Hadislerin Listesi

«Beş veskten daha az olan mahsulde zekât yoktur. En küçüğü üçer yaşında olan beş deveden azında da zekât yoktur. Beş ûkıyyeden daha az miktarda olan gümüşte zekât yoktur.»
عربي İngilizce Urduca
Ya Rasûlallah! Ben cahiliye devrinde Mescid-i Haram’da bir gece -bir rivayette bir gün- itikaf etmeyi nezretmiştim/adamıştım, ne yapayım? diye sordum. Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- de: «Adağını yerine getir, buyurdu.»
عربي İngilizce Urduca
Ramazan hilâlini gördüğünüz zaman oruca başlayın ve şevval hilalini gördüğünüz zaman bayram edin. Eğer hava kapalı olur da hilali göremezseniz, onu takdir edin. (Oruca başlamak için şaban ayını, bayram yapmak için de ramazan ayını otuz gün olarak takdir edin.)
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-’in ashabından bazı kişiler, Nebî -sallallahu aleyhi ve sellem-’e;Ya Rasûlallah! Servet sahipleri sevapları alıp gittiler. (Zira) bizim kıldığımız gibi namaz kılıyorlar, bizim gibi oruç tutuyorlar. (Fakat) onlar mallarının fazlalarını tasadduk ediyorlar demişler. Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-:Size Allah tasadduk edecek bir şey vermemiş mi? Her tesbih mukabilinde bir sadaka, her tekbir bir sadaka, her tahmid bir sadaka, her tehlil bir sadaka, emri’bil-ma'rûf sadaka, kötülükten nehiy sadakadır. Birinizin cinsi münasebetinde bile sadaka vardır. buyurmuşlar. Ashap: Ya Rasûlallah! Birimiz şehvetini kaza eder de, onda da ecir mi olur? diye sormuşlar. Rasûlallah -sallallahu aleyhi ve sellem-: Ne dersiniz, o kimse şehvetini haramla tatmin ederse, ona günah olur mu? İşte bunun gibi helâlde tatmin ettiği zaman da ona sevap olur buyurmuşlar.
عربي İngilizce Urduca
İnsanların ilk nübüvvetten beri (bütün peygamberlerden) duyduğu sözlerden biri; utanmazsan dilediğini yap.» sözüdür
عربي İngilizce Urduca
Sana şüphe veren şeyi bırak, şüphe vermeyene bak! Çünkü doğruluk, kalbin (tereddütsüz biçimde) huzura ermesidir. Yalan ise şüpheden ibarettir
عربي İngilizce Urduca
Kişinin cemaat ile kıldığı namaz, evinde ve pazarda kıldığı namazından yirmi küsur derece üstün olur
عربي İngilizce Urduca
İnsanın her bir eklemi adına sadaka vermesi gerekir
عربي İngilizce Urduca
Dünyada bir garip gibi veya bir yolcu gibi ol
عربي İngilizce Urduca
«Allah’tan başka ibadet edilecek hak ilah olmadığına, benim Allah’ın Rasûlü olduğuma şahitlik eden Müslüman bir kimsenin kanı ancak şu üç husustan birisi dolayısıyla helal olur. Zina eden evli, cana karşılık can ve dinini terk edip cemaatten ayrılan.»
عربي İngilizce Urduca
Dilin devamlı olarak Allah’ı zikrederek (hatırlayarak) ıslak kalmalı
عربي İngilizce Urduca
Sizden biriniz kendisi için istediği şeyi din kardeşi için de istemedikçe (kâmil manada) iman etmiş olmaz
عربي İngilizce Urduca
Eğer insanlar yalnızca iddialarıyla (delilsiz) haklı kabul edilselerdi, bazı kimseler başkalarının mallarını ve kanlarını (canlarını) talep ederdi. Ancak, delil getirmek iddia sahibine, yemin etmek ise inkâr eden kişiye aittir
عربي İngilizce Urduca
«Kim, güneşin batıdan doğmasından önce tevbe ederse; Allah, onun tevbesini kabul eder.»
عربي İngilizce Urduca
«Kim bir mü'minin dünyevi sıkıntılarından birini giderirse, Allah da onun Kıyamet günü sıkıntılarından birini giderir. Kim bir fakire kolaylık gösterirse, Allah da ona dünyada ve ahirette kolaylık gösterir. Kim bir müslümanı örterse, Allah da onu dünya ve ahirette örter.»
عربي İngilizce Urduca
«Vallahi ben Allah'a günde yetmiş defadan çok istiğfar ediyorum.» buyurmuştur.
عربي İngilizce Urduca
Onu öldürme! Çünkü sen onu öldürürsen o, senin onu öldürmezden önceki durumuna geçer; sen de onun söylediği sözünden önceki durumunda olursun
عربي İngilizce Urduca
Ey Usame! Onu, "Lâ ilâhe illallah" dedikten sonra mı öldürdün?
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- hastalıktan yahut başka bir sebepten dolayı gece namazını kılamaz ise gündüz bu namazı on iki rekat olarak kılardı.
عربي İngilizce Urduca
Kim sarımsak veya soğan yemişse, bizden ve mescidimizden ayrılsın! Evinde otursun
عربي İngilizce Urduca
'İmamlar (yöneticiler) sizin için namaz kılarlar; eğer eksiksiz kıldırırlarsa hem size hem de onlara sevabı vardır; şayet hata ederlerse, size sevap, onlara da ceza vardır.''
عربي İngilizce Urduca
"Allahım! Ümmetimin yönetimini üstlenip de onlara zorluk çıkaran kimseye sen de zorluk çıkar. Ümmetimin yönetimini üstlenip de onlara yumuşak davrananlara sen de yumuşaklık göster."
عربي İngilizce Urduca
Ateşe kimin haram kılındığını yahut ateşin kime haram kılındığını haber vereyim mi? (Cana) yakın, ağır başlı, yumuşak huylu, kolayca iş gören kimselere haram kılınmıştır.
عربي İngilizce Urduca
«O cehennemdedir.» buyurdu. Bunun üzerine Sahâbeler gelip adamın evindeki eşyalarına baktılar. Ganimet malından çaldığı bir abâ buldular.
عربي İngilizce Urduca
Hiçbir kul, kıyamet gününde ömrünü nerede tükettiğinden, ilmiyle ne yaptığından, malını nereden kazanıp nerede harcadığından, vücudunu nerede yıprattığından sorulmadıkça bulunduğu yerden kıpırdayamaz
عربي İngilizce Urduca
«Sabredin, buyurdu. Zira öyle günlerle karşılaşacaksınız ki, her yeni gün, gidenden daha kötü olacak. Bu hal Rabbinize kavuşuncaya kadar devam edecek.»
