Hadislerin Listesi

Yemek hazırken ve tuvalet ihtiyacı varken namaz yoktur
عربي İngilizce Urduca
Cuma günü imam hutbe okurken (yanındaki arkadaşına) "Sus!" dersen, boş konuşmuş (cumanın sevabını kaçırmış) olursun
عربي İngilizce Urduca
Allah'ım! Kabrimi ibadet edilen bir vesen
عربي İngilizce Urduca
‌Münafıklara sabah ve yatsı namazından daha ağır gelen hiçbir namaz yoktur. Şayet münafıklar bu iki namazda ne kadar çok ecir ve sevap olduğunu bilselerdi, emekleyerek de olsa cemaate gelirlerdi
عربي İngilizce Urduca
Büyük günahlardan kaçınıldığı sürece beş vakit namaz, iki Cuma ve iki Ramazan, aralarında işlenen günahlara kefaret olur
عربي İngilizce Urduca
Kim iman ederek ve mükâfatını da (Allah’tan) bekleyerek Kadir Gecesi namaz kılarsa, o kimsenin geçmiş günahları bağışlanır
عربي İngilizce Urduca
Sabah namazını kılan kimse Allah’ın himayesindedir.
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- her namazdan sonra bu kelimeleri yüksek sesle söylerdi
عربي İngilizce Urduca
İkindi namazını terk eden kimsenin ameli batıl olur
عربي İngilizce Urduca
Kabirlere doğru namaz kılmayın ve kabirlerin üzerlerine oturmayın
عربي İngilizce Urduca
Onlar öyle bir topluluktur ki, içlerinden salih bir kul ya da salih bir adam öldüğünde onun kabrinin üzerine mescit bina eder,
عربي İngilizce Urduca
Ben, yedi kemik üzerine secde etmek ile;
عربي İngilizce Urduca
Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- iki secde arasında şöyle diyordu: «Allahummağfirlî, verhamnî ve âfinî, vehdini ve'rzuknî» (Allah'ım! Bana mağfiret et, merhamet et, sağlık ver, bana hidayet ver ve beni rızıklandır.)
عربي İngilizce Urduca
Allah'ım! Sen Selam'sın. Selamet de sendendir. Ey celâl ve ikram sahibi! Sen münezzehsin, sen yücesin
عربي İngilizce Urduca
Namazı ayakta kıl. Ayakta kılmaya güç yetiremezsen oturarak kıl. Buna da gücün yetmezse yan tarafın üzere yatarak kıl
عربي İngilizce Urduca
Ezanı işitiyor musun?» diye sordu. Âma adam: "Evet" dedi. Bunun üzerine Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurdu: «O halde icabet et (cemaate gel)
عربي İngilizce Urduca
«Sizden biriniz namaza geldiğinde imamı bir hal üzere bulursa imamın yaptığı gibi yapsın.»
عربي İngilizce Urduca
İslam dini beş esas üzerine bina edilmiştir
عربي İngilizce Urduca
Farz namazları kılsam, ramazan orucunu tutsam, helalleri helal, haramları haram kabul etsem
عربي İngilizce Urduca
Temizlik imanın yarısıdır. "Elhamdülillah" mizanı doldurur, “Subhânallâhi velhamdulillâh" sözleri ise yer ile gökler
عربي İngilizce Urduca
Müezzin; "Allah en büyüktür, Allah en büyüktür." dediği zaman, sizlerden biri "Allah en büyüktür, Allah en büyüktür." derse,
عربي İngilizce Urduca
Kim bir namazı unutursa onu hatırladığında kılsın. Zira onun kefareti ancak budur
عربي İngilizce Urduca
Muhakkak ki, kişi ile şirk ve küfür arasında namazın terki vardır
عربي İngilizce Urduca
Bizimle onlar arasındaki ayırıcı temel unsur namazdır. Namazı terk eden kimse küfre düşer
عربي İngilizce Urduca
Müezzini duyduğunuzda siz de müezzinin söylediği gibi söyleyin
عربي İngilizce Urduca
Saflarınızı düzeltiniz. Çünkü safların düz ol­ması namazın tamamındandır (kemalindendir)
عربي İngilizce Urduca
Ben, Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'den on rekât namaz öğrendim
عربي İngilizce Urduca
Namaz kılarken bir şey (hades) vuku bulmuş gibi hisseden kimsenin hali Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-'e aktarıldığında O, şöyle buyurmuştur: «Bir ses veya bir koku duymadıkca (namazdan) çıkmasın.»
عربي İngilizce Urduca
«Akşam yemeği hazır olup, bu sırada namaz için ikamet getirilmişse ilk ön­ce akşam yemeğine başlayın.»
عربي İngilizce Urduca
Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-, sabah namazından sonra güneş doğuncaya kadar ve ikindi namazından sonra da güneş batıncaya kadar namaz kılmayı yasakladı.
عربي İngilizce Urduca
Başını imamdan önce kaldıran kimse; Allah’ın, onun başını eşek başına ya da suretini eşek suretine çevirmesinden korkmuyor musunuz? Ya da korkmaz mısınız?
عربي İngilizce Urduca
Peygamber Efendimiz -sallallahu aleyhi ve sellem- namaza başlayacağı zaman ellerini omuz hizasına kadar kaldırdıktan sonra tekbir getirirdi.
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- bana, avucum onun avuçlarının içinde olduğu halde, Kur'an'dan sure öğretir gibi teşehhüdü öğretti
عربي İngilizce Urduca
Allah'ım! Kabir azabından, Cehennem azabından, hayatın ve ölümün fitnesinden ve Mesih Deccal'in şerrinden sana sığınırım
عربي İngilizce Urduca
Allahumme bâid beynî ve beyne hatâyâye kemâ bâadte beyne’l-meşrikı ve’l-mağribi
عربي İngilizce Urduca
«Secdede mu'tedil olun. Siz­den biriniz kollarını, köpeğin dirseklerini yere yaydığı gibi yayma­sın.»
عربي İngilizce Urduca
Ben Enes b. Malik -radıyallahu anh-'a: "Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- ayakkabıları ayağında iken namaz kılar mıydı?" diye sordum. Enes-radıyallahu anh-: “Evet!”, diye cevap verdi.
عربي İngilizce Urduca
«Kabrimi (çokça gelinip, gidilen) bir yere çevirmeyiniz. Evlerinizi kabirlere çevirmeyiniz. Bana salat ve selam getiriniz. Zira nerede olursanız olun, sizin salat ve selamınız bana ulaşır.»
عربي İngilizce Urduca
amellerin hangisi Allah'a en sevimlidir? diye sordum. «Vaktinde kılınan namazdır.» buyurdu. Sonra hangisidir? dedim. «Ana babaya iyilik etmektir.» cevabını verdi. Sonra hangisidir? dedim. «Allah yolunda cihat etmektir.» diye buyurdu
عربي İngilizce Urduca
Allah'tan başka hak ilah olmadığına ve Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'in Allah'ın rasûlü olduğuna şahitlik etmek, namazı dosdoğru kılmak, zekâtı vermek, yöneticileri dinleyip itaat etmek ve her Müslümana nasihat etmek üzere Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'e biat ettim
عربي İngilizce Urduca
Ey Muâz! Allah’a yemin ederim ki, ben seni gerçekten seviyorum. Sonra da ey Muâz! Sana her namazın sonunda; Allah’ım! Seni anmak, sana şükretmek ve sana güzelce kulluk etmekte bana yardım et! duasını hiç bırakmamanı tavsiye ediyorum.»
عربي İngilizce Urduca
Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- bir gece yatsı namazını geç vakte kadar geri bıraktı. Ömer -radıyallahu anh- çıktı ve: "Ey Allah'ın Rasûlü! Namaz, buradaki kadınlar ve çocuklar uyuya kaldı!" dedi. Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- (evinden) çıktı ve başından sular damlıyordu ve şöyle buyurdu: «Eğer ümmetime ağır geleceği endişesi taşımasaydım (yatsıyı) bu saatte kılmalarını emrederdim.»
عربي İngilizce Urduca
«Âişe kalk! Vitir namazını kıl!»
عربي İngilizce Urduca
Âişe -radıyallahu anhâ- şöyle dedi: Bir gece Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-’in yanımda olmadığını fark ettim, karanlıkta el yordamıyla bakınmaya çalıştım. Bir de baktım ki, rükûda -veya secde halinde-:''Sübhâneke ve bi-hamdik, lâ ilâhe illâ ente: Ben seni ulûhiyyet makamına yakışmayan sıfatlardan tenzih eder ve sana hamdederim. Senden başka ibadete lâyık hak ilâh yoktur” diye zikrediyor. Diğer bir rivayete göre şöyle dedi:(Onu araştırırken) elim ayağının tabanına temas etti. Secde vaziyetinde iki ayağını da dikmiş şöyle diyordu:Allâhümme innî eûzü bi-rızâke min sahatik, ve bi-muâfâtike min ukûbetik, ve eûzü bike minke, lâ uhsî senâen aleyke, ente kemâ esneyte alâ nefsike: Allahım! Senin gazabından rızâna, azâbından affına sığınırım. Ben Senden Sana sığınırım. Ben seni lâyık olduğun şekilde medh-ü senâ edemem. Sen kendini nasıl medh ü senâ etmişsen öylesin.''
عربي İngilizce Urduca
En faziletli namaz hangisidir? diye sorulunca "Kıyamı/ayakta duruşu uzun olan namazdır." diye cevap buyurdu.
عربي İngilizce Urduca
«Öyleyse o adamın kulaklarına –veya kulağına– şeytan işemiştir.»
عربي İngilizce Urduca
«Allah'a çokça secde etmelisin. Allah'a ettiğin her bir secde ile Allah seni bir derece yükseltir ve senden bir günahı siler
عربي İngilizce Urduca
"Biz Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-’in misvakını ve abdest suyunu akşamdan hazırlardık. Allah, O'nu, gecenin dilediği saatinde uyandırırdı. Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- uyanınca hemen misvakla dişlerini temizler, abdest alır ve namaz kılardı."
عربي İngilizce Urduca
İki serinlik namazını kılan kimse Cennet'e girer
عربي İngilizce Urduca
"Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-, gecenin evvelinde (başında) uyur, son kısmında ise namaz kılardı."
عربي İngilizce Urduca
Kişinin cemaat ile kıldığı namaz, evinde ve pazarda kıldığı namazından yirmi küsur derece üstün olur.
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- hastalıktan yahut başka bir sebepten dolayı gece namazını kılamaz ise gündüz bu namazı on iki rekat olarak kılardı.
عربي İngilizce Urduca
«Kim sarımsak veya soğan yemişse, bizden ve mescidimizden ayrılsın! Evinde otursun.»
عربي İngilizce Urduca
Birinizin kapısının önünde bir nehir olsa, o kimse her gün bu nehirde beş defa yıkansa, kirinden bir şey kalır mı?
عربي İngilizce Urduca
Biz­ler (önceleri) namazda iken konuşurduk. Öyle ki bizden bir adam yanıbaşında namaz kılan arkadaşıyla konuşurdu. Bu hal, "Ve Allah'a, saygı ve korku dolu bir gönül ile el bağlayıp durun!" ayeti ininceye kadar devam etti. Bu ayet inince susmakla emrolunduk, (artık namazda) konuşmaktan men olunduk.
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- rükû ve secdede şu duayı çokça okurdu: «Subhâneke'llâhumme Rabbenâ ve bi hamdike, Allahummeğfirlî.» (Allah'ım! Yüce Rabbimiz! Seni ulûhiyyet makamına yakışmayan sıfatlardan tenzih eder ve sana hamdederim. Allah'ım! Beni bağışla.)
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-: «Namaz toplayıcıdır.» diye nida etmek üzere bir müezzin gönderdi. Bunun üzerine halk toplandı. Kendisi öne geçip dört rükû ve dört secdeli iki rekât namaz kıldırdı.
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- gecenin her zamanında vitir namazı kıldı. Gecenin başında, ortasında ve sonunda. Vitri sahur vakti son buldu.
عربي İngilizce Urduca
Çocuklarınıza yedi yaşlarında iken namaz kılmalarını emredin! On yaşına bastıkları hâlde kılmazlarsa kendilerini cezalandırınız yataklarını da ayırın
عربي İngilizce Urduca
Bir gün Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- yanımıza gelmişti. Kendisine: "Yâ Rasûlallah! Allah sana nasıl selam vereceğimizi öğrendik, sana nasıl salavat getireceğiz?
عربي İngilizce Urduca
Fâtihatu’l-Kitabı okumayan kimsenin namazı yoktur
عربي İngilizce Urduca
«Bir kimse cuma günü cünüplükten temizleniyormuş gibi boy abdesti alır sonra cuma namazına ilk saatinde giderse bir deve kurban etmiş gibi sevap kazanır. İkinci saatte giderse bir inek kurban etmiş gibi sevap kazanır.»
عربي İngilizce Urduca
«Sizden kim cuma namazına gelirse gusül (abdesti) alsın.»
عربي İngilizce Urduca
«Bir kimse güzelce abdest alarak cuma namazına gelip, hutbeyi ses çıkarmadan dinlerse, iki cuma arasındaki ve fazladan üç günlük daha günahları bağışlanır. Kim (hutbe okunurken) çakıl taşlarıyla oynarsa, boş ve manasız bir iş yapmış olur.»
عربي İngilizce Urduca
«Kim sabah akşam camiye gider gelirse, her gidip gelişinde Allah Teâlâ o kimseye cennetteki ikramını hazırlar.»
عربي İngilizce Urduca
«Yanında ok varken mescidlerimize veya çarşı-pazarımıza uğrayan kimse, müslümanlardan herhangi birine onlardan bir zarar gelmemesi için, okunun ucundaki demiri eliyle tutsun.»
