Hadislerin Listesi

Annem: "Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in sırrını kimseye söyleme!" dedi. Enes -radıyallahu anh-, bu olayı anlattıktan sonra Sâbit el–Bunânî’ye şunları söyledi: "Şayet bu sırrı birine açacak olsaydım, vallahi sana söylerdim, Sâbit!"
عربي İngilizce Urduca
«Kim, İslâm’da iyi bir çığır açarsa, o kimseye bunun sevabı vardır. O çığırda yürüyenlerin sevabından da kendisine verilir. Fakat onların sevabından hiçbir şey eksilmez. Her kim de İslâm’da kötü bir çığır açarsa, o kişiye onun günahı vardır. O kötü çığırda yürüyenlerin günahından da ona pay ayrılır. Fakat onların günahından da hiçbir şey eksilmez.»
عربي İngilizce Urduca
"Şeytan, Allah'ın adının anılmaması suretiyle yemeği kendisine helal kılmaya çalışıyor. Bu yemeği de kendisine helal kılmak için öncelikle bu cariyeyi getirdi ve onun elini tuttum.Yine kendisine helal kılmak için bu bedeviyi getirdi, onun da elini tutuverdim. Canımı elinde bulunduran Allah'a yemin olsun ki şeytanın eli, onların elleriyle birlikte elimdeydi."
عربي İngilizce Urduca
«Allah -Azze ve Celle- buyurdu ki: Celalim için birbirlerini sevenlere peygamberlerin ve şehitlerin imreneceği nurdan minberler vardır.»
عربي İngilizce Urduca
"Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- öğle namazını öğle sıcağının şiddetinde kılardı. İkindi namazını güneş parlak ve rengi sararmamış iken, akşam namazını güneş batınca kılardı."
عربي İngilizce Urduca
«Vallahi biz isteyeni veya görev almada gözü olanı yönetici yapmıyoruz.»
عربي İngilizce Urduca
Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-'e bir erkek çocuk getirildi. Çocuk Peygamberin elbisesine bevletti. Bunun üzerine Peygamber su istedi ve elbisenin üzerine serpti.
عربي İngilizce Urduca
Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-'in yanına geldim ve deriden yapılmış kırmızı çadırında gördüm. Bilâl, elinde Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-’in abdest aldığı su kabı ile çadırdan çıktı. Sahâbilerden bazısı o su ile vücudunu ıslatıyor, bazısı da avuçla alıyorlardı.
عربي İngilizce Urduca
Oğlum! Ben Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-’i; «Yöneticilerin en kötüsü insafsız ve katı kalpli olanlardır.» diye buyururken dinledim. Sakın sen, o yöneticilerden olma!
عربي İngilizce Urduca
«Erkek, kadının dört organı arasına çöküp sonra da onunla cinsel ilişkide bulunursa, gusül vacip olur.»
عربي İngilizce Urduca
"Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- sabah namazını kıldırırdı ve bazı mümin kadınlar yünden yapılmış elbiselerine sarınmış şekilde namazda hazır bulunurlardı. Sonra alacakaranlıkta evlerine dönerlerdi de kimse onları tanımazdı."
عربي İngilizce Urduca
Allah, Adem -sallallahu aleyhi ve sellem-'i yarattığında kendisine: "Git, meleklerden şu oturan topluluğa selam ver, sana nasıl selam vereceklerine kulak kesil. O, senin ve neslinin selamı olacak" diye buyurdu. Adem: "Es-selamu aleykum" dedi. Melekler de: "Es-selamu aleyke ve rahmetullah" diye karşılık verdiler "ve rahmetullah" ibaresini de ilave ettiler.
عربي İngilizce Urduca
Ya Rasulallah! Bir kimse gelip benim malımı almak istese ne buyurursun? dedi.Rasûlullah -sallallahu -aleyhi ve sellem: «Ona malını verme!» buyurdu.
عربي İngilizce Urduca
«Kırk iyilik vardır. Bunların en üstünü, birisine sağıp sütünden faydalanması için ödünç olarak sütlü bir keçi vermektir. Kim, sevabını umarak ve mükâfatını Allah’ın vereceğine inanarak bu kırk hayırdan birini işlerse, Allah Teâlâ, onu bu sebeple cennete koyar.»
عربي İngilizce Urduca
Seleme b. Ekva' -radıyallahu anh- şöyle demiştir:Nebî -sallallahu aleyhi ve sellem- ok yarışı yapan bir topluluğun yanından geçti ve “Ey İsmailoğulları! Haydi, ok atınız. Sizin babanız da mahir bir ok atıcısıydı.''
عربي İngilizce Urduca
«Sana, karşılığını sadece Allah'tan istediğin şey('in sevabı) vardır.»
عربي İngilizce Urduca
Ebu Musa el-Eşarî -radıyallahu anh- naklediyor: Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'e bir kimse gelip bir şey istediğinde oturanlara yüzünü yönelip, döner ve şöyle buyururdu: «Aracı olun ki ecir alasınız. Allah böylece peygamberinin diliyle sevip, razı olduklarını hükmeder.» buyurdu. Muttefakun aleyh. Bir rivayette "dilediklerini" ifadesi geçmektedir.
عربي İngilizce Urduca
«Kıyamet zamanı yaklaşınca Mümin kimsenin rüyası; hiç yalan çıkmayacaktır. Mümin kimsenin rüyası peygamberliğin kırk altıda biridir.»
عربي İngilizce Urduca
«Sadakaların en değerli ve kıymetlisi Allah yolunda çarpışan mücahide bağışlanan çadır gölgesi veya Allah yolunda çarpışan mücahide hizmet edecek hizmetçi veya Allah yolunda çarpışan mücahidin bineceği bir binektir.»
عربي İngilizce Urduca
«Az amel işledi, çok ecir/sevap kazandı.»
عربي İngilizce Urduca
Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- bana; «Bana Kur’ân oku!» dedi. Ben; “Ya Rasûlallah, Kur'an sana indirilmişken ben mi sana okuyayım?” diye sorduğumda, (Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-) bana; «Ben Kur'ân’ı başkalarından dinlemeyi severim.» diye buyurdu. Bunun üzerine ben; O'na, Nisâ Sûresi’ni okumaya başlayıp; “Biz her ümmetten hakkıyla bir şahid getirdiğimiz, onlara da seni şahid kıldığımız zaman onların halleri nice olur.” (Nisâ Suresi: 41) meâlindeki âyet-i kerimeye geldiğimde «Şimdilik yeter.» dedi. O'na baktığımda iki gözünden yaşlar boşalıyordu.
