» dedikten sonra; «Allah'ım! Falana ve falana lanet et!» diye beddua etti. Bunun üzerine Allah; "Bu işte senin yapacağın bir şey yoktur." ayetini indirdi.
عربي İngilizce Urduca
Câbir -radıyallahu anh-'ın rivayet ettiği gibi korku namazının şekli.
عربي İngilizce Urduca
Ben ve babam, Ebû Berze el-Eslemî -radıyallahu anh'ın yanına girdik. Babam ona: Nebî -sallallahu aleyhi ve sellem- farz namazları nasıl kılardı? diye sor­du.
عربي İngilizce Urduca
"Gazve dönüşü (de sevap açısından) gazveye gidiş gibidir."
عربي İngilizce Urduca
Amr b. Abese –radıyallahu anh-'ın Müslüman olma kıssası ve Nebi –sallallahu aleyhi ve sellem-’in kendisine namaz kılmayı ve abdest almayı öğretmesi.
عربي İngilizce Urduca
Ebû Talha radıyallahu anh’ın hasta bir erkek çocuğu vardı. Ebû Talha evde değilken çocuk öldü.
عربي İngilizce Urduca
«Şüphesiz Allah fili(n ordusunu) Mekke'ye girmekten engellemiştir ve (sonra da) Mekkeliler üzerine kendi Rasûlü ile mü'minleri saldırtmıştır. Haberiniz olsun! Mekke benden evvel hiçbir kimse için helâl olmadığı gibi, benden sonra da hiçbir kimse için helâl olmayacaktır. Biliniz ki, o ancak bana da yalnız gündüzün bir saatinde helâl kılınmıştır. Bilmiş olunuz ki, işte bu saatimde Mekke benim için de haramdır.»
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- bir gün bizlere korku namazını kıldırdı. Onlardan bir taife de O'nunla birlikte namaz kılmak için kalktı. Diğer taife düşmanın hizasında durdular. Kendisiyle beraber olanlarla bir rekât kıldı. Sonra onlar gittiler diğerleri geldiler. Onlarla da bir rekât kıldı. Her iki taifede kendileri için birer rekât (daha) kıldılar''.
عربي İngilizce Urduca
«Allah'ım! Ayyaş b. Ebî Rabîa'ı kurtar. Allah'ım! El-Velîd İbnu'l-Velid'i kurtar. Yâ Allah! Seleme İbnu'l-Hişâm'ı kurtar! Allah'ım! (Müşrikler elinde) zayıf ve âciz görülen diğer mü'minleri de kurtar! Allah'ım! Mudar (müşrikleri) üzerine baskını şiddetlendir. Allah'ım! İçinde bulundukları bu yılları onlara Yûsuf Peygamber'in kıtlık yıllarına benzet!»
عربي İngilizce Urduca
Bir defasında Kureyş'ten bazı kimseler kendilerine ait bir koyunu eşek (sürür) gibi sürüyerek Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-’in yanına geldiler. Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- onlara: «Derisini almalı (ve tabakladıktan sonra ondan yararlanmalı) idiniz.» buyurdu. (Onlar bu sözü işitince;) o bir leştir, (onun derisinden nasıl yararlanabiliriz)? dediler. Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- de: «O deriyi su ve mazı temizler.» karşılığını verdi.
عربي İngilizce Urduca
"Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-'in bardağı kırıldı ve kırılan yere gümüşten bir parça koydu."
عربي İngilizce Urduca
«Göz makatın bağıdır. Göz uyuyunca bağ çözülmüş demektir.»
