Hadislerin Listesi

''Allah'ın laneti Yahudilerle Hristiyanlara olsun. Çünkü onlar peygamberlerinin kabirlerini mescit edindiler.''
عربي İngilizce Urduca
Ben şirk konusunda kendisine ortak koşulanların şirkten en uzak olanıyım. Her kim bir amel işler de benimle birlikte başkasını ona ortak ederse onu ve işlemiş olduğu şirkini terk ederim
عربي İngilizce Urduca
Aranızda kardeşlerim ve arkadaşlarım vardı ve aranızdan benim için bir halil bulunmadığını Allah’ın huzurunda bildiriyorum. Çünkü yüce Allah İbrahim’i halil edindiği gibi
عربي İngilizce Urduca
Şüphesiz ki Allah kıskanır, Müminler de kıskanır. Allah’ın kıskanması, Mümin kulların Allah'ın haram kıldığını işlemesidir
عربي İngilizce Urduca
Hristiyanların Meryem oğlu İsa'yı yücelttikleri (ve aşırı derecede övdükleri) gibi siz de beni yüceltmeyiniz (ve övmek de aşırı gitmeyiniz). Ben ancak Allah'ın kuluyum. (Benim için) Allah'ın kulu ve rasûlü deyiniz
عربي İngilizce Urduca
Kıyamet gününde insanlardan şefaatimle en mutlu olacak kimse kalbinden veya içinden ihlâsla “Lâ ilâhe illallah” diyen kişidir.» diye buyurdu
عربي İngilizce Urduca
her ne amel üzere olursa olsun Allah, onu Cennet'ine koyacaktır
عربي İngilizce Urduca
Her kim, Allah'ın dışında birisine yalvarıp yakararak O'na eş koşar bir halde ölürse, Cehennem'e girer
عربي İngilizce Urduca
(Sözlerinde ve fiillerinde haddi aşıp) aşırı gidenler
عربي İngilizce Urduca
«Allah Teâlâ, iyilik ve kötülükleri takdir edip yazdıktan sonra bunların iyi ve kötü oluşunu şöyle açıkladı: Kim bir iyilik yapmak ister de yapamazsa, Allah, bunu yapılmış tam bir iyilik olarak yazar. Şayet bir kimse iyilik yapmak ister sonra da onu yaparsa, Allah, o iyiliği on mislinden başlayıp yedi yüz misliyle, hatta kat kat fazlasıyla yazar. Şayet insan bir kötülük yapmak ister de onu yapmadan vazgeçerse Allah, bunu ona tam bir sevap olarak yazar. Eğer bu kötülüğü yapmak ister ve bu kötülüğü yaparsa, Allah; o fenalığı sadece bir günah olarak yazar
عربي İngilizce Urduca
Allah sizin dış görünüşünüze ve mallarınıza bakmaz. Ama o sizin kalplerinize ve amellerinize bakar
عربي İngilizce Urduca
Ey Kullarım! Ben zulmü nefsime haram kıldım ve sizin aranızda da haram kıldım, - birbirinize zulmetmeyin
عربي İngilizce Urduca
Allah indinde en büyük günah hangisidir diye sordum?: «Seni yaratmış olduğu halde Allah'a şirk (ortak) koşmandır.» diye buyurdu
عربي İngilizce Urduca
Allah Teâlâ, zalime vakit verir, bir kerede ansızın onu yakaladı mı, artık bırakmaz (onun için kurtuluş yoktur
عربي İngilizce Urduca
"Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in beni gönderdiği şey üzerine seni göndereyim mi? Yok etmediğin bir heykel, düzeltmediğin yüksek bir kabir bırakma
عربي İngilizce Urduca
«Günahların en büyüğü Allah'a şirk koşmak, Allah'ın mekrinden emin olmak, Allah'ın rahmetinden ümit kesmek ve O'nun yardımı hakkında ümitsizliğe düşmektir.»
عربي İngilizce Urduca
Hiçbir devenin boynunda (takılı) bir yay ipi (kiriş) veya bir gerdanlık kalmasın, hepsi koparılsın
عربي İngilizce Urduca
«Kim bir şeye bağlanırsa, o şeyle başbaşa bırakılır.»