عربي İngilizce Urduca
Enes -radıyallahu anh-'dan rivayet edildiğine göre Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurdu: «Misvak kullanma hakkında size pek çok tavsiyede bulundum.»
عربي İngilizce Urduca
«İnsan sabahlayınca, bütün organları dile başvurur ve (adeta ononun önünde boyun bükerek) şöyle derler: Bizim haklarımızı korumakta Allah’tan kork. Biz ancak senin söyleyeceklerinle ceza görürüz. Biz, sana bağlıyız. Eğer sen doğru olursan, biz de doğru oluruz. Eğer sen eğrilir, yoldan çıkarsan biz de sana uyar, senin gibi oluruz.»
عربي İngilizce Urduca
«(Benden) bir şeyi ısrarla istemeyin. Allah'a yemin olsun ki, biriniz benden bir şey ister de o istediğini benden ben hoşnut olmasam da alır ve böylece kendisine verdiğimde bereket olmaz.»
عربي İngilizce Urduca
«Hayır, (ecir ve ganimet) kıyamet gününe kadar atların perçemlerinde düğümlenmiştir.»
عربي İngilizce Urduca
"Dünya mü'minin zindanı, kafirin cennetidir."
عربي İngilizce Urduca
"Şehidin borcu dışındaki bütün günahlarını Allah bağışlar."
عربي İngilizce Urduca
“Allahım! Sen bu kavmimi affet. Onlar cahil, bilmeyen kimselerdir.”
عربي İngilizce Urduca
"Yukarıdaki el (veren el) aşağıdaki elden (alan elden) daha hayırlıdır; yukarıdaki el infak eden, aşağıdaki el ise isteyendir."
عربي İngilizce Urduca
Eğer cariyeyi (Hilâl oğullarından) kendi dayılarına hediye etseydin ecrin daha büyük olurdu.
عربي İngilizce Urduca
Ebû Hüreyre -radıyallahu anh-'den rivayet edildiğine göre Nebî -salallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurdu:"Kul, Allah'ın hoşnut olduğu bir sözü önemsemeksizin söyleyiverir de Allah onun derecesini yüceltir. Yine bir kul Allah'ın gazabını gerektiren bir sözü hiç önemsemeksizin söyleyiverir de Allah onu bu sözü sebebiyle cehennemin dibine atar.''Buhârî rivayet etmiştir."Ebû Abdurrahman Bilâl İbni'l-Hâris el-Müzeni -radıyallahu anh-'den rivayet edildiğine göre Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurdu:"Kul, Allah'ın hoşnut olduğu bir sözü söyler, fakat onunla Allah'ın rızâsını kazanacağı hiç aklına gelmez. Hâlbuki Allah, o söz sebebiyle, kendisine kavuştuğu kıyamet gününe kadar o kimseden hoşnut olur. Yine bir kul da Allah'ın gazabını gerektiren bir söz söyler fakat o sözün kendisini Allah'ın gazabına çarptıracağını düşünmez. Oysa Allah, o kimseye o kötü söz sebebiyle kendisine kavuşacağı kıyamet gününe kadar gazap eder."Mâlik Muvatta'da,Tirmizî:Hasen Sahih Hadis demiştir.
عربي İngilizce Urduca
“Allah Teâlâ’ya en evlâ olan insanlar önce selam verenlerdir” buyurdu.
عربي İngilizce Urduca
«Geceleyin öyle bir zaman vardır ki, Müslüman bir kimse o zamana rastlayıp Allah’tan dünya ve ahirete dair hayırlı bir şey dilerse, Allah ona dilediğini verir. Bu her gece böyledir.»
عربي İngilizce Urduca
«O halde onu veriniz; şüphesiz ki sizin hayırlınız borcunu en güzel şekilde ödeyendir.»
عربي İngilizce Urduca
İftiraların en büyüğü kişinin kendi babasından başkasına nesep (soy) iddiasında bulunması, görmediği rüyayı gördüğünü iddia etmesi, Allah Rasulü'nün -sallallahu aleyhi ve sellem- söylemediği bir sözü ona nispet etmesidir.
عربي İngilizce Urduca
Ben Suffe Ehli’nden yetmiş kişiyi gördüm. Hiçbirinin üzerinde bütün vücudunu örten bir elbise yoktu.
عربي İngilizce Urduca
«Kişinin kendi malı, hayır yaparak önceden gönderdiğidir. Mirasçısının malı ise (harcamayıp) geride bıraktığıdır!»
عربي İngilizce Urduca
«Vitri sabah namazı vakti girmeden kılmakta acele edin.»
عربي İngilizce Urduca
Bir adam bir kadını öptü. Sonra Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'e gelerek böyle yaptığını haber verdi: -Bunun üzerine Allah Teâlâ şu âyeti indirdi: «Gündüzün iki tarafında ve gecenin (gündüze) yakın vakitlerinde na­maz kıl. Şüphesiz iyilikler, kötülükleri giderir.»
عربي İngilizce Urduca
Bir adam Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-'e gelerek; "Ya Rasûlallah, ben had cezasını hak ettim, onu bana tatbik et." dedi.
عربي İngilizce Urduca
«Muhakkak ki Allah, bir ümmete rahmet etmeyi dilerse, o ümmetten evvel peygamberinin ruhunu kabzeder de onu o ümmeti için bir öncü ve bir selef yapar.»
عربي İngilizce Urduca
Bir adam Nebi –sallallahu aleyhi ve sellem-’in yanına girmek için izin istedi. Bunun üzerine Nebi –sallallahu aleyhi ve sellem-: «Kabilesinin kötü adamıdır, ama izin verin ona!» buyurdu.
عربي İngilizce Urduca
İyiliklerimizin karşılığı dünyada peşin verilmiş olmasın! Bundan endişelenmekteyiz, deyip ağlamaya başladı. Hatta iftar yemeğini de yemedi, terk etti.
عربي İngilizce Urduca
«Ey Hakîm! Gerçekten şu mal yeşil ve tatlıdır. Kim onu hırs göstermeksizin/gözü tok olarak alırsa, o malda kendisine bereket verilir. Kim de ona göz dikerek hırs ile alırsa, o malın bereketi olmaz. Böylesi kişi, yiyip yiyip de bir türlü doymayan obur gibidir. Üstteki (veren ) el, alttaki (alan) elden daha hayırlıdır.
