Hadislerin Listesi

Biz, Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-’ e zorlukta ve kolaylıkta, sevinçli ve kederli anlarda, başkaları bize tercih edildiği zamanlarda
عربي İngilizce Urduca
?Sizin üzerinize bir takım emirler, yöneticiler tayin olunacaktır. Onların dine uygun olan işlerini iyi bulur, uygun olmayanlarını ise hoş karşılamaz, tenkit edersiniz. Kim hoş karşılamaz, kerih görürse günahtan korunmuş olur. Kim de tenkit eder, onların kötülüklerine engel olmaya çalışırsa, kurtuluşa erer. Fakat kim de razı ve hoşnut olur, onlara uyarsa isyan etmiş olur
عربي İngilizce Urduca
?Din samimiyettir
عربي İngilizce Urduca
?Allah'ım! Ümmetimin yönetimini üstlenip de onlara zorluk çıkaran kimseye sen de zorluk çıkar. Ümmetimin yönetimini üstlenip de onlara merhamet edenlere sen de merhamet et
عربي İngilizce Urduca
?Allah'ın; yönetici yaptığı bir kimse, yönettiği insanları aldatarak ölürse, Allah Teâlâ ona Cennet'i haram kılar
عربي İngilizce Urduca
?Kim itaatten çıkar, cemaatten ayrılır ve bu halde ölürse cahiliye ölümü ile ölmüş olur
عربي İngilizce Urduca
?İşiniz bir adam üzerinde toplu iken kim sizin sopanızı yarmak veya cemaatinizi dağıtmak isterse onu hemen öldürün!
عربي İngilizce Urduca
«Size; Allah’a karşı takvalı olmanızı, başınıza bir Habeşli köle bile emir olsa, onu dinleyip itaat etmenizi tavsiye ederim. Benden sonra pek çok ihtilaf göreceksiniz. O zaman sizin üzerinize gerekli olan, benim sünnetime ve doğru yolda olan Hulefâ-yi Râşidîn'in sünnetine sarılmanızdır
عربي İngilizce Urduca
Herakliyus Ebû Süfyân’a Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-'i kastederek: "O size ne emrediyor?" diye sordu. Ebû Süfyan dedi ki: "Ben de O'nun bize, sadece Allah’a ibadet ediniz; ona hiçbir şeyi ortak koşmayınız; dedelerinizin taptığı şeyleri bırakınız dediğini, bize namaz kılmayı, doğru ve iffetli olmayı, akrabayı görüp gözetmeyi emrettiğini söyledim."
عربي İngilizce Urduca
?Hiç şüphesiz, benden sonra adam kayırmalar ve yadırgayacağınız bazı işler olacaktır.» Ashâb-ı Kiram: "Ey Allah'ın Rasûlü! O zaman nasıl davranmamızı tavsiye edersiniz?" dediler. Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- de: «Siz, üzerinize düşen görevleri yapar, kendi hakkınızı ise Allah’tan beklersiniz.» diye buyurdu
عربي İngilizce Urduca
'İmamlar (yöneticiler) sizin için namaz kılarlar; eğer eksiksiz kıldırırlarsa hem size hem de onlara sevabı vardır; şayet hata ederlerse, size sevap, onlara da ceza vardır.''
عربي İngilizce Urduca
"Allahım! Ümmetimin yönetimini üstlenip de onlara zorluk çıkaran kimseye sen de zorluk çıkar. Ümmetimin yönetimini üstlenip de onlara yumuşak davrananlara sen de yumuşaklık göster."
عربي İngilizce Urduca
«Sabredin, buyurdu. Zira öyle günlerle karşılaşacaksınız ki, her yeni gün, gidenden daha kötü olacak. Bu hal Rabbinize kavuşuncaya kadar devam edecek.»
عربي İngilizce Urduca
Dinleyin ve itaat edin! Onlar, kendi vazifelerinden sorumlu, siz de kendi vazifenizden sorumlusunuz.
عربي İngilizce Urduca
Allah Rasûlü -sallallahu aleyhi ve sellem- ile bir seferde beraberdik. Bir yerde konakladık. Kimimiz çadırını düzeltiyor; Kimimiz ok atma talimi yapıyor, kimimiz de meradaki hayvanlarının başında bulunuyordu. Derken Allah Rasûlü -sallallahu aleyhi ve sellem-’in müezzini: Namaza toplanın! Diye seslendi. Biz de Allah Rasûlü -sallallahu aleyhi ve sellem-'in etrafında toplandık. Allah Rasûlü -sallallahu aleyhi ve sellem- şunları söyledi: “Benden önce gelen her peygamberin vazifesi, ümmetine, onlar hakkında hayırlı olduğunu bildiği şeyleri göstermek ve onlar için şer olduğunu bildiği şeylere karşı da onları uyarmaktı. Bu, ümmetinizin selameti, başında (ilk nesillerinde) olacaktır. Sonra gelenler ise belâlara ve yadırgadıkları bir takım hallere dûçar olacaklardır. Biri diğerini aratan fitneler gelecektir. Bu fitnelerden biri geldiğinde mü’min, ‘Bu beni helâk edecek! der. Ardından bu fitne kalkar, sonra bir fitne daha gelir. Mü’min yine,"Bu, (beni helâk edecek!) der ve bu şekilde devam eder. Cennete girmek ve cehennemden uzaklaştırılmak isteyen kimse, ölüm kendisine geldiğinde Allah’a ve ahiret gününe iman üzere olsun. İnsanlara da kendisine yapılmasını dilediği şeyleri yapsın. Kim, bir imama (hükümdara) bey'at edip, elini sıkıp ona yürekten bağlanırsa, gücü yettiği kadar ona itaat etsin. Eğer bir başkası çıkıp (iktidarı ele geçirmek için) onunla mücadeleye girişirse, onun boynunu vurun.”