عربي İngilizce Urduca
Kim Allah’tan başka hakkıyla ibadete layık hiçbir ilah yoktur der ve Allah’tan başka ibadet edilenleri inkâr ederse, o kimsenin malı ve kanı haram olur. Onun, (gizli hallerinin) hesabı ise Allah’a aittir
عربي İngilizce Urduca
Merhametli olanlara Rahman merhamet eder. Siz yeryüzündekilere merhamet edin ki, gökteki de size merhamet etsin
عربي İngilizce Urduca
O hak sözü cin kapar ve dostunun kulağına tavuğun gagalaması gibi sokar ve içine yüzden fazla yalan kelime karıştırırlar
عربي İngilizce Urduca
Kim Allah’tan başka (hak) ilah olmadığına ve Muhammed’in, Allah’ın kulu ve rasûlü olduğuna içinden gelerek samimiyetle şehadet ederse, Allah onu Cehennem'e haram kılar
عربي İngilizce Urduca
Her gece, Rabbimiz -Tebâreke ve Teâlâ- gecenin son üçte biri kaldığı zaman dünya semasına inerek
عربي İngilizce Urduca
Kabirlere doğru namaz kılmayın ve kabirlerin üzerlerine oturmayın
عربي İngilizce Urduca
Onlar öyle bir topluluktur ki, içlerinden salih bir kul ya da salih bir adam öldüğünde onun kabrinin üzerine mescit bina eder,
عربي İngilizce Urduca
İslam dini beş esas üzerine bina edilmiştir
عربي İngilizce Urduca
Allah’ın kulları üzerindeki hakkı, yalnızca O'na ibadet etmeleri ve kendisine hiçbir şeyi ortak koşmamalarıdır. Kulların Allah üzerindeki hakkı, O'na şirk koşmayanlara azap etmemesidir
عربي İngilizce Urduca
Kim, Allah'ın karşısına O'na hiçbir şeyi şirk koşmadan çıkarsa Cennet'e girer. Kim de şirk koşarak Allah'ın karşısına çıkarsa o, Cehennem'e girer.» diye buyurdu
عربي İngilizce Urduca
Bana İslam hakkında öyle bir söz söyle ki, bu hususta senden başkasına bir şey sormaya gerek duymayayım. Rasûlullah şöyle buyurdu: «Allah’a iman ettim, de. Sonra dosdoğru ol.» diye buyurdu
عربي İngilizce Urduca
Şüphesiz ki Allah Teâlâ sizin babalarınızın adı ile yemin etmenizi yasakladı
عربي İngilizce Urduca
Allah dilerse ve filanca dilerse demeyiniz. Fakat, Allah dilerse sonra filanca dilerse deyiniz
عربي İngilizce Urduca
"Allah'ın adı ile yalan yere yemin etmem, Allah'tan başkasıyla doğru yemin etmemden benim için daha sevimlidir."
عربي İngilizce Urduca
«Bunlar neden korkarlar? (Kuran'ın) muhkemiyle karşılaşınca kolayca kabulleniyorlar, müteşabihi ile karşılaşınca da helak oluyorlar.»
عربي İngilizce Urduca
«Rahman’ın avucunda yedi gök ve yedi yerin misali sizden birinin elindeki hardal tanesi gibidir.»
عربي İngilizce Urduca
"Arşın Kürsî'ye olan büyüklüğü geniş düzlük araziye bırakılan demirden bir halkaya olan büyüklüğü gibidir."
عربي İngilizce Urduca
Hastalıkta bulaşıcılık yoktur. Uğursuzluk yoktur. Fe'l hoşuma gider.» "Fe'l nedir?" diye sorulduğunda: «Güzel bir sözdür
عربي İngilizce Urduca
«İşlerinizde) orta yolu tutunuz ve dosdoğru olunuz. Biliniz ki, hiç biriniz ameli sâyesinde kurtuluşa eremez.» Dediler ki: "Sen de mi kurtulamazsın, ey Allah’ın elçisi?" (Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-: Evet!) «Ben de kurtulamam. Şu kadar var ki, Allah rahmeti ve keremi ile beni bağışlamış olursa, o başka!»
عربي İngilizce Urduca
Allah Teâlâ buyurdu ki: «Ben kulumun zannı üzereyim. Beni zikredip andığı sürece onunla beraberim.»
عربي İngilizce Urduca
"Bir kul, bu dünyada başka bir kulun ayıbını örterse, kıyamet gününde Allah da onun ayıbını örter."
عربي İngilizce Urduca
Fakat şimdi ne üzere biat edelim? dedik. O da: «Yalnızca Allah’a ibadet edip, O’na hiçbir şeyi ortak koşmayacak ve beş vakit namazınızı kılacaksınız. Allah'a itaat edeceksiniz.» dedikten sonra seslerini alçaltarak; «İnsanlardan hiçbir şey istemeyecek ve talep etmeyeceksiniz!»
عربي İngilizce Urduca
«Kendisine bir fakirlik dokunup bunu insanlara arz ederse, o kimsenin fakirliği ortadan kalkmaz. Kim de ihtiyacını Allah'a arz ederse de Allah'ın ona hemen veya bir müddet sonra bir rızık göndermesi yakındır.»
عربي İngilizce Urduca
«Şüphesiz Allah, ümmetimden hata, unutma ve üzerine zorlandıkları/ikrah altında bırakıldıkları şeyin hükmünü kaldırmıştır.»