عربي İngilizce Urduca
«Sizden önceki ümmetlerden bir zat (kabirde) hesaba çekildi; ama hayır namına hiç bir şeyi bulunmadı. Yalnız insanlarla düşüp kalkardı; zengindi. Hizmetkârlarına fakiri (borcundan) affetmelerini emreylerdi. Allah -Azze ve Celle-: Biz buna ondan daha layığız; onu affedin! buyurdu.»
عربي İngilizce Urduca
«Allah Teâlâ’ya göre arkadaşların hayırlısı, arkadaşına faydalı olandır. Yine Allah Teâlâ’ya göre komşuların hayırlısı, komşusuna faydalı olandır.»
عربي İngilizce Urduca
İnsanların en hayırlısı, ömrü uzun, ameli güzel olandır.
عربي İngilizce Urduca
Ey Selime oğulları! Yurdunuzda oturunuz. Sizin (mescide gelmek için attığınız) adımlarınız yazılmaktadır. Yurdunuzda oturunuz. Sizin (mescide gelmek için attığınız) adımlarınız yazılmaktadır.
عربي İngilizce Urduca
Saçı-başı dağınık toz toprak içinde ve kapılardan geri çevrilen nice insan var ki Allah adına yemin etse, Allah yeminini yerine getirir.
عربي İngilizce Urduca
«Gecenin bir kısmında kalkıp namaz kılan ve karısını da (namaz kılması için) uyandıran, kalkmak istemediği zaman yüzüne su serpen kimseye Allah rahmet etsin. Gece kalkıp namaz kılan ve kocasını da (namaz kılması için) uyandıran, kalkmak istemediği zaman yüzüne su serpen kadına Allah rahmet etsin.»
عربي İngilizce Urduca
«Allah yolunda savaşın. Kim, Allah yolunda deve sütünün sağılması kadar bile kısa sürede olsa savaşırsa Cennet o kimseye vacip olur.»
عربي İngilizce Urduca
«Bir gece Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- ile beraber namaza durdum. Bakara suresini okumaya başladı.»
عربي İngilizce Urduca
İyilik işlememek üzere Allah'a yemin eden kimdir?
عربي İngilizce Urduca
«Biriniz geceleyin namaz kılmak üzere kalkıp da Kur’an’dan ne okuduğunu bilmeyecek derecede dili dolaşırsa, yatıp uyusun.»
عربي İngilizce Urduca
«Cennette Reyyân denilen bir kapı vardır ki, kıyamet günü o kapıdan ancak oruçlular girecek, onlardan başka kimse giremeyecektir. (O gün) Oruçlular nerede? diye çağrılır. Onlar da kalkıp girerler ve o kapıdan onlardan başkası asla giremez. Oruçlular girince o kapı kapanır ve bir daha oradan kimse girmez.»
عربي İngilizce Urduca
Allah Musa'ya rahmet etsin. O, bundan daha fazla eziyete uğradı, ama sabretti.
عربي İngilizce Urduca
"Cennetin kapısında durup baktım. Bir de gördüm ki, içeri girenlerin çoğu yoksullardı. Zenginler ise hesap görmek için alıkonulmuştu."
عربي İngilizce Urduca
"Zekeriyya aleyhisselam marangoz idi."
عربي İngilizce Urduca
Biz, Nebî -sallallahu aleyhi ve sellem-’in süt hissesini ayırıp kaldırırdık. Nebî -sallallahu aleyhi ve sellem- geceleyin gelir, uyuyanı uyandırmayacak, uyanık olanlara işittirecek şekilde selam verirdi. Nebî -sallallahu aleyhi ve sellem- bir gece geldi, yine her zamanki gibi selam verdi.
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-: «Sizden birisi hergün bin sevap kazanmaktan aciz midir?» dedi. Birlikte oturduğu kimselerden birisi, "Bizden birisi bin sevap nasıl kazanır?" diye sordu. Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-: «Yüz defa «Subhânallâh» Allah'ım! Seni tüm noksanlıklardan tenzih ederim, diye tesbih eder. Ona (bundan dolayı) bin sevap yazılır veya o kimsenin bin günahı silinir.»
عربي İngilizce Urduca
"Ebu Ubeyde'nin Bahreyn'den bir şeyler getirdiğini duydunuz, sanırım" diye buyurdu.
عربي İngilizce Urduca
"Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem'in - bir aydan oruç tutmadığı günler o kadar çok olurdu ki, biz O'nu artık o aydan hiç oruç tutmayacak zannederdik. Bazen de o kadar çok oruç tutardı ki, artık o ay orucu hiç bırakmayacak zannederdik. Onu gece namaz kılarken görmek istersen, mutlaka öyle görürdün. Uyurken görmek istersen öyle görürdün."
عربي İngilizce Urduca
«Yalnız şu iki kimseye gıpta edilmelidir: Biri, Allah’ın kendisine verdiği malı hak yolunda harcayıp tüketen kimse, diğeri, Allah’ın kendisine verdiği ilimle yerli yerince hükmeden ve onu başkalarına öğreten kimse.»
عربي İngilizce Urduca
"Ey Allahım! Ahiret hayatından başka hayat yoktur.’’
عربي İngilizce Urduca
"Sağılan süt tekrar memeye girmediği gibi, Allah korkusundan ağlayan kişi Cehenneme girmez."
عربي İngilizce Urduca
«Kişinin iplerini alıp dağa gitmesi, oradan sırtında bir deste odun getirip satması, onun için, (istediğini) verseler de vermeseler de insanlara gidip dilenmesinden daha hayırlıdır.»
عربي İngilizce Urduca
«Dünya mel'undur (lanetlidir), dünyada olan her şey de mel'undur. Sadece Allah Teâlâ'yı zikretmek, O’na tabi olan şeyler ve ilim öğreten alim ve öğrenmek isteyen öğrenci müstesnadır.»
عربي İngilizce Urduca
Gerçek zenginlik, mal çokluğu değil, gönül zenginliğidir/tokluğudur.
عربي İngilizce Urduca
"İnsanların arasını bulmak için hayırlı haber götüren veya hayırlı söz söyleyen kimse yalancı sayılmaz."