عربي İngilizce Urduca
''Hepiniz çobansınız; hepiniz güttüğünüz sürüden sorumlusunuz. Devlet reisi de bir çobandır ve sürüsünden sorumludur. Erkek, ailesinin çobanıdır ve sürüsünden sorumludur.''Müttefakun aleyh.Başka bir rivayette:Abdullah b. Ömer -radıyallahu anhumâ-'dan rivayet edildiğine göre:Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'i şöyle buyururken işittim dedi:''Hepiniz çobansınız; hepiniz güttüğünüz sürüden sorumlusunuz. Devlet reisi de bir çobandır ve sürüsünden sorumludur. Erkek, ailesinin çobanıdır ve sürüsünden sorumludur. Kadın, kocasının evinin çobanıdır ve sürüsünden sorumludur. Hizmetkâr, efendisinin malının çobanıdır; o da sürüsünden sorumludur. Netice itibariyle hepiniz çobansınız ve güttüğünüz sürüden sorumlusunuz.''
عربي İngilizce Urduca
"Zenginken, fakirken, neşeliyken, kederliyken ve başkası sana tercih edilip, kayırılırken bile söz dinleyip itaat etmen şarttır."
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah –sallallahu aleyhi ve sellem-’ sözünü dinleyip itaat etmek üzere biat ettiğimiz zaman bize: ‘’Gücünüz yettiği kadar’’ buyururdu.
عربي İngilizce Urduca
«Bir müslümanın, günah işlemesi emredilmediği sürece, sevdiği veya sevmediği bütün) konularda (devleti yöneten kimseye itaat etmesi şarttır. Bir günah işlemesi emredildiği zaman ise kimseyi dinleyip itaat etmez.»
عربي İngilizce Urduca
«Sultanı/yöneticiyi küçük düşüreni, Allah da küçük düşürür.»
عربي İngilizce Urduca
"Üzerinize başı kuru üzüm gibi siyah, Habeşli bir köle bile tâyin edilse dinleyin ve itaat edin."
عربي İngilizce Urduca
"Bana itaat eden Allah'a itaat etmiş, bana karşı gelen Allah'a karşı gelmiş olur. Emire/devlet başkanına itaat eden bana itaat etmiş, devlet başkanına karşı gelen bana karşı gelmiş olur."
عربي İngilizce Urduca
«Devlet başkanlarınızın en hayırlısı, sizi seven ve sizin tarafınızdan sevilen, size dua eden ve sizin duanızı alan kimselerdir. Devlet başkanlarınızın en kötüsü de, size buğz eden ve sizin buğzunuza hedef olan, size lânet eden ve lanetlerinizi alan kimselerdir.»
عربي İngilizce Urduca
«Ey Abdurrahmân b. Semura! Emirliğe talip olma! Eğer senin talebin üzerine sana emirlik verilirse, istediğin şeyin sorumluluğu sana yüklenir.»
عربي İngilizce Urduca
«Allah Teâlâ bir devlet başkanı hakkında hayır dilediği zaman, ona unuttuğunu hatırlatan, hatırladığını yapmaya yardım eden doğru sözlü bir yardımcı verir. Şayet Allah Teâlâ o devlet başkanı için hayır dilemezse, ona unuttuğunu hatırlatmayan ve hatırladığını yapmaya da yardım etmeyen kötü bir yardımcı verir.»
عربي İngilizce Urduca
«Allah, bir peygamber gönderdiği ve bir kimseyi halife yaptığı zaman, muhakkak onun iki türden sırdaşı olmuştur. Bunun biri ona marûfu, hayır yolunu emreder ve onu o yola teşvik eder durur. Diğeri de ona şerri emreder ve onu şer üzerine teşvik eder durur.»
عربي İngilizce Urduca
«Ey Ebu Zer, ben seni zayıf görüyorum. Ben kendim için istediğimi senin için de isterim. Sakın iki kişi üzerine âmir olma ve yetim malına da velilik yapma!»
عربي İngilizce Urduca
«Ey Ebu Zer! Görüyorum ki sen zayıfsın. O (yönetim sorumluluğu) ise, bir emanettir. O, onu hakkıyla alan ve o hususta üzerinde olanı yerine getiren kimse dışında, kıyamet günü utanç ve pişmanlıktır.»