عربي İngilizce Urduca
Bu sancağı, Allah’ı ve Rasûlünü seven, Allah’ın fethi kendisine nasip edeceği bir yiğide vereceğim
عربي İngilizce Urduca
«Allah mahlûkatı yarattığı zaman kendi nezdinde Arş'ın üzerinde bulunan kitapta: "Muhakkak benim rahmetim gazabıma üstün gelir." yazmıştır.»
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah –sallallahu aleyhi ve sellem- hiçbir yemeği hiçbir zaman ayıplamamış, yermemiştir. O eğer iştahı varsa yemeği yerdi, hoşlanmazsa bırakır yemezdi, demiştir.
عربي İngilizce Urduca
Birinizin kapısının önünde bir nehir olsa, o kimse her gün bu nehirde beş defa yıkansa, kirinden bir şey kalır mı?
عربي İngilizce Urduca
Müminler birbirlerini sevmekte, birbirlerine merhamet etmekte ve birbirlerini korumakta bir vücuda benzerler. Vücudun bir uzvu hasta olduğu zaman, diğer uzuvlar da bu sebeple uykusuzluğa ve ateşli hastalığa tutulurlar
عربي İngilizce Urduca
Dinleyin ve itaat edin! Onlar, kendi vazifelerinden sorumlu, siz de kendi vazifenizden sorumlusunuz
عربي İngilizce Urduca
Keder ve sıkıntı duası: Azamet ve hilm sahibi olan Allah’tan başka ibadete layık hiçbir ilah yoktur. Azametli arşın sahibi olan Allah’tan başka ibadete layık hiçbir ilah yoktur. Göklerin Rabbi, yerin Rabbi ve yüce arşın Rabbinden başka ibadete layık hiçbir ilah yoktur.
عربي İngilizce Urduca
Biz­ler (önceleri) namazda iken konuşurduk. Öyle ki bizden bir adam yanıbaşında namaz kılan arkadaşıyla konuşurdu. Bu hal, "Ve Allah'a, saygı ve korku dolu bir gönül ile el bağlayıp durun!" ayeti ininceye kadar devam etti. Bu ayet inince susmakla emrolunduk, (artık namazda) konuşmaktan men olunduk.
عربي İngilizce Urduca
Nebî -sallallahu aleyhi ve sellem- defnedildikten sonra kabrin başında dört tekbir alarak cenaze namazı kıldı.
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- rükû ve secdede şu duayı çokça okurdu: «Subhâneke'llâhumme Rabbenâ ve bi hamdike, Allahummeğfirlî.» (Allah'ım! Yüce Rabbimiz! Seni ulûhiyyet makamına yakışmayan sıfatlardan tenzih eder ve sana hamdederim. Allah'ım! Beni bağışla.)
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-: «Namaz toplayıcıdır.» diye nida etmek üzere bir müezzin gönderdi. Bunun üzerine halk toplandı. Kendisi öne geçip dört rükû ve dört secdeli iki rekât namaz kıldırdı.
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- gecenin her zamanında vitir namazı kıldı. Gecenin başında, ortasında ve sonunda. Vitri sahur vakti son buldu.
عربي İngilizce Urduca
Çocuklarınıza yedi yaşlarında iken namaz kılmalarını emredin! On yaşına bastıkları hâlde kılmazlarsa kendilerini cezalandırın yataklarını da ayırın
عربي İngilizce Urduca
Sizden biriniz esnediği zaman elini ağzına koysun
عربي İngilizce Urduca
Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- cuma günü, sabah namazında "Elif, Lâm, Mîm. (Secde) ve Hel etâ ale'l-insâni (İnsan) sûrelerini okurdu."
عربي İngilizce Urduca
«Zulüm, kıyamet gününde zâlime zifiri karanlık olacaktır.»
عربي İngilizce Urduca
Müslümana sövmek fasıklık, onunla savaşmak küfürdür
عربي İngilizce Urduca
«Müslümanın müslüman üzerindeki hakkı altıdır: Karşılaştığın zaman ona selâm ver, seni dâvet ederse icabet et, senden nasihat isterse ona nasihat et, aksırınca Allah’a hamdederse yerhamukellah (Allah, sana rahmet etsin) de, hastalandığında onu ziyaret et ve öldüğü zaman cenazesinin ardından git.»
عربي İngilizce Urduca
Allah Rasûlü -sallallahu aleyhi ve sellem- ile bir seferde beraberdik. Bir yerde konakladık. Kimimiz çadırını düzeltiyor; Kimimiz ok atma talimi yapıyor, kimimiz de meradaki hayvanlarının başında bulunuyordu. Derken Allah Rasûlü -sallallahu aleyhi ve sellem-’in müezzini: Namaza toplanın! Diye seslendi. Biz de Allah Rasûlü -sallallahu aleyhi ve sellem-'in etrafında toplandık. Allah Rasûlü -sallallahu aleyhi ve sellem- şunları söyledi: “Benden önce gelen her peygamberin vazifesi, ümmetine, onlar hakkında hayırlı olduğunu bildiği şeyleri göstermek ve onlar için şer olduğunu bildiği şeylere karşı da onları uyarmaktı. Bu, ümmetinizin selameti, başında (ilk nesillerinde) olacaktır. Sonra gelenler ise belâlara ve yadırgadıkları bir takım hallere dûçar olacaklardır. Biri diğerini aratan fitneler gelecektir. Bu fitnelerden biri geldiğinde mü’min, ‘Bu beni helâk edecek! der. Ardından bu fitne kalkar, sonra bir fitne daha gelir. Mü’min yine,"Bu, (beni helâk edecek!) der ve bu şekilde devam eder. Cennete girmek ve cehennemden uzaklaştırılmak isteyen kimse, ölüm kendisine geldiğinde Allah’a ve ahiret gününe iman üzere olsun. İnsanlara da kendisine yapılmasını dilediği şeyleri yapsın. Kim, bir imama (hükümdara) bey'at edip, elini sıkıp ona yürekten bağlanırsa, gücü yettiği kadar ona itaat etsin. Eğer bir başkası çıkıp (iktidarı ele geçirmek için) onunla mücadeleye girişirse, onun boynunu vurun.”
عربي İngilizce Urduca
Yahudi ve Hristiyanlara selama siz başlamayın. Onlarla yolda karşılaşırsanız onları yolun dar yerine gitmeye mecbur bırakın
عربي İngilizce Urduca
«Biriniz ayakkabısını giyeceği zaman sağdan başlasın, çıkaracağı zaman da soldan başlasın. Sağ (ayağ)ı, giyerken ayakların ilki, çıkarırken de sonuncusu olsun.»