عربي İngilizce Urduca
«Cennete giren hiçbir kimse, yeryüzündeki her şey kendisinin olsa bile dünyaya geri dönmeyi arzu etmez. Sadece şehit, gördüğü aşırı itibar ve ikram sebebiyle tekrar dünyaya dönmeyi ve on defa şehit olmayı ister.»
عربي İngilizce Urduca
“Bu adam, öteki gibi dünya dolusu adamdan daha hayırlıdır.”
عربي İngilizce Urduca
"Allah Rasûlü -sallallahu aleyhi ve sellem-’den bir şey istendiğinde asla yok demezdi."
عربي İngilizce Urduca
“Eğer mü’min, Allah’ın azabını bilseydi, cennet ümidine kapılmazdı. Kâfir de Allah’ın rahmetinin tam olarak kavrayabilseydi, O’nun cennetinden asla ümidini kesmezdi.”
عربي İngilizce Urduca
«Bir müslüman, bir ağaç dikerse, o ağaçtan yenilen ürün, onun için bir sadaka olur. O ağaçtan çalınan meyve onun için bir sadaka olur. Kim ondan yiyip eksiltirse, onun için bir sadaka olur.»
عربي İngilizce Urduca
«Allah yolunda cihad edenin misali, Allah yolunda cihad eden evine dönünceye kadar gündüzleri oruçla, geceleri de ibadet ve kıyamla geçiren adamın misali gibidir.»
عربي İngilizce Urduca
«Allah’a yemin ederim ki, Allah’a göre dünya, önünüzdeki şu ölü oğlaktan daha değersizdir.»
عربي İngilizce Urduca
«Ebu Bekir’e emredin de insanlara namazı kıldırsın.»
عربي İngilizce Urduca
«Kim Allah'a gerçekten iman ederek ve vaadine gönülden bağlanarak O'nun yolunda cihad etmek için at beslerse, o atın yediği, içtiği, gübresi ve sidiği kıyamet gününde o kimsenin sevapları arasında olacaktır.»
عربي İngilizce Urduca
«Malını Allah yolunda harcayana, harcadığının yedi yüz katı sevap verilir.»
عربي İngilizce Urduca
«Kim bana insanlardan bir şey istemeyeceğine garanti verirse, ben de ona Cennet'i garanti veririm.»
عربي İngilizce Urduca
«Kim Allah yolunda bir ok atarsa, onun bu ameli bir köleyi azat etme sevabına denktir.»
عربي İngilizce Urduca
«Müslüman bir kimse, deve sağılacak kadar bir süre Allah yolunda cihad ederse, Cennet onun hakkı olur. Allah yolunda yaralanan veya bir sıkıntıya düşen kimse, kıyamet gününde yaralandığı gün gibi kanlar içinde Allah'ın huzuruna gelir. Kanının rengi zağferân gibi kıpkırmızı, kokusu da misk kokusu gibidir.»
عربي İngilizce Urduca
"Bize ait kulübeyi tamir ederken Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve selem- yanımıza uğramıştı"
عربي İngilizce Urduca
«Eğer bu kimse bismillah deseydi yemek hepinize yeterdi.»
عربي İngilizce Urduca
«Birlikte yiyiniz ve besmele çekiniz ki yemeğiniz bereketlensin.»
عربي İngilizce Urduca
Hurmayı çifter çifter yemeyiniz. Zira Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- bize hurmayı çifter çifter yemeyi yasakladı. İbn Ömer sözlerine devamla: Arkadaşından izin istemesi müstesnadır, dedi.
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-’e, içine su katılmış süt getirildi. O sırada Peygamber –sallallahu aleyhi ve sellem-’in sağında bir bedevî, solunda da Ebû Bekir -radıyallahu anh- oturuyordu. Sütten içtikten sonra onu bedevîye verdi ve: «Herkes sağındakine versin!» buyurdu.
عربي İngilizce Urduca
Allah Rasûlü -sallallahu aleyhi ve sellem- fetih yılında Mekke'ye, başında siyah bir sarıkla girmiştir.
عربي İngilizce Urduca
«O ne güzel bir adamdır. Keşke gece kalkıp da namaz kıl (mayı adet edin)seydi.»
عربي İngilizce Urduca
(Ey Aişe!) Bu Cibril’dir. Sana selam söylüyor!
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- bir şey içerken üç nefeste içerdi.
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-, bir işi yapmayı çok istediği halde, onu ahali de yapmaya kalkar da üzerlerine farz kılınmasından korktuğu için yapmaktan vazgeçerdi.
عربي İngilizce Urduca
«Miraca çıkarıldığımda, bakırdan tırnaklarıyla yüzlerini ve göğüslerini tırmalayan bir topluluğun yanından geçtim. Ey Cebrail bunlar kimlerdir? diye sordum. Bunlar gıybet etmek suretiyle insanların etlerini yiyenler ve onların şeref ve namuslarıyla oynayanlardır, cevabını verdi.»
عربي İngilizce Urduca
Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- ondan bir deve satın almıştı. Devenin parasının tartılmasını ve üzerine bir miktar ilave edilmesini emretti.
عربي İngilizce Urduca
«Ben şüphesiz buna, senden daha layığım, kulumu serbest bırakın!»
عربي İngilizce Urduca
«Allah'ın benimle gönderdiği ilim ve hidayetin misali, bir araziye düşen yağmur gibidir. (Bilindiği üzere), bazı araziler var, tabiatı güzeldir, suyu kabul eder, bol bitki ve ot yetiştirir. Bir kısım arazi var, münbit değildir, ot bitirmez, ama suyu tutar. Onun tuttuğu su ile Allah insanları yararlandırır. Bu sudan kendileri içerler, hayvanlarını sularlar ve ziraat yaparlar.»
عربي İngilizce Urduca
«Gerçekten bu ateş sizin düşmanınızdır; uyumak istediğiniz zaman onu söndürünüz!»
عربي İngilizce Urduca
Din kardeşin zalim de mazlum da olsa ona yardım et!
عربي İngilizce Urduca
«İpek elbiseyi sadece nasibi olmayanlar giyer.»
عربي İngilizce Urduca
«Hayır! Ben onu, ganimetten çaldığı bir hırka –veya bir abâ– içinde cehennemde gördüm.» buyurdu.