عربي İngilizce Urduca
«Ey insanlar! Selâmı yayınız, yemek yediriniz, akrabalarınızla alâkanızı ve onlara yardımınızı devam ettiriniz. İnsanlar uyurken, siz namaz kılınız. Bu sayede selâmetle cennete girersiniz.»
عربي İngilizce Urduca
İmam âmîn deyince siz de âmîn deyin. Zira her kimin âmîn deyişi, meleklerin âmîn dediğine tevafuk ederse, o kimsenin geçmiş günahları affolunur.
عربي İngilizce Urduca
«Sizden kim cemaate namaz kıldırırsa, namazı hafif (kısa) tutsun. Zîra cemaatte zayıf, sakat, hasta ve ihtiyaç sahibi kimse vardır. Tek başına kıldığı zamanda dilediği kadar uzatsın.»
عربي İngilizce Urduca
«İmam ancak kendisine uyulsun diye imamdır. Bu sebeple o tekbir alınca siz de tekbir alınız. Rükûa varınca, siz de rükû yapınız. "Semiallahu limen hamideh." derse, siz de "Rabbena leke’l-hamd" deyiniz. O secde ederse siz de secde edin. O oturarak namaz kılarsa, siz de birlikte oturarak namaz kılın.»
عربي İngilizce Urduca
''Güneş doğmadan ve batmadan önce namaz kılan bir kimse cehenneme girmeyecektir.''
عربي İngilizce Urduca
Farz bir namaz vaktine yetişip de onun için güzel bir şekilde abdest alan, huşu ve rükuunu güzel bir şekilde yerine getiren Müslüman her bir kimse için mutlaka kıldığı o namaz kendisinden önceki günahlar için -büyük bir günah işlenmemiş olduğu sürece- kefaret olur ve bu her zaman geçerlidir
عربي İngilizce Urduca
Peş peşe söylenen bazı kelimeler vardır ki onları her farz namazın ardında söyleyen -ya da yapan- asla zarar etmez. Bunlar da, otuz üç defa tesbih (Subhânallah), otuz üç defa tahmîd (Elhamdülillah), otuz dört defa tekbir (Allahu Ekber) zikirlerini söylemektir
عربي İngilizce Urduca
Kim müezzini işittiğinde: "Ben, Allah'tan başka hak ilah olmadığına şahitlik ederim. O, tektir ve ortağı yoktur. Muhammed, O'nun kulu ve Rasûlüdür. Rab olarak Allah'ı, Rasûl olarak Muhammed'i ve din olarak İslâm'ı kabul ettim (razı oldum)" derse günahları bağışlanır
عربي İngilizce Urduca
"Eğer buralı/Medineli olsaydınız canınızı yakardım. Zira siz, Rasûlullah'ın mescidinde sesinizi yükseltiyorsunuz."
عربي İngilizce Urduca
"Ey insanlar! Sizler, ancak kötü kokulu olduklarını gördüğüm iki bitkiden yiyorsunuz. Bunlar soğan ve sarımsaktır."
عربي İngilizce Urduca
«Kim cuma günü abdest alırsa; ne güzel yapmıştır. Kim de guslederse, şüphesiz ki gusül efdaldır.»
عربي İngilizce Urduca
Cuma günü yıkanmak, ergen olan herkese vaciptir/farzdır. Dişlerini misvaklaması ve eğer varsa koku sürmesi de sünnettir
عربي İngilizce Urduca
"Cuma günü gelince, mescidin her bir kapısı üzerinde melekler yer alır. İnsanları mertebelerine göre yazarlar. Bu mertebeler önce geliş sırasına göredir.''
عربي İngilizce Urduca
''Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- bize üç vakitte namaz kılmayı ve ölülerimizi defnetmeyi yasaklıyordu: Güneşin doğmasından itibaren bir veya iki mızrak boyu yükselmesine kadar, güneşin gök yüzünde tam dik oluşundan batıya yönelmesine kadar ve güneşin sararmasından itibaren batmasına kadar.''
عربي İngilizce Urduca
«Kim ezanı işittiği zaman: "Allâhumme Rabbe hâzihi’d-da‘veti’t-tâmme, ve’s-salâti’l-kâ’ime, âti Muhammedeni’l-vesilete ve’l-fadîle veb'ashu makâmen mahmûdeni’llezî vaadteh." (Ey şu eksiksiz davetin ve kılınacak namazın Rabbi Allahım! Muhammed'e-sallallahu aleyhi ve sellem- vesîleyi ve fazîleti ver. Onu, kendisine vaadettiğin Makâm-ı Mahmûda ulaştır.) diye dua ederse, kıyamet gününde o kimseye şefaatim vâcip olur.»
عربي İngilizce Urduca
«Ergenlik çağına gelmiş bir kadın başörtüsü giymedikçe Allah onun namazını kabul etmez.»
عربي İngilizce Urduca
«Sizden biriniz omzunun üzerinde (onu örtecek) bir şey olmadan bir tek elbiseyle namaz kılmasın.»
عربي İngilizce Urduca
Bulunduğu yön hangi yöne doğru olursa olsun Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- binek hayvanının üzerinde nafile namazı kılardı; farz namazı kılacağı zaman ise bineğinden iner, kıbleye doğru yönelirdi.
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- yola çıktığı zaman nafile namaz kılmak istediğinde devesini kıbleye yöneltip tekbir alırdı. Sonra bineğinin kendisini yönelttiği cihete doğru namazını kılardı.
عربي İngilizce Urduca
«Mezarlık ve hamam (yıkanılan ve def-i hacet giderilen yer) hariç bütün yeryüzünün tamamı mesciddir.»
عربي İngilizce Urduca
Namazda tesbih (subhanallah demek) erkeklere, tasfîk/el çırpmak (alkışlamak) da kadınlara mahsustur.
عربي İngilizce Urduca
«İçinizden biri kendisini, gelen geçen insanlardan koruyacak bir sütreye karşı namaza durup da biri önünden geçmeye kalkacak olursa onu itip uzaklaştırsın; şayet dinlemez dayatırsa onunla mücadele etsin; çünkü o ancak bir şeytandır.»
عربي İngilizce Urduca
Ebû Hureyre -radıyallahu anh'tan rivayet edildiğine göre Nebî -sallallahu aleyhi ve sellem- bir adamın ellerini beline koyarak namaz kılmasını yasakladı.''Sahih-i Buhârî.
عربي İngilizce Urduca
Herbiriniz namazına durduğu vakit şüphesiz Rabb'ı ile münâcât eder yâhud Rabb'ı kendisi ile kıblesi arasındadır. O halde hiçbiriniz kıblesine doğru tükürmesin.(Şayet tükürmeye mecbur kalırsa) ya sol ta­rafına veya ayaklarının altına tükürsün.
عربي İngilizce Urduca
«Şu perdeyi karşımdan kaldır; üzerindeki tasvirler/resimler namazda iken hep bana görünüp duruyor.»
عربي İngilizce Urduca
«Bazı kimselere ne oluyor ki, namazlarında gözlerini semaya dikiyorlar?» Sonra sözünü daha da şiddetlendirdi ve; «Ya bundan vazgeçerler, ya da gözlerinin nuru alınır da kör olurlar.» buyurdu.
عربي İngilizce Urduca
«Namazda esnemek şeytandandır. Biriniz namazda iken esneyeceği zaman gücü yettiği kadar esnemeyi hapsedip tutsun.»
عربي İngilizce Urduca
«Mescide tükürmek günahtır, kefareti de gömmmek (onu ortadan kaldırmaktır).»
عربي İngilizce Urduca
«Ben mescidleri yükseltip genişletmekle emrolunmadım.»
عربي İngilizce Urduca
«Herhalde siz imamınızın arkasında okuyorsunuz (kıraatta bulunuyorsunuz)» dedi. Biz de: "Evet Ey Allah’ın Rasûlü!" dedik. Dedi ki; «Fatiha hariç okumayın. Zira onu okumayanın namazı olmaz.»
عربي İngilizce Urduca
«Secde ettiğin zaman elerini yere koy ve dirseklerini havaya kaldır.»
عربي İngilizce Urduca
"Rasûlullah –sallallahu aleyhi ve sellem'i- sağ ayağının içini sol baldırının altına ve sol ayağının içini de sağ baldırının altına koyarak makatı üzerine oturmuş bie şekilde namaz kılarken gördüm."
عربي İngilizce Urduca
«Sizden biri secde ettiği zaman, deve çöküşü gibi çökmesin, iki elini önce, iki dizini sonra koysun.»
عربي İngilizce Urduca
İbn Ömer -radıyallahu anhuma- secdeye giderken ellerini dizlerinden önce yere koyardı ve; "Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- böyle yapardı" dedi.
عربي İngilizce Urduca
"Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- ile beraber namaz kıldım. Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- sağ tarafına selam verdiğinde: «Esselamu aleykum ve rahmetullahi ve berekâtuh» Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- sol tarafına selam verdiğinde de: «Esselamu aleykum ve rahmetullah» diyordu."
عربي İngilizce Urduca
Kim, her namazın ardından otuz üç defa Allah’ı tesbih eder, eder, otuz üç defa Allah’a hamt eder, otuz üç defa Allah’ı tekbir ederse, bu toplamda doksan dokuz olur. Yüze tamamlamak için de, Lâ ilâhe illallahu vahdehû lâ şerîke leh, lehu’l-mulku ve lehu’l-hamdu ve huve alâ kulli şey’in kadîr. (Allah'tan başka hak ilâh yoktur. O tektir ve hiçbir ortağı yoktur. Mülk O'nundur ve hamt O'nadır. O'nun her şeye gücü yeter) derse, günahları denizlerin köpüğü kadar çok olsa bile bağışlanır
عربي İngilizce Urduca
Her kim farz namazların akabinde “Ayete’l-Kürsî”yi okursa cennete girmesine tek engel ölüm olur
عربي İngilizce Urduca
«O kadınlar, doğru söylemişlerdir. Onlar, kabirlerinde öyle bir azap görür ki, o azabı bütün hayvanlar işitir.»
عربي İngilizce Urduca
Sizden biriniz namazda şek (şüphe) eder de üç mü, yoksa dört rekât mı kıldığını bilmezse, şüpheyi atsın ve kalbinin emin olduğu şeye göre namazını bina etsin, yani tamam­lasın. Sonra da henüz selam vermeden (namazın sonunda) iki secde yapsın
عربي İngilizce Urduca
"Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- fecir doğduktan sonra hafif/kısa olarak iki rekât namaz kılardı."
عربي İngilizce Urduca
Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- öğle namazının farzından önceki dört rekât ile sabah namazının farzından önceki iki rekâtı hiç terk etmezdi.
عربي İngilizce Urduca
«Her kim, öğle namazın(ın farzın)dan önce dört rekât ve (farzından) sonra da dört rekât (nafile) namaz kılarsa, Allah, onu ateşe haram kılar (yani Cehennem ateşi onun bedenine dokunmaz)»
عربي İngilizce Urduca
«İkindi namazının farzından önce dört rekat namaz kılan kimseye, Allah rahmetini ihsan etsin.»
عربي İngilizce Urduca
Ebû Hureyre -radıyallahu ah-'tan rivayet edildiğine göre:''Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Sabah namazının iki rekât sünnetinde:birinci rekâtında (Kâfirun) ve ikinci rekâtında (İhlas) surelerini okumuştur.Müslim Sahih'inde rivayet etmiştir.
عربي İngilizce Urduca
«Gece ve gündüz namazı ikişer (rekat) ikişer (rekât)dir.»
عربي İngilizce Urduca
«Ramazan'dan sonra en fazîletli oruç, Allah'ın muharrem ayı orucudur. Farz namazlardan sonra en fazîletli namaz ise, gece namazıdır.»
عربي İngilizce Urduca
Ebû Seleme b. Abdurrahman haber verdiğine göre:Âişe -radıyallahu anhâ-'ya Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in Ramazan'daki namazı nasıl? diye sordu.Âişe radıyallahu anhâ şöyle dedi: Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- ne Ramazanda ne başka zamanda gece on bir rek’attan fazla namaz kılmazdı. Önce dört rek’at kılardı ki, onların güzelliği ve uzunluğu anlatılacak gibi değildi! Sonra dört rek’at daha kılardı. Onların da güzelliğini ve uzunluğunu hiç sorma! Sonra üç rek’at daha kılardı.Âişe -radıyallahu nahâ- dedi ki: Ben: Yâ Rasûlallah! Vitri kılmadan mı uyuyorsun? diye sordum. Bunun üzerine şöyle buyurdu: Âişe! Benim gözlerim uyur ama kalbim uyumaz.Sahih-i Buhârî.
عربي İngilizce Urduca
Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- geceleyin on üç rekât namaz kılıyordu. Vitir (namazı) ve sabah namazının iki rekât sünneti de bunun içinde idi.
عربي İngilizce Urduca
«Vitir namazını, sabahlamadan önce (sabah namazının vakti girmeden önce) kılınız.»
عربي İngilizce Urduca
«Kim, gecenin son bölümünde kalkıp namaz kılamamaktan (uykuya kalmaktan) endişe ederse, vitri (tek rekâtlı namazı) gecenin başında kılsın. Kim de gecenin son bölümünde kalkacağından emîn olursa, vitri gecenin son bölümünde kılsın. Çünkü gecenin son bölümünde kılınan namazda melekler hazır bulunurlar. Bu ise daha fazîletlidir.»
عربي İngilizce Urduca
«Cemaatle kılınan namaz, tek başına kılınan namazdan yirmi beş derece daha faziletlidir. Gece melekleri ile gündüz melekleri sabah namazında bir araya gelirler.»
عربي İngilizce Urduca
«Her kim, ezanı işitir de ona icâbet edip mescide gelmezse, onun namazı yoktur. Ancak özür sahibi olan kimse bunun dışındadır.»