عربي İngilizce Urduca
«Allah, rahmetini yüz parçaya ayırmıştır. Doksan dokuz parçasını kendi katında alıkoymuş, birini yeryüzüne indirmiştir. İşte varlıklar bu bir parça rahmet sebebiyle birbirlerine acıyıp, rahmet eder. Hatta hayvanlar, yavrusunun üzerine basacağı endişesiyle ayağını çekip kaldırır.»
عربي İngilizce Urduca
«Allah Teâlâ temizdir ve ancak temiz olanı kabul eder. Allah Teâlâ peygamberlere emrettiğini Mü’minlere de emretti. Allah Teâlâ buyurdu ki: "Ey Rasuller! Helâl ve hoş olan şeylerden yiyin ve salih amel işleyin." (Müminun Suresi :51)»
عربي İngilizce Urduca
«Allah mahlûkatı yarattığı zaman kendi nezdinde Arş'ın üzerinde bulunan kitapta: "Muhakkak benim rahmetim gazabıma üstün gelir." yazmıştır.»
عربي İngilizce Urduca
«Allah Teâlâ diyor ki: "Ey Ademoğlu! Sen bana dua edip, (affımı) ümid ettikçe ben senden her ne sâdır olsa, aldırmam, seni affederim. Ey Âdemoğlu, senin günahların gökyüzüne kadar ulaşmış olsa da sen bağışlama dilesen, seni bağışlarım ve günahlarına aldırmam.»
عربي İngilizce Urduca
Nefsim elinde olana yemin olsun ki, sizden öncekilerin yolunu takip edeceksiniz
عربي İngilizce Urduca
Bir adam Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-'e geldi ve onunla bir şeyler konuştuktan sonra: Allah ve sen dilersen (olur) deyince Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- ona: «Beni Allah'a eş mi koşuyorsun? Yalnız Allah diledi, de!» diye buyurdu
عربي İngilizce Urduca
Ey Âişe! Kıyamette insanların en şiddetli azap görenleri, yaptıklarını Allah’ın yarattığına benzetenlerdir
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- bir ordunun veya seriyyenin başına komutan tayin ettiği zaman, -hassaten komutana- Allah'a karşı muttaki olmasını, beraberindeki Müslümanlara da hayır tavsiye eder ve sonra şunları söylerdi: ''Allah'ın adıyla ve Allah'ın rızası için savaşın. Allah'ı inkâr eden kâfirlerle çarpışın. Gazâ edin fakat ganimete hıyanet etmeyin, haksızlıkda bulunmayın, ölülerin vücudlarına sataşıp burun ve kulaklarını kesmeyin, (önünüze çıkan) çocukları öldürmeyin! Müşrik düşmanlarla karşılaşınca onları önce üç şeyden birine çağır: Bunlardan birine cevap verirlerse onlardan bunu kabul et ve artık dokunma! Önce İslâm'a dâvet et. İcabet ederlerse hemen kabul et ve elini onlardan çek. Sonra onları yurtlarından muhâcirler diyarına hicrete dâvet et. Ve onlara haber ver ki, eğer bunu yapacak olurlarsa Muhacirler´e va´dedilen bütün mükâfaat ve vecibeler aynen onlar için de olacaktır. Hicretten imtina edecek olurlarsa bilsinler ki, Müslüman bedevîler hükmündedirler ve Allah'ın mü'minler üzerine câri olan hükmü onlara icra edilecektir; ganimet ve fey´den kendilerine hiçbir pay ayrılmayacaktır. Müslümanlarla birlikte cihâda katılırlarsa o hâriç, (o zaman ganimete iştirak ederler.)Bu şartlarda Müslüman olma teklifini kabul etmezlerse, onlardan cizye iste, senin bu isteğini kabul ederlerse hemen kabul et ve onları serbest bırak.Eğer bunu kabul etmeyecek olurlarsa onlara karşı Allah´tan yardım dile ve onlarla savaş. Bu durumda bir kale ahâlisini kuşatacak olupta onlar senden Allah ve Rasûlü'nün ahd ve emânını talep ederlerse kabul etme; onlar için, kendine ve ashâbına ait bir emân tanı. Zira sizin kendi ahdinizi veya arkadaşlarınızın ahdini bozmanız, Allah´ın ve Rasûlü'nün ahdini bozmaktan daha kolaydır. Eğer bir kale ahalisini kuşattığında onlar, senden Allah´ın hükmünü tatbik etmeni isterlerse sakın onlara Allah´ın hükmünü tatbik etme, lâkin kendi hükmünü tatbik et. Zira Allah'ın onlar hakkındaki hükmüne isabet edip etmeyeceğini bilemezsin.''
عربي İngilizce Urduca
Allah Azze ve Celle şöyle buyurdu: «İzzet (şeref) benim izârım, kibriyâ da (ululuk) benim ridâm (kaftanım) dır.»