عربي İngilizce Urduca
Ebû Hureyre -radıyallahu anh-'tan rivayet edildiğine göre Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in şöyle buyurdu:''Vaktiyle bir adam: Ben mutlaka bir sadaka vereceğim dedi.Geceleyin evinden sadakasını alıp çıktı ve onu bilmeden bir hırsızın eline tutuşturdu. Ertesi gün belde halkı:(Hayret!) Bu gece bir hırsıza sadaka verilmiş diye konuşmaya başladı. Adam: Allâh’ım! Sana hamdolsun. Ben mutlaka bir sadaka vereceğim dedi. Yine sadakasını alarak evinden çıktı ve onu (bu sefer de bilmeden) bir fahişenin eline tutuşturdu. Ertesi gün halk:(Olur şey değil!) Bu gece bir fahişeye sadaka verilmiş diye konuşmaya başladı. Adam: Allâh’ım! Bir fahişeye (de olsa) sadaka verdiğim için sana hamdolsun. Ben mutlaka yine sadaka vereceğim dedi. O gece, yine) sadakasını alıp evinden çıktı ve onu (bu defa da bilmeden) bir zenginin eline tutuşturdu. Ertesi gün halk:(Bu ne iştir!) Bu gece de bir zengine sadaka verilmiş! diye (hayretle) söylenmeye başladı. Adam: Allâh’ım! Hırsıza, fahişeye ve zengine (de olsa) sadaka verebildiğim için sana hamdolsun dedi. Bu ihlâsı sebebiyle) uykusunda o adama: Hırsıza verdiğin sadaka, belki onu yaptığı hırsızlıktan utandırıp vazgeçirecektir. Fahişe, belki yaptığından pişman olup iffetli bir kadın olacaktır. Zengin de belki bundan ibret alıp Allah’ın kendisine verdiği maldan muhtaçlara dağıtacaktır denildi.''Buhârî bu lafızla rivayet etmiştir.Müslim de aynı manada rivayet etmiştir.
عربي İngilizce Urduca
“Allah’ın seni sahip kıldığı şu hayvan hakkında Allah’tan korkmuyor musun? O senin kendisini aç bıraktığını ve çok yorduğunu bana şikâyet ediyor”
عربي İngilizce Urduca
«Kardeşim Cafer için bugünden sonra artık ağlamayın!»
عربي İngilizce Urduca
Numân b. Beşîr –radıyallahu anhuma- şöyle dedi: Abdullah b. Revâha -radıyallahu anhu- baygın düştü. Kız kardeşi ağlayarak: Ey benim dağ gibi kardeşim! Ey şöyle olan, ey böyle olan deyip onun için ağıt yakmaya başladı. Abdullah b. Revâha -radıyallahu anh- kendisine gelince kız kardeşine: "Sen bir şey söyledikçe mutlaka bana da sen böyle misin? denildi, dedi." Buharî rivayet etmiştir.
عربي İngilizce Urduca
"(Hayır) kaza etmezler. Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in kadınları, lohusalıkta kırk gece otururlar namazı terk ederlerdi de Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- onlara lohusalık zamanındaki namazlarını kaza etmelerini emretmezdi."
عربي İngilizce Urduca
«Bu, Allah’ın Âdem’in kızlarına takdir buyurduğu fıtrî bir şeydir. Kâbe’yi tavaf hariç hacı kimsenin bütün yapması (gerekenleri) yerine getir.»
عربي İngilizce Urduca
«Onu öldürdüler, Allah da onları öldürsün. Dikkat edin! Bilmiyorsanız sorunuz. Zira cahilliğin şifası sormaktır. Onun teyemmüm yapması yeterdi. Başını bir bez parçasıyla bağlar, onun üzerini mesheder ve vücudunun geri kalan kısmını yıkardı.» dedi.
عربي İngilizce Urduca
«Doğru olanı yaptın, kıldığın namaz sana yeterlidir.»
عربي İngilizce Urduca
«On seneye kadar bile olsa temiz toprak müslümanın abdest suyu (temizleyicisi) dur. Ancak suyu bulduğun zaman onu bedenine dök (guslet). Çünkü bu daha hayırlıdır.»