عربي İngilizce Urduca
«Ey insanlar! Sizler bu namazı kendi ev­lerinizde kılınız. Çünkü farz namaz müstesna, kişinin namazının en faziletlisi kendi evinde kıldığı namazıdır.»
عربي İngilizce Urduca
Ebû Hureyre -radıyallahu anh-'tan rivayet edildiğine göre:Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- buyurdular ki: "Erkeklerin teşkil ettiği safların en hayırlısı birinci saftır. En kötüsü de en son saftır. Kadınların teşkil ettikleri safların en hayırlısı en son saftır, en kötüsü de en öndekidir."Sahih-i Müslim.
عربي İngilizce Urduca
Vâbisa b. Ma´bed el-Cühenî -radıyallâhu anh-'tan rivayet edildiğine göre:''Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- bir adam gördü, safın gerisinde tek başına namaz kılıyordu. Ona namazını yeniden kılmayı emretti.''Ebû Davud Süneni'nde rivayet etmiştir.
عربي İngilizce Urduca
Ubey b. Ka'b -radıyallahu anh'tan rivayet edildiğine göre şöyle demiştir:Bir gün Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- bize sabah namazını kıldırdı.Şöyle buyurdu:''Falanca kişi namaza şahit oldu mu?,Hayır dediler.Filanca kişi şahit oldu mu? Hayır dediler.Nebî -sallallahu aleyhi ve sellem-'de şöyle buyurdu:''Bu iki namaz (yatsı ve sabah) münafıkların üzerine en zor gelen namazlardır.Eğer bu namazlardaki fazileti bilselerdi dizleri üzerinde emekleyerek gelirlerdi.Birinci saf meleklerin safı gibi olup onun faziletini bilseydiniz onun için acele ederdiniz.''Kişinin bir başka kişi ile birlikte kıldığı namaz, tek başına kıldığı namazdan, iki kişi ile birlikte kıldığı namaz bir kişi ile birlikte kıldığı namazdan daha sevaptır. Cemaat ne kadar çok olursa bu namaz Allah Teâlâ’ya o nispette daha da sevimlidir.'' Sünen-i Ebû Dâvûd.
عربي İngilizce Urduca
"Üç gruptan kalem kaldırılmıştır; uyanıncaya kadar uyuyandan, bu­luğa erinceye kadar çocuktan ve akıllanıncaya kadar akıl hastasından."
عربي İngilizce Urduca
Ben, Bekir oğlu Sa'd kabilesinden Dımâm b. Sa'lebe’yim." dedi
عربي İngilizce Urduca
Müezzini duyduğunuzda, sizde söylediklerini tekrar edin. Sonra da benim için salavat getirin
عربي İngilizce Urduca
Her kim Allah için bir mescit inşa ederse, Allah o kimseye Cennet'te bu mescidin benzeri (bir köşk) inşa eder
عربي İngilizce Urduca
Benim bu mescidimde kılınan bir namaz, Mescid-i Haram dışında, diğer mescitlerde kılınan bin namazdan daha hayırlıdır
عربي İngilizce Urduca
Sizden biriniz mescide girdiğinde, iki rekât namaz kılmadan oturmasın
عربي İngilizce Urduca
Sizden birisi camiye girdiğinde «Allah’ım! Bana rahmet kapılarını aç! Camiden çıktığı zaman ise Allah'ım! Senin lütfundan isterim.» desin
عربي İngilizce Urduca
Ey Bilal! Kalk (ezan oku da), bizi namazla rahatlat
عربي İngilizce Urduca
«Ey insanlar! Bu gördüğünüz şeyleri ancak bana uyasınız ve benim namazımı öğrenesiniz diye yaptım» diye buyurdu
عربي İngilizce Urduca
Namaz kıldığınız zaman saflarınızı düz tutun sonra biriniz size imam olsun. İmam tekbir aldığı zaman, siz de tekbir alın
عربي İngilizce Urduca
Nefsini elinde olana yemin olsun ki, "Muhakkak ki sizden; namazı Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in namazına en çok benzeyen benim. Dünyadan ayrılana kadar kıldığı namaz buydu
عربي İngilizce Urduca
Hırsızlığın en kötüsü, aceleyle namazı kılıp kendi namazından çalandır. Kendisine: Kişi namazından nasıl çalar? diye sorulunca, o, rükûunu ve secdesini tam olarak yapmaz
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- rukûdan belini doğrulttuğu zaman şöyle derdi: «Semi'allahu Limen Hamideh
عربي İngilizce Urduca
Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- her farz namazın akabinde şöyle dua ederdi
عربي İngilizce Urduca
Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- iki secde arasında şöyle derdi: «Rabbiğfirlî, Rabbiğfirlî
عربي İngilizce Urduca
«Bu Hinzib denilen Şey­tan'dır. Onu hissettiğin an ondan Allah’a sığın ve sol tarafına üç defa tükür
عربي İngilizce Urduca
''Cemaat Küba'da sabah namazını kılarken aniden onlara biri gelip: Gerçekten bu gece Nebî -sallallahu aleyhi ve sellem-'e Kur'an indirildi ve Kâbe’ye doğru dönmesi emrolundu. Dolayısıyla siz de Kâbe’ye dönün!'' dedi.
عربي İngilizce Urduca
«Bilâl geceleyin (erkence) ezan okur. Siz İbni Ümmi Mektûm'un ezanını işitinceye kadar yiyip içiniz.»
عربي İngilizce Urduca
"Bir bedevi gelip, mescidin köşesine idrarını yaptı. İnsanlar ona engel olmaya kalkıştıklarında Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- onların bunu yapmalarına izin vermedi. Bedevi bevletmeyi bitirdiğinde, Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- büyük bir kova ile su dökülmesini emretti ve (emri yerine getirilip) su döküldü."
عربي İngilizce Urduca
"Sen kıble dışında bir başka yöne doğru namaz kılıyorsun!" Şöyle cevap verdi: "Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in böyle yaptığını görmeseydim ben de yapmazdım."
عربي İngilizce Urduca
"Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- cemaatle beraber namaz kılmayıp ayrı duran bir adam görünce ona: Ey falanca! Cemaatle birlikte namaz kılmana engel olan şey nedir? diye sordu. Adam: Ey Allah'ın elçisi! Cünüp oldum.(Cünüplükten arınmak için yıkanabileceğim yanımda) su da yok, dedi. Bunun üzerine Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurdu: Toprakla teyemmüm et. Zira (suyun yerine geçen) toprak senin için yeterlidir.
عربي İngilizce Urduca
«Ya saflarınızı düzeltirsiniz ya da Allah Teâlâ aranıza düşmanlık sokar ve birbirinizden yüz çevirirsiniz.»
عربي İngilizce Urduca
Nebî -sallallahu aleyhi ve sellem- onlara öğle namazını kıldırırken (birinci teşehhüde) oturmadan (üçüncü rekat için) ayağa kalktı. Cemaat de, onunla birlikte ayağa kalktı. Nebî -sallallahu aleyhi ve sellem- namazını tamamladığında, insanlar selam vermesini beklerken, o, selam vermeden önce (Allahu Ekber diye) tekbir alıp oturduğu halde (yanılmadan dola­yı) iki secde yaptı, sonra da selam verdi.
عربي İngilizce Urduca
Dişi bir merkebe binerek gel­dim. Ben o zaman ergenlik çağına yaklaşmıştım. Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Minâ'da (önünde sütre yerine geçecek) bir duvar olmadan insanlara namaz kıldırıyordu. Safın birinin önünden (eşekle) geçtim ve indikten sonra otlasın diye onu salıverdim. Kendim de safa girdim. Bunu kimse kötü karşılamadı.
عربي İngilizce Urduca
"Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- namaza kalkınca, ayakta durduğu zaman tekbir getirirdi, sonra rükûya varınca da tekbir getirirdi. Sonra rukûdan kalkarak belini doğrulturken «Semi'allahu Limen Hamidehu» derdi."
عربي İngilizce Urduca
«Sıcak arttığında (öğle) namazını serinliğe bırakın. Çünkü sıcağın şiddeti, cehennemin kaynamasından dolayıdır.»
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- bineği üzerinde iken, bineği kendisini ne tarafa çevirirse o tarafa doğru nafile kılar ve başı ile ima ederdi. İbn Ömer -radıyallahu anhuma- da böyle yapardı.
عربي İngilizce Urduca
"Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-, (Mekke'nin Fethi günü beraberinde) Üsâme b. Zeyd, Bilal, Osman b. Talha olduğu halde Beytullah'a girdiler."
عربي İngilizce Urduca
Bir kimse cumu günü Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- hutbe verirken Dâru'I-Kadâ tarafındaki bir kapıdan içeriye girdi,
عربي İngilizce Urduca
Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'in namazını izledim. O'nun kıyamının, rükusunun, rükudan sonra doğrulmasının, secdesinin, iki secde arasında oturuşunun, secdesinin ve selam vermesi ile namazdan çıkması arasında geçen zaman içerisindeki oturuşu birbirine çok yakındı.
عربي İngilizce Urduca
''Nebî -sallallahu aleyhi ve sellem- mescide girdi. Derken biri de girip namaz kıldı. Sonra Nebî -sallallahu aleyhi ve sellem-'e gelip selam verdi. Allah Rasûlü selamı aldıktan sonra: "Dön de yeniden kıl. Çünkü sen namaz kılmış olmadın," buyurdu. O kimse dönüp evvelce kıldığı gibi namazı tekrar kıldı. Sonra Nebî -sallallahu aleyhi ve sellem-'e gelip selam verdi. "Selam verdikten sonra: "Dön de yeni baştan kıl. Çünkü sen namaz kılmış olmadın," buyurdu. Ta ki Allah Rasûlü bunu üç kere yaptı. Nihayet o kimse: seni hak ile gönderen Allah'a yemin ederim ki bundan daha iyisini bilmiyorum. Bana (doğrusunu) öğret dedi.Nebî -sallallahu aleyhi ve sellem- buyurdu ki: "Namaza durduğun vakit başlangıç tekbirini al, sonrada Kur'an'dan kolayına geleni oku. Sonra rükuya varıp ta beden azaların yerleşmiş oluncaya kadar dur. Sonra başını kaldırıp ayakta (büsbütün) doğruluncaya kadar dur. Sonra secdeye var ve azaların yerleşinceye kadar kal. Sonra başını kaldırıp ta azaların yerleşinceye kadar otur. Sonra namazının bütününde de (aynen böyle) yap."
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- kendi kızı Zeynep'ten olan torunu Umâme'yi taşıyarak namaz kılardı.
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- bize Kur'andan bir sure öğretir gibi her işimizde istihareyi öğretiyordu.“Allah’ım yapmayı düşündüğüm şu işin işlenmesinden yahut terkinden hangisinin hayırlı olduğunu bana ilminle kolaylaştır. Kudretinle senden güç istiyorum. Senin devasa fazlından hibe buyurmanı dilerim. Şüphesiz senin her şeye gücün yeter; benim gücüm yetmez. Sen bilirsin, ben bilemem. Sen şeyi çok iyi bilensin, Allah’ım. Eğer bu işi dinim, yaşayışım ve işimin sonucu veya dünya veya ahretimin sonucu bakımından benim için hayırlı olduğunu bilirsen o işi bana takdir et, kolaylaştır ve onu bana mukaddes kıl. Eğer bu işi; dinim, yaşayışım ve işimin sonucu veya dünya veya ahretimin sonucu bakımından benim için fenalık olarak bilirsen, onu benden, beni de ondan uzak eyle. Nerede olursa olsun benim için iyilik olanı takdir et. Sonra da beni bu hayırla hoşnut eyle''
عربي İngilizce Urduca
"Bilal, ezanı çift okumakla kâmeti ise tek okumakla emrolundu."
عربي İngilizce Urduca
Kalkın sizin için namaz kılayım.
عربي İngilizce Urduca
Kadınlarınız camiye gitmek için sizden izin isterlerse, onlara engel olmasın.Abdullah -radıyallahu anhumâ- dedi ki:Bilal b. Abdullah şöyle söyledi:Allah'a yemin olsun ben onu engelleyeceğim.Dedi ki :Abdullah ona (Bilal'e) doğru gitti.Ve ona çok kötü şekilde sövdü.Daha önce böyle sövdüğünü işitmedim.Ve dedi ki ben sana Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'den haber vereceğim.Ve sen Allah'a yemin olsun ki ben onları engelleceğim diyorsun.
عربي İngilizce Urduca
Nebî -sallallahu aleyhi ve sellem-,Ebû Bekir ve Ömer -radıyallahu anhumâ- namaza ''Elhamdü lillahi Rabbi'l âlemîn'' diyerek başlıyorlardı.Bir rivayette:''Ebû Bekir,Ömer ve Osman ile beraber namaz kıldım onlardan hiç birinin Besmeleyi (sesli) okuyarak kıldığını duymadım.Müslim'in rivayetinde:''Nebî -sallallahu aleyhi ve sellem-'in Ebû Bekir,Ömer ve Osman'ın arkasında namaz kıldım (namazda) kıraata ''Elhamdü lillahi Rabbi'l âlemîn'' diyerek başlıyorlardı.Ne kıraatın başında ne de sonunda ''Bismillahirrahmanirrahhim,'i'' zikretmiyorlardı.
عربي İngilizce Urduca
"Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- sabah namazının iki rekat sünnetine diğer nâfile namazlardan daha fazla önem verirdi."
عربي İngilizce Urduca
«Cemaatle kılınan namaz, tek başına kılınan namazdan yirmi yedi derece daha faziletlidir.»
عربي İngilizce Urduca
"Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- öğle namazını öğle sıcağının şiddetinde kılardı. İkindi namazını güneş parlak ve rengi sararmamış iken, akşam namazını güneş batınca kılardı."
عربي İngilizce Urduca
Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-'in yanına geldim ve deriden yapılmış kırmızı çadırında gördüm. Bilâl, elinde Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-’in abdest aldığı su kabı ile çadırdan çıktı. Sahâbilerden bazısı o su ile vücudunu ıslatıyor, bazısı da avuçla alıyorlardı.
