عن النواس بن سمعان رضي الله عنه قال: سمعتُ رسولَ اللهِ صلى الله عليه وسلم يقولُ: «يُؤتى يوم القيامة بالقرآن وأهلِه الذين كانوا يعملون به في الدنيا، تَقْدُمُه سورةُ البقرة وآلِ عمران، تُحاجَّانِ عن صاحِبِهِما».
[صحيح] - [رواه مسلم، ولفظة: "في الدنيا" لا توجد في مسلم، ولعل النووي أخذها من ابن الأثير، انظر: جامع الأصول (8/472 رقم6242)]
المزيــد ...
Nevvâs b. Sem’ân -radıyallahu anh- şöyle dedi: Ben, Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-’i, «Kıyamet gününde Kur’an ve dünyada ona göre davranan Kur’an ehli kimseler mahşer yerine getirilirler. Bu sırada Kur’an’ın önünde Bakara ve Âl-i İmrân Sûreleri vardır. Her ikisi de kendilerini okuyanları müdafaa için birbiriyle yarışırlar.» buyururken işittim.
[Sahih Hadis] - [Müslim rivayet etmiştir]
Nevvâs b. Sem’ân -radıyallahu anh- şöyle dedi: Ben, Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-; «Kıyamet gününde Kur’an ve dünyada ona göre davranan Kur’an ehli kimseler mahşer yerine getirilirler. Bu sırada Kur’an’ın önünde Bakara ve Âl–i İmrân sûreleri vardır. Her ikisi de kendilerini okuyanları müdafaa için birbiriyle yarışırlar.» buyurdu. Ancak Rasûlullah –sallallahu aleyhi ve sellem- Kurân okumayı amel etmekle kısıtlamıştır. Çünkü Kur’ân okuyanlar iki kısma ayrılırlar: Birinci kısım: Kur’ân ile amel etmeyenler, içindeki haberlerle ve hükümlerle amel etmeyenler, Kur’ân bu kişilerin aleyhine delil olacaktır. Diğer kısma gelince: Haberlerini tasdik edip iman edenler ve onun hükümleriyle amel edenlerdir ki, Kur’ân, Kıyamet günü bunlar lehine şahitlikte bulunacaktır ve onları müdafaa edecektir. Bunda Kur’ân konusunda en önemli şeyin kendisiyle amel etmek olduğuna delil vardır. Allah Teâlâ’nın şu buyruğu da bunu teyit etmektedir:’’ (Rasûlüm! Sana, mübarek olan bu Kitab’ı, ayetlerini düşünsünler ve aklı olanlar öğüt alsınlar diye indirdik.’’ (Sad Suresi 29. Âyet) Yani anlamlarını kavramak için çaba göstersinler ve onunla amel etsinler, diye gönderdik. Bu ayette, amel, tedebbürden (Kur’an’ın ayetleri üzerinde düşünmek, anlamlarını kavramaya çalışmaktır) sonra zikredilmiştir. Çünkü tedebbürsüz amel mümkün değildir. İlim de ancak tedebbürle olur. Amel ise ilmin bir kolu ve neticesidir. Sözün kısası, Kur’ân’ın indirilmesinden murad, onu okumak, onunla amel etmek, haber verdiklerine inanmak ve hükümlerini tatbik etmektir. Emirlerini yerine getirmek ve yasaklarından kaçınmaktır. Bu yapılırsa Kur’ân da Kıyamet günü onu okuyanlar için şefaatçi olarak gelir. Riyazu's-Sâlihin şerhine bakınız; (4/637-638).