عربي İngilizce Urduca
"Sizden birisi, bir tek ayakkabıyla yürümesin. (Giymek istediğinde,) ya ikisini birden giysin yada (çıkarmak istediğinde,) ikisini birden çıkarsın!
عربي İngilizce Urduca
“Bir kimse, kendini beğendiği için elbisesini yerde sürürse, Allah kıyamet gününde o kimsenin yüzüne bakmaz.”
عربي İngilizce Urduca
Kıyamet günü, Müminin mizanında güzel ahlaktan daha ağır basan bir şey yoktur. Şüphesiz Yüce Allah, ahlaksız çirkin söz (ve davranış) sahiplerine buğzeder
عربي İngilizce Urduca
'Bir kimsenin kendi ana babasına sövmesi büyük günahlardandır'' buyurmuştu. Ashâb–ı kirâm: Yâ Rasûlallah! İnsan kendi ana babasına hiç söver mi? deyince: “Evet, tutar birinin babasına söver, o da onun babasına söver. Birinin anasına söver, o da onun anasına söver'' buyurdu.
عربي İngilizce Urduca
'Kim bir topluluğun gizli konuşmasını, onlar istemedikleri halde dinlerse, kıyamet günü kulaklarına kurşun dökülür.''
عربي İngilizce Urduca
Bir gün Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- yanımıza gelmişti. Kendisine: "Yâ Rasûlallah! Allah sana nasıl selam vereceğimizi öğrendik, sana nasıl salavat getireceğiz?
عربي İngilizce Urduca
Fâtihatu’l-Kitabı okumayan kimsenin namazı yoktur
عربي İngilizce Urduca
Yanaklarına vuran, yakalarını yırtan ve cahiliye çağrıları ile feryat eden kimse bizden değildir
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-’in ashabı arasında el sıkışma âdeti var mıydı diye sordum. O da: Evet, diye cevap verdi.
عربي İngilizce Urduca
Bir kimse cuma günü cünüplükten temizleniyormuş gibi boy abdesti aldıktan sonra erkenden cuma namazına giderse bir deve kurban etmiş gibi sevap kazanır
عربي İngilizce Urduca
Sizden kim cuma namazına gelirse gusül alsın
عربي İngilizce Urduca
«Kim bir Müslümanın cenazesinin arkasından ecrine inanarak ve umarak gider ve namazı kılınıncaya kadar beklerse ona bir kîrât (büyük bir dağ kadar ya da Uhud Dağı kadar sevap) vardır. Kim de defnedilene kadar cenazede bulunursa ona da Kîrat vardır.» buyurdu. (Bu iki) Kîrât nedir? denilince, Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-: «Bu (iki kîrât) iki büyük dağ gibidir.» buyurdu.
عربي İngilizce Urduca
''Allah katında en sevimli olan sözü sana bildireyim mi?Allah'a en sevimli olan söz:
عربي İngilizce Urduca
Asıl cimri, yanında ismim anıldığı halde bana salavat getirmeyendir
عربي İngilizce Urduca
«Yalan yere yemin ederek bir Müslümanın hakkını gasp eden kimseye Allah cehennemi vacip, cenneti de haram kılar.»
عربي İngilizce Urduca
Kim yemek yedikten sonra; "Benim hiçbir etkim ve gücüm olmaksızın bu yemeği bana yediren ve beni onunla rızıklandıran Allah’a hamdolsun." derse geçmiş günahları affolunur
عربي İngilizce Urduca
Bir kimse güzelce abdest alarak cuma namazına gelip, hutbeyi ses çıkarmadan dinlerse, iki cuma arasındaki ve fazladan üç günlük daha günahları bağışlanır
عربي İngilizce Urduca
«Kim korkarsa, akşam karanlığında yol alsın. Kim akşam karanlığında yol alırsa, hedefine varır. Haberiniz olsun Allah'ın malı pahalıdır, haberiniz olsun Allah'ın malı cennettir.»
عربي İngilizce Urduca
Kim sabah akşam camiye gider gelirse, her gidip gelişinde Allah Teâlâ o kimseye Cennet'teki ikramını hazırlar
عربي İngilizce Urduca
«Yanında ok varken mescidlerimize veya çarşı-pazarımıza uğrayan kimse, müslümanlardan herhangi birine onlardan bir zarar gelmemesi için, okunun ucundaki demiri eliyle tutsun.»
عربي İngilizce Urduca
«Cehennem ateşi, cehennem ehlinin bazısının topuklarına, bazısının dizlerine, bazısının kuşak yerlerine, bazısının da boyunlarına kadar çıkar.»
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur:''İki nimet vardır ki, insanların çoğu bu nimetleri kullanmakta aldanmıştır: Sıhhat ve boş vakit.''
عربي İngilizce Urduca
«Nefsim elinde olan (Allah)'a yemin ederim ki, eğer siz hiç günah işlemeseydiniz, Allah sizi toptan helak eder; günah işleyen, ardından da istiğfar eden (af dileyen) bir kavim yaratır ve onları mağfiret ederdi (bağışlardı).»
عربي İngilizce Urduca
Ey âdemoğlu! Sen bana dua edip, (affımı) ümit ettikçe, ben senden her ne sadır olsa aldırmam, seni affederim
عربي İngilizce Urduca
«Her kul, öldüğü hal üzere diriltilecektir.»
عربي İngilizce Urduca
Kıyamet günü cehennem, yetmiş bin yuları olduğu halde getirilir. Her yularında, onu çeken yetmiş bin melek vardır.
عربي İngilizce Urduca
Allahım! Günahımın hepsini; küçüğünü büyüğünü,öncesini,sonrasını,açık olanını gizli olanını bana bağışla!''
عربي İngilizce Urduca
Ezan ile kamet arasındaki dua reddolunmaz
عربي İngilizce Urduca
Allah'ım! Bütün işlerimin başı olan dinimi ıslah eyle!