عربي İngilizce Urduca
«Odamızda birazcık altın -veya gümüş- olduğunu hatırladım da beni hayırda acele etmekten alıkoymasını istemedim ve derhal dağıtılmasını emrettim.»
عربي İngilizce Urduca
«Vallahi biz isteyeni veya görev almada gözü olanı yönetici yapmıyoruz.»
عربي İngilizce Urduca
Oğlum! Ben Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-’i; «Yöneticilerin en kötüsü insafsız ve katı kalpli olanlardır.» diye buyururken dinledim. Sakın sen, o yöneticilerden olma!
عربي İngilizce Urduca
«(Benden) bir şeyi ısrarla istemeyin. Allah'a yemin olsun ki, biriniz benden bir şey ister de o istediğini benden ben hoşnut olmasam da alır ve böylece kendisine verdiğimde bereket olmaz.»
عربي İngilizce Urduca
"Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- ile beraber yürüyordum. Üzerinde Necran kumaşından yapılmış sert ve kalın kenarlı bir elbise vardı. Çölde yaşayan bir bedevi Arap yaklaşarak Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'in elbisesinin kenarından kuvvetlice çekti. O kadar ki, elbisesinin kenarı boyun bölgesinde iz bıraktı."
عربي İngilizce Urduca
“Rasulullah -sallallahu aleyhi ve sellem-, Ezd kabilesinden İbnül-Lutbiyye adında bir adamı zekat memuru yapmıştı. Bu kimse, vazifesini yapıp Medine'ye geldiği zaman: “Şu sizin zekat malınız ve bu da bana hediye verilmiştir” dedi. Bunun üzerine Rasulullah -sallallahu aleyhi evsellem- minberin üzerinde ayağa kalkıp Allah'a hamd etti ve O'na övgüde bulundu.
عربي İngilizce Urduca
“Allah Rasûlü -sallallahu aleyhi ve sellem- yolculuk esnasında arkadan yürür, yürümekte güçlük çeken zayıf kimseyi terkisine bindirir ve ona dua ederdi.”
عربي İngilizce Urduca
Muhammed b. Zeyd'den nakledildiğine göre bazı kişiler, dedesi Abdullah b. Ömer -radıyallahu anhümâ-'ya gelip: Biz idarecilerimizin yanına girer ve onlara karşı, oradan çıktığımız zaman söylediklerimizin tam tersi sözler söyleriz, dediler. Bunun üzerine Abdullah b. Ömer: Bu sizin yaptığınızı biz, Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- zamanında iki yüzlülük sayardık, cevabını verdi.
عربي İngilizce Urduca
Ey Müminlerin Emîri! Şüphesiz yüce Allah, Peygamber'ine: "Sen af yolunu tut, iyiliği emret, cahillerden yüz çevir." diye buyurdu. Şüphesiz bu Uyeyne de o câhillerdendir, dedi. Vallahi Hurr b. Kays bu âyeti okuyunca, o haşmetli Ömer olduğu yerde çakılı kaldı. Vallahi bir adım ileri gitmedi. Esasen Ömer Allah'ın kitâbı yanında duran bir kimseydi. (Yânî onun hükmünü geçmezdi.)
عربي İngilizce Urduca
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- zamanında Allah katından gelen vahiy sebebiyle insanlar, gizli hallerinden de sorumlu tutuluyorlardı. Hiç kuşkusuz vahyin arkası kesilmiştir. Biz ise şu anda sizleri, bize apaçık belli olan davranışlarınız sebebiyle hesaba çekeriz. Dolayısıyla bize iyi davranışlar gösteren kimseyi, güvenilir kimse bilir ve ona yaklaşırız. Onun gizli hallerinden hiçbir şeyi araştırmak bize düşmez. O kişinin gizli halleriyle ilgili hesabını Allah görür. Bize karşı kötü davranışlar sergileyen bir kimseyi de güvenilir bulmayız. O kişi, gayesinin iyi olduğunu söylese bile yine de ona güvenmeyiz ve onun sözlerini tasdik etmeyiz.
عربي İngilizce Urduca
Kûfeliler(in bir kısmı vâli) Sa'd b. Ebû Vakkâs'ı (halife) Ömer İbnu'l-Hattâb -radıyallahu anh-'a şikâyet ettiler. Ömer de Sa'd'ı vâlilikten azledip Ammar b. Yâsir'i Kufeye vâli tayin etti.
عربي İngilizce Urduca
Ömer İbnu’l–Hattâb -radıyallahu anh- ilk hicret eden sahabelere dörder bin maaş bağladı.
عربي İngilizce Urduca
"En hayırlı arkadaş (grubu) dört kişiliktir. En hayırlı askeri birlik dört yüz kişiliktir. En hayırlı ordu dört bin kişidir. On iki bin kişi, sayıca az diye mağlup olmaz."
عربي İngilizce Urduca