عربي İngilizce Urduca
"Rasulullah -sallallahu aleyhi ve selem'i- gün boyu açlıktan kırılır da karnını doyuracak kötü bir hurma dahi bulamazken görürdüm."
عربي İngilizce Urduca
Sadaka ayeti indiği zaman sırtımızda birşeyler taşırdık (o kazancımızdan sadaka verirdik).(Münafıklar) Dediler ki: (Bu) riyakârdır. (Hemen ardından) Başka bir adam daha geldi ve bir sa' miktarı sadaka verdi. (Oradakiler) Allah'ın, bunun verdiği bir sa' sadakaya ihyiyacı yoktur, dediler. Bunun üzerine şu ayet nazil oldu: "Sadaka vermekte gönülden davranan müminlere dil uzatan ve güçlerinin yetebildiğinden başkasını bulamayanlarla alay edenler (var ya), Allah da onları alaya alır ve onlar için elim bir azap vardır."
عربي İngilizce Urduca
«Sizden önceki ümmetler içinde mü’min bir adam tutuklanır, onun için bir çukur kazılır ve o çukurun içine konulurdu. Sonra bir testere ile başından aşağı ikiye biçilir, eti ve kemiği demir tarak ile taranırdı. Fakat bütün bu yapılanlar onu dininden döndüremezdi.»
عربي İngilizce Urduca
«Cehennemliklerden olup, dünyada pek müreffeh hayat yaşayan bir kişi kıyamet gününde getirilip cehenneme bir kere daldırılır. Sonra: Ey âdemoğlu! Sen hayırlı bir gün gördün mü? Herhangi bir nimete nail oldun mu? denilir. O kişi: Hayır, vallahi Rabbim! Öyle bir şey görmedim, der.»
عربي İngilizce Urduca
«Ben, uzatmayı arzu ederek, namaza dururum da, bir çocuğun ağlamasını işitir, onun annesine güçlük çıkarıp üzmekten hoşlanmadığım için, namazı kısa keserim.»
عربي İngilizce Urduca
«Eğer Allah sizin kalbinizden rahmetini çekip almışsa ben ne yapabilirim ki?» karşılığını verdi.
عربي İngilizce Urduca
Hangi sadakanın sevabı daha büyüktür?" Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- de şöyle buyurdu: «Güçlü kuvvetliyken, sağlığın yerinde olup malına düşkün olduğunda, fakir düşmekten korktuğun ve daha çok zengin olmayı düşlediğin bir sırada verdiğin sadakanın sevabı daha büyüktür. (Bu işi) can boğaza gelip de “falana şu kadar”, “filana bu kadar” demeye bırakma/erteleme. Zaten o mal vârislerden şunun veya bunun olmuştur.»
عربي İngilizce Urduca
Bu ikisi (altın ve ipek) ümmetimin erkeklerine haram, kadınlarına da helal kılınmıştır
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- bir sabah, üzerinde deve semerlerinin resimleri bulunan siyah kıldan dokunmuş desenli bir elbise olduğu halde evden dışarı çıktı.
عربي İngilizce Urduca
«Bu bizimle birlikte geldi, istersen girmesine izin verirsin, istemezsen geri dönüp gidebilir.»
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'i kabasını yere yaslayarak oturup, ayaklarını da dikmiş vaziyette hurma yerken gördüm.
عربي İngilizce Urduca
Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-’i üzerinde iki yeşil elbise ile gördüm.
عربي İngilizce Urduca
"Rasulullah -sallallahu aleyhi ve sellem-’i üç parmağı ile yerken gördüm. O, yemeğini bitirdiği zaman parmaklarını yalardı."
عربي İngilizce Urduca
"Bir topluluğa su ikram eden kimse herkesten sonra su içer."
عربي İngilizce Urduca
Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-’e zemzem verdim. Onu ayakta içti.
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- evime geldi. Duvara asılı duran kırbanın ağzından ayakta su içti. Ben de hemen kalkıp kırbanın ağzını kestim.
عربي İngilizce Urduca
«Bugün sevabı oruç tutmayanlar kazandı!»
عربي İngilizce Urduca
"Beytullâh'ı soluna, Mina'yı sağına alıp şöyle demiştir: Bu yer Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-'e Bakara Suresi'nin indirildiği yerdir."
عربي İngilizce Urduca
«Ey Ensar topluluğu! Ben, sizleri dalâlet üzere bulmadım mı? Allah, benimle sizi hidayete erdirmedi mi? Sizler, dağılmış haldeydiniz de Allah, sizleri benimle bir araya getirmedi mi? Sizler fakirlik içinde iken Allah, sizleri benimle zenginleştirmedi mi?»
عربي İngilizce Urduca
«Kim benimle itikaf etmiş ise, son on günde de itikaf etsin. Çünkü bu kadir gecesi bana gösterilmişti. Sonra o gece bana unutturuldu. Halbuki ben rüyada kendimi o gecenin sabahında bir su ve çamur içine secde ediyor görmüşümdür. Siz o geceyi son on günde arayın!»
عربي İngilizce Urduca
"Allah, Rasûlüne izin vermişti, ama size izin vermiyor!" Mekke'de bana bir gündüzün bir müddetinde (gün doğumundan ikindiye kadar) izin verildi. Sonra bugün tekrar eski hürmeti (haramlığı) ona geri döndü. Bu hususu, sizden burada hazır olanlar hazır olmayanlara ulaştırsın."
عربي İngilizce Urduca
«Allah'ın sizin için verdiği ruhsatları kullanın.»
عربي İngilizce Urduca
Biz ramazanda, sıcağı çok şiddetli bir günde, Rasûlullah –sallallahu aleyhi ve sellem- ile beraber -ramazan ayında- yolculuğa çıktık. Öyle bir sıcaklık vardı ki, sıcağın şiddetinden dolayı hepimiz elimizi başımıza koyduk. Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- ve Abdullah b. Revaha dışında bizden oruç tutan yoktu.
عربي İngilizce Urduca
«Müslümana kölesi ve bineği için zekat (vermesi) gerekmez.»
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- visal orucu tutmayı yasakladı. (O'na) Ama sen visal orucu tutuyorsun" dediklerinde Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-: «Ben sizin gibi değilim. Çünkü ben (Rabbim tarafından) yedirilir ve içirilirim!»
عربي İngilizce Urduca
Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- cuma günü oruç tutmayı yasakladı mı diye sordum? Câbir: Evet, yasakladı, dedi.