عربي İngilizce Urduca
"Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- sabah namazını kıldırırdı ve bazı mümin kadınlar yünden yapılmış elbiselerine sarınmış şekilde namazda hazır bulunurlardı. Sonra alacakaranlıkta evlerine dönerlerdi de kimse onları tanımazdı."
عربي İngilizce Urduca
«Vitri sabah namazı vakti girmeden kılmakta acele edin.»
عربي İngilizce Urduca
Ey Selime oğulları! Yurdunuzda oturunuz. Sizin (mescide gelmek için attığınız) adımlarınız yazılmaktadır. Yurdunuzda oturunuz. Sizin (mescide gelmek için attığınız) adımlarınız yazılmaktadır.
عربي İngilizce Urduca
«Biriniz geceleyin namaz kılmak üzere kalkıp da Kur’an’dan ne okuduğunu bilmeyecek derecede dili dolaşırsa, yatıp uyusun.»
عربي İngilizce Urduca
«O ne güzel bir adamdır. Keşke gece kalkıp da namaz kıl (mayı adet edin)seydi.»
عربي İngilizce Urduca
«Ümmetimin iyi kötü bütün amelleri bana gösterildi. İyi işlerinin içinde, gelip geçenlere eziyet veren şeylerin yollardan kaldırılmasını da buldum. Kötü amelleri arasında da mescitte temizlenmeden bırakılmış balgamı gördüm.»
عربي İngilizce Urduca
Nebi –sallallahu aleyhi ve sellem- geceleri ayakları şişip, yarılıncaya kadar namaz kılardı. Ben kendisine: Ey Allah'ın Rasûlü, gelmiş geçmiş bütün günahlarını Allah Teâlâ bağışladığı halde, niçin bu kadar namaz kılıyorsun? dedim. Bunun üzerine Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-: «Allah'a şükreden bir kul olmayayım mı?» diye buyurdu.
عربي İngilizce Urduca
"Allah'ın en çok sevdiği yerler mescidlerdir. Allah'ın en çok buğz ettiği yerler de çarşı ve pazarlardır."
عربي İngilizce Urduca
Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- cuma günü insanlara hutbe okurken bir adam geldi. Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- ona: «Namaz kıldın mı ey falanca?» diye buyurdu. Adam: Hayır! dedi. Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-: «Kalk ve iki rekât namaz kıl!» buyurdu.
عربي İngilizce Urduca
"Ben Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'e seferde yoldaşlık ettim. O, seferde iki rekâttan fazla kılmıyordu. Ebû Bekr ,Ömer ve Osman da böyle yapıyorlardı."
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- bir adamı seriyyeye gönderdi. Adam, namazlarında arkadaşlarına Kur'an okuyor ve (rekâtını) ''Kul huvallahu ehad'' ile bitiriyordu.
عربي İngilizce Urduca
«Güneş ve Ay Allah’ın ayetlerinden iki ayettir. Onlar hiç kimsenin ölümü ve hayatı için tutulmazlar! Siz onları gördüğünüz zaman Allah’a dua edin, tekbir getirin, namaz kılın ve sadaka verin.»
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in önünde uyuyordum ve ayaklarım O'nun kıblesi tarafındaydı. O, secde ettiği zaman bana dokunurdu, ben de ayaklarımı toplardım. Kalktığı zaman ise ayaklarımı uzatırdım. O zamanlarda evlerde lambalar yoktu.
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- yağmur duası için (namazgâha) çıktı. Dua yapmak istediğinde kıbleye döndü ve ridasını ters çevirdi, sonra da iki rekât namaz kıldı ve iki rekâtta da sesli okudu.
عربي İngilizce Urduca
Ben ve İmrân b. Husayn, Ali b. Ebî Tâlib -radıyallahu anh-'ın arkasında namaz kıldık. O, secde ettiği zaman tekbir getirirdi, başını secdeden kaldırınca tekbir getirirdi, iki rekâtı kıldıktan sonra kalkarken tekbir getirirdi.
عربي İngilizce Urduca
"Ben Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-'i akşam namazında Tûr Sûresi'ni okurken işittim."
عربي İngilizce Urduca
Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-, Ebû Bekir ve Ömer -radıyallahu anhuma- iki bayram namazını da hutbeden önce kılarlardı.
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- yolculuk halinde iken öğle ile ikindiyi; yürüyüş üzere akşamla ile de yatsıyı birleştirirdi.
عربي İngilizce Urduca
"Ben, hiçbir imamın arkasında Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'in arkasında kıldığım kadar hafif ve tam bir namaz kılmadım."
عربي İngilizce Urduca
"Vallahi ben bir namaz kılacağım. Mak­sadım (sadece) namaz kılmak değil, (aynı zamanda) size Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'i nasıl namaz kıldığını gördüğümü göstermektir, dedi."
عربي İngilizce Urduca
Eğer " Sebbihisme Rabbike'l-a'lâ" yı, "Ve'ş-şemsi ve duhâhâ" yı, "Ve'l-leyli izâ yağşa" yı, okuyarak namaz kıldırsaydın. Yaşlı, zayıf ve ihtiyaç sahibi de senin arkanda namaz kılar.
عربي İngilizce Urduca
"Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- ile beraber cuma namazını kılar, sonra ayrılırdık, duvarlarda gölgelenecek gölge bulamazdık.''
عربي İngilizce Urduca
Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-: ''Ayakta iki hutbe irad ediyor ve bu iki hutbe arasını oturarak ayırıyordu."
عربي İngilizce Urduca
''Kim geceleyin hizbini veya hizbinden bir kısmını okumadan uyursa bunu sabah namazı ile öğle namazı arasında tamamlasın. Bu takdirde, sanki gece (mûtad vaktinde) okumuş gibi aynı sevâba nail olur.''
عربي İngilizce Urduca
1785- Ebü'ş-Şa‘sâ şöyle dedi:Biz Ebû Hureyre -radıyallahu anh- ile birlikte mescidde oturuyorduk. O esnada müezzin ezan okudu. Bir adam kalkıp dışarıya doğru yürüdü. Ebû Hüreyre, o adamı mescidden çıkıncaya kadar gözüyle takip etti ve:Bu adam, Ebü'l-Kâsım -sallallahu aleyhi ve sellem-'e isyan etti, dedi.Müslim rivayet etmiştir.
عربي İngilizce Urduca
Ben senin koyunu ve kır hayatını sevdiğini görüyorum. Koyunlar arasında iken
عربي İngilizce Urduca
“Sizden birinizin namaz kılarken uykusu gelirse, uykusu geçinceye kadar uyusun.”
عربي İngilizce Urduca
“Allah’ın elçisi ile beraber çok namaz kıldım. Namazı da orta halli, hutbesi de orta halliydi."
عربي İngilizce Urduca
"Sizden biriniz, dinç ve istekli olduğu sürece (gece ibadetine) devam etsin. Yılgın olunca uyusun.’’
عربي İngilizce Urduca
"Gücünüzün yettiği kadarını yapın, bu size yeter. Allah’a yemin ederim ki siz bıkmadıkça Allah bıkmaz. O'nun en sevdiği ibadet, kişinin devamlı olarak yaptığı ibadettir."
عربي İngilizce Urduca
"Biz bir yerde konakladığımız zaman develerin yüklerini çözüp onları rahatlatmadan namaza durmazdık."
عربي İngilizce Urduca
''Subbûh, Kuddûs, meleklerin ve Cebrâil'in Rabbi olan (Allah).''
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- hasta olduğu halde kendi evinde (bir defa) namaz kıldırdı.
عربي İngilizce Urduca
"Allah Rasûlü –sallallahu aleyhi ve selem- "Semiallâhu limen hamideh" diyerek başını rükudan kaldırdığı zaman, o alnını yere koymadıkça hiç bir kimseyi (secdeye varmak için) belini büker görmedim. Sonra Allah Rasûlü'nün arkasındakiler secdeye vararak yere kapanırlardı."
عربي İngilizce Urduca
Ebü’l-Abbas Sehl İbni Sa`d es-Sâidî -radıyallahu anh- şöyle dedi: Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Amr b. Avf oğulları arasında bir kavga çıktığını duydu. Aralarını bulmak için bir grup sahabe ile birlikte oraya gitti. Onları barıştırmak için bir müddet orada kaldı. Bu arada namaz vakti gelmişti. Bilal, Ebû Bekir -radıyallahu anhumâ- Ebû Bekir! Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- gelemedi. Namaz vakti de girdi. İmam olup namaz kıldırır mısın? Diye sordu. Hz. Ebû Bekir de: Peki, istersen kılalım, dedi. Bilal ezan okudu. Ebû Bekir de öne geçip tekbir aldı. Müslümanlar da ona uydular.Derken Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- geldi; safların arasından öne geçti. Bunun üzerine cemaat (Peygamber’in geldiğini imama haber vermek için) el çırpmaya başladı. Ebû Bekir namaz kılarken başını çevirip hiçbir yana bakmazdı. Cemaat durmadan el çırpınca dönüp bakmak zorunda kaldı. Yanında Rasûlullah’ı görüverdi. Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-, ona yerinde kalması için işaret etti. Fakat Ebû Bekir ellerini kaldırarak Allah’a hamd etti ve arkadaki safa girinceye kadar geri gitti. O zaman Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- öne geçerek namazı kıldırdı. Namaz bitince, halka dönerek şunları söyledi:“İnsanlar! Namazda bir durum meydana gelince niçin el çırpmaya başladınız? El çırpmak kadınlara mahsustur. Namazda bir durumla karşılaşan kimse subhânallah desin. Onu subhânallah dediğini duyan kimse, kendisine dönüp bakar.”Sonra Ebû Bekir’e dönerek:“Ebû Bekir! Yerinde kal diye işaret ettiğim halde niçin namazı kıldırmadın?” diye sordu. Hz. Ebû Bekir: Ebû Kuhâfe’nin oğluna Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-’in önüne geçip namaz kıldırmak yakışmazdı, diye cevap verdi.Müttefakun aleyh.''Hubise'' Kelimesinin manası:Onu misafir etmek için tuttular demek.
عربي İngilizce Urduca
Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- akşamla yatsı namazını cem etti, her biri için kamet getirdi, aralarında ve onlardan birinin akabinde nafile namaz kılmadı.
عربي İngilizce Urduca
«Namaz kılmakta olanın önünden geçen kimse ne kadar günah işlediğini bilmiş olsaydı, kırk şu kadar zaman yerinde durması onun için daha hayırlı olurdu.» Hadisin ravisi Ebû en-Nadr der ki: Kırk gün mü, kırk ay mı, kırk yıl mı dedi, bilmiyorum.
عربي İngilizce Urduca
"Rasûlullah -sallalalhu aleyhi ve sellem-, bakire, büluğ çağına gelmiş genç kızları ve hayızlı kadınları bayram namazına çıkarmamızı emretti. Hayızlı olanlara namazgâhtan uzak durmalarını emretti."
عربي İngilizce Urduca
«Allah'ım! Önceden yaptıklarımı, sonradan yapacaklarımı, gizli ve açık işlediklerimi, aşırılıklarımı ve senin benden daha iyi bildiğin hallerimi bana bağışla. Sen öne geçirensin, sen geriye bırakansın. Senden başka hiçbir (hak) ilah yoktur.»
عربي İngilizce Urduca
"Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- ile birlikte geceleyin kalktım. Bakara Sûresi'ni okumaya başladı, rahmet ayetine geldiğinde durur (rahmet) isterdi. Azap ayeti geçince yine durur ve Allah’a sığınırdı."
عربي İngilizce Urduca
"Allah'ım! Sana teslim oldum, sana iman ettim ve sana tevekkül ettim. Senin için husumette bulundum. Senin hükmünü hakem yaptım. Geçmişte, gelecekte, gizli açık ve benden daha iyi bildiğin işlemiş olduğum (tüm günahlarımı) bağışla. Senden başka hak ilah yoktur."
عربي İngilizce Urduca
"Ey Cebrâi’lin, Mikâil’in ve İsrafil’in Rabbi! Göklerin ve yerin yaratanı, gizli ve aşikarı bilen Allah’ım! Ayrılığa düştükleri şeylerde kulların arasında sen hükmedersin. İhtilafa düşülen şeyde beni, izninle Hakk’a ulaştır. Şüphesiz sen, dilediğini doğru yola iletirsin."
عربي İngilizce Urduca
Enes -radıyallahu anh- şöyle dedi: "Biz bir yerde konakladığımız zaman develerin yüklerini çözüp onları rahatlatmadan namaza durmazdık."
عربي İngilizce Urduca
«Bu mescitlerin, bu şekilde idrar ve dışkı ile kirletilmesi uygun değildir. Buralar yalnızca yüce Allah'ı zikretmek, namaz kılmak ve Kur'an okumak için yapılmıştır.»
عربي İngilizce Urduca
Bir adam, mescitte yitiğini aradı, sonra da: Kızıl deveyi gören yok mu? diye bağırdı. Bunun üzerine Allah Rasûlü -sallallahu aleyhi ve sellem-: «(Onu) bulamayasın! Çünkü bu mescitler ne maksatla yapılmışsa onun için inşa edilmiştir.» buyurdular.
عربي İngilizce Urduca
"Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-, cuma günü imam hutbe okurken dizleri dikip oturmayı yasaklamıştır."
عربي İngilizce Urduca
"Namaz için ezan okunduğu zaman, şeytan kaçar."
عربي İngilizce Urduca
«Müezzinler, insanların en uzun boyunlu olanlarıdır.»
عربي İngilizce Urduca
"Güneşin hâcibi (ışığı) göründüğü vakit, güneş iyice mey­dana çıkıncaya kadar namazı bırakınız. Güneşin ışığı battığı zaman da ta kayboluncaya kadar namazı yine bırakınız. Kılacağınız nama­zınız için güneşin ne doğma zamanı, ne de batma zamanını tercih edi­niz. Çünkü o bir şeytanın -yahud şeytanın- iki boynuzu arasından çıkar.''