عربي İngilizce Urduca
Ey Allah’ın Rasûlü! Bir adam karısı ile cima halinde iken acele ettirilir de meni indirmezse ona ne gerekir? dedi. Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-: «Su (gusül) ancak sudan dolayı gerekir.» buyurdu.
عربي İngilizce Urduca
Cibril indi ve bana imamlık yaptı. Onunla birlikte namaz kıldım, sonra onunla birlikte namaz kıldım, sonra onunla birlikte namaz kıldım, sonra onunla birlikte namaz kıldım, sonra onunla birlikte namaz kıldım"
عربي İngilizce Urduca
Züheyr'den rivayet edildiğine göre dedi ki:Bana Urve b. Zübeyr haber verdi:Nebî -sallallahu aleyhi ve sellem-'in hanımı Âİşe -radıyallahu anhâ-'dan yapılan rivayette, demiştir ki:Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- bir gece, ilk üçte bir geçinceye kadar (yatsı na­mazını) geciktirdi.O da Ateme denilen namazdı.Ömer -radıyallahu anh-, 'Kadınlar ve çocuklar uyudu' diye sesini yükseltti.Bir rivayette gecenin çoğu gittti. Onun üzerine Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- çık­tı ve şöyle buyurdu:''Bu namazı sizden başka yer yüzünde yaşayanların hiçbiri beklemez.''Başka bir rivayette:''Şüphesiz ki bu, yat­sının vaktidir, ama ümmetime meşakkat vermemiş olsaydım (hep bu vakte geciktirirdim).Başka bir rivayette:''Ümmetimin üzerine zorluk olmasaydı.''Bu da İslam insanlar arasında yayılmadan öncedir.İbn Şihâb dedi ki:Bana şöyle zikredildi:Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur:''Rasûlullah'a namaz konusunda ısrar etmeye hakkınız yoktu.Bu nu Ömer b. Hattâb seslendiği vakit söylemiştir.Sahih-i Müslim.
عربي İngilizce Urduca
«Sabah namazını ortalık aydınlanınca (yani sabah namazının vakti girince) kılınız. Çünkü bunu böyle yapmanız sizin ecrinizi daha büyük kılar veya ecriniz daha büyük olur.»
عربي İngilizce Urduca
Bilal'in Ebtah'a çıktığını ve ezan okuduğunu gördüm. Onun, "Hayye ale's-salâh, hayye ale'l-felah" a geldiği zaman boynunu sağa ve sola doğru yönelttiğini fakat dönmediğini gördüm.
عربي İngilizce Urduca
"Müezzin ezanı okumada daha yetkilidir. (Yani ezan vaktine karar verir.) İmam ise kamette (namaz için kametin getirilmesini emretmede) daha yetkilidir."
عربي İngilizce Urduca
Saîd b. Hâris'ten şöyle nakledilmiştir:Câbir b. Abdullah'a bir parçadan oluşan elbise ile namaz kılmanın hükmünü sorduk. O da şöyle cevap verdi;Nebî -sallallahu aleyhi ve sellem-'in düzenlediği bir seferde onunla birlikte yola çıkmıştım. Bir gece bir ihtiyacımdan dolayı onun yanma vardım. O sırada namaz kılıyordu. Üzerimde tek parçadan oluşan bir elbise vardı. Ona bürünüp yanı başında namaza durdum. Namazını bitirdikten sonra ya Câbir, gece vakti buraya gelmenin sebebi ne?' diye sordu. Ben de ihtiyacımı söyledim. Sözümü bitirdikten sonra bana, 'Gördüğüm bu örtünme de ne?' diyerek (hoşnutsuzluğunu) ifade etti. Ben de elbisenin dar ve kısa olduğunu söyledim. Bunun üzerine şöyle buyurdu: Eğer elbisen geniş ise onunla omzundan öyle örtün, yok eğer dar ise, onu izar olarak kullan."Buhârî.Müslim'in rivayetinde:''Eğer geniş ise elbiseyi iki ucundan çaprazlama bağlayıp dizlerini kırarak eğilmesidir.Eğer dar ise onu beline bağla.''