عربي İngilizce Urduca
«Kim üzerinde oruç borcu olduğu halde ölürse orucunu onun yerine velisi tutar.»
عربي İngilizce Urduca
Annem, üzerine bir ay oruç borcu olduğu halde öldü. Onun oruçlarını kaza edeyim mi?’ dedi. Allah Rasûlü -sallallahu aleyhi ve sellem- de; «Annenin herhangi bir borcu olsaydı, öder miydin?» diye sordu. Adam; Evet, deyince Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- de: «Öyleyse Allah’ın borcunu ödemek diğer borçları ödemekten daha evladır.»
عربي İngilizce Urduca
Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-’i Arafat'ta hutbe verirken şöyle işittim: «Terlik bulamayan mest giysin, izar bulamayan da şalvar giysin.» buyuruyordu.
عربي İngilizce Urduca
«Hayvanların yaralanması hederdir, kuyu hederdir, maden hederdir. Rikazda (define) da beşte bir vardır.»
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- ve ashabı (Zilhiccenin) dördüncü gününün sabahı (Mekke'ye) girdiler. Orada Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- onu umre olarak saymalarını emretti. "Ya Rasulallah! Yapılması helal olan şeyler nelerdir?" diye sordular. «Bütün helallerdir.» şeklinde cevap verdi.
عربي İngilizce Urduca
«Allah'a en sevimli oruç, Dâvûd’un orucudur. Allah'a en sevimli namaz da Dâvûd’un namazıdır. O, her gecenin yarısında uyur. Üçte birinde (nafile) namaz kılar ve altıda birinde yine uyurdu. O, bir gün oruç tutar, bir gün iftar ederdi.»
عربي İngilizce Urduca
" Davûd kardeşimin orucundan -senenin yarısı- üstün başka oruç yoktur. Bir gün oruç tut ve bir gün tutma.
عربي İngilizce Urduca
«Beş (çeşit) hayvan vardır ki her biri fasıktır ve Harem'de öldürülmesinde bir sıkıntı yoktur: Karga, çaylak, akrep, fare ve saldırgan köpektir.»
عربي İngilizce Urduca
«Gömlekleri, sarıkları, donları (şalvarları), başa giyilenleri ve mestleri (ayakkabıları) giyemez. Ancak takunya bulamayan kimse ayakkabılarının üst kısmını aşık kemiğinden aşağı olacak şekilde keserek (takunya şekline getirerek) giyebilir.» buyurdu. «Bir de Vers (Yemen safranı) ve zağferanla/safranla boyanmış kumaştan yapılı elbiseler giymez.»
عربي İngilizce Urduca
«Geride bıraktığım işlerimi tekrar bulsaydım kurban getirmezdim. Eğer, beraberimde kurbanlığım olmasaydı, ben de ihramdan çıkardım.» dedi.
عربي İngilizce Urduca
Şüphesiz Allah ve Rasûlü şarap (içki), leş, domuz ve putların satışı­nı haram kıldı
عربي İngilizce Urduca
«Gerçekten Medine'de öyle adamlar var ki siz bir yolda yürür veya bir vadiyi geçerseniz sizinle beraberdirler. Kendilerini hastalık hapsetmiştir.»
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- seferde bulunduğumuz zaman mestleri üç gün üç gece çıkarmamayı, büyük ve küçük abdest bozduktan, uyuduktan sonra bile mestlere meshetmeyi, ancak cünüp olunca mestleri çıkarmayı emrederdi, dedi.
عربي İngilizce Urduca
‘’Ey Yezid! Sana, niyet ettiğinin sevabı vardır. Ey Ma’n! Aldığın (altınlar) da senindir.’’
عربي İngilizce Urduca
«Âdemoğlu, midesinden daha şerli bir kap doldurmamıştır. Âdemoğluna belini doğrultacağı kadar birkaç lokma yeterlidir. Eğer daha fazla yemek istiyorsa, (midesini üçe ayırsın), üçte biri yemeği, üçte biri suyu, üçte biri de nefesi için (olsun).»
عربي İngilizce Urduca
«Bir ordu Kâbe’ye saldırmak üzere yola çıkacak, bir çöle geldiklerinde baştan sona bütün ordu yere batacaktır.»
عربي İngilizce Urduca
«Ümmetimin iyi kötü bütün amelleri bana gösterildi. İyi işlerinin içinde, gelip geçenlere eziyet veren şeylerin yollardan kaldırılmasını da buldum. Kötü amelleri arasında da mescitte temizlenmeden bırakılmış balgamı gördüm.»
عربي İngilizce Urduca
«Cennet ve cehennem gözlerimin önüne serilip bana gösterildi. Hayır ve şer açısından bugün gibisini görmedim. Eğer sizler benim bildiklerimi bilseydiniz, az güler çok ağlardınız.»
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah –sallallahu aleyhi ve sellem-’in en sevdiği elbise gömlek idi.
عربي İngilizce Urduca
Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-'in sofrası önünden kaldırıldığında şöyle söylerdi: «Elhamdulillâhi hamden kesîran tayyiben mubâraken fîhi, ğayra mekfiyyin velâ muveddein velâ musteğnen anhu Rabbenâ. (Çok, temiz, bereketli, sonsuz ve terk olunmayan, kendisinden mustağni olunmayarak yapilan hamd Rabbimizedir.)»
عربي İngilizce Urduca
Nebi –sallallahu aleyhi ve sellem- geceleri ayakları şişip, yarılıncaya kadar namaz kılardı. Ben kendisine: Ey Allah'ın Rasûlü, gelmiş geçmiş bütün günahlarını Allah Teâlâ bağışladığı halde, niçin bu kadar namaz kılıyorsun? dedim. Bunun üzerine Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-: «Allah'a şükreden bir kul olmayayım mı?» diye buyurdu.
عربي İngilizce Urduca
Nebi –sallallahu aleyhi ve sellem- Necaşi’nin cenaze namazını kıldı, ben de ikinci ya da üçüncü saftaydım.
عربي İngilizce Urduca
Cebrâil – aleyhisselam- Allah Rasûlü –sallallahu aleyhi ve selem-‘e gelerek “İçinizdeki Bedir ehlini nasıl görüyorsunuz?” diye sordu. Efendimiz -sallallahu aleyhi ve sellem- de “Müslümanların en faziletlileridir.” buyurdu. Ya da buna benzer bir şeyler söyledi. Cebrâil -aleyhisselam- “Biz de Bedir’e katılan melekleri en faziletlilerimiz olarak kabul ediyoruz.” dedi.
عربي İngilizce Urduca
Nebî -sallallahu aleyhi ve sellem'in hutbe okurken üzerine yaslandığı bir hurma kütüğü vardı. Minber koyulduğu zaman, bu kütükten gebe develerin iniltisine benzer sesler çıktığını duyduk. Ta ki Nebî -sallallahu aleyhi ve sellem- minberden inerek, elini kütüğe koydu da inilti kesildi.
عربي İngilizce Urduca
Mü'min aynı delikten iki defa sokulmaz, ısırılmaz.
عربي İngilizce Urduca
Sûra iki üfleme arasında kırk vardır.” Ashab: Ya Ebû Hüreyre! Kırk gün mü? diye sordular. Bir şey diyemem, dedi. Sahâbîler: Kırk yıl mı? diye sordular. Bir şey diyemem, dedi. Kırk ay mı? diye sordular. Bir şey diyemem, dedi.
عربي İngilizce Urduca
“Allah Teâlâ, boyunlarından zincire vurulmuş olarak cennete götürülen kimselerden hoşnut olur”.
عربي İngilizce Urduca
"Allah'ın en çok sevdiği yerler mescidlerdir. Allah'ın en çok buğz ettiği yerler de çarşı ve pazarlardır."
عربي İngilizce Urduca
"Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- ile beraber yürüyordum. Üzerinde Necran kumaşından yapılmış sert ve kalın kenarlı bir elbise vardı. Çölde yaşayan bir bedevi Arap yaklaşarak Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'in elbisesinin kenarından kuvvetlice çekti. O kadar ki, elbisesinin kenarı boyun bölgesinde iz bıraktı."
عربي İngilizce Urduca
Bizler, Allah Rasûlü -sallallahu aleyhi ve sellem- zamanında yürürken yerdik ve ayakta iken de içerdik.
عربي İngilizce Urduca
«Aleykesselam deme! Çünkü Aleykesselam, ölünün tahiyyatıdır! Esselamu Aleyke de!»
عربي İngilizce Urduca
"Savaş hiledir."
عربي İngilizce Urduca
Ey Allah’ın Rasûlü! Ebu Selemeoğullarına infakta bulunduğum zaman bana bir ecir var mıdır? Ben onları, sağa sola rızık için koşturmaları için terk etmiyorum. Onlar benim oğullarım, dedim. Allah Rasûlü -sallallahu aleyhi ve sellem-: «Sen onlara infakta bulunduğunda sana ecir vardır.» buyurdu.
عربي İngilizce Urduca
Nebi –sallallahu aleyhi ve sellem- zamanında ateşte pişmiş yemekleri ancak pek az bulurduk. Böyle yemekler bulduğumuz zaman da (silinecek) mendillerimiz yoktu. Ellerimizi, kollarımızı, ayaklarımızı siler, sonra (yemeğin ardından yeniden) abdest almayarak namaza dururduk, demiştir.
عربي İngilizce Urduca
«Ademoğlunun altından bir vadisi olsa o, iki vadisi daha olmasını ister. Onun ağzını topraktan başkası doldurmaz ve Allah, tevbe edenlerin tevbesini kabul edendir.»
عربي İngilizce Urduca
«Yanımda bir şeyler olsaydı, onları sizden esirgemez, verirdim. Kim dilenmekten çekinir, iffetli davranırsa, Allah onun iffetini arttırır. Kim tok gözlü olmak isterse, Allah onu başkalarına muhtaç olmaktan kurtarır. Kim de sabretmeye gayret ederse, Allah ona sabır verir. Hiç bir kimseye, sabırdan daha hayırlı ve büyük bir lütufta bulunulmamıştır.»
عربي İngilizce Urduca
«Allahım! Dirilerimizi ve ölülerimizi, küçüklerimizi ve büyüklerimizi, erkeklerimizi ve kadınlarımızı, burada bulunanlarımızı ve bulunmayanlarımızı bağışla! Allahım! Bizden hayatta bırakacaklarını İslâm üzere yaşat. Öldüreceklerini iman ile öldür. Bizi bu cenazede bulunmanın sevabından mahrum etme ve ondan sonra bizi fitneye düşürme!»
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-, bize müslümanlardan birinin cenaze namazını kıldırmıştı. Onun şöyle dua ettiğini duydum: “Allahım! Falan oğlu falan sana emanettir ve senin güvencene sahiptir. Artık onu kabir fitnesinden ve cehennem azabından koru. Sen sözünde duran ve hamde layık olansın. Allahım! Onu bağışla ve ona rahmet et. Şüphesiz bağışlayan ve merhamet eden sensin."
عربي İngilizce Urduca
«Ey Allahım, benim (yegâne) dayanağım ve yardımcım sensin. (Düşmanların hilesini) senin (desteğin)le önlerim. Senin (verdiğin güç)le (düşmana) saldırırım ve (yine) senin (desteğin)le (düşmana karşı) savaşırım.»
عربي İngilizce Urduca
«Şüphesiz göz ağlar, kalp de mahzun olur. Biz ise, Rabbimizin razı olacağı sözden başka söz söylemeyiz. Ey İbrahim! Bizler senin ayrılığınla çok mahzun ve kederliyiz.» dedi.
عربي İngilizce Urduca
İki şey vardır, asla geri çevrilmez yahut çok az geri çevrilir: Ezan esnasında yapılan dua ile, (insanların birbirine girdiği) savaşın kızıştığı esnada yapılan dua.
عربي İngilizce Urduca
Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- cuma günü insanlara hutbe okurken bir adam geldi. Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- ona: «Namaz kıldın mı ey falanca?» diye buyurdu. Adam: Hayır! dedi. Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-: «Kalk ve iki rekât namaz kıl!» buyurdu.
عربي İngilizce Urduca
"Ben Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'e seferde yoldaşlık ettim. O, seferde iki rekâttan fazla kılmıyordu. Ebû Bekr ,Ömer ve Osman da böyle yapıyorlardı."
عربي İngilizce Urduca
"Nebi -sallalahu aleyhi ve sellem-'in arkasında nifas halinde ölmüş olan bir kadının cenaze namazını kıldım da, Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-, cenazenin orta kısmında durdu."