عربي İngilizce Urduca
«Öğle namazının vakti, güneş zevâli aştıktan sonra ve bir kimsenin gölgesinin boyu, kendi boyuna eşit olduktan sonra başlar, ikindi namazının vakti gelinceye kadar sürer. İkindi namazının vakti, güneş sararmaya başlayıncaya kadar sürer. Akşam namazının vakti, ufuktaki kızıllık kayboluncaya kadar sürer.Yatsı namazının vakti, gece yarısına kadar sürer. Sabah namazının vakti ise, fecrin doğuşundan güneş doğuncaya kadar sürer.»
عربي İngilizce Urduca
"Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- ile birlikte akşam namazını kılardık. Bizden biri namazdan ayrılınca attığı okun düştüğü yeri görürdü.''
عربي İngilizce Urduca
«Kim sabah namazından bir rekâti güneş doğmazdan önce kılabilirse, sabah namazına yetişmiş demektir. Kim de ikindi namazından bir rekâti güneş batmadan önce kılabilirse ikindi namazına yetişmiş demektir.»
عربي İngilizce Urduca
«Beytullah’ı gündüz veya gece herhangi bir saatte ziyaret edip namaz kılan kimseyi sakın menetmeyin.»
عربي İngilizce Urduca
İki çeşit fecir vardır. Kurt kuyruğu gibi olan fecir ki, o vakit namaz kılmak caiz değildir. (Bu vakitte) yemek yemek haram değildir. Ufukta uzunlamasına yayılan fecre gelince işte sabah namazı o vakitte kılınır, sahur yemeği de o vakitte haram olur.
عربي İngilizce Urduca
«Burada olanınız olmayanlara şu söyleyeceklerimi aktarsın: Fecirden sonra sadece iki rekat namaz (sabahın sünnetini) kılınız.»
عربي İngilizce Urduca
Abdullah b. Zeyd -radıyallahu anh- şöyle dedi: Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- namaz vakitlerinde insanları toplamak için çan (zil) yapılmasını emredince, rüyamda bir şahıs etrafımda elinde çanla dolaştı. Ben o şahsa: Ey Allah’ın! Kulu, elindeki o çanı satar mısın? Dedim. O şahıs: Çanı ne yapacaksın? Dedi. Ben: Onunla insanları namaza çağıracağım dedim. O şahıs:Sana çandan daha hayırlı bir şeye delillik edeyim mi? dedi.Ben:Evet dedim.O şahıs:Allah-u Ekber Allah-u Ekber, Allah-u Ekber Allah-u Ekber Eşhedü Ella İlahe İllallah, Eşhedü Ella İlahe İllallah Eşhedü Enne Muhammeden Rasûlullah, Eşhedü Enne Muhammeden Rasûlullah Hayya Alassalah, Hayya Alassalah Hayya Ale’l-Felah, Hayya Ale’l-Felah Allah-u Ekber Allah-u Ekber La İlahe İllallah, dersin dedi.Sonra benden biraz uzaklaştı ve şöyle dedi:Namaza kalktığın vakitte:Allah-u Ekber Allah-u Ekber Eşhedü Ella İlahe İllallah Eşhedü Enne Muhammeden Rasûlullah Hayya Alassalah, Hayya Ale’l-Felah Kad Kametissalatu Kad Kametissalah Allah-u Ekber Allah-u Ekber La İlahe İllallah, dersin dedi.Sabah olunca Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-’e gelerek gördüğüm rüyayı haber verdim.Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-:Bu hak rüyadır inşallah, Bilal’le birlikte kalkın gördüklerini Bilal’a söyle, Bilal onları ezan olarak okusun. Çünkü Bilal’ın sesi senden daha yüksektir’ buyurdu. Bilal’le kalktık, ben ona söylüyordum o da okuyordu. Ömer -radıyallahu anh- Bilal’ın ezanını işitince ridasını sürükler bir halde Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-’e geldi ve şöyle dedi:Seni hak Rasul olarak gönderen Allah’a yemin ederim ki Abdullah’ın gördüğünü ben de gördüm.Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- bunun üzerine:''Allah’a hamd olsun'' buyurdu.''Sünen-i Ebî Dâvûd.
عربي İngilizce Urduca
Sabah namazının ezanında, müezzin "Hayye ale'l-felâh" dediğinde duyan kimsenin "Es-salâtu hayrun minen nevm" (namaz uykudan hayırlıdır) demesi sünnettendir.
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- akşam ile yatsı namazlarını Müzdelife'de birlleştirerek (birlikte) kılmıştır. Akşam namazını üç, yatsı namazını ise iki rekât olarak (her namaz için ayrı) bir kamet ile kılmıştır.
عربي İngilizce Urduca
«Sen onların imamısın. (Namazını kıldırırken) onların en zayıf olanları­nı göz önünde bulundur ve ezanına ücret almayan bir müezzin edin.»
عربي İngilizce Urduca
"Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in müezzini Rasulullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'i görünceye kadar kameti geciktirirdi, onu gördükten sonra kameti getirirdi."
عربي İngilizce Urduca
"Karanlık bir gecede Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- ile birlikte seferdeydik ve kıblenin nerede olduğunu bilmiyorduk. Bizden her biri kalkıp kendi yönüne doğru namaz kıldı. Sabahlayınca bu olanı Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-'e zikrettik. Bunun üzerine şu ayet nazil oldu: "Nereye dönerseniz Allah'ın yüzü oradadır."
عربي İngilizce Urduca
«Doğu ile batı arası kıble sayılır.»
عربي İngilizce Urduca
Sizden bir kimse mescide geldiği zaman, baksın, ayakkabıla­rında pislik varsa onu silsin ve onlarla namaz kılsın.
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'i namaz kılarken gördüm. Ağlamaktan dolayı O'nun göğsünden küçük bir değirmenden çıkan ses gibi sesler geliyordu.
عربي İngilizce Urduca
Abdullah b. Ömer -radıyallahu anh- anlatıyor:Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- namaz kılmak için Kuba mescidine çıktı. Ensârdan bazı kimseler gelip ona namazda iken selâm verdiler. Bilâl’e: “Namaz kılarken kendisine selâm verenlerin selâmını Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in nasıl aldığını gördün?” diye sordum. Bilâl: “Şöyle derdi” şeklinde karşılık verdi. Hadisin râvilerinden (işaretle selâmın nasıl olduğunu göstermek için) avucunu açtı, içini aşağı, sırtını yukarı getirdi.Ebû Dâvud Sünen-inde rivayet etmiştir.
عربي İngilizce Urduca
Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-'i Zeyneb'in kızı Ümâme bint Ebû'l-Âs'ı (omzunda) taşır olduğu halde insanlara namaz kıldırırken gördüm. Secdeye varacağı zaman onu indirir, (kıyama) kalkacağında da (omzuna) bindirirdi.
عربي İngilizce Urduca
Ebu Hureyre -radıyallahu anh-'den merfu olarak yapılan rivayette diyor ki: Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- namazda iken iki siyahın (yılan ve akrebin) öldürülmesini emretti.Sünen-i Ebû Dâvûd.
عربي İngilizce Urduca
Talha b. Ubeydullah -radıyallahu anh-'tan rivayet edildiğine göre: Biz namaz kılarken hayvanlar önümüzden geçiyorlardı. Bunu Rasûlullah’a -sallallahu aleyhi ve sellem-'e zikrettik. Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-: “Önünüzde semerin arka kaşı gibi bir şey olursa, onun önünden geçenler zarar vermez” buyurdu.
عربي İngilizce Urduca
Sebra b. Ma'bed el-Cühenî -radıyallahu anh-'tan rivayet edildiğine göre:Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurdu: "Sizden biri namaz kılarken namazını (korumak) için bir ok bile olsa (secde mekânına) sütre diksin!''
عربي İngilizce Urduca
Ebu Zer -radıyallahu anh-'tan rivayet edildiğine göre, Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- buyurdu ki: "Sizden biriniz namaza durduğu vakit, önünde deve semerinin arka kaşı kadar bir şey bulunursa, o kendisini sütreler. Önünde semerin arka kaşı kadar bir şey bulunmazsa bunun namazını eşek, kadın ve siyah köpek keser." Ravi Abdullah b. Sâmit der ki: "Ya Eba Zerr! Siyah köpeğin kırmızı köpekten, sarı köpekten farkı nedir ki?" dedim. "Ey kardeşimin oğlu! Bunu, senin bana sorduğun gibi bende Rasûlullah'dan sordum:" "Siyah köpek şeytandır", buyurdu, dedi.Sahih-i Müslim.İbn Abbâs -radıyallahu anhumâ-'nın hadisindeki rivayette:''Buluğa ermiş kadın ve köpek namazı bozmaz''buyurmaktadır.Sünen-i Ebû Dâvud.
عربي İngilizce Urduca
Âişe -radıyallahu anha-'dan rivayet edildiğine göre O, -radıyallahu anha-, namaz kılan kimsenin elini beline koymasını kerih görüyor ve "Muhakkak ki yahudiler böyle yapıyorlar." diyordu.
عربي İngilizce Urduca
«Akşam yemeği takdim edilince, akşam nama­zından önce ona başlayın ve akşam yemeğini (yerken, vakit müsaitse) acele etmeyin.»
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'e namazda başı sağa sola çevirmenin hükmünü sordum. Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-: «Bu, kulun namazından bir miktarını şeytanın kapıp aşırmasıdır.» buyurdu.
عربي İngilizce Urduca
«Benim bu hamîsamı/nakışlı elbisemi Ebû Cehm'e götürün; Ebû Cehm'in düz kumaş elbisesini bana getirin. Çünkü bu hamîsa demin beni namazımdan alıkoydu.»
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- mahallelere mescit yapılmasını ve temizlenip güzel kokular ile kokulanmasını emretti.
عربي İngilizce Urduca
Allah için söyle! Sen Allah Rasûlü -sallallahu aleyhi ve sellem-’in bana: «Benim adıma sen cevap ver!» dediğini ve «Allahım! O'nu Rûhu'l-kudüs ile destekle!» buyurduğunu işittin mi? dedi. O da: Allah’ım! Evet, dedi.
عربي İngilizce Urduca
«Kim bir adamın yitiğini mescitte ararken duyarsa, ’’Allah onu sana buldurmasın!" desin. Çünkü mescitler, bu tür şeyler için bina edilmemiştir.»
عربي İngilizce Urduca
Allah Rasûlü -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur: «Bir kimsenin mescidde bir şey sattığını yahut satın aldığını görürseniz ona; "Allah ticaretini kazançlı kılmasın!" deyin. Onda bağırarak kayıp eşya arayıp soruşturan bir kimse gördüğünüzde ise; “Allah onu sana geri çevirmesin!” deyin.»
عربي İngilizce Urduca
‘’Onlara ilişme Ey Ebu Bekir! Çünkü bu günler bayram günleridir. Ve o günler Mina günleridir.’’
عربي İngilizce Urduca
«İnsanlar mescitler hususunda birbirlerine karşı övünmedikçe kıyamet kopmaz.»
عربي İngilizce Urduca
Rifâa b. Râfi' ez-Zürakî -radıyallahu anhh- Nebî -sallallahu aleyhi ve sellem-'in ashabından biriydi.Dedi ki:Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- bir gün mescitte ashabıyla birlikte otururken,bir adam geldi ve Rasûlullah'a yakın bir yerde namaz kılı.Sonra da Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in yanına geldi.Ona selam verdi.Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- selamını aldı ve dön namazını tekrar kıl,çünkü sen namaz kılmadın buyurdu.O zat dönerek, önceki kıldığı gibi namazını tekrar kıldı.Sonra da Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in yanına geldi.Dön tekrar kıl; çünkü sen, namaz kılmış olmadın!, buyurdu.Ya Rasûlullah! bana nasıl kılacağımı öğretirmisin? dedi.Bunun üzerine Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-:Kıbleye döndüğün zaman İftitah tekbirini al,Fatiha suresini oku,istediğin yerden Kur'an oku, sonra rükuya vardığında avuç içlerini diz kapaklarına koy.Sırtını düz yap ve düzgün bir rükû yap.Başını kaldırdığın zaman kemikler mafsallarına dönene kadar sırtını düz tut.Secde ettiğin zaman tam bir secde et.Başını secdeden kaldırınca sol baldırının üzerine otur.Sonra da bu yaptığını her secde ve rükûda yap.İmam Ahmed'in Müsned'i.Başka bir rivayette:''Abdesti Allah Azze ve Celle'nin emrettiği gibi tam bir şekilde almadıkça şüphesiz ki sizden birinin namazı kabul olmaz.Yüzünü yıkar ellerini dirseklerine kadar yıkar.Başını mesh eder ve ayaklarını aşık kemiklerine kadar yıkar.Sonra da Allah Azze ve Celle'ye tekbir getirir ve hamd eder.Sonra da Kur'an'dan ona izin verildiği ve kolayına geldiği kadar okur.Sonra da tekbir getirir ve secde eder yüzünü tam olarak alnı burnu değecek şekilde mafsalları ve tam bbir şekilde sükünet bulup rahatlayana kadar eğer.Sonra da tekbir getirir ve düz bir şekilde dübürünün üzerine oturur ve sırtını düz yapar.Ve namazı bu şekilde dört rekat olarak anlattı.Böyle yapmadan sizden birinizin namazı tam olmaz.Sünen-i Ebû Dâvud.Başka bir rivayette:''Sana Allah Azze ve Celle'nin emrettiği gibi abdest al sonra da teşehhüd yap.Düz dur sonra tekbir getir.Ezberinde Kur'an varsa onu oku.Eğer yoksa Allah'a hamd et tekbir getir ve La ilahe illallah de.Sünen-i Ebû Dâvud.