عربي İngilizce Urduca
Âdemoğlu beni yalanladı, hâlbuki beni yalanlamak ona yakışmazdı. Bazısı da bana sövdü, hâlbuki bana sövmek ona yakışmazdı
عربي İngilizce Urduca
Allah Teâlâ her rahim için bir melek görevlendirmiştir. Melek: "Ya Rabbi bir Nutfe (sperm) yarattın. Ya Rabbi Alaka (donmuş kan) yarattın. Ya Rabbi Mudga (bir çiğdem/parça et) yarattın." der. Allah Teâlâ ana rahmindeki bebeğin yaşamasını murad ettiği zaman melek, onun erkek mi, kız mı, şaki mi saîd mi olacağını, ne kadar rızıklandırılacağını ve ne kadar yaşayacağını sorar. Bütün bunlar, ana rahminde karara bağlanır.
عربي İngilizce Urduca
"Kürsî, iki ayağın konulduğu yerdir. Arşa gelince, ne kadar olduğunu kimse bilemez."
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah'ın huzuruna Yahudi hahamlarından bir âlim geldi ve: — Yâ Muhammed biz (kitaplarımızda) Allah'ın şöyle vasıflandığını buluyoruz: "Allah gökleri bir parmağında, yer tabakalarını da bir parmağında, bütün ağaçları bir parmağında, suları ve toprakları bir parmağında, öbür mahlûkları da bir parmağında tutarak: Ben bütün kâinatın Melik'iyim! der" diyerek nakletti.
عربي İngilizce Urduca
Her kim beni tanıyan ve ihlas ile bana ibadet eden bir kuluma düşmanlık ederse, ben de ona savaş ilan ederim. Kulum bana, kendisine farz kıldığım şeylerden daha sevgili olan bir şeyle yaklaşamaz
عربي İngilizce Urduca
«Onu çıkar! Çünkü bu, ağrını arttırmaktan başka bir işe yaramaz. Şayet bu üzerindeyken ölecek olsaydın, ebediyen kurtulamazdın.»
عربي İngilizce Urduca
«Yarım hurma ile de olsa kendinizi ateşten koruyun.»
عربي İngilizce Urduca
Kim, temîme (muska) takarsa, Allah'a şirk (ortak) koşmuştur
عربي İngilizce Urduca
«Ya Ruveyfi! Belki hayat senin için uzun sürer, insanlara şunu haber ver; kim muska veya nazarlık takarsa veya sakalını düğümler veyahut da hayvan tezeği ve kemikle istinca ederse (taharetlenirse) Muhammed o kimseden beridir.»
عربي İngilizce Urduca
«Burası akrabalık münasebetlerini kesmekten sana sığınanların makamıdır. Kim akrabalık bağını devam ettirirse Allah da onunla bağını kesmez. Her kim de akrabalık bağlarını keserse Allah da onunla bağını keser.»
عربي İngilizce Urduca
"Sen, seninle bağını muhafaza edenlere benim de bağımı devam ettitmemden; onu kesenlerden benim de onu kesmeme razı olmaz mısın?” buyurdu
عربي İngilizce Urduca
«(Kıyamet günü) Rabbimiz kendi sâkından/baldırından açar, bunun üzerine her mü'min ve mümine secde eder. Ancak dünyada insanlara göstermek ve halka işittirmek için secde eden secdesiz kalır. Gerçi öylesi de secde etmeye gider, fakat onun sırtı tek bir tabakaya döner.»
عربي İngilizce Urduca
Nebî -sallallahu aleyhi ve sellem- mescide girerken: «Kovulmuş şeytandan, azim olan Allah'a, O'nun kerîm vechine ve ka­dîm kuvvet ve galebesine sığınırım.» diye dua ederdi.
عربي İngilizce Urduca
«Siz Sa'd'ın gayûrluğuna/kıskançlığına hayret mi ediyorsunuz? İşte ben Sa'd'dan daha çok gayûrum, Allah da benden daha çok gayûrdur. Gayûr/Kıskanç olduğundan dolayıdır ki, Allah kötülüklerin açığını ve gizlisini haram kılmıştır. Allah'tan daha gayûr/kıskanç hiç bir şahıs yoktur.»
عربي İngilizce Urduca
«İşittiği ezaya Allah’tan daha sabırlı hiç kimse/hiçbir şey yoktur. Zira ona çocuk isnat ederler. O ise onlara afiyet ve rızık vermeye devam eder.»
عربي İngilizce Urduca
«Cehennem durmadan, daha var mı? diyecek. Nihayet izzetin Rabbi Yüce Allah (onun üzerine) ayağını koyar. Bunun üzerine Cehennem: İzzetine yemin ederim ki yeter, yeter! der ve parçaları birbirine dürülür.»
