Anasayfa
Kategoriler
Proje Hakkında
Android App
iOS App
Bizimle iletişime geçin
Geçerli Dil
Kategori:
Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'in Savaşları ve Seriyyeleri
Anasayfa
Kategoriler
Biyografi ve Tarih
Peygamber'in Hayatı
Alt Kategoriler
Hadislerin Listesi
Allah'a yemin ederim ki Allah'ın senin vesilenle bir tek kişiye hidayet vermesi, senin için kızıl develerden daha hayırlıdır
عربي
İngilizce
Urduca
...
İspanyolca
Endonezce
Uygur
Bengalce
Fransızca
Türkçe
Rusca
Boşnakça
Sinhala
Hintli
Çince
Farsça
Vietnam
Tagalog
Kürt
Hausa
Portekizce
Malayalam
Telugu
Sevahilce
Taylandça
Peştuca
Assam
السويدية
الأمهرية
الهولندية
الغوجاراتية
ภาษาคีร์กีซ
النيبالية
ภาษาโยรูบา
الدرية
الصربية
الصومالية
คำแปลภาษากินยาร์วันดา
الرومانية
ภาษามาลากาซี
คำแปลภาษาโอโรโม
ภาษากันนาดา
"Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- ve ashabı -radıyallahu anhum- Mekke'ye, Yesrib hummasından bitkin düşmüş bir halde geldiler. Müşrikler (dedikodu yaparak): "Yarın buraya humma hastalığından dermanı kesilmiş ve ondan çok ızdırab çekmiş bir kavim gelecek"dediler.Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- müşriklere kuvvetlerini göstermeleri için, Müslümanlar'a tavafın ilk üç şavtında remel yapmalarını, iki köşe arasında da normal yürüyüşle yürümelerini emretti.
عربي
İngilizce
Urduca
...
İspanyolca
Endonezce
Fransızca
Türkçe
Rusca
Boşnakça
Sinhala
Hintli
Çince
Farsça
Vietnam
Tagalog
Kürt
Hausa
Portekizce
Malayalam
Bir adam, Uhud günü Allah Rasûlü -sallallahu aleyhi ve sellem-’e; Eğer Allah yolunda öldürülürsem ben nerede olacağım, dedi. Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-: «Cennette!» diye cevap verdi. Bunun üzerine adam elinde bulunan hurmaları attı ve sonra öldürülünceye kadar düşmanla savaştı ve şehit düştü.
عربي
İngilizce
Urduca
...
İspanyolca
Endonezce
Uygur
Bengalce
Fransızca
Türkçe
Rusca
Boşnakça
Hintli
Çince
Farsça
Tagalog
Kürt
Hausa
«Az amel işledi, çok ecir/sevap kazandı.»
عربي
İngilizce
Urduca
...
İspanyolca
Endonezce
Bengalce
Fransızca
Türkçe
Rusca
Boşnakça
Sinhala
Hintli
Çince
Farsça
Vietnam
Tagalog
Kürt
Allah Musa'ya rahmet etsin. O, bundan daha fazla eziyete uğradı, ama sabretti.
عربي
İngilizce
Urduca
...
İspanyolca
Endonezce
Bengalce
Fransızca
Türkçe
Rusca
Boşnakça
Hintli
Çince
Farsça
Tagalog
Kürt
Hausa
"O Allah'ın sizin için çıkardığı bir rızıktır. Yanınızda onun etinden bir şey yar mı? bize de tattırın.” buyurdular. Bunun üzerine Allah Rasûlü -sallallahu aleyhi ve sellem-’e ondan bir parça gönderdik; O da yedi."
عربي
İngilizce
Urduca
...