عربي İngilizce Urduca
Ey Rabbim! Benden daha iyi bildiğin hatalarımı, cahilliğimi ve işimdeki aşırılığımı bağışla! Ey Allah'ım! Bütün bende var olan, bilerek ve bilmeyerek, kasıtlı ve kasıtsız işlediğim günahlarımı bağışla! Ey Allah'ım! Senin benden daha iyi bildiğin yaptıklarımı ve yapacaklarımı, gizlediğimi ve açığa vurduklarımı bağışla! Sen, her şeyi hakkıyla önceden veren ve erteleyensin. Sen, her şeye gücü yetensin
عربي İngilizce Urduca
Allah'ım! Senden dünya ve ahirette afiyet diliyorum
عربي İngilizce Urduca
Allah'ım! Kuşkusuz ben, acil olsun ertelenmiş olsun, bildiğim ve bilmediğim bütün hayırları senden isterim. Acil olsun ertelenmiş olsun, bildiğim ve bilmediğim bütün şerlerden de sana sığınırım
عربي İngilizce Urduca
Ey Allah'ım! Nimetinin zevalinden, afiyetin gidip de yerini hastalıklara bırakmasından, ansızın gelen azabından ve öfkene sebep olan her şeyden Sana sığınırım
عربي İngilizce Urduca
Allah'ım! Borçların ağırlığından (çokluğundan), düş­manın galip gelmesinden ve düşmanların sevinmelerinden sana sığınırım
عربي İngilizce Urduca
Allahumme bike asbahnâ ve bike emseynâ ve bike nahyâ ve bike nemût ve ileyke’n–nuşûr» «Allah'ım! Senin lütfunla sabaha ulaştık, senin lütfunla akşama erdik. Sen isteyince dirilir, sen isteyince ölürüz. Yeniden diriltip huzurunda toplayacak olan da sensin
عربي İngilizce Urduca
(Hayırlı amellerde, Allah'a itaatte ve zorluklara sabır göstermekte) kuvvetli Mümin, zayıf Müminden, Allah’a daha hayırlı ve daha sevimlidir. (Her ikisinin de Mümin olması sebebiyle) hepsinde hayır vardır
عربي İngilizce Urduca
Laneti çokça yapanlar kıyamet günü şefaatçi de, şahit de olamazlar."
عربي İngilizce Urduca
Rabbiniz, haya ve kerem sahibidir. Kulları ellerini kaldırıp (bir şey istediklerinde) onların ellerini boş çevirmekten haya eder.
عربي İngilizce Urduca
«Sakın yollarda oturmayın!» buyurdu. Bunun üzerine; "Ya Rasûlullah! Oturmadan edemeyiz, oralarda (oturup) konuşuyoruz, dediler." Bunun üzerine Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-: «Mutlaka oturacaksınız, bari yola hakkını verin!» buyurdu. Bunun üzerine: "Ey Allah`ın Rasûlü, onun hakkı nedir?" diye sordular. Şöyle buyurdu: «Gözlerinizi kısmak (harama bakmamak), (gelip geçeni) rahatsız etmemek, selamı almak ve emr bi`l-ma'ruf nehy-i ani`l-münker yapmak (iyiliği emredip kötülükten alıkoymak) tır!»
عربي İngilizce Urduca
Nebî -sallallahu aleyhi ve sellem- çoğu zaman şöyle dua ederdi: «Allah'ım! Bize dünyada da iyilik ver, ahirette de iyilik ver. Bizi Cehennem azabından koru!
عربي İngilizce Urduca
Seyyidu'l-istiğfar duası
عربي İngilizce Urduca
‘’Bir topluluk bir yerde oturur ve ne Allah’ı zikreder ne de Peygamber –sallallahu aleyhi ve sellem-’e salavat getirirse kıyamet gününde karşılaşacağı şey sadece hüsrandır (pişmanlık ve üzüntüdür). ‘’
عربي İngilizce Urduca
«Bir topluluğu güldürmek için yalan söyleyen kimseye yazıklar olsun, yazıklar olsun!»
عربي İngilizce Urduca
Ey insanlar! Selamı yayın, yemek yedirin, akrabalık bağlarını gözetin ve insanlar uyurken gece namazı kılın ki, selametle cennete giresiniz
عربي İngilizce Urduca
Allah -Azze ve Celle- şöyle buyurmuştur: Kulum beni zikrettiği ve dudakları benim zikrimle kıpırdadığı müddetçe ben o kulumla beraberim.
عربي İngilizce Urduca
“Allah Teâlâ kıyâmet gününde şöyle buyurur: Ey Ademoğlu! Hastalandım da, beni ziyaret etmedin.”
عربي İngilizce Urduca
"Her kime güzel koku ikram edilirse onu geri çevirmesin! Zira güzel kokunun kokusu hoş, taşınması da kolaydır."
عربي İngilizce Urduca
İnsanların hangisi daha faziletlidir?
عربي İngilizce Urduca
Zulümden sakınınız. Çünkü zulüm, kıyamet gününde (zalime) zifiri karanlık olacaktır. Cimrilikten de sakınınız. Çünkü cimrilik sizden önceki ümmetleri helak etmiş,
عربي İngilizce Urduca
«Bir adam karısını ihtiyacını gidermek için yatağına çağırsa, kadın o sırada tandırda (fırında, ocakta) iş görüyor olsa bile gelsin.»
عربي İngilizce Urduca
Din kolaylıktır. Dini aşmak isteyen kimse, ona yenik düşer. O halde orta yolu tutunuz, en iyiyi yapmaya çalışınız,
عربي İngilizce Urduca
«Ben, haklı olduğu halde münakaşayı terk eden kimseye cennetin kenarında bir köşkü garanti ediyorum.»
عربي İngilizce Urduca
Bir adam, Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-’e, İslam'ın en hayırlısı hangisidir? diye sordu. Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-: «Yemek yedirmen ve tanıdık tanımadık herkese selam vermendir.» diye cevap verdi
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-’e: "İnsanları cennete en fazla girdiren şey nedir?" diye soruldu. Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-: «Allah’a karşı takvalı olmak ve güzel ahlâktır.» buyurdu. "İnsanları cehenneme en fazla götürecek şey nedir?" diye sorulunca da: «Ağız ve cinsel organdır.» diye buyurdu.
عربي İngilizce Urduca
Hepiniz çobansınız; hepiniz güttüğünüz sürüden sorumlusunuz
عربي İngilizce Urduca
Nebî -sallallahu aleyhi ve sellem- aramızda iken Vedâ haccı’ndan söz ediyorduk, ama Vedâ haccı’nın ne olduğunu bilmiyorduk.
عربي İngilizce Urduca
«Bütün peygamberler, ümmetlerini yalancı kör deccalın tehlikesine karşı uyarmışlardır.»
عربي İngilizce Urduca
“Kim bir karış mikdarı bir yere haksız olarak zulümle sahip olursa, o yerin yedi katı boynuna geçirilir.”
عربي İngilizce Urduca
İmam âmîn deyince siz de âmîn deyin. Zira her kimin âmîn deyişi, meleklerin âmîn dediğine tevafuk ederse, o kimsenin geçmiş günahları affolunur.