عربي İngilizce Urduca
«Şüphesiz bu namazda insanların sözünden bir şeyler söylemek onunla bağdaşmaz. Namazda sadece tesbih ve tekbir getirilir, Kur'an okunur.»
عربي İngilizce Urduca
"Bilal –radıyallahu anh- güneş doğmazdan önce ezan okumuştu. Rasûlullah –sallallahu aleyhi ve sellem- ona, geri dönüp, «Haberiniz olsun, kul uyudu.» diye nida etmesini emretti."
عربي İngilizce Urduca
«Sizden biriniz namaz kılmak için kalktığı zaman, rahmet onun karşısındadır, çakıl taşına dokunmasın.»
عربي İngilizce Urduca
Ebû Hureyre -radıyallahu anh- şöyle demiştir: Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Necd tarafına bir süvârî müfrezesi gönderdi. Bu müfreze Benû Hanîfe kabilesinden Sumâme b. Usâl denilen bir kişiyi esîr edip getirdiler ve onu mescidin direklerinden birisine bağladılar. Akabinde Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- mescide çıktı ve ona: "Yâ Sumâme, yanında ne var (gönlünden ne geçiriyorsun ve benden ne umuyorsun)?" buyurdu. Sumâme: Gönlümde hayır (ümîdi) var yâ Muhammed! (Çünkü sen zulmetmezsin; ihsan ve in'âm edersin.) Eğer Sen beni öldürürsen, kanı değerli birini öldürmüş olursun. Eğer bana in'âm edersen ni'mete karşı şükredici bir kişiye in'âm etmiş olursun. Eğer (kurtuluş fidyem için) mal istersen, ne kadar dilersen işte malım, dedi.Bu konuşmadan sonra Sumâme bağlı olarak bırakıldı. Nihayet ertesi gün oldu, sonra Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- yine ona hitaben: "Yâ Sumâme, gönlünde ne var; ne umuyorsun?" dedi. O da: Gönlümde dün Sana söylediğim şey vardır. Eğer ikram edersen, ni'mete karşı şükredici bir kimseye ikram etmiş olursun! dedi.Rasûlullah onu o gün de bağlı olarak bıraktı. Nihayet üçüncü gün olunca Rasûlullah yine: "Yâ Sumâme, yanında ne var?" buyurdu. Sumâme de: Yanımda dün Sana söylediğim şey var, dedi. Rasûlullah: "Sumâme'yi salıveriniz!" buyurdu. Sumâme bağından salıverilince, hemen mescidin yakınındaki bir suya gitti, yıkandı, sonra mescide girdi ve: Eşhedu en lâ ilahe ille İlâh ve eşhedu enne Muhammeden rasûlullah dedi ve şöyle devam etti: Yâ Muhammed! Vallahi şu yeryüzünde bana senin yüzünden daha düşman hiçbir yüz yoktu. Fakat bu sabah senin yüzün, bana yüzlerin en sevimlisi olmuştur. Vallahi dînlerden hiçbir din bana senin dîninden ziyâde düşman gelmezdi. Fakat bu sabah Sen'in dînin bana göre dinlerin en sevilmişidir. Vallahi beldelerden hiçbir belde bana senin belden kadar sevimsiz değildi. Fakat bu sabah senin belden bana beldelerin en sevimlisi oldu. Ey Rasûl! Ben umre yapmaya niyet ettiğim sırada senin süvarilerin beni yakalamışlardı. Şimdi senin görüşün nedir? Dedi. Bunun üzerine Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Sumâme'yi (dünyâ ve âhiret saâdetiyle) müjdeledi ve umre yapmasını emretti. Sumâme umre yapmak için Mekke'ye varınca birisi ona: Dîninden başka bir dine mi döndün? dedi. O da: Hayır vallahi ben dinden çıkmadım. Fakat ben Allah'ın Rasûlü olan Muhammed'in beraberinde Müslüman oldum. Vallahi ben (sizin dîn dediğiniz müşrikliğe) dönmem ve Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- o hususta izin vermedikçe size Yemâme'den bir buğday tanesi gelmeyecektir,dedi.Sahih-i Müslim.
عربي İngilizce Urduca
«Mescidlerde had cezaları uygulanmaz, kısas ve misilleme de yapılmaz.»
عربي İngilizce Urduca
Âişe -radıyallahu nhâ- şöyle demiştir:Sâd Hendek savaşında yaralandı.Ona Hıbbân b. Arika denilen Kureyşli bir adam ok attı.O kişi de Hıbbân b. Kays,Muays b. Âmir b. Lueyoğullarından olup kolundaki atar damardan yaraladı.Nebî -sallallahu aleyhi ve sellem- onu yakınında olup ziyaret etmesi için mescide bir çadır kurdurdu. Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- Hendek harbinden (Medine'deki evine) dönüp geldiğinde, silâhını çıkarıp yerine koymuş ve yıkanmıştı. Bu sırada Cibrîl -aleyhi's-selâm- Peygamber'e geldi o sırada başındaki tozu silkeliyordu.Sen silâhını çıkarmışsın! Vallahi biz melekler henüz silâhlarımızı çıkarmadık. Haydi, onlara doğru yola çık! dedi.Peygamber: "Nereye doğru çıkıyoruz?" diye sordu. Cibril, Kurayzaoğullarının yurdunu işaret ederek: İşte şuraya! Dedi. Bunun üzerine Peygamber, Kurayza oğulları'na doğru hareket etti. Muhasaranın sonunda bunlar. Rasûlullah'ın hükmüme inip boyun eğdiler. Rasûlullah da bunlar hakkında'bir hüküm vermesini Sa'd b. Muâz'a havale etti. Sa'd da:Ben onlar hakkında şöyle hüküm veriyorum: Bunların harb edenleri Öldürülür. Kadınları ve çocukları esîr edilir, malları da taksîm olunur, dedi. Hişâm şöyle demiştir: Bana babam Urve, Âişe'den şöyle haber verdi: Sa'd ibn Muâz (Kurayza oğulları hakemliği ettiği günden evvelki gecede): Yâ Allah! Sen bilirsin ki, Rasûlü'nü tekzîb eden, vatanından çıkaran kavim kadar kendilerine harb ve cihâd etmek istediğim hiç bir kimse yoktur. Yâ Allah! Öyle zannediyorum ki, bizimle onların arasında artık yapılacak harb kalmamıştır. Şayet Kureyş ile başka bir harbimiz daha kaldı ise, Sen'in yolunda onlarla cihâd edeyim diye beni hayâtta bırak. Eğer aramızda harb kalmamış ise, bu yaramı deş de bu yüzden bana şehîdlik nasîb et! diye duâ etmiştir. Müteakiben boyun damarına kadar gelen şişlik deşildi. Mescid de Gıfâr oğulları'ndan bâzı kimselere âit bir çadır daha vardı. İşte bu Gıfârîler kendi hâllerinde oturup dururlarken bir de bakmışlar ki, kendilerine doğru kan akıp geliyor. Onlar: Ey çadır ehli! Sizin tarafınızdan bize doğru gelen bu kan nedir? Dediler. Meğer Sa'd'ın yarası akıp dururmuş. İşte Sa'd -radıyallahu anh- bu yaradan dolayı öldü.Sahih-i Buhârî.
عربي İngilizce Urduca
Aişe der ki: O kadın bana gelir ve yanımda konuşurdu. Yanıma her oturmasında muhakkak: “Vişâh işinin olduğu gün Rabbimizin yarattığı acîb işlerdendir. Şüphesiz ki o küfür beldesinden beni kurtardı.” sözünü söylerdi. Buharî rivayet etmiştir.