İspanyolca
Endonezce
Bengalce
Fransızca
Türkçe
Rusca
Boşnakça
Sinhala
Hintli
Çince
Farsça
Vietnam
Tagalog
Kürt
Tamilce
İbn Abbâs -radıyallahu anhumâ-'dan rivayet edildiğine göre dedi ki:Bedir gününde Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- müşriklere baktı.Onlar bin kişi idi.Ashabı ise üçyüzdokuz adamdı.Bunun üzerine Allah'ın Nebîsi -sallallahu aleyhi ve sellem- kıbleye döndü,sonra ellerini uzattı.Rabbine şöylece niyaz etmeye koyuldu:''Allah'ım! Bana verdiğin vaadini gerçekleştir.Allah'ım! Bana vaat ettiğini ver.Allah'ım! Eğer Müslüman olan bu topluluğu helak edecek olursan yeryüzünde sana ibadet edilmez.'' Ellerini uzatıp kıbleye dönmüş olduğu halde rabbine yalvarışını,ridası omuzlarından düşünceye kadar sürdürdü.O zaman Ebu Bekir yanına gelip ridasını aldı,omuzlarına koydu.Arkasından ona sarılarak,dedi ki:Ey Allah'ın Nebisî!Rabbine bu kadar yalvarışın yeter.Şüphesiz ki o sana verdiği sözünü gerçekleştirecektir.Bunun üzerine aziz ve celil Allah:''Hani siz Rabbinizden imdat istiyordunuz da:Muhakkak ben size birbiri ardınca bin melek ile yardım ediyorum diye duaznıza karşılık vermişti.''(Enfal,9) buyruğunu indirdi.Allah ona meleklerle yardım etti.Ebu Zümeyl,dedi ki:İbn Abbâs bana tahdis edip dedi ki:O gün Müslümanlardan bir adam önünde giden müşriklerden bir adamın arkaından hızlıca koşuyorkenüzerinden kamçı ile indirilen bir darbe sesi ile ilerle hayzum diyen bir suvarüi sesi duyuverdi.Önündeki müşriğe baktı,yere yıkıldığını görüverdi.Ona bakınca burnunda bir bere izinin bulunduğunu ve kamçı darbesi gibi yüzünün yarılmışolduğunu ve bütün buralarının morarmış olduğunu gördü.Ensardan olan o zat gelip bunu Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'e anlatınca ''doğru söylüyorsun,o üçüncü semadan gelen yardımcılardandı''buyurdu.O gün yetmiş kişiyi öldürmüş,yetmiş kişiyi de esir almışlardı.Ebu Zümeyl dedi ki:İbn Abbâs,dedi ki:Esirleri aldıklarında Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Ebu Bekir ve Ömer'e:''Bu esirler hakkında görüşünüz nedir?'' Buyurdu.Ebu Bekir:Ey Allah'ın Nebisî.Bunlar amca ve aşiret çocuklarıdır.Onlardan fidye almanı uygun görüyorum.Böylelikle o bizim için kafirlere karşı bir güç olur.Umulur ki Allah onları İslam'a hidayet eder.Sonra Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- :''Peki ey Hattâb'ın oğlu! Senin görüşün nedir?'' buyurdu.Ömer şu cevabı verdi:Hayır,Allah'a yemin ederim ki ey Allah'ın Rasûlü! Ebu Bekir ile aynı görüşte değilim ama benim görüşüm şudur:Bize imkan ver,bunların boyunlarını vuralım.Ali'ye Akil'e karşı imkan ver o onun boynunu vursun.Bana filan kimseye karşı imkan ver -Ömer'in bir akrabasını kasdederek- ben de onun boynunu vurayım.Şüphesiz bunlar küfrün önderleri ve ileri gelenleridir.Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Ebu Bekir'in söylendiğinden hoşlandı ama benim söylediğimden hoşlanmadı.Ertesi gün geldiğimde Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in ve Ebu Bekir'in oturmuş ağladıklarını gördüm.Ben Ey Allah'ın Rasûlü! Bana senin ve arkadaşının hangi sebepten dolayı ağladığını haber ver.Eğer ağlama imkanım olsa ağlarım.Ağlayamazsam siz ağladığınız için ağlamaklı olurum.Bunun üzerine Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-:''Ben arkadaşlarının bana yaptıkları fidye alma tekliflerinden ötürü ağlıyorum.Onların azapları bana şu ağaçtan daha yakında gösterildi.''Bununla Allah'ın nebisine -sallallahu aleyhi ve sellem- yakın bir ağacı kastetmişti.Aziz ve Celil Allah'da :'(Yeryüzünde çokça savaşıp zaferler kazanıncaya kadar esirler alması hiçbir peygambere yaraşmaz.Artık elde ettiğiniz ganimetten helal ve hoş yeyin.) (Enfal:67-69) buyruklarını indirdi.Böylece Allah onlara ganimeti helal kıldı.Müslim rivayet etmiştir.