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- bir adamı seriyyeye gönderdi. Adam, namazlarında arkadaşlarına Kur'an okuyor ve (rekâtını) ''Kul huvallahu ehad'' ile bitiriyordu.
عربي İngilizce Urduca
«Güneş ve Ay Allah’ın ayetlerinden iki ayettir. Onlar hiç kimsenin ölümü ve hayatı için tutulmazlar! Siz onları gördüğünüz zaman Allah’a dua edin, tekbir getirin, namaz kılın ve sadaka verin.»
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in önünde uyuyordum ve ayaklarım O'nun kıblesi tarafındaydı. O, secde ettiği zaman bana dokunurdu, ben de ayaklarımı toplardım. Kalktığı zaman ise ayaklarımı uzatırdım. O zamanlarda evlerde lambalar yoktu.
عربي İngilizce Urduca
Ali b. Ebû Tâlib’e, binsin diye hayvanını getirdikleri zaman ayağını üzengiye koyunca ‘Bismillah’ dedi.
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- yağmur duası için (namazgâha) çıktı. Dua yapmak istediğinde kıbleye döndü ve ridasını ters çevirdi, sonra da iki rekât namaz kıldı ve iki rekâtta da sesli okudu.
عربي İngilizce Urduca
Ben ve İmrân b. Husayn, Ali b. Ebî Tâlib -radıyallahu anh-'ın arkasında namaz kıldık. O, secde ettiği zaman tekbir getirirdi, başını secdeden kaldırınca tekbir getirirdi, iki rekâtı kıldıktan sonra kalkarken tekbir getirirdi.
عربي İngilizce Urduca
''Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'i içinde gömlek ve sarık olmayan pamuktan dokunmuş, sühûliye diye anılan üç parça beyaz Yemen bezi ile sardılar. (kefenlediler)"
عربي İngilizce Urduca
"Ben Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-'i akşam namazında Tûr Sûresi'ni okurken işittim."
عربي İngilizce Urduca
Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-, Ebû Bekir ve Ömer -radıyallahu anhuma- iki bayram namazını da hutbeden önce kılarlardı.
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- yolculuk halinde iken öğle ile ikindiyi; yürüyüş üzere akşamla ile de yatsıyı birleştirirdi.
عربي İngilizce Urduca
«Allahım, kötü ahlaktan, işlerin (amellerin) kötülüklerinden, heva ve hevesin çirkinliklerinden ve şifası mümkün olmayan hastalıklardan beni uzaklaştır.»
عربي İngilizce Urduca
«Çorba pişirdiğin zaman suyunu çok koy ve komşularını gözet!»
عربي İngilizce Urduca
Abdullah b. Mes'ud -radıyallahu anh-'dan merfû olarak rivayet olunan bir hadiste şöyle buyrulmuştur: "Üç kişi bir arada bulunduğunuz vakit, başka insanlara karışıncaya kadar,(içinizden) iki kişi, diğerini bırakıp fısıldaşmasın. Çünkü bu fısıldaşma, o kişiyi üzer.”
عربي İngilizce Urduca
«Sizden biriniz ayakta su içmesin!»
عربي İngilizce Urduca
«Bir kimse, başka bir kimseyi oturduğu yerden kaldırıp sonra onun yerine kendisi oturmasın. Fakat açılarak halkayı genişletiniz.»
عربي İngilizce Urduca
«Küçük olan büyüğe, yürüyen oturana, az çoğa selam verir.»
عربي İngilizce Urduca
«Topluluk adına (topluluktan) birinin selam vermesi, diğer gruptan da bir kişinin alması yeterlidir.»
عربي İngilizce Urduca
«Allah’ın rızası, anne ve babanın rızasındadır. Allah’ın öfkesi de anne ve babanın öfkesindedir.»
عربي İngilizce Urduca
«Ye, iç, giy ve tasadduk et. Fakat israftan ve kibirden sakın!»
عربي İngilizce Urduca
"Ben, hiçbir imamın arkasında Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'in arkasında kıldığım kadar hafif ve tam bir namaz kılmadım."
عربي İngilizce Urduca
"Vallahi ben bir namaz kılacağım. Mak­sadım (sadece) namaz kılmak değil, (aynı zamanda) size Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'i nasıl namaz kıldığını gördüğümü göstermektir, dedi."
عربي İngilizce Urduca
Eğer " Sebbihisme Rabbike'l-a'lâ" yı, "Ve'ş-şemsi ve duhâhâ" yı, "Ve'l-leyli izâ yağşa" yı, okuyarak namaz kıldırsaydın. Yaşlı, zayıf ve ihtiyaç sahibi de senin arkanda namaz kılar.
عربي İngilizce Urduca
"Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-, Necâşî'nin öldüğü gün onun ölüm haberini bildirdi. Cenaze namazı kılınan namazgâha çıktı. Sahabeleri saf saf yaptı ve dört tekbir getirdi."
عربي İngilizce Urduca
"Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- ile beraber cuma namazını kılar, sonra ayrılırdık, duvarlarda gölgelenecek gölge bulamazdık.''
عربي İngilizce Urduca
Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-: ''Ayakta iki hutbe irad ediyor ve bu iki hutbe arasını oturarak ayırıyordu."
عربي İngilizce Urduca
Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-, kurban bayramı günü bayram namazı kıldı, sonra hutbe verdi. Sonra da kurbanını kesti ve şöyle buyurdu: «Kim kurbanını namazdan önce kesti ise onun yerine bir başkasını kessin. Kim kesmediyse besmele ile kessin.»
عربي İngilizce Urduca
«Yolculuk bir çeşit azaptır.»
عربي İngilizce Urduca
«Kimin üzerinde din kardeşinin ırzı, namusu veya başka bir şey ile ilgili bir zulüm varsa altın ve gümüşün bulunmayacağı kıyamet günü gelmeden önce o kimseyle helalleşsin.»
عربي İngilizce Urduca
«Merhamet etmeyen kimseye merhamet olunmaz.»
عربي İngilizce Urduca
''Kim geceleyin hizbini veya hizbinden bir kısmını okumadan uyursa bunu sabah namazı ile öğle namazı arasında tamamlasın. Bu takdirde, sanki gece (mûtad vaktinde) okumuş gibi aynı sevâba nail olur.''
عربي İngilizce Urduca