عربي İngilizce Urduca
«Ümmetimden iki topluluk Allah Teâlâ ateşten korumuştur: Hindistan'a savaşa giden bir topluluk ile Meryem'in oğlu İsa -aleyhisselâm- ve (Deccal'in harbinde bulunan) topluluk.»
عربي İngilizce Urduca
Ebû Hureyre -radıyallahu anh-'den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir ki:Nebî -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur:Muhammed dedi ki:Bize aşiyy -öğle veya ikindi- namazlarından birini kıldırdı. İki rekatten sonra selâm verdi. Sonra mescidin ön cephesindeki tahtanın yanında durup ellerini biri biri üstüne gelecek şekilde o tahtaya koydu. Yüzünde hiddet (belirtileri) görülüyordu. Bu ara "namaz kısaldı, namaz kısaldı" diyerek acele ile mescitten çıkanlar oldu. Cemaat içinde Ebû Bekir ve Ömer -radıyallahu anhumâ-'da vardı. Fakat bu ikisi, Peygamber'e birşey söylemekten çekindiler. Bu esnada, Rasûlullah'ın zülyedeyn (iki elli) adını taktığı bir adam kalkıp:Ya Resûlullah! Unuttun mu? Yoksa namaz kısaltıldı mı? dedi. Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- unutmadım, namaz, kısaltılmadı da" buyurdu. Adam: Hayır ya Rasûlallah! Unuttun dedi. Peygamber cemaate dönüp: Zülyedeyn doğru mu söyledi?" dedi,Evet, diye işarette bulundular.Bunun üzerine Resûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- yerine dönüp kalan iki rekatı kıldırdı, sonra selâm verdi, tekbir aldı ve her zamanki secdesi gibi veya ondan daha uzun secde yapıp başını kaldırdı, tekrar tekbir aldı ve normal secdesi gibi veya ondan daha uzunca bir secde daha yaptı, sonra başını kaldırdı ve tekbir aldı.Sahih-i Buhârî.
عربي İngilizce Urduca
«Namaz hakkında yeniden bir şey (vahiy) gelmiş olsaydı, muhakkak bunu size (önceden) haber verirdim. Fakat ben de sizin gibi bir insanım. Sizin unuttuğunuz gibi ben de unuturum. (Bir şeyi) unuttuğum zaman bana hatırlatınız. İçinizden biri namazından şüphe edecek olursa doğru olmaya daha yakın olan ihtimali seçsin (doğrudur diye verdiği karara yönelsin) de namazını onun üzerine tamamlasın. Sonra selam versin, sonra da iki kere secde yapsın.»
عربي İngilizce Urduca
«Selam verdikten sonra her sehiv (yanılma) için iki secde vardır.»
عربي İngilizce Urduca
Sa'd Suresi'ndeki secde, kesinkes emrolunan secdelerden değildir. Ancak ben, Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-’i bu surede secde ederken gördüm.
عربي İngilizce Urduca
Rabîa b. Abdillah el Hudeyr et-Teymi'den rivayet edildiğine göre:Ebu Ömer b. Hattab -radıyallahu anh-'ın bir Cuma günü minber üzerinde Nahl suresini okumuş, nihayet secde ayetine geldiği zaman minberinden inip secde etmiş ; insanlar da onunla beraber secde etmişler. Ertesi Cuma olduğu zaman Ömer, o sureyi yine okumuş, nihayet secde Ayetine geldiği zaman: Ey insanlar! Biz secde ayetini okuyup geçiyoruz, binaenaleyh her kim secde ederse, muhakkak sünnete icabet etmiş; doğru yapmıştır. Her kim de secde etmezse, ona da günah yoktur, demiştir. Ve Ömer -radıyallahu anh- kendisi de secde etmemiştir. Ve başka bir rivayette:''Şüphesiz ki Allah’u Teâlâ - tilavet - secdesini farz kılmadı.Bizim ismememiz müstesnadır.''Sahih- i Buhârî.