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah –sallallahu aleyhi ve sellem- munâbezeden (yani karşılıklı atışma suretiyle yapılan satıştan) nehyetti. Munâbeze; kişinin satacağı kumaşını, almak isteyenin o kumaşı alt üst etmesine ve ona bakmasına, düşünmesine fırsat vermeden önce alıcıya doğru atmasıdır (yani atması suretiyle yapılan bir satıştır) dedi. Ve yine Peygamber –sallallahu aleyhi ve sellem-, mülâmeseden (yani el dokundurmak suretiyle yapılan satıştan) de nehyetti. Mülâmese, alıcının kumaşa bakmayıp, sadece elle dokunması suretiyle yapılan satıştır.
عربي İngilizce Urduca
"Allah Rasûlü -sallallahu aleyhi ve sellem- olgunlaşmadan meyvelerin satışını yasaklamıştır. Kendisine meyvelerin olgunlaşması nasıl olur diye sorulunca; «Onun kızarması, sararmasıdır.» diye açıkladı ve devamla şöyle buyurdu: «Allah meyvenin yetişmesine mani olacak olsa, kardeşinden aldığın parayı nasıl helal addedeceksin?»"
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah –sallallahu aleyhi ve sellem- olgunlaştığı meydana çıkıncaya kadar meyveyi satmayı yasakladı. Bunu hem satıcıya ve hem de alıcıya yasakladı.
عربي İngilizce Urduca
"Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-, yemek yemeksizin peşpeşe bir kaç gün aç olarak gecelerdi. Ailesi de yiyecek akşam yemeği bulamazdı. Çoğu zaman ekmekleri arpa ekmeği idi."
عربي İngilizce Urduca
«Kim, helâl kazancından bir hurma kadar sadaka verirse, – ki Allah, helâlden başkasını kabul etmez– Allah o sadakayı sağı ile kabul eder. Sonra onu dağ gibi oluncaya kadar, herhangi birinizin tayını büyüttüğü gibi, sahibi adına ihtimamla büyütür.»
عربي İngilizce Urduca
Ey gençler topluluğu! Sizden evlenmeye gücü yeten evlensin. Çünkü evlenmek gözü haramdan daha çok korur ve ferci de daha çok muhafaza eder. Evlenmeye gücü yetmeyen de oruç tutsun. Çünkü oruç onun için bir kalkandır
عربي İngilizce Urduca
Şefaat Hadisi:
عربي İngilizce Urduca
"Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- yatağına yatacağı zaman,ellerine üfler,Muavvizât’ı (Kul eûzu bi Rabbi’l-felak ve Kul eûzu bi Rabbi’n-nâs’ı) okuyarak iki elini vücuduna sürerdi."
عربي İngilizce Urduca
«Sizden kim cemaate namaz kıldırırsa, namazı hafif (kısa) tutsun. Zîra cemaatte zayıf, sakat, hasta ve ihtiyaç sahibi kimse vardır. Tek başına kıldığı zamanda dilediği kadar uzatsın.»
عربي İngilizce Urduca
“Elhamdu lillâhillezî et‘amenâ ve sekânâ ve kefânâ ve âvânâ, fe–kem mimmen lâ kâfiye lehû velâ mu’vî" Bize yedirip içiren, koruyup barındıran Allah’a hamd olsun. Koruyup barındıranı bulunmayan nice kimseler var.
عربي İngilizce Urduca
"Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-, özlü duaları sever, özlü olmayan duayı yapmazdı."
عربي İngilizce Urduca
(Yanında mahremi bulunmaksızın) kadınların yanına girmekten sakınınız.» buyurmuştur. Bunun üzerine Ensar'dan birisi: "Ey Allah'ın Rasûlü! Ya kocanın erkek kardeşi hakkında ne dersiniz?" diye sordu. Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem: «Kadının onunla yalnız kalması ölüm gibidir.» buyurdu
عربي İngilizce Urduca
Gümüş karşılığında altını veresiye değiştirmek faizdir, peşin olursa o başka. Buğdayı buğdayla veresiye değiştirmek faizdir, peşin olursa o başka. Arpayı arpayla veresiye değiştirmek faizdir, peşin olursa o başka. Hurmayı hurmayla veresiye değiştirmek faizdir, peşin olursa o başka
عربي İngilizce Urduca
"Üç dua vardır ki kabul olunmasında şüphe yoktur: Mazlumun duası bunlardandır."
عربي İngilizce Urduca
"Üç kimse vardır ki kıyamet günü Allah onlarla konuşmaz, onları temize çıkarmaz ve onlara bakmaz."
عربي İngilizce Urduca
Allahım! Bana hidayet ver! Beni doğruya muvaffak kıl de! Hidayeti ile seni yola getirdiğini; doğrulukla da oku doğrulttuğunu hatırla
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-, şehirlinin köylünün malına simsarlık etmesini yasakladı. «Müşteri kızıştırmayınız. Bir kimse kardeşinin satışı üzerine satış yapmasın. Din kardeşinin dünürlüğü üzerine dünür göndermesin.»
عربي İngilizce Urduca
"Rasûlullah –sallallahu aleyhi ve sellem- habelu'l-habelenin (develeri, doğacak yavrunun doğuracağı yavrusu vaktine kadar vadeli) satışını yasakladı."
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- gümüşün gümüşe, altının altına, başa baş olmayan satışını yasakladı. Bize altın mukabilinde dilediğimiz şekilde gümüş ve gümüş mukabilinde dilediğimiz şekilde altın satın almayı emretti.