عربي İngilizce Urduca
"Allah Teâlâ cehennemliklerin en hafif azap edilenine, dünya ve ondaki bütün varlıklar senin olsa, onları fidye verir miydin? diye buyuracak. O kimse: Evet cevabını verecektir. Bunun üzerine Allah -Azze ve Celle- : Sen Adem'in sulbünde iken ben senden daha hafif bir şeyi bana ortak koşmamanı istemiştim. Ben de seni ateşe atmayacaktım. Fakat sen şirkten başkasını kabul etmedin."
عربي İngilizce Urduca
«Nasıl memnun olmayız. Yarattıklarından hiç kimseye vermediğini bize verdin. Allah: “Ben bundan daha iyisini size vereceğim” Onlar: "Bundan daha üstün şey ne olabilir?" diyecekler. Allah da şöyle buyuracak: Size rızamı helal kıldım (sizden razı oldum) ve bundan sonra asla gazap etmem.»
عربي İngilizce Urduca
"Nebî–sallallahu aleyhi ve sellem- uğursuzluğa inanmazdı."
عربي İngilizce Urduca
«Bu sûretleri (resim ve heykelleri) yapanlar, kıyamet günü, "Bu yaptıklarınıza can verin, haydi!" diye azap edileceklerdir.»
عربي İngilizce Urduca
«İçinde köpek ve sûret bulunan eve melekler girmez.»
عربي İngilizce Urduca
«Putlara ve babalarınıza yemin etmeyiniz.»
عربي İngilizce Urduca
Şu ayakkabılarımı alıp geri dön. Bu duvarın arkasında, gönülden inanarak “Lâ ilâhe illallah” diyen kime rastlarsan, onu cennetle müjdele!”
عربي İngilizce Urduca
Hiç göğün bulutsuz / berrak olduğu bir günde güneşe bakmakta / görmekte bir sıkıntı çekiyor musunuz?” buyurdu. “Hayır, dediler. “Peki bulutsuz Ayın ön dördüncü gecesinde aya bakmakta / görmekte hiç zorlanıyor musunuz?
عربي İngilizce Urduca
"Allah`ın doksan dokuz ismi vardır. Kim bunları ezberlerse (îman eder ve ezbere sayarsa) Cennete girer."Allah tektir tek olanı sever.''Buhârî rivayet etmiştir.
عربي İngilizce Urduca
«Mezarlık ve hamam (yıkanılan ve def-i hacet giderilen yer) hariç bütün yeryüzünün tamamı mesciddir.»
عربي İngilizce Urduca
Herbiriniz namazına durduğu vakit şüphesiz Rabb'ı ile münâcât eder yâhud Rabb'ı kendisi ile kıblesi arasındadır. O halde hiçbiriniz kıblesine doğru tükürmesin.(Şayet tükürmeye mecbur kalırsa) ya sol ta­rafına veya ayaklarının altına tükürsün.
عربي İngilizce Urduca
Rabbiniz ne buyurdu biliyor musunuz?» diye sorunca, oradakiler: "Allah ve Rasûlü daha iyi bilir" dediler. Bunun üzerine Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- şu karşılığı verdi: «Allah şöyle buyurdu: Kullarımdan bir kısmı bana iman etmiş ve bir kısmı da inkar etmiş sabahladı
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-: «Gerçekten de bu tür şeyleri hissediyor musunuz?» diye buyurdu, Ashab: Evet! diye cevap verdi. Bunun üzerine Rasulullah -sallallahu aleyhi ve sellem-: «Bunu böyle hissetmeniz imanınızın doğruluğunu gösteriyor.» diye buyurdu
عربي İngilizce Urduca
(Şeytan'ın) vesvese vermek için (kurduğu) tuzağını bozan Allah'a hamdolsun.» cevabını verdi
عربي İngilizce Urduca
Şeytan, sizden birinize gelir ve şunu kim yarattı, bunu kim yarattı? diye sorar ve en son olarak; Rabbini kim yarattı? diye sorar. Kim böyle bir şeyle karşılaşırsa, Allah'a sığınsın ve bu vesveseye son versin
عربي İngilizce Urduca
Şüphesiz ki Allah, Mümin'in yaptığı iyilikler hakkında hiçbir zulüm etmez. İyiliğinin karşılığını dünyada verir, ahirette de onun sevabını verir
عربي İngilizce Urduca
Allah Teâlâ, kıyamet günü yeryüzünü elinde tutacak, sağ eli ile gökyüzünü dürecek, sonra da şöyle buyuracaktır: Ben Melikim! Dünya'nın kralları nerede?
عربي İngilizce Urduca
Ben, Bekir oğlu Sa'd kabilesinden Dımâm b. Sa'lebe’yim." dedi
عربي İngilizce Urduca
Dünyada onları ayakları üzerine yürüten Allah, yüzleri üzerine kıyamette yürütmeye de Kâdir değil midir?