عربي İngilizce Urduca
«Cebrâil -aleyhisselam- bana gelerek, şunu müjdeledi: Allah -Azze ve Celle- sana salat selam getirene, salat selam edeceğini haber verdi. Ben de bu müjde sebebiyle Allah -Azze ve Celle-'ye şükür secdesinde bulundum.»
عربي İngilizce Urduca
Berâ -radıyallahu anh- dedi ki:Nebî -sallallahu aleyhi ve sellem- Halid b. Velîd -radıyallahu anh-'ı onları İslama davet etmesi için Yemen'e gönderdi onun davetine icabet etmediler.Sonra Nebî -sallallahu aleyhi ve sellem- Ali b. Ebî Talib'i gönderdi ve ona Halid ve onunla beraber olanların geri dönmelerini sadece Halid ile beraber olup Ali -radıyallahu anh- ile kalmak isteyen kimsenin kalmasını emretti.Berâ -radıyallahu anh- bende onunla beraber kalanlardan biriydim dedi.O topluluğa yaklaşınca bize doğru çıkıp geldiler Ali -radıyallahu anh- bize namaz kıldırdı bizde arkasında bir saf olduk.Sonra da bizim önümüze geçti.Onlara Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in yazısını okudu ve peşinden Hemedân kabilesinin hepsi müslüman oldular.Ali -radıyallahu anh- Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'e Müslüman olduklarını yazdı.Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- yazıyı okuyunca secdeye kapandı.Sonra da başını kaldırdı ve şöyle buyurdu:''Hemedân'a selam olsun Hemedân'a selam olsun.Beyhakî Sünen-i Kübrâ.
عربي İngilizce Urduca
Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- müezzin sabah namazı için ilk ezanı bitirdiğinde kalkar, fecir belirgin olduktan sonra sabah namazının farzından önce iki rekat hafif bir namaz kılar, sonra müezzin kamet getirene kadar sağ yanı üzerine uzanırdı.
عربي İngilizce Urduca
Ebû Hureyre -radıyallahu anh-'den rivayet edildiğine göre demiştir ki: Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur:Biriniz sabah namazından önce iki rekat sünneti kılınca sağ tarafına yatıp uzansın."Bunun üzerine Mervân b. Hakem Ebû Hureyre'ye:Bizden birinin mescide kadar yürüyüp gitmesi yetmez mi de sağ tarafına yatıyor? Diye sormuş. Ubeydullah'ın naklettiğine göre Ebû Hureyre -radıyallahu anh-:Hayır, cevabım vermiş. Ubeydullah dedi ki: Bu haber İbn Ömer'e ulaşınca: Ebû Hüreyre aleyhine olabilecek işi çokça yapıyor dedi.Ubeydullah dedi ki: Bunun üzerine İbn Ömer’e: Onun sözlerinden bazılarını kabul etmiyor musun? diye soruldu da: Hayır, fakat cüretkâr davranıyor, biz ise korkuyoruz cevabını verdi. Bu söz Ebû Hüreyre'ye ulaşınca: Ben ezberledim de onlar unuttuysa bunda benim günahım ne? Dedi.Sünen-i Ebû Dâvud.
عربي İngilizce Urduca
Vitir namazı, farz namazlar gibi kesin şekilde emredilmiş bir namaz değildir. Fakat Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- (onu devamlı surette kıldığı) bir sünnet namaz edinmiştir.
عربي İngilizce Urduca
«Şüphesiz ki Allah size bir namaz ziyade etmiştir. O namaz vitirdir. Onu yatsı namazı ile sabah namazı arasında kılınız!»
عربي İngilizce Urduca
Ebû Saîd el-Hudri -radıyallahu anh-'tan rivayet edildiğine göre Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur:''Kim sabah namazının vakti girdiğinde Vitir namazını kılmamışsa onun için Vitir yoktur.''Sahih-i İbn Huzeyme.