عربي İngilizce Urduca
Nefsim elinde olana yemin olsun ki, sizden öncekilerin yolunu takip edeceksiniz
عربي İngilizce Urduca
Bir adam Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-'e geldi ve onunla bir şeyler konuştuktan sonra: Allah ve sen dilersen (olur) deyince Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- ona: «Beni Allah'a eş mi koşuyorsun? Yalnız Allah diledi, de!» diye buyurdu
عربي İngilizce Urduca
Azîz ve Celîl olan Allah katında en kötü isim, Melikü'l-emlâk (melikler meliki) diye isimlendirilen kimsenin adıdır. Allah'tan başka Mâlik yoktur"
عربي İngilizce Urduca
Ey Âişe! Kıyamette insanların en şiddetli azap görenleri, yaptıklarını Allah’ın yarattığına benzetenlerdir
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- bir ordunun veya seriyyenin başına komutan tayin ettiği zaman, -hassaten komutana- Allah'a karşı muttaki olmasını, beraberindeki Müslümanlara da hayır tavsiye eder ve sonra şunları söylerdi: ''Allah'ın adıyla ve Allah'ın rızası için savaşın. Allah'ı inkâr eden kâfirlerle çarpışın. Gazâ edin fakat ganimete hıyanet etmeyin, haksızlıkda bulunmayın, ölülerin vücudlarına sataşıp burun ve kulaklarını kesmeyin, (önünüze çıkan) çocukları öldürmeyin! Müşrik düşmanlarla karşılaşınca onları önce üç şeyden birine çağır: Bunlardan birine cevap verirlerse onlardan bunu kabul et ve artık dokunma! Önce İslâm'a dâvet et. İcabet ederlerse hemen kabul et ve elini onlardan çek. Sonra onları yurtlarından muhâcirler diyarına hicrete dâvet et. Ve onlara haber ver ki, eğer bunu yapacak olurlarsa Muhacirler´e va´dedilen bütün mükâfaat ve vecibeler aynen onlar için de olacaktır. Hicretten imtina edecek olurlarsa bilsinler ki, Müslüman bedevîler hükmündedirler ve Allah'ın mü'minler üzerine câri olan hükmü onlara icra edilecektir; ganimet ve fey´den kendilerine hiçbir pay ayrılmayacaktır. Müslümanlarla birlikte cihâda katılırlarsa o hâriç, (o zaman ganimete iştirak ederler.)Bu şartlarda Müslüman olma teklifini kabul etmezlerse, onlardan cizye iste, senin bu isteğini kabul ederlerse hemen kabul et ve onları serbest bırak.Eğer bunu kabul etmeyecek olurlarsa onlara karşı Allah´tan yardım dile ve onlarla savaş. Bu durumda bir kale ahâlisini kuşatacak olupta onlar senden Allah ve Rasûlü'nün ahd ve emânını talep ederlerse kabul etme; onlar için, kendine ve ashâbına ait bir emân tanı. Zira sizin kendi ahdinizi veya arkadaşlarınızın ahdini bozmanız, Allah´ın ve Rasûlü'nün ahdini bozmaktan daha kolaydır. Eğer bir kale ahalisini kuşattığında onlar, senden Allah´ın hükmünü tatbik etmeni isterlerse sakın onlara Allah´ın hükmünü tatbik etme, lâkin kendi hükmünü tatbik et. Zira Allah'ın onlar hakkındaki hükmüne isabet edip etmeyeceğini bilemezsin.''
عربي İngilizce Urduca
«el-Adhu nedir? Sizlere haber vereyim mi? O nemime/kovuculuk, insanlar arasında laf taşımaktır.»
عربي İngilizce Urduca
Eğer Allah yolunda Uhud dağı kadar altın infak etsen, kadere iman etmedikçe Allah bunu senden kabul etmez. Bil ki; başına gelmesi takdir olunanın mutlaka gelecektir, gelmemesi takdir olunmayan da mutlaka gelmiyecektir. Bu itikadın dışında bir itikat üzere ölürsen ateşe girersin!
عربي İngilizce Urduca
"Üç kişi sefere çıktığında içlerinden birini emir olarak seçsinler."
عربي İngilizce Urduca
«Rüzgâra sövmeyiniz. Eğer rüzgârda hoşlanmadığınız bir şey görürseniz şöyle deyin (dua edin): “Allah'ım! Senden bu rüzgârın hayrını, onda bulunanın hayrını ve onun kendisiyle emrolunduğu şeyin hayrını dilerim. Onun şerrinden, onda bulunanın şerrinden ve onun kendisiyle emrolunduğu şeyin şerrinden sana sığınırım.”»
عربي İngilizce Urduca
«Sizden biriniz (dua ettiği zaman duada) Allah’ım! Dilersen beni bağışla! Allah’ım! Dilersen bana rahmet et! demesin. İstediği şeyde kesinlik göstersin! Allah'ım! Dilersen bana ver! demesin. Çünkü Allah’ı zorlayacak yoktur.»
عربي İngilizce Urduca
«Allah'ın ilk yarattığı şey kalemdir. (Yüce Allah kalemi yaratınca) ona: Yaz, diye emretti. (Kalem): Ey Rabbim neyi yazayım, dedi (Yüce Allah da:) Kıyamet kopuncaya kadar (olacak) her şeyin kaderini yaz!» buyurdu.
عربي İngilizce Urduca
Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-, hasta ziyareti yaptığında (bir hastayı ziyaret ettiğinde) hastanın yanına girince şöyle derdi:«Lâ be'se tahûrun inşâallah.» (Geçmiş olsun, hastalığın günahlarına keffâret olur inşallah)
عربي İngilizce Urduca
"Bir keresinde Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’in yanına girdim, kendisi sıtmaya yakalanmıştı, elimi vücuduna dokundurdum."
عربي İngilizce Urduca
''Yanında benim adım anılıp da bana salavat getirmeyenin burnu yerde sürtülsün.''
عربي İngilizce Urduca
Her ay üç gün oruç tutmak, bütün seneyi oruçla geçirmek demektir."
عربي İngilizce Urduca
Elini, vücudunda ağrıyan yerin üzerine koy ve yedi kere şöyle dua et: Bismillah. Bedenimde çekmekte olduğum ve çekindiğim şu hastalığın şerrinden Allah'ın izzet ve kudretine sığınıyorum
عربي İngilizce Urduca
«İmam ancak kendisine uyulsun diye imamdır. Bu sebeple o tekbir alınca siz de tekbir alınız. Rükûa varınca, siz de rükû yapınız. "Semiallahu limen hamideh." derse, siz de "Rabbena leke’l-hamd" deyiniz. O secde ederse siz de secde edin. O oturarak namaz kılarsa, siz de birlikte oturarak namaz kılın.»
عربي İngilizce Urduca
Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle dua ederdi: «Allah'ım! Alaca hastalığından, delilikten, cüzzamdan ve kötü hastalıklardan sana sığınırım.»
عربي İngilizce Urduca
Size hizmetçiden daha hayırlı olan bir şeyden haber vereyim mi? Yatağınıza girdiğiniz zaman -veya istirahate çekildiğiniz zaman- otuz üç defa "Subhânallah", otuz üç defa "Elhamdülillah" ve otuz dört defa "Allahu Ekber" deyin. Bu sizin için bir hizmetçiden daha hayırlıdır
عربي İngilizce Urduca
«Bu topluluğa ne oluyor da böyle sözler sarf ediyorlar. Ancak ben namaz kılıyor ve uyuyorum, bazen oruç tutuyor bazen de tutmuyorum. Kadınlarla da evleniyorum. Benim sünnetimden yüz çeviren kimse benden değildir.»
عربي İngilizce Urduca
{Kul huvallahu ehad} (ihlas suresi) ile Muavvizeteyn (Felak ve Nâs surelerini) üç defa oku! Her türlü şerre karşı sana yeter» diye buyurdu
عربي İngilizce Urduca
«Dul kadın emri alınmadan evlendirilemez. Bekar kıza izni sorulmadan evlendirilemez.» Ey Allah'ın Rasûlü! Bekar kızın izni nasıldır? diye sorulunca Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- de; «Onun izni, sükut etmesidir/susmasıdır.» diye cevap verdi.