عربي İngilizce Urduca
«Size şu üç kişinin durumunu haber vereyim mi? Onlardan biri, Allah’a sığındı, Allah da onu barındırdı. Diğeri (insanları rahatsız etmekten) utandı, Allah da ondan haya etti. Ötekine gelince o, (bu meclisten) yüz çevirdi, Allah da ondan yüz çevirdi.»
عربي İngilizce Urduca
Ey Allah'ın elçisi! Ben bu adamı seviyorum, dedi. Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- yanında oturan adama: «Ona, kendisini sevdiğini haber verdin mi?» diye sordu. Adam: "Hayır!" diye cevap verdi. Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-: «Ona bunu haber ver!» buyurdu. Adam kalkıp o adama yetişti ve ona: "Seni Allah için seviyorum" dedi. Adam da ona: "Beni kendisi için sevmiş olduğun Allah da seni sevsin" dedi.
عربي İngilizce Urduca
«Allah’a ve âhiret gününe iman eden kimse komşusuna iyilik etsin, ikramda bulunsun.» Sahabeler: Ey Allah'ın Rasûlü! Misafirin (caizesi) ikramı nedir? diye sordular. O (sallallahu aleyhi ve sellem) da şöyle buyurdu: «Misafiri, bir gün ve bir gece ağırlamaktır. Misafirlik üç gün gündür. Bundan sonrası da ona sadakadır.»
عربي İngilizce Urduca
İbn Mesud -radıyallahua anh-'tan rivayet edildiğine göre dedi ki:Bir Yahudi âlim Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'e gelip:Ey Muhammed! Şüphesiz yüce Allah kıyamet gününde gökleri bir parmak,yerleri bir parmak,dağları ve ağaçları bir parmak,suyu,toprağı bir parmak ve diğer mahlukatı bir parmak üzerinde tutacak.Ben Melikim buyuracak.Bunun üzerine Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- bu âlimin dediklerini tasdik eder şekilde azı dişleri belli oldu.Sonra da (Onlar Allah'ı gereği gibi takdir edemediler.Halbuki kıyamet gününde arz bütünü ile O'nun kabzasındadır.) Zümer,67.Müslim'in rivayetinde:''Dağlar ve ağaçlar bir parmak,sonra da onları sarsarak şöyle buyurur:Ben Melikim,Ben Allah'ım.''Buhârî'nin rivayetinde:''Gökyüzünü bir parmağına,suyu ve toprağı bir parmağına ve diğer mahlukatı bir parmak üzerinde tutacak.''
عربي İngilizce Urduca
«Allah kıyamet gününde gökleri dürer, sonra sağ eline alır ve şöyle buyurur: Melik (Mülkün hakiki sahibi benim). Nerede (o) zalimler, nerede o büyüklük taslayanlar? Sonra da yerleri dürüp, sol eline alır ve şöyle buyurur: Melik (Mülkün hakiki sahibi benim). Nerede (o) zalimler, nerede o büyüklük taslayanlar?»
عربي İngilizce Urduca
Ebu Musa el-Eşarî -radıyallahu anh- naklediyor: Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'e bir kimse gelip bir şey istediğinde oturanlara yüzünü yönelip, döner ve şöyle buyururdu: «Aracı olun ki ecir alasınız. Allah böylece peygamberinin diliyle sevip, razı olduklarını hükmeder.» buyurdu. Muttefakun aleyh. Bir rivayette "dilediklerini" ifadesi geçmektedir.
عربي İngilizce Urduca
«Muhakkak ki Allah, bir ümmete rahmet etmeyi dilerse, o ümmetten evvel peygamberinin ruhunu kabzeder de onu o ümmeti için bir öncü ve bir selef yapar.»
عربي İngilizce Urduca
«Ben şüphesiz buna, senden daha layığım, kulumu serbest bırakın!»
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- evime geldi. Duvara asılı duran kırbanın ağzından ayakta su içti. Ben de hemen kalkıp kırbanın ağzını kestim.
عربي İngilizce Urduca
"Allah'ın en çok sevdiği yerler mescidlerdir. Allah'ın en çok buğz ettiği yerler de çarşı ve pazarlardır."
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- bir adamı seriyyeye gönderdi. Adam, namazlarında arkadaşlarına Kur'an okuyor ve (rekâtını) ''Kul huvallahu ehad'' ile bitiriyordu.
عربي İngilizce Urduca
Ali b. Ebû Tâlib’e, binsin diye hayvanını getirdikleri zaman ayağını üzengiye koyunca ‘Bismillah’ dedi.
عربي İngilizce Urduca
Allah Teâlâ, biri diğerini öldüren ve her ikisi de cennete giren iki kişiye güler. Bunlardan biri Allah yolunda savaşırken diğeri tarafından öldürülür. Katil olan da daha sonra tövbe eder, müslüman olur, o da Allah yolunda savaşırken şehit edilir.