عربي İngilizce Urduca
Muhammed b. Amr'dan rivayet edildiğine göre:dedi ki:Ebû Humeyd es Saidî -radıyallahu anh-’den Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-’in ashabından on kişilik bir guruptan birisi olan Ebû Katâde'den işittim şöyle diyordu; Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-’in namazını en iyi bileniniz benim bunun üzerine dediler ki: “Müslüman olmada bizden eski değilsin Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-’in yanına en çok gidip gelenlerimizden de değilsin” dedi ki: Evet o halde anlat bakalım dediler; O’da dedi ki:Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- namaza başladığında ayakta dosdoğru durur, ellerini omuz hizasına kadar kaldırarak tekbîr alırdı, sonra rükû’a varmak istediğinde yine ellerini omuzları hizasına kadar kaldırır ve tekbîr getirerek rükû’a varırdı. Rükû’da düzgün vaziyette durur başını ne aşağı sarkıtır nede yukarıya doğru dikerdi ellerini de dizleri üzerine koyardı sonra “Semiallahü limen hamideh” diyerek ellerini kaldırır ve doğrulurdu vücudunu aynen ayakta durduğu şekle gelirdi. Sonra secdeye gitmek üzere eğilir Allahü ekber der kollarını koltuklarından aralar ayak parmaklarını serbest bırakır sol ayağını bükerek üzerine oturur ve dimdik dururdu sonra Allahü ekber diyerek ikinci secdeye iner sol ayağını bükerek üzerine oturur ve dimdik durur ve sonra ikinci rekât için ayağa kalkardı ve ikinci rekâtta da aynen yapardı iki secdeden kalkınca tekbir alır ellerini omuzları hizasına kadar kaldırırdı ilk namaza başlarken aldığı tekbir gibi tüm rekâtları bu şekilde kılar namazın biteceği son rekâtın oturumunda sol ayağını çıkararak kalçası üzerine oturur ve selam vererek namazdan çıkardı.Ona doğru söyledin dediler Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- böyle namaz kılardı.Sünen-i Ebî Dâvûd,(aslı Buhâri'de).
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- gece namaz kılmak için kalktığında tekbir alır ve (tekbir alır almaz) şöyle (dua e)derdi: «Subhâneke, Allahumme ve bi hamdike ve tebâreke's muke ve teâlâ cedduke ve lâ ilâhe ğayruke» (Allah’ım! Seni tesbîh ve sana hamd ederim. İsmin mübârek, şânın yücedir. Senden başka ibâdete lâyık hiçbir ilah yoktur)
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- namaza tekbir ile, kıraate de ''Elhamdulillahi Rabbi'l-âlemîn" i okuyarak başlardı. Rükûya eğildiği zaman başını ne yukarı kaldırır, ne de aşağı indirirdi (başını bu) ikisi arasında tutardı.
عربي İngilizce Urduca
''Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- ile beraber namaz kıldım. Göğsünün üzerinde sağ elini sol elinin üzerine üzerine koydu.''
عربي İngilizce Urduca
Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-, Ebubekir ve Ömer -radıyallahu anhum- namazlarına ''Elhamdulillahi Rabbilalemin ile başlarlardı.''
عربي İngilizce Urduca
«İşte bu adam iki elini de hayırla doldurdu.»
عربي İngilizce Urduca
Öğle namazının farzını kılarken ilk iki rekatında Fatiha Sûresi'ni ve iki sure okurdu. Son iki rekatta ise Fatiha Sûresi'ni okuyor ve bize bir ayet işittiriyordu.
عربي İngilizce Urduca
Bizler, Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in öğle ve ikindi namazlarının (uzunluğunu) ölçerdik. Öğle namazının ilk iki rekatındaki kıyamı Secde suresini okuyacak kadardı. Son iki rekâttaki kıyamı ise bunun yarısı kadardı.
عربي İngilizce Urduca
''Rasulullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'den sonra, namazı onun namazına bundan daha fazla benzeyen başka bir kimsenin arkasında namaz kılmadım. O insan arkasında namaz kıldım. O, öğle namazının kıyamında ilk iki rekatını uzun tutuyor, son iki rekatını ise kısa tutuyordu. İkindi namazını daha kısa kılıyor, akşam namazında kısa surelerden okuyordu. Yatsı namazında Şems Suresi ve benzerlerini okuyordu. Sabah namazında ise iki uzun sure okuyordu.''
عربي İngilizce Urduca
Ben Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-'i akşam namazında Tûr Sûresi'ni okurken işittim.(Onlar, bir yaratan olmaksızın mı yaratıldılar, yoksa yaratanlar kendileri midir? Yoksa gökleri ve yeri kendileri mi yarattılar? Hayır! Onlar Allâh’a kesin olarak inanmıyorlar. Yâhut Rabbinin hazîneleri onların yanında mıdır? Yoksa her şeye hâkim olan kendileri midir?) Bu âyet-i celilelere gelince kalbim heyecandan neredeyse uçacak gibi oldu.
عربي İngilizce Urduca
«Ey İnsanlar! Peygamberlik mübeşşiratından bir şey kalmamıştır! Mübeşşirattan kalan sadece salih rüyâdır! Müslüman kişi bunu rüyasında görür ya da ona gösterilir. Ben de Kur'an'ı, rükû ederken ve secde ederken okumaktan nehyolundum. Rükûya gelince Rab -Azze ve Celle-'yi rükûda yüceltin, secdede ise dua edin. Çünkü secdede yaptığınız dua icabet edilmeye daha layıktır.»
عربي İngilizce Urduca
"Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem'in- namazı, rükûsu, başını rükûdan kaldırması, secdesi ve iki secde arasındaki oturuşu birbirine aynı gibi yakındı."
عربي İngilizce Urduca
Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- rükûya gittiği zaman parmaklarını açar Secde ettiği zaman da ise parmaklarını kapatırdı.
عربي İngilizce Urduca
O, (Mâlik İbnu'l-Huveyris) haber verdi ki, kendisi Peyamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'i şöyle namaz kılarken görmüştür: Peygam­ber -sallallahu aleyhi ve sellem- namazının tek rekâtlarında olduğu zamanlarda (bir müddet) düm­düz oturmadıkça (sonraki rekât için) ayağa kalkmazdı.
عربي İngilizce Urduca
“Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- rukûdan sonra bir ay kunut yaptı. Suleymoğulları'ndan bazı kabilelere beddua ediyordu. ”Enes -radıyallahu anh- sayıda tereddüd ederek dedi ki: (Nebi -sallallahu aleyhive sellem-) Kırk ya da yetmiş kurrâyı müşriklere gönderdi. O müşrikler ile Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- arasında yapılmış bir anlaşma olmasına rağmen, o kabileler kurrâlara karşı çıkıp, onları öldürdüler. Ben Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-’in bunlara hüzünlendiği kadar hiçbir kimseye hüzünlendiğini görmedim.''
عربي İngilizce Urduca
Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- bir kavim için dua ettiği ya da bir kavme beddua ettiği zaman dışında kunut yapmazdı.
عربي İngilizce Urduca
Ey babacığım! Muhakkak ki sen Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-, Ebû Bekr, Ömer, Osman ve Ali -radıyallahu anhum-'un arkasında ve Ali -radıyallahu anh-'ın arkasında burada Kûfe'de yaklaşık beş yıl namaz kıldın. Sabah namazında kunut yapıyorlar mıydı? Ey oğulcuğum bu sonradan çıkan bir şeydir, dedi.
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- namazda oturduğu zaman, sağ avucunu sağ uyluğunun üzerine koyar, sol elini de sol uyluğunun üzerine koyardı.(Şehâdet) parmağı ile işârette bulunur, baş parmağını orta parmağının üzerine koyar, sol eliyle de sol diz kapağını kavrardı.
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- bize Kur’an’dan bir sûre öğretir gibi teşehhüdde okuyacağımız duayı öğretirdi.
عربي İngilizce Urduca
«Eğer gücün yetiyorsa yere secde et. Yetmiyorsa îmâ ile kıl. Secdeni, rükûdan daha fazla eğilerek yap.»
عربي İngilizce Urduca
Muğîre b. Şu'be -radıyallahu anh- bize namaz kıldırdı. İki rekâtta kalktı. Biz de "Subhanallah" dedik. "Subhanallah" dedi ve devam etti. Namazını tamamlayıp selam verince iki defa sehiv secdesi yaptı. Bitirdikten sonra şöyle dedi: ''Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'i benim bu yaptığım şekilde yaparken gördüm."
عربي İngilizce Urduca
Ebu Hureyre -radıyallahu anh- onlara “Gök yarıldığı zaman...” (İnşikâk Suresi:1) ayetini okudu ve secde etti. Secdeyi bitirdiği zaman onlara Allah Rasûlü -sallallahu aleyhi ve sellem-’in de bu ayette secde ettiğini haber verdi.
عربي İngilizce Urduca
Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-'e Necm Sûresi'ni okudum, o ise secde etmedi.
عربي İngilizce Urduca
Ya Rasûlallah! Hac Sûresi'nde iki secde var mı? diye sordum. «Evet, o secdeleri yapmak istemeyen o ayetleri okumasın.» buyurdu.
عربي İngilizce Urduca
"Mutlu olacağı bir haber geldiğinde ya da bir şeyle müjdelendiğinde Allah'a şükrederek secdeye kapanırdı."
عربي İngilizce Urduca
Abdullah b. Mugaffel el-Müzenî -radıyallahu anhumâ-'dan rivayet edildiğine göre demiştir ki:Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur:''Akşam namazının farzından önce iki rekât namaz kılınız.'' Sonra da buyurmuştur ki:''İsteyen Akşam namazının farzından önce iki rekât namaz kılsın.'' İnsanların bunu sünnet edinmesinden korktuğundan dolayı söylemiştir.Süneni Ebî Dâvud bu onun lafzıdır.Buhârî'de de benzeri lafızdadır.
عربي İngilizce Urduca
Bir adam Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- minberde iken O'na: "Gece namazı hakkında ne dersiniz?" diye sordu. Şöyle buyurdu: «Gece namazı ikişer ikişer rekâttır. Eğer biriniz sabah (namazının) vaktinin girmesinden korkarsa, bir rekât kılar ki, bu kılmış olduğu rekâtleri vitir (tek) yapar.»
عربي İngilizce Urduca
«Vitir, her müslümana bir haktır. Dileyen yedi rekât ile vitir yapsın. Kim beş rekât ile vitir yapmak isterse yapsın, kim üç rekât ile vitir yapmak isterse yapsın ve kim de tek rekât ile vitir yapmak isterse yapsın.»
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah –sallallahu aleyhi ve sellem- bize ramazan ayında sekiz rekat (teravih namazı) ve bir de vitir kıldırdı. Ertesi gün olunca, mescitte toplandık ve yanımıza çıkmasını ümit ettik. Sabah oluncaya kadar mescitte kaldık.
عربي İngilizce Urduca
Abdullah b. Amr b. Âs -radıyallahu anhümâ-’dan rivayet edildiğine göre Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurdu: Abdullah! Falan kimse gibi olma! Çünkü o gece ibadetine devam ederken artık kalkmaz oldu.''Sahih-i Buhârî.
عربي İngilizce Urduca
Ali b. Ebû Tâlib -radıyallahu anh-'tan rivayet edildiğine göre dedi ki:Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur:''Ey Kur'an ehli, vitir namazını kılınız. Şüphesiz ki Allah vitirdir (tektir) ve sever'' buyurdu.Sünen-i Ebû Dâvud.
عربي İngilizce Urduca
«Bir gecede iki vitir olmaz.»
عربي İngilizce Urduca
«Kim vitri uyuya kaldığı ya da unuttuğu için kılamadıysa hatırladığında onu kılsın.»
عربي İngilizce Urduca
Âişe -radıyallahu anhâ- şöyle dedi: Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-, bir işi yapmayı çok istediği halde, onu ahali de yapmaya kalkar da üzerlerine farz kılınmasından korktuğu için, yapmaktan vazgeçerdi.Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- hiç bir zaman Duhâ namazını kılmamıştır,ben kılıyorum.''Sahih-i Buhârî.
عربي İngilizce Urduca
Zeyd b. Erkam -radıyallahu anh-'tan rivayet edildiğine göre:Duhâ (kuşluk) namazını erken kılan bazı kimseleri gördü de şöyle dedi: Şüphesiz bunlar da bilirler ki, kuşluk namazını sonraki bir saatte kılmak daha sevaptır. Zira Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurdu:"Tövbe edip Allah'a dönenlerin (evvâbînin) namazı, sıcaktan deve yavrularının ayağı yandığı zamandır."
عربي İngilizce Urduca
«Böyle yapmayınız. Eğer sizden biriniz konakladığı yerde namaz kıldıysa, sonra da imama gelirse ve imam da namaz kılmadıysa onunla beraber namaz kılsın. Çünkü bu namaz onun için nafiledir.»
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- bir ata binmişti. Attan düştü de sağ tarafı berelendi.
عربي İngilizce Urduca
Ebû Saîd el-Hudrî -radıyallahua anh-'tan rivayet edildiğine göre Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- ashabının bir miktar geri durduğunu görünce olnlara:''Öne geçin ve bana uyun.Sizden sonrakiler de size uysun.Bir topluluk eğer geri kalmaya devam ederse sonunda Allah da onları geriletir.''Sahih-i Müslim.
عربي İngilizce Urduca
Buyurdu ki: «Ey insanlar! Sizler nefret ettiricilersiniz. Her kim insanlara namaz kıldırırsa namazı hafifletsin. Çünkü cemaatin içinde hasta ola­nı, zayıf olanı ve iş güç sahibi olanı vardır.»
عربي İngilizce Urduca
"Şu namazı şu vakitte kılınız, şu namazı da şu vakitte kılınız " dedi (ve bütün namaz vakitlerini bildirdi). Namaz vakti gelince de "Biriniz ezan okusun ve Kur'ân 'ı en çok bileniniz size imamlık etsin" buyurdu.