عربي İngilizce Urduca
Âişe -radıyallahua anhâ-'dan rivayet edildiğine göre şöyle demiştir:Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Duhâ namazını dört rekat kılardı. Allah Teâla ne kadar dilerse o kadar da ziyâde ederdi.''Sahihi Müslim.
عربي İngilizce Urduca
Abdullah b. Şakîk'ten rivayet edilmiştir: “Âişe -radıyallahu anhâ-'ya: Nebî -sallallahu aleyhi ve sellem- Duha namazını kılar mıydı?” diye sordum. Âişe: Hayır, fakat bir yolculuktan geldiği zaman.'' dedi.Sahih-i Müslim.
عربي İngilizce Urduca
Nebî -sallallahu aleyhi ve sellem- bir gecede bütün hanımlarını dolaşır sadece bir kez gusül alırdı.
عربي İngilizce Urduca
«Namaz kılmakta olanın önünden geçen kimse ne kadar günah işlediğini bilmiş olsaydı, kırk şu kadar zaman yerinde durması onun için daha hayırlı olurdu.»
عربي İngilizce Urduca
«İçinizden biri kendisini, gelen geçen insanlardan koruyacak bir sütreye karşı namaza durup da biri önünden geçmeye kalkacak olursa onu itip uzaklaştırsın; şayet dinlemez dayatırsa onunla mücadele etsin; çünkü o ancak bir şeytandır.»
عربي İngilizce Urduca
«Şüphesiz güneş ile ay, Allah'ın ayet­lerinden iki ayettirler. Allah, bu ikisiyle kullarını korkutur. Bu ikisi hiçbir kimsenin ölümün­den dolayı tutulmazlar. Siz, bunların tutulduklarını görünce hemen namaza durun ve açılana kadar dua edin.»
عربي İngilizce Urduca
«Bir kimsenin cemaatle kıldığı namazın sevabı, evinde ve çarşı pazarda kıldığı namazdan yirmi beş kat daha fazladır.»
عربي İngilizce Urduca
«Sizler için bir çok bölgeler fetih olunacaktır. Allah size kâfidir/yeter. Sizleri oklarınızla oynamaktan/ilgilenmekten hiç bir şey alıkoymasın.»
عربي İngilizce Urduca
«Şüphesiz ki ümmetimin seyahati Azîz ve Celîl olan Allah yolunda cihada çıkmaktır.»
عربي İngilizce Urduca
«Bu deve karşılığında kıyamet günü sana yedi yüz deve vardır ve bunların her biri de dizginli (yularlı) dir.»
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- namaza tekbirle başlar, kıraate de "Elhamdulillahi Rabbi'l-Alemin" ile başlardı. Rüku ettiğinde başını eğmez ve dikmezdi de ancak ikisinin arasında tutardı.
عربي İngilizce Urduca
«Allah Yahudi ve Hıristiyanlara lanet etsin. Onlar, peygamberlerinin kabirlerini mescidler edindiler.»
عربي İngilizce Urduca
Bir kimse bu şekilde abdest alırsa geçmiş günahları bağışlanır.
عربي İngilizce Urduca
Sabah namazını kılan kimse Allah’ın himayesindedir. Dikkat et, ey Ademoğlu!
عربي İngilizce Urduca
«Sizden biriniz bir tek elbise içinde, omuzlarında o elbiseden bir şey bulunmadığı (açık) halde namaz kılmasın.»
عربي İngilizce Urduca
"Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- (namaz için) tekbir aldığı zaman ellerini kulakları hizasına varıncaya kadar kaldırırdı. Rükû yaptığı zaman da ellerini kulakları hizasına varıncaya kadar kaldırırdı. Başını rükûdan kaldırdığı zaman; «Semiallahu limen hamideh» der ve aynısını yapardı."
عربي İngilizce Urduca