عربي İngilizce Urduca
«Sende Allah’ın sevdiği iki özellik vardır: Yumuşak huyluluk ve Aceleci olmamak.»
عربي İngilizce Urduca
“Ey insanlar! Kendinize acıyın; siz ne sağıra dua ediyorsunuz; ne de bir gâibe! Muhakkak siz, sizi hakkıyla işiten yakın bir kimseye (Allah’a) dua ediyorsunuz ki, o sizinle beraberdir.” buyurdu.
عربي İngilizce Urduca
«Allah, bir kavme azap etmek istediğinde o kavim içerisinde bulunan (iyi-kötü) her ferde azap isabet ettirir. Sonra (kıyamet gününde) herkes kendi ameline göre diriltilir.» Müslim rivayet etmiştir.
عربي İngilizce Urduca
«Allah’ım! İyilikler yapmayı kötülüklerden el çekmeyi, yoksulları sevmeyi, beni bağışlayıp bana rahmet etmeni senden dilerim. Bir topluma bir fitne göndereceksen beni o fitneye düşürmeksizin vefat ettir. Bana seni sevmeyi, seni sevenleri sevmeyi ve senin sevgine yaklaştıran her ameli sevmeyi nasip eyle.»
عربي İngilizce Urduca
«Allah Teâlâ cennette Âdem’in bedenine şekil verip dilediği kadar bıraktıktan sonra İblis, etrafında dolaşıp ona bakmaya başladı. Onun içini boş görünce kendine sahip olamayan, bir mahluk yarattığını anladı.»
عربي İngilizce Urduca
«Allah, bir kulu sevdiği zaman, Cibrîl -aleyhisselam-'a seslenerek ve muhakkak ki Allah, filan (kulun)ı seviyor sen de sev diye buyurur. Cibrîl -aleyhisselam- onu sever. Sonra sema ehli de Muhakkak ki Allah, filan (kulun)ı seviyor siz de onu sevin diye nida eder. Böylece onu sema ehli de sever. Sonra onun için yeryüzünde bir kabul konur.» Müslim’in rivayetinde ise şu şekildedir: «Şüphesiz ki, Allah bir kulu sevdiği zaman, Cibrîl -aleyhisselam-'ı çağırır da: Ben filanı seviyorum, onu sen de sev! der. Ve onu Cibrîl de sever. Sonra semada seslenerek: Gerçekten Allah filanı seviyor; onu siz de sevin! der. Artık onu semâ ehli de severler. Sonra onun için yeryüzünde kabul konur. (Allah) Bir kula da buğz ettiği zaman Cibrîl -aleyhisselam- çağırarak: Ben filana buğz ediyorum, ona sen de buğzet! der ve Cibrîl de ona buğzeder. Sonra sema ehli arasında: Allah filâna buğz ediyor, ona siz de buğz edin! diye seslenir. Onlar da ona buğz ederler. Sonra o kul için yeryüzünde buğz konur.»
عربي İngilizce Urduca
«Kul(um) bana bir karış yaklaştığı zaman, ben ona bir arşın yaklaşırım. O bana bir arşın yaklaşınca ben ona bir kulaç yaklaşırım. O bana yürüyerek geldiği zaman, ben ona koşarak varırım.»
عربي İngilizce Urduca
«Kim Allah’a kavuşmak isterse, Allah da ona kavuşmak ister. Kim Allah’a kavuşmak istemezse, Allah da ona kavuşmak istemez.»
عربي İngilizce Urduca
«el-Musa'ir/Fiyatları koyan Allah'tır. el-Kabid/Tutan, el-Basit/Veren, er-Rezzak/Rızık veren O'dur. Ben; hiç kimseye kan ve malda zulmetmemiş olduğum ve hiç kimsenin de benden bir şey talep etmediği bir halde Allah'a kavuşmayı dilerim.»
عربي İngilizce Urduca
«Allah Teâlâ son derece hayâlıdır, hayâlı ve örtülü olanları sever. Sizden biriniz yıkandığı zaman örtünsün.»
عربي İngilizce Urduca
«Allah buyurdu ki; "Kulum bana bir karış yaklaşırsa ben ona bir arşın yaklaşırım. O bana bir arşın yaklaşırsa ben ona bir kulaç yaklaşırım. O bana bir kulaç gelirse ben ona daha hızlı gelirim.»
عربي İngilizce Urduca
"Havle Rasûlullah –sallallahu aleyhi ve sellem-’in yanına geldi ve eşinden şikâyet ediyordu. Söyledikleri bana gizliydi, duyamıyordum."
عربي İngilizce Urduca
«Şüphesiz yüce Allah, her imal eden kimseyi ve imal ettiği şeyi yaratandır.»