عربي İngilizce Urduca
Kim; "Bismillâhillezi lâ yedurru ma’asmihi şey’ün fil'-Ardi ve'lâ fi's-Semâi ve Huve's-Semî’u'l-Alîm/Ne yerde, ne gökte adı(nın anılması)yla hiçbir şeyin zarar veremeyeceği Allah'ın ismiyle ki, O Semî ve Alîm'dir." diye dua ederse her gün (gece) sabaha kadar onun başına ansızın bir musibet gelmez
عربي İngilizce Urduca
"Bizim orucumuzla Ehl-i Kitab'ın orucu arasındaki fark sahur yemeğidir.
عربي İngilizce Urduca
Allah Azze ve Celle şöyle buyurdu: «İzzet (şeref) benim izârım, kibriyâ da (ululuk) benim ridâm (kaftanım) dır.»
عربي İngilizce Urduca
Bir adam: Yâ Rasûlallah! Bizden bir kişi kardeşi veya arkadaşıyla karşılaştığında onun için eğilebilir mi, diye sordu.
عربي İngilizce Urduca
Allah'tan başka hak ilah yoktur, O tektir, O'nun ortağı yoktur. Allah büyüklerin en büyüğüdür. Bitip tükenmeyen hamt O’na mahsustur. Âlemlerin Rabbi olan Allah, eksikliklerden münezzehtir!. Güç ve kuvvet ancak Azîz ve Hakîm olan Allah’ın yardımıyla kazanılabilir
عربي İngilizce Urduca
«Babası olmadığını bildiği birini babam diye sahiplenen kimse, babasına nankörlük etmiş olur. Kendisine ait olmayan bir şeyi sahiplenmeye kalkışan kimse bizden değildir. O, Cehennem'deki yerine hazırlansın. Her kim, bir adama öyle olmadığı halde kâfir veya Allah düşmanı derse, bu sözler gerisin geriye kendisine döner.»
عربي İngilizce Urduca
Yâ Rasûlallah! Bana bir dua öğret! dedim. Bunun üzerine bana: «Allah'ım! Kulağımın şerrinden, gözümün şerrinden, dilimin şerrinden, kalbimin şerrinden ve cinsel organımın şerrinden sana sığınırım, de!» buyurdu.
عربي İngilizce Urduca
Rasûllullah -sallallahu aleyhi ve sellem- insanların en cömerdi idi. Onun en cömert olduğu anlar da Ramazan'da Cebrâil'in, kendisi ile buluştuğu zamanlardı
عربي İngilizce Urduca
"Kalbinde zerre kadar kibir bulunan kimse, cennete giremez."
عربي İngilizce Urduca
"Nebî -sallallahu aleyhi ve sellem- yılın hiçbir ayında Şaban ayında tuttuğu kadar çok oruç tutmazdı.
عربي İngilizce Urduca
Güneş doğmadan ve batmadan önce namaz kılan bir kimse Cehennem'e girmeyecektir
عربي İngilizce Urduca
''Eğer önümüzdeki seneye (sağ) kalırsam, mutlaka dokuzuncu gününde de oruç tutacağım.''
عربي İngilizce Urduca
Allah, güzel sesli bir peygamberin, Kur’an’ı tegannî ile yüksek sesle okumasından hoşnut olduğu kadar hiçbir şeyden hoşnut olmamıştır.''
عربي İngilizce Urduca
«Allah'ın göndermiş olduğu her bir peygamber koyun çobanlığı yapmıştır»
عربي İngilizce Urduca
Kim, bana selam verirse, onun selamını almam için Allah mutlaka bana ruhumu iade eder. Ben de onun selamına karşılık veririm
عربي İngilizce Urduca
Farz bir namaz vaktine yetişip de onun için güzel bir şekilde abdest alan, huşu ve rükuunu güzel bir şekilde yerine getiren Müslüman her bir kimse için mutlaka kıldığı o namaz kendisinden önceki günahlar için -büyük bir günah işlenmemiş olduğu sürece- kefaret olur ve bu her zaman geçerlidir
عربي İngilizce Urduca
«İki müslüman karşılaşıp da musâfaha yaptıkları zaman, ikisi birbirinden ayrılmadan önce ikisinin de (küçük) günahları bağışlanır.»
عربي İngilizce Urduca
Kur'an okuyan Mümin turunçgiller gibidir; kokusu hoş, tadı güzeldir. Kur'an okumayan Mümin hurma gibidir; kokusu yoktur ama tadı güzeldir
عربي İngilizce Urduca
Peş peşe söylenen bazı kelimeler vardır ki onları her farz namazın ardında söyleyen -ya da yapan- asla zarar etmez. Bunlar da, otuz üç defa tesbih (Subhânallah), otuz üç defa tahmîd (Elhamdülillah), otuz dört defa tekbir (Allahu Ekber) zikirlerini söylemektir
عربي İngilizce Urduca
“Kim Kehf suresi'nin başından on ayet ezberlerse, Deccâl'den korunmuş olur.”
عربي İngilizce Urduca
"Bir kimse kendisinden sorulan bir meseleyi gizler de cevap ver­mezse, Allah, kıyamet gününde ona ateşten bir gem vurur."
عربي İngilizce Urduca
«Kim, henüz eceli gelmemiş bir hastayı ziyaret eder de onun başucunda yedi kere; “Büyük arşın sahibi yüce Allah’tan seni iyi etmesini dilerim.” diye dua ederse, Allah o hastayı iyi eder.»
عربي İngilizce Urduca
Kim bir oruçluyu iftar ettirirse oruçlunun sevabı kadar sevap kazanır
عربي İngilizce Urduca
Kim müezzini işittiğinde: "Ben, Allah'tan başka hak ilah olmadığına şahitlik ederim. O, tektir ve ortağı yoktur. Muhammed, O'nun kulu ve Rasûlüdür. Rab olarak Allah'ı, Rasûl olarak Muhammed'i ve din olarak İslâm'ı kabul ettim (razı oldum)" derse günahları bağışlanır
عربي İngilizce Urduca
Kim Kur'ân'ı teganni ederek (güzel sesle okumaya gayret etmezse) bizden değildir.