عربي İngilizce Urduca
«Cemaate, Allah'ın kitabını en iyi okuyan kimseler imam olur.»
عربي İngilizce Urduca
«Allâhummec‘al fî kalbî nûran ve fî basarî nuran ve fî sem‘î nûran ve an yemînî nûran ve an yesârî nûran ve fevkî nûran ve tahtî nûran ve emâmî nûran ve halfî nûran vec‘allî nûrân.» (Ey Allah’ım! Kalbimde bir nur, gözümde bir nur kıl. Kulağımda bir nur, sağımda bir nur, solumda bir nur kıl. Üstümde bir nur, altımda bir nur kıl. Önümde bir nur, arkamda bir nur kıl. Benim için (büyük) bir nur kıl)
عربي İngilizce Urduca
Enes b. Mâlik -radıyallahu anh-'tan rivayet edildiğine göre dedi ki:''Bizim evimizde ben ve bir yetim Nebî -sallallahu aleyhi ve sellem-'in arkasında namaz kıldım.Annem ve Ümmü Süleym'de arkamızda namaz kıldılar.Sahih-i Buhârî.
عربي İngilizce Urduca
«Allah hırsını arttırsın, bir daha böyle yapma!»
عربي İngilizce Urduca
Ümmü Varaka bint Abdillah b. el-Hâris el-Ensâriyye -radıyallahu anha- Kuran'ı ezberlemişti. Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- ona ev halkına imamlık yapmasını emretti/izin verdi.
عربي İngilizce Urduca
Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- âmâ olan İbn Ümmü Mektûm -radıyallahu anh-'ı kendisi yerine insanlara imam olması için bıraktı.
عربي İngilizce Urduca
«Haydi ailenizin yanına dönün ve onların yanında kalarak kendilerini bilgilendirin. Onlara şu namazı şu vakitte, bu namazı bu vakitte kılmalarını söyleyin. Namaz vakti geldiğinde içinizden biri ezan okusun, en büyüğünüz de size imam olsun.»
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- zamanında güneş tutuldu.Bunun saat (yani kıyamet alâmeti) ol­masından korkarak telâşla kalktı ve mescide gel­di. Ve o zamana kadar asla yaparken görmediğim en uzun kıyam, ve en uzun sucûdlarla namaz kıldırdı. ve: "Allah-Azze ve Celle'nin- göndermekte olduğu işte bu âyetler, hiçbir kimsenin ölme­sinden, ve hayâtından dolayı olmaz. Lâkin Allah bu tutulma ile kul­larını korkutur. Binâenaleyh sizler bu kabilden (korkunç) birşey gördüğünüz zaman hemen Allah'ı zikr etmeye, Allah'a dua etmeye ve Allah'tan mağfiret istemeye (koyulup) sığınınız" buyurdu.
عربي İngilizce Urduca
Yâ Rasûlallah! İkindi namazını az daha gü­neş batmadan kılamayacaktım, dedi. Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- de: «Vallahi ben de kılamadım.» buyurdu. Bunun üzerine kalktık, Buthân Vadisi'ne git­tik. Orada Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- namaz için abdest aldı, biz de namaz için ab­dest aldık. Müteakiben güneş batmış olduğu halde ikindiyi kıldırdı, sonra arkasından da akşamı kıldırdı.
عربي İngilizce Urduca
"Teyzem Meymûne'nin evinde geceledim. Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- gece namaz kılmak için kalktı. Ben de kalkıp onun sol tarafına durdum. Beni başımdan tutup sağ tarafına koydu."
عربي İngilizce Urduca
«Allah onların evlerini ve kabirlerini ateşle doldursun! Güneş batıncaya kadar bizi meşgul ederek, orta namazı kılmamıza engel oldular.»
عربي İngilizce Urduca
Sehiv secdesi hakkında rivayet olunan zülyedeyn hadisi
عربي İngilizce Urduca
Zatürrikâ Gazvesi'nde kılınan korku namazının kılınış şekli
عربي İngilizce Urduca
Kûfeliler(in bir kısmı vâli) Sa'd b. Ebû Vakkâs'ı (halife) Ömer İbnu'l-Hattâb -radıyallahu anh-'a şikâyet ettiler. Ömer de Sa'd'ı vâlilikten azledip Ammar b. Yâsir'i Kufeye vâli tayin etti.
عربي İngilizce Urduca
"Sabah namazının son rekatında rükûdan başını kaldırıp; «Semiallâhu limen hamideh. Rabbe­nâ ve leke'l-hamd» dedikten sonra; «Allah'ım! Falana ve falana lanet et!» diye beddua etti. Bunun üzerine Allah; "Bu işte senin yapacağın bir şey yoktur." ayetini indirdi.
عربي İngilizce Urduca
Câbir -radıyallahu anh-'ın rivayet ettiği gibi korku namazının şekli.
عربي İngilizce Urduca
Ben ve babam, Ebû Berze el-Eslemî -radıyallahu anh'ın yanına girdik. Babam ona: Nebî -sallallahu aleyhi ve sellem- farz namazları nasıl kılardı? diye sor­du.
عربي İngilizce Urduca
Amr b. Abese –radıyallahu anh-'ın Müslüman olma kıssası ve Nebi –sallallahu aleyhi ve sellem-’in kendisine namaz kılmayı ve abdest almayı öğretmesi.
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- bir gün bizlere korku namazını kıldırdı. Onlardan bir taife de O'nunla birlikte namaz kılmak için kalktı. Diğer taife düşmanın hizasında durdular. Kendisiyle beraber olanlarla bir rekât kıldı. Sonra onlar gittiler diğerleri geldiler. Onlarla da bir rekât kıldı. Her iki taifede kendileri için birer rekât (daha) kıldılar''.
عربي İngilizce Urduca
«Allah'ım! Ayyaş b. Ebî Rabîa'ı kurtar. Allah'ım! El-Velîd İbnu'l-Velid'i kurtar. Yâ Allah! Seleme İbnu'l-Hişâm'ı kurtar! Allah'ım! (Müşrikler elinde) zayıf ve âciz görülen diğer mü'minleri de kurtar! Allah'ım! Mudar (müşrikleri) üzerine baskını şiddetlendir. Allah'ım! İçinde bulundukları bu yılları onlara Yûsuf Peygamber'in kıtlık yıllarına benzet!»
عربي İngilizce Urduca
Cibril indi ve bana imamlık yaptı. Onunla birlikte namaz kıldım, sonra onunla birlikte namaz kıldım, sonra onunla birlikte namaz kıldım, sonra onunla birlikte namaz kıldım, sonra onunla birlikte namaz kıldım"
عربي İngilizce Urduca
Züheyr'den rivayet edildiğine göre dedi ki:Bana Urve b. Zübeyr haber verdi:Nebî -sallallahu aleyhi ve sellem-'in hanımı Âİşe -radıyallahu anhâ-'dan yapılan rivayette, demiştir ki:Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- bir gece, ilk üçte bir geçinceye kadar (yatsı na­mazını) geciktirdi.O da Ateme denilen namazdı.Ömer -radıyallahu anh-, 'Kadınlar ve çocuklar uyudu' diye sesini yükseltti.Bir rivayette gecenin çoğu gittti. Onun üzerine Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- çık­tı ve şöyle buyurdu:''Bu namazı sizden başka yer yüzünde yaşayanların hiçbiri beklemez.''Başka bir rivayette:''Şüphesiz ki bu, yat­sının vaktidir, ama ümmetime meşakkat vermemiş olsaydım (hep bu vakte geciktirirdim).Başka bir rivayette:''Ümmetimin üzerine zorluk olmasaydı.''Bu da İslam insanlar arasında yayılmadan öncedir.İbn Şihâb dedi ki:Bana şöyle zikredildi:Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur:''Rasûlullah'a namaz konusunda ısrar etmeye hakkınız yoktu.Bu nu Ömer b. Hattâb seslendiği vakit söylemiştir.Sahih-i Müslim.
عربي İngilizce Urduca
«Sabah namazını ortalık aydınlanınca (yani sabah namazının vakti girince) kılınız. Çünkü bunu böyle yapmanız sizin ecrinizi daha büyük kılar veya ecriniz daha büyük olur.»
عربي İngilizce Urduca
Bilal'in Ebtah'a çıktığını ve ezan okuduğunu gördüm. Onun, "Hayye ale's-salâh, hayye ale'l-felah" a geldiği zaman boynunu sağa ve sola doğru yönelttiğini fakat dönmediğini gördüm.
عربي İngilizce Urduca
"Müezzin ezanı okumada daha yetkilidir. (Yani ezan vaktine karar verir.) İmam ise kamette (namaz için kametin getirilmesini emretmede) daha yetkilidir."
عربي İngilizce Urduca
Saîd b. Hâris'ten şöyle nakledilmiştir:Câbir b. Abdullah'a bir parçadan oluşan elbise ile namaz kılmanın hükmünü sorduk. O da şöyle cevap verdi;Nebî -sallallahu aleyhi ve sellem-'in düzenlediği bir seferde onunla birlikte yola çıkmıştım. Bir gece bir ihtiyacımdan dolayı onun yanma vardım. O sırada namaz kılıyordu. Üzerimde tek parçadan oluşan bir elbise vardı. Ona bürünüp yanı başında namaza durdum. Namazını bitirdikten sonra ya Câbir, gece vakti buraya gelmenin sebebi ne?' diye sordu. Ben de ihtiyacımı söyledim. Sözümü bitirdikten sonra bana, 'Gördüğüm bu örtünme de ne?' diyerek (hoşnutsuzluğunu) ifade etti. Ben de elbisenin dar ve kısa olduğunu söyledim. Bunun üzerine şöyle buyurdu: Eğer elbisen geniş ise onunla omzundan öyle örtün, yok eğer dar ise, onu izar olarak kullan."Buhârî.Müslim'in rivayetinde:''Eğer geniş ise elbiseyi iki ucundan çaprazlama bağlayıp dizlerini kırarak eğilmesidir.Eğer dar ise onu beline bağla.''
عربي İngilizce Urduca
«Şüphesiz bu namazda insanların sözünden bir şeyler söylemek onunla bağdaşmaz. Namazda sadece tesbih ve tekbir getirilir, Kur'an okunur.»
عربي İngilizce Urduca
"Bilal –radıyallahu anh- güneş doğmazdan önce ezan okumuştu. Rasûlullah –sallallahu aleyhi ve sellem- ona, geri dönüp, «Haberiniz olsun, kul uyudu.» diye nida etmesini emretti."
عربي İngilizce Urduca
«Sizden biriniz namaz kılmak için kalktığı zaman, rahmet onun karşısındadır, çakıl taşına dokunmasın.»
عربي İngilizce Urduca
Ebû Hureyre -radıyallahu anh- şöyle demiştir: Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Necd tarafına bir süvârî müfrezesi gönderdi. Bu müfreze Benû Hanîfe kabilesinden Sumâme b. Usâl denilen bir kişiyi esîr edip getirdiler ve onu mescidin direklerinden birisine bağladılar. Akabinde Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- mescide çıktı ve ona: "Yâ Sumâme, yanında ne var (gönlünden ne geçiriyorsun ve benden ne umuyorsun)?" buyurdu. Sumâme: Gönlümde hayır (ümîdi) var yâ Muhammed! (Çünkü sen zulmetmezsin; ihsan ve in'âm edersin.) Eğer Sen beni öldürürsen, kanı değerli birini öldürmüş olursun. Eğer bana in'âm edersen ni'mete karşı şükredici bir kişiye in'âm etmiş olursun. Eğer (kurtuluş fidyem için) mal istersen, ne kadar dilersen işte malım, dedi.Bu konuşmadan sonra Sumâme bağlı olarak bırakıldı. Nihayet ertesi gün oldu, sonra Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- yine ona hitaben: "Yâ Sumâme, gönlünde ne var; ne umuyorsun?" dedi. O da: Gönlümde dün Sana söylediğim şey vardır. Eğer ikram edersen, ni'mete karşı şükredici bir kimseye ikram etmiş olursun! dedi.Rasûlullah onu o gün de bağlı olarak bıraktı. Nihayet üçüncü gün olunca Rasûlullah yine: "Yâ Sumâme, yanında ne var?" buyurdu. Sumâme de: Yanımda dün Sana söylediğim şey var, dedi. Rasûlullah: "Sumâme'yi salıveriniz!" buyurdu. Sumâme bağından salıverilince, hemen mescidin yakınındaki bir suya gitti, yıkandı, sonra mescide girdi ve: Eşhedu en lâ ilahe ille İlâh ve eşhedu enne Muhammeden rasûlullah dedi ve şöyle devam etti: Yâ Muhammed! Vallahi şu yeryüzünde bana senin yüzünden daha düşman hiçbir yüz yoktu. Fakat bu sabah senin yüzün, bana yüzlerin en sevimlisi olmuştur. Vallahi dînlerden hiçbir din bana senin dîninden ziyâde düşman gelmezdi. Fakat bu sabah Sen'in dînin bana göre dinlerin en sevilmişidir. Vallahi beldelerden hiçbir belde bana senin belden kadar sevimsiz değildi. Fakat bu sabah senin belden bana beldelerin en sevimlisi oldu. Ey Rasûl! Ben umre yapmaya niyet ettiğim sırada senin süvarilerin beni yakalamışlardı. Şimdi senin görüşün nedir? Dedi. Bunun üzerine Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Sumâme'yi (dünyâ ve âhiret saâdetiyle) müjdeledi ve umre yapmasını emretti. Sumâme umre yapmak için Mekke'ye varınca birisi ona: Dîninden başka bir dine mi döndün? dedi. O da: Hayır vallahi ben dinden çıkmadım. Fakat ben Allah'ın Rasûlü olan Muhammed'in beraberinde Müslüman oldum. Vallahi ben (sizin dîn dediğiniz müşrikliğe) dönmem ve Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- o hususta izin vermedikçe size Yemâme'den bir buğday tanesi gelmeyecektir,dedi.Sahih-i Müslim.