عربي İngilizce Urduca
«Allah et-Tabîb’dir. Belki sen şefkatli bir adamsın onun tabibi onu yaratandır.»
عربي İngilizce Urduca
«Cennet ve cehennem, aralarında (ihtilaf ederek Allah nezdinde) dava açtılar. Cehennem: "Ben, mütekebbirler (dünyada büyüklük taslayanlar) ve mütecebbirler (zorbalık yapanlar) için tercih edildim!" diye övündü. Cennet de: "(Ey Rabbim!) Bana niçin sadece zayıflar ve (insanlar nazarında) düşük olanlar, (hakir görülenler) girer?" dedi.
عربي İngilizce Urduca
«İnsanlar -yahut kullar- kıyamet gününde, çıplak, sünnetsiz ve buhmen (kararmış) olarak haşr olunacaklardır.» Biz de: "Ey Allah’ın Rasûlü! Buhmen ne demektir?” diye sorduk. O da: «Yanlarında hiçbir şeyleri bulunmayan demektir» diye buyurdu ve devamla, yakın olanın işittiği gibi uzak olanın da işiteceği bir sesle: «Ben Melik'im (Hükümranım), Deyyân'ım (Hakimim, hüküm verenim) diye nida eder.»
عربي İngilizce Urduca
"Allah Teâlâ’nın, kullarına olan merhameti, bu kadının çocuğuna gösterdiğinden çok daha büyüktür."
عربي İngilizce Urduca
"Bir adam, susuzluktan soluyup toprak yiyen bir köpek gördü. Adam kendi kendine: 'Bu köpek de benim gibi çok susamış.' deyip hemen kuyuya indi, mestini su ile doldurup ağzıyla tutarak dışarı çıktı ve köpeği suladı. Allah onun bu davranışından memnun kaldı ve günahlarını affetti."
عربي İngilizce Urduca
«İman Yemenli'dir, hikmet de Yemenli'dir. Rahman'ın nefesini Yemen tarafından hissetmekteyim. Küfür, fısk ve kalplerin katılığı deve ve keçi besleyenlerdedir.»
عربي İngilizce Urduca
Ey Ebû Âişe: Üç şey vardır ki bunlardan birini söyleyen Allah’a en büyük iftirayı yapmış olur.
عربي İngilizce Urduca
Bir adam Nebî -sallallahu aleyhi ve sellem-’e gelerek: Ben açım, dedi.
عربي İngilizce Urduca
Muhakkak ki Allah, Muhsin’dir. Her şeye ihsânda bulunmayı/ güzelce davranmayı sever. Öldürdüğünüz zaman güzelce öldürün. Hayvanı boğazladığınız zaman da güzelce boğazlayın. (Sizden biri hayvanı boğazlayacağı zaman) bıçağını keskinleştirsin ve hayvanını rahat ettirsin (ona eziyet etmesin).
عربي İngilizce Urduca
«Müslüman bir kimse, namaz ve zikir için mescidi vatan edindiği (çokça gitmeyi alışkanlık haline getirdiği) zaman Allah'ın onun bu halinden duyduğu sevinç, tıpkı gurbette bir kimsesi olan kimselerin onun yanlarına dönmesiyle (kavuşmaktan) duydukları sevinç gibidir.»
عربي İngilizce Urduca
"Rasûlullah'ı (bu) iki parmağını (gözü ve kulağı üzerine) koyarak bu ayeti okurken gördüm." dedi.
عربي İngilizce Urduca
Bana: «Ey Ebu Mesud! Bilesin ki, senin bu köleye gücünün yettiğinden daha fazlası ile Allah’ın gücü sana yeter.» dedi. Bunun üzerine ben: "Bundan sonra bir daha kesinlikle köle dövmeyeceğim" dedim.
عربي İngilizce Urduca
«Rabbi e'innî ve lâ tuin aleyye, ve'nsurnî ve lâ tensur aleyye, ve'mkur lî ve lâ temkur aleyye, vehdinî ve yessir hudâ ileyye, ve'nsurnî alâ men beğâ aleyye» (Rabbim! Bana yardım et ve aleyhimde (düşmanıma) yardım etme. Yardımını benden esirgeme ve aleyhimde (düşmanımı) destekleme. Düşmanımı cezalandır, beni cezalandırma. Beni hayırlı işlere yönelt ve hayır yolunda ilerlemeyi bana kolaylaştır. Zulüm ve haksızlık edene karşı bana yardım et.)
عربي İngilizce Urduca
«Şüphesiz bu namazda insanların sözünden bir şeyler söylemek onunla bağdaşmaz. Namazda sadece tesbih ve tekbir getirilir, Kur'an okunur.»
عربي İngilizce Urduca
«Allah Yahudi ve Hıristiyanlara lanet etsin. Onlar, peygamberlerinin kabirlerini mescidler edindiler.»
عربي İngilizce Urduca