عربي İngilizce Urduca
Âdemoğlu beni yalanladı, hâlbuki beni yalanlamak ona yakışmazdı. Bazısı da bana sövdü, hâlbuki bana sövmek ona yakışmazdı
عربي İngilizce Urduca
Allah Teâlâ her rahim için bir melek görevlendirmiştir. Melek: "Ya Rabbi bir Nutfe (sperm) yarattın. Ya Rabbi Alaka (donmuş kan) yarattın. Ya Rabbi Mudga (bir çiğdem/parça et) yarattın." der. Allah Teâlâ ana rahmindeki bebeğin yaşamasını murad ettiği zaman melek, onun erkek mi, kız mı, şaki mi saîd mi olacağını, ne kadar rızıklandırılacağını ve ne kadar yaşayacağını sorar. Bütün bunlar, ana rahminde karara bağlanır.
عربي İngilizce Urduca
"Kürsî, iki ayağın konulduğu yerdir. Arşa gelince, ne kadar olduğunu kimse bilemez."
عربي İngilizce Urduca
«Şüphesiz âdemoğlunun kalpleri Rahman'ın parmaklarından iki parmağı arasındadır. Hepsi tek bir kalp gibidir. Allah Teâlâ onlarla dilediği şekilde tasarrufta bulunur.»
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah'ın huzuruna Yahudi hahamlarından bir âlim geldi ve: — Yâ Muhammed biz (kitaplarımızda) Allah'ın şöyle vasıflandığını buluyoruz: "Allah gökleri bir parmağında, yer tabakalarını da bir parmağında, bütün ağaçları bir parmağında, suları ve toprakları bir parmağında, öbür mahlûkları da bir parmağında tutarak: Ben bütün kâinatın Melik'iyim! der" diyerek nakletti.
عربي İngilizce Urduca
Her kim beni tanıyan ve ihlas ile bana ibadet eden bir kuluma düşmanlık ederse, ben de ona savaş ilan ederim. Kulum bana, kendisine farz kıldığım şeylerden daha sevgili olan bir şeyle yaklaşamaz
عربي İngilizce Urduca
İnsanlar arasında yerleşmiş küfür niteliği taşıyan iki huy vardır ki bunlar; bir kimsenin nesebine dil uzatmak ve ölen kimsenin ardından yüksek sesle ağlamaktır
عربي İngilizce Urduca
«Onu çıkar! Çünkü bu, ağrını arttırmaktan başka bir işe yaramaz. Şayet bu üzerindeyken ölecek olsaydın, ebediyen kurtulamazdın.»
عربي İngilizce Urduca
"Zenginken, fakirken, neşeliyken, kederliyken ve başkası sana tercih edilip, kayırılırken bile söz dinleyip itaat etmen şarttır."
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah –sallallahu aleyhi ve sellem-’ sözünü dinleyip itaat etmek üzere biat ettiğimiz zaman bize: ‘’Gücünüz yettiği kadar’’ buyururdu.
عربي İngilizce Urduca
«Bir müslümanın, günah işlemesi emredilmediği sürece, sevdiği veya sevmediği bütün) konularda (devleti yöneten kimseye itaat etmesi şarttır. Bir günah işlemesi emredildiği zaman ise kimseyi dinleyip itaat etmez.»
عربي İngilizce Urduca
«Sultanı/yöneticiyi küçük düşüreni, Allah da küçük düşürür.»
عربي İngilizce Urduca
Bir kimse yemin eder de yemininde, Lât ve Uzzâ’ya yemin olsun ki derse, derhal ‘’La ilâhe illallah’’ desin. Yine bir kimse, arkadaşına: "Gel, seninle kumar oynayalım" derse, hemen sadaka versin
عربي İngilizce Urduca
'Medine, Ayr dağından Sevr dağına kadar olan yerler harem bölgedir. Her kim orada Kitap ve Sünnet’e aykırı bir iş yapar veya bid’at çıkaran birini korursa, Allah’ın, meleklerin ve bütün insanların lâneti onun üzerine olsun. Allah Teâlâ kıyamet gününde o kimsenin ne farz ne de nafile ibadetlerini ve kabul etmeyecektir.''
عربي İngilizce Urduca
"Üzerinize başı kuru üzüm gibi siyah, Habeşli bir köle bile tâyin edilse dinleyin ve itaat edin."
عربي İngilizce Urduca
"Bana itaat eden Allah'a itaat etmiş, bana karşı gelen Allah'a karşı gelmiş olur. Emire/devlet başkanına itaat eden bana itaat etmiş, devlet başkanına karşı gelen bana karşı gelmiş olur."
عربي İngilizce Urduca
«Devlet başkanlarınızın en hayırlısı, sizi seven ve sizin tarafınızdan sevilen, size dua eden ve sizin duanızı alan kimselerdir. Devlet başkanlarınızın en kötüsü de, size buğz eden ve sizin buğzunuza hedef olan, size lânet eden ve lanetlerinizi alan kimselerdir.»
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- iki şeyden birini yapma konusunda serbest bırakıldığı zaman, günah olmadığı takdirde mutlaka onların en kolayını seçerdi. Yapılacak şey günah ise, ondan en uzak duran kendisi olurdu.
عربي İngilizce Urduca
«Kendisine atıcılık öğretildikten sonra bırakan kimse bizden değildir veya isyan etmiştir.»
عربي İngilizce Urduca
«Cihad etmeden, içinde cihad etme arzu ve niyeti de taşımadan ölen kimse, münafıklıktan bir şube üzere ölmüş olur.»
عربي İngilizce Urduca
Müflis kimdir, biliyor musunuz?” diye sordu
عربي İngilizce Urduca
Zekâtı verilmeyen her altın ve gümüş, kıyamet günü ateşte kızdırılarak levhalar haline getirilir
عربي İngilizce Urduca
Sizden herkese Rabbi, aralarında bir tercüman olmaksızın, doğrudan doğruya hitap edecektir
عربي İngilizce Urduca
Kim, temîme (muska) takarsa, Allah'a şirk (ortak) koşmuştur
عربي İngilizce Urduca
«Ya Ruveyfi! Belki hayat senin için uzun sürer, insanlara şunu haber ver; kim muska veya nazarlık takarsa veya sakalını düğümler veyahut da hayvan tezeği ve kemikle istinca ederse (taharetlenirse) Muhammed o kimseden beridir.»
عربي İngilizce Urduca
Allah bizden herhangi bir şeyi işiten ve işittiği gibi de tebliğ edip başkalarına aktaran kişinin yüzünü Allah ak etsin.
عربي İngilizce Urduca
«Bir Müslümanın en hayırlı malının, dağların tepelerinde güttüğü koyunların olması yakındır.»
عربي İngilizce Urduca
Yalan olduğunu zannettiği bir hadisi benden nakleden kimse yalancılardan biridir
عربي İngilizce Urduca