عربي İngilizce Urduca
«Mescidlerde had cezaları uygulanmaz, kısas ve misilleme de yapılmaz.»
عربي İngilizce Urduca
Âişe -radıyallahu nhâ- şöyle demiştir:Sâd Hendek savaşında yaralandı.Ona Hıbbân b. Arika denilen Kureyşli bir adam ok attı.O kişi de Hıbbân b. Kays,Muays b. Âmir b. Lueyoğullarından olup kolundaki atar damardan yaraladı.Nebî -sallallahu aleyhi ve sellem- onu yakınında olup ziyaret etmesi için mescide bir çadır kurdurdu. Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- Hendek harbinden (Medine'deki evine) dönüp geldiğinde, silâhını çıkarıp yerine koymuş ve yıkanmıştı. Bu sırada Cibrîl -aleyhi's-selâm- Peygamber'e geldi o sırada başındaki tozu silkeliyordu.Sen silâhını çıkarmışsın! Vallahi biz melekler henüz silâhlarımızı çıkarmadık. Haydi, onlara doğru yola çık! dedi.Peygamber: "Nereye doğru çıkıyoruz?" diye sordu. Cibril, Kurayzaoğullarının yurdunu işaret ederek: İşte şuraya! Dedi. Bunun üzerine Peygamber, Kurayza oğulları'na doğru hareket etti. Muhasaranın sonunda bunlar. Rasûlullah'ın hükmüme inip boyun eğdiler. Rasûlullah da bunlar hakkında'bir hüküm vermesini Sa'd b. Muâz'a havale etti. Sa'd da:Ben onlar hakkında şöyle hüküm veriyorum: Bunların harb edenleri Öldürülür. Kadınları ve çocukları esîr edilir, malları da taksîm olunur, dedi. Hişâm şöyle demiştir: Bana babam Urve, Âişe'den şöyle haber verdi: Sa'd ibn Muâz (Kurayza oğulları hakemliği ettiği günden evvelki gecede): Yâ Allah! Sen bilirsin ki, Rasûlü'nü tekzîb eden, vatanından çıkaran kavim kadar kendilerine harb ve cihâd etmek istediğim hiç bir kimse yoktur. Yâ Allah! Öyle zannediyorum ki, bizimle onların arasında artık yapılacak harb kalmamıştır. Şayet Kureyş ile başka bir harbimiz daha kaldı ise, Sen'in yolunda onlarla cihâd edeyim diye beni hayâtta bırak. Eğer aramızda harb kalmamış ise, bu yaramı deş de bu yüzden bana şehîdlik nasîb et! diye duâ etmiştir. Müteakiben boyun damarına kadar gelen şişlik deşildi. Mescid de Gıfâr oğulları'ndan bâzı kimselere âit bir çadır daha vardı. İşte bu Gıfârîler kendi hâllerinde oturup dururlarken bir de bakmışlar ki, kendilerine doğru kan akıp geliyor. Onlar: Ey çadır ehli! Sizin tarafınızdan bize doğru gelen bu kan nedir? Dediler. Meğer Sa'd'ın yarası akıp dururmuş. İşte Sa'd -radıyallahu anh- bu yaradan dolayı öldü.Sahih-i Buhârî.
عربي İngilizce Urduca
Aişe der ki: O kadın bana gelir ve yanımda konuşurdu. Yanıma her oturmasında muhakkak: “Vişâh işinin olduğu gün Rabbimizin yarattığı acîb işlerdendir. Şüphesiz ki o küfür beldesinden beni kurtardı.” sözünü söylerdi. Buharî rivayet etmiştir.
عربي İngilizce Urduca
Ebû Hureyre -radıyallahu anh-'den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir ki:Nebî -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur:Muhammed dedi ki:Bize aşiyy -öğle veya ikindi- namazlarından birini kıldırdı. İki rekatten sonra selâm verdi. Sonra mescidin ön cephesindeki tahtanın yanında durup ellerini biri biri üstüne gelecek şekilde o tahtaya koydu. Yüzünde hiddet (belirtileri) görülüyordu. Bu ara "namaz kısaldı, namaz kısaldı" diyerek acele ile mescitten çıkanlar oldu. Cemaat içinde Ebû Bekir ve Ömer -radıyallahu anhumâ-'da vardı. Fakat bu ikisi, Peygamber'e birşey söylemekten çekindiler. Bu esnada, Rasûlullah'ın zülyedeyn (iki elli) adını taktığı bir adam kalkıp:Ya Resûlullah! Unuttun mu? Yoksa namaz kısaltıldı mı? dedi. Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- unutmadım, namaz, kısaltılmadı da" buyurdu. Adam: Hayır ya Rasûlallah! Unuttun dedi. Peygamber cemaate dönüp: Zülyedeyn doğru mu söyledi?" dedi,Evet, diye işarette bulundular.Bunun üzerine Resûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- yerine dönüp kalan iki rekatı kıldırdı, sonra selâm verdi, tekbir aldı ve her zamanki secdesi gibi veya ondan daha uzun secde yapıp başını kaldırdı, tekrar tekbir aldı ve normal secdesi gibi veya ondan daha uzunca bir secde daha yaptı, sonra başını kaldırdı ve tekbir aldı.Sahih-i Buhârî.
عربي İngilizce Urduca
«Namaz hakkında yeniden bir şey (vahiy) gelmiş olsaydı, muhakkak bunu size (önceden) haber verirdim. Fakat ben de sizin gibi bir insanım. Sizin unuttuğunuz gibi ben de unuturum. (Bir şeyi) unuttuğum zaman bana hatırlatınız. İçinizden biri namazından şüphe edecek olursa doğru olmaya daha yakın olan ihtimali seçsin (doğrudur diye verdiği karara yönelsin) de namazını onun üzerine tamamlasın. Sonra selam versin, sonra da iki kere secde yapsın.»
عربي İngilizce Urduca
«Selam verdikten sonra her sehiv (yanılma) için iki secde vardır.»
عربي İngilizce Urduca
Sa'd Suresi'ndeki secde, kesinkes emrolunan secdelerden değildir. Ancak ben, Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-’i bu surede secde ederken gördüm.
عربي İngilizce Urduca
Rabîa b. Abdillah el Hudeyr et-Teymi'den rivayet edildiğine göre:Ebu Ömer b. Hattab -radıyallahu anh-'ın bir Cuma günü minber üzerinde Nahl suresini okumuş, nihayet secde ayetine geldiği zaman minberinden inip secde etmiş ; insanlar da onunla beraber secde etmişler. Ertesi Cuma olduğu zaman Ömer, o sureyi yine okumuş, nihayet secde Ayetine geldiği zaman: Ey insanlar! Biz secde ayetini okuyup geçiyoruz, binaenaleyh her kim secde ederse, muhakkak sünnete icabet etmiş; doğru yapmıştır. Her kim de secde etmezse, ona da günah yoktur, demiştir. Ve Ömer -radıyallahu anh- kendisi de secde etmemiştir. Ve başka bir rivayette:''Şüphesiz ki Allah’u Teâlâ - tilavet - secdesini farz kılmadı.Bizim ismememiz müstesnadır.''Sahih- i Buhârî.
عربي İngilizce Urduca
«Cebrâil -aleyhisselam- bana gelerek, şunu müjdeledi: Allah -Azze ve Celle- sana salat selam getirene, salat selam edeceğini haber verdi. Ben de bu müjde sebebiyle Allah -Azze ve Celle-'ye şükür secdesinde bulundum.»
عربي İngilizce Urduca
Berâ -radıyallahu anh- dedi ki:Nebî -sallallahu aleyhi ve sellem- Halid b. Velîd -radıyallahu anh-'ı onları İslama davet etmesi için Yemen'e gönderdi onun davetine icabet etmediler.Sonra Nebî -sallallahu aleyhi ve sellem- Ali b. Ebî Talib'i gönderdi ve ona Halid ve onunla beraber olanların geri dönmelerini sadece Halid ile beraber olup Ali -radıyallahu anh- ile kalmak isteyen kimsenin kalmasını emretti.Berâ -radıyallahu anh- bende onunla beraber kalanlardan biriydim dedi.O topluluğa yaklaşınca bize doğru çıkıp geldiler Ali -radıyallahu anh- bize namaz kıldırdı bizde arkasında bir saf olduk.Sonra da bizim önümüze geçti.Onlara Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in yazısını okudu ve peşinden Hemedân kabilesinin hepsi müslüman oldular.Ali -radıyallahu anh- Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'e Müslüman olduklarını yazdı.Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- yazıyı okuyunca secdeye kapandı.Sonra da başını kaldırdı ve şöyle buyurdu:''Hemedân'a selam olsun Hemedân'a selam olsun.Beyhakî Sünen-i Kübrâ.
عربي İngilizce Urduca
Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- müezzin sabah namazı için ilk ezanı bitirdiğinde kalkar, fecir belirgin olduktan sonra sabah namazının farzından önce iki rekat hafif bir namaz kılar, sonra müezzin kamet getirene kadar sağ yanı üzerine uzanırdı.
عربي İngilizce Urduca
Ebû Hureyre -radıyallahu anh-'den rivayet edildiğine göre demiştir ki: Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur:Biriniz sabah namazından önce iki rekat sünneti kılınca sağ tarafına yatıp uzansın."Bunun üzerine Mervân b. Hakem Ebû Hureyre'ye:Bizden birinin mescide kadar yürüyüp gitmesi yetmez mi de sağ tarafına yatıyor? Diye sormuş. Ubeydullah'ın naklettiğine göre Ebû Hureyre -radıyallahu anh-:Hayır, cevabım vermiş. Ubeydullah dedi ki: Bu haber İbn Ömer'e ulaşınca: Ebû Hüreyre aleyhine olabilecek işi çokça yapıyor dedi.Ubeydullah dedi ki: Bunun üzerine İbn Ömer’e: Onun sözlerinden bazılarını kabul etmiyor musun? diye soruldu da: Hayır, fakat cüretkâr davranıyor, biz ise korkuyoruz cevabını verdi. Bu söz Ebû Hüreyre'ye ulaşınca: Ben ezberledim de onlar unuttuysa bunda benim günahım ne? Dedi.Sünen-i Ebû Dâvud.
عربي İngilizce Urduca
Vitir namazı, farz namazlar gibi kesin şekilde emredilmiş bir namaz değildir. Fakat Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- (onu devamlı surette kıldığı) bir sünnet namaz edinmiştir.
عربي İngilizce Urduca
«Şüphesiz ki Allah size bir namaz ziyade etmiştir. O namaz vitirdir. Onu yatsı namazı ile sabah namazı arasında kılınız!»
عربي İngilizce Urduca
Ebû Saîd el-Hudri -radıyallahu anh-'tan rivayet edildiğine göre Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur:''Kim sabah namazının vakti girdiğinde Vitir namazını kılmamışsa onun için Vitir yoktur.''Sahih-i İbn Huzeyme.
عربي İngilizce Urduca
Âişe -radıyallahua anhâ-'dan rivayet edildiğine göre şöyle demiştir:Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Duhâ namazını dört rekat kılardı. Allah Teâla ne kadar dilerse o kadar da ziyâde ederdi.''Sahihi Müslim.
عربي İngilizce Urduca
Abdullah b. Şakîk'ten rivayet edilmiştir: “Âişe -radıyallahu anhâ-'ya: Nebî -sallallahu aleyhi ve sellem- Duha namazını kılar mıydı?” diye sordum. Âişe: Hayır, fakat bir yolculuktan geldiği zaman.'' dedi.Sahih-i Müslim.
عربي İngilizce Urduca
«Namaz kılmakta olanın önünden geçen kimse ne kadar günah işlediğini bilmiş olsaydı, kırk şu kadar zaman yerinde durması onun için daha hayırlı olurdu.»
عربي İngilizce Urduca
«İçinizden biri kendisini, gelen geçen insanlardan koruyacak bir sütreye karşı namaza durup da biri önünden geçmeye kalkacak olursa onu itip uzaklaştırsın; şayet dinlemez dayatırsa onunla mücadele etsin; çünkü o ancak bir şeytandır.»
عربي İngilizce Urduca
«Şüphesiz güneş ile ay, Allah'ın ayet­lerinden iki ayettirler. Allah, bu ikisiyle kullarını korkutur. Bu ikisi hiçbir kimsenin ölümün­den dolayı tutulmazlar. Siz, bunların tutulduklarını görünce hemen namaza durun ve açılana kadar dua edin.»
عربي İngilizce Urduca
«Bir kimsenin cemaatle kıldığı namazın sevabı, evinde ve çarşı pazarda kıldığı namazdan yirmi beş kat daha fazladır.»
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- namaza tekbirle başlar, kıraate de "Elhamdulillahi Rabbi'l-Alemin" ile başlardı. Rüku ettiğinde başını eğmez ve dikmezdi de ancak ikisinin arasında tutardı.
عربي İngilizce Urduca
Sabah namazını kılan kimse Allah’ın himayesindedir. Dikkat et, ey Ademoğlu!
عربي İngilizce Urduca
«Sizden biriniz bir tek elbise içinde, omuzlarında o elbiseden bir şey bulunmadığı (açık) halde namaz kılmasın.»
عربي İngilizce Urduca
"Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- (namaz için) tekbir aldığı zaman ellerini kulakları hizasına varıncaya kadar kaldırırdı. Rükû yaptığı zaman da ellerini kulakları hizasına varıncaya kadar kaldırırdı. Başını rükûdan kaldırdığı zaman; «Semiallahu limen hamideh» der ve aynısını yapardı."
عربي İngilizce Urduca