عربي
İngilizce
Urduca
...
İspanyolca
Endonezce
Uygur
Fransızca
Türkçe
Rusca
Boşnakça
Hintli
Çince
Farsça
Kürt
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Necid (bölgesi) tarafına bir fırka asker gönderdi. Abdullah b. Ömer -radıyallahu anhumâ- da bu askerî birlik içinde bulundu.
عربي
İngilizce
Urduca
...
İspanyolca
Endonezce
Bengalce
Fransızca
Türkçe
Rusca
Boşnakça
Hintli
Çince
Farsça
Tagalog
Hausa
Portekizce
Malayalam
"Uhud Savaşı günü Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'e gösterildim. Ben o zaman on dört yaşındaydım. Bana izin vermedi."
عربي
İngilizce
Urduca
...
İspanyolca
Endonezce
Uygur
Bengalce
Fransızca
Türkçe
Boşnakça
Hintli
Çince
Farsça
Tagalog
Hausa
Portekizce
Malayalam
Yâ Rasûlallah! İkindi namazını az daha güneş batmadan kılamayacaktım, dedi. Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- de: «Vallahi ben de kılamadım.» buyurdu. Bunun üzerine kalktık, Buthân Vadisi'ne gittik. Orada Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- namaz için abdest aldı, biz de namaz için abdest aldık. Müteakiben güneş batmış olduğu halde ikindiyi kıldırdı, sonra arkasından da akşamı kıldırdı.
عربي
İngilizce
Urduca
...
İspanyolca
Endonezce
Uygur
Bengalce
Fransızca
Türkçe
Rusca
Boşnakça
Hintli
Çince
Farsça
Vietnam
Tagalog
Hausa
Portekizce
Allah Rasûlü –sallallahu aleyhi ve sellem- ile birlikte bir savaşa çıkmıştık. Bizler, altı kişilik gruplara ayrılmıştık ve bir deveye sırayla biniyorduk. Bu nedenle de ayaklarımız yara bere içinde kalmıştı. Benim de ayaklarım yara olmuştu.
عربي
İngilizce
Urduca
...
İspanyolca
Endonezce
Uygur
Bengalce
Fransızca
Türkçe
Rusca
Boşnakça
Sinhala
Hintli
Çince
Farsça
Vietnam
Tagalog
Hausa
Tamilce
"Ey Sa’d b. Muaz! İstediğim cennettir. Kâbe’nin Rabbine yemin ederim ki, Uhud’un eteklerinden beri hep o cennetin kokusunu alıyorum."
عربي
İngilizce
Urduca
...
İspanyolca
Endonezce
Bengalce
Fransızca
Türkçe
Boşnakça
Sinhala
Hintli
Çince
Farsça
Vietnam
Tagalog
Hausa
Tamilce
Eğer şu hurmalarımı yiyinceye kadar yaşarsam, bu gerçekten uzun bir hayattır, diyerek elindeki hurmaları attı. Sonra şehit oluncaya kadar müşriklerle savaştı.
عربي
İngilizce
Urduca
...
İspanyolca
Endonezce
Bengalce
Fransızca
Türkçe
Rusca
Boşnakça
Hintli
Çince
Farsça
Tagalog
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- başında miğfer olduğu halde fetih günü Mekke'ye girdi. Miğferini çıkardığı esnada bir adam yanına gelip: Şu İbn Hatal adındaki kişi, Kabe´nin örtüsüne yapışmış, sığınmış!" dedi. Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-: «Onu öldürünüz!» diye buyurdu.
عربي
İngilizce
Urduca
...
İspanyolca
Endonezce
Uygur
Bengalce
Fransızca
Türkçe
Rusca
Boşnakça
Hintli
Çince
Farsça
Tagalog
Hausa
Portekizce
Tebük Gazvesi’nde şiddetli açlık çektikleri için sahâbîler: "Ey Allah’ın Rasûlü! İzin verseniz de develerimizi kesip yesek ve iç yağı elde etsek, dediler. Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-: «Peki öyle yapın!» buyurdu."
عربي
İngilizce
Urduca
...
İspanyolca
Endonezce
Bengalce
Fransızca
Türkçe
Rusca
Boşnakça
Hintli
Çince
Farsça
Tagalog
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- başlarına Âsım b. Sâbit el-Ensarî'yi komutan tayin ettiği on kişiden oluşan bir kâfileyi (irşad ve istihbârât için) görevlendirdi.
عربي
İngilizce
Urduca
...
İspanyolca
Endonezce
Fransızca
Türkçe
Rusca
Boşnakça
Hintli
Çince
Farsça
Biz Hendek Savaşı gününde siper kazıyorduk. Önümüze son derece sert bir kaya çıktı. Sahâbîler, Nebî -sallallahu aleyhi ve sellem-’e gelip: Siperde önümüze bu kaya çıktı, dediler. Rasûlullah: “Ben hendeğe ineceğim” buyurdu
عربي
İngilizce
Urduca
...
İspanyolca
Endonezce
Fransızca
Türkçe
Rusca
Boşnakça
Hintli
Çince
Farsça
"Ben çocuklarla birlikte Rasûlullah –sallallahu aleyhi ve sellem-’i Veda Tepesi'nde karşılamıştım."
عربي
İngilizce
Urduca
...
İspanyolca
Endonezce
Bengalce
Fransızca
Türkçe
Rusca
Boşnakça
Sinhala
Hintli
Çince
Farsça
Vietnam
Tagalog
Hausa
Tamilce
"Melekler ara vermeksizin onu kanatlarıyla gölgelendiriyor."
عربي
İngilizce
Urduca
...
İspanyolca
Endonezce
Bengalce
Fransızca
Türkçe
Rusca
Boşnakça
Sinhala
Hintli
Çince
Farsça
Vietnam
Tagalog
Hausa
Huneyn Gazvesi’nde Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- ile beraber bulundum. Ben ve Ebû Süfyan b. Haris b. Abdulmuttalib Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-’in yanından hiç ayrılmadık. Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- beyaz katırın üzerinde otururken
عربي
İngilizce
Urduca
...
Endonezce
Fransızca
Türkçe
Rusca
Boşnakça
Hintli
Çince
Farsça
Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- Hendek savaşından döndükten sonra silahını bıraktı ve banyo yaptı.Cibrîl -aleyhisselam- geldi.''Silahını bıraktın? Dedi.Allah'a yemin olsun biz onu bırakmadık.Cibrîl onlara doğru çık dedi.
عربي
İngilizce
Urduca
...
Endonezce
Uygur
Fransızca
Türkçe
Rusca
Boşnakça
Hintli
Çince
Farsça
Hausa
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Kurayza oğulları'na sefer ettiğinde ben Cibrîl'in -salavatullahi aleyh-'in melekler alayının Ganm oğulları sokağnıdan geçtikleri sırada yükselen tozunu bugün bile hâlâ görür gibiyim, demiştir.
عربي
İngilizce
Urduca
...
Endonezce
Fransızca
Türkçe
Rusca
Boşnakça
Hintli
Çince
Farsça
Hausa
Âişe -radıyallahu nhâ- şöyle demiştir:Sâd Hendek savaşında yaralandı.Ona Hıbbân b. Arika denilen Kureyşli bir adam ok attı.O kişi de Hıbbân b. Kays,Muays b. Âmir b. Lueyoğullarından olup kolundaki atar damardan yaraladı.Nebî -sallallahu aleyhi ve sellem- onu yakınında olup ziyaret etmesi için mescide bir çadır kurdurdu. Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- Hendek harbinden (Medine'deki evine) dönüp geldiğinde, silâhını çıkarıp yerine koymuş ve yıkanmıştı. Bu sırada Cibrîl -aleyhi's-selâm- Peygamber'e geldi o sırada başındaki tozu silkeliyordu.Sen silâhını çıkarmışsın! Vallahi biz melekler henüz silâhlarımızı çıkarmadık. Haydi, onlara doğru yola çık! dedi.Peygamber: "Nereye doğru çıkıyoruz?" diye sordu. Cibril, Kurayzaoğullarının yurdunu işaret ederek: İşte şuraya! Dedi. Bunun üzerine Peygamber, Kurayza oğulları'na doğru hareket etti. Muhasaranın sonunda bunlar. Rasûlullah'ın hükmüme inip boyun eğdiler. Rasûlullah da bunlar hakkında'bir hüküm vermesini Sa'd b. Muâz'a havale etti. Sa'd da:Ben onlar hakkında şöyle hüküm veriyorum: Bunların harb edenleri Öldürülür. Kadınları ve çocukları esîr edilir, malları da taksîm olunur, dedi. Hişâm şöyle demiştir: Bana babam Urve, Âişe'den şöyle haber verdi: Sa'd ibn Muâz (Kurayza oğulları hakemliği ettiği günden evvelki gecede): Yâ Allah! Sen bilirsin ki, Rasûlü'nü tekzîb eden, vatanından çıkaran kavim kadar kendilerine harb ve cihâd etmek istediğim hiç bir kimse yoktur. Yâ Allah! Öyle zannediyorum ki, bizimle onların arasında artık yapılacak harb kalmamıştır. Şayet Kureyş ile başka bir harbimiz daha kaldı ise, Sen'in yolunda onlarla cihâd edeyim diye beni hayâtta bırak. Eğer aramızda harb kalmamış ise, bu yaramı deş de bu yüzden bana şehîdlik nasîb et! diye duâ etmiştir. Müteakiben boyun damarına kadar gelen şişlik deşildi. Mescid de Gıfâr oğulları'ndan bâzı kimselere âit bir çadır daha vardı. İşte bu Gıfârîler kendi hâllerinde oturup dururlarken bir de bakmışlar ki, kendilerine doğru kan akıp geliyor. Onlar: Ey çadır ehli! Sizin tarafınızdan bize doğru gelen bu kan nedir? Dediler. Meğer Sa'd'ın yarası akıp dururmuş. İşte Sa'd -radıyallahu anh- bu yaradan dolayı öldü.Sahih-i Buhârî.
عربي
İngilizce
Urduca
...
İspanyolca
Endonezce
Fransızca
Türkçe
Rusca
Boşnakça
Hintli
Çince
Farsça
Tagalog
Hausa
×
Bizimle iletişime geçin
İsim *
E-mail *
Mesaj *
Gönderme
E-mail
()
*
Kayıt
×
Geçerli Dil:
العربية
English
اردو
Español
Bahasa Indonesia
ئۇيغۇرچە
বাংলা
Français
Türkçe
Русский
Bosanski
සිංහල
हिन्दी
中文
فارسی
Tiếng Việt
Tagalog
Kurdî
Hausa
Português
മലയാളം
తెలుగు
Kiswahili
தமிழ்
မြန်မာ
ไทย
Deutsch
日本語
پښتو
অসমীয়া
Shqip
Svenska
አማርኛ
Nederlands
ગુજરાતી
Кыргызча
नेपाली
Yorùbá
Lietuvių
دری
Српски
Soomaali
тоҷикӣ
Kinyarwanda
Română
Magyar
Čeština
Moore
Malagasy
Fulfulde
Italiano
Oromoo
ಕನ್ನಡ
Wolof
Български
Azərbaycan
Ελληνικά
Akan
O‘zbek
Հայերեն
Українська
ქართული
Lingala
Македонски
×
Ara:
العربية
English
اردو
Español
Bahasa Indonesia
ئۇيغۇرچە
বাংলা
Français
Türkçe
Русский
Bosanski
සිංහල
हिन्दी
中文
فارسی
Tiếng Việt
Tagalog
Kurdî
Hausa
Português
മലയാളം
తెలుగు
Kiswahili
தமிழ்
မြန်မာ
ไทย
Deutsch
日本語
پښتو
অসমীয়া
Shqip
Svenska
አማርኛ
Nederlands
ગુજરાતી
Кыргызча
नेपाली
Yorùbá
Lietuvių
دری
Српски
Soomaali
тоҷикӣ
Kinyarwanda
Română
Magyar
Čeština
Moore
Malagasy
Fulfulde
Italiano
Oromoo
ಕನ್ನಡ
Wolof
Български
Azərbaycan
Ελληνικά
Akan
O‘zbek
Հայերեն
Українська
ქართული
Lingala
Македонски
Arama
×
Arama